Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/234 E. 2019/833 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/234
KARAR NO : 2019/833

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/08/2011
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1995 yılından 2008 yılına kadar 2 yılda bir yenilenen sözleşmeler gereği İstanbul İli Anadolu Yakası ilçelerinde … Sigara ürünlerinin perakendeci bayilere toptan dağıtımını Tek Satıcı vasfı ile yaptığı, müvekkili … A.Ş. ile davalı şirket … A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin esaslarını ve hükümlerini belirlemek amacıyla İstanbul Anadolu yakası Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye, Beykoz, Kartal, Maltepe, Adalar ve Şile ilçelerini kapsamak üzere “… Ürünleri Gezici Toptan Satıcılık Sözleşmeleri” nin imzalandığı, bu çerçevede dava konusu ihtilaf dönemini kapsayan sözleşmenin Mart 2000 tarihinde imzalandığı, davalı ile 1995 yılında başlayıp 2008 yılı sonuna kadar devam eden sözleşmelerin hükümlerine göre müvekkili ile davalı tarafın çalışmasının, alınan mal bedellerini karşılamak (… Sigaraları ve İçkileri) üzere mal alımından önce teminat mektubu verilmesi şeklinde gerçekleştiği, nitekim malların alınmasından önce mal bedellerini karşılamak üzere teminat mektubu verilmesi şeklinde belirlenen çalışmanın …’in özelleştirildiği 2008 yılı sonuna kadar devam ettirildiği, özelleştirme ile …’in… şirketine satışından sonra da bu uygulamanın halen devam ettiği, davalı tarafından satılan …Sigara ve İçkileri’nin bedelleri (henüz …’in içki bölümü özelleştirilmemişken) ortalama 21 gün civarında vadelerde ödenmekle birlikte, müvekkili ürünleri almadan önce mal bedellerini karşılamak üzere davalı tarafa kesin ve süresiz teminat mektupları verdiği, zaman içerisinde satışların ve fiyatların artmasına paralel olarak teminat mektuplarının miktarı da artırılarak işe devam edildiği, dava konusu ihtilafın yaşandığı 2000 yılında davalı …’in elinde 2.099.606.947,617.-TL. tutarında teminat mektubu bulunduğu, davalı şirketin 2000 yılında kendi memuruna hazırlattığı rapora dayanarak müvekkilinden 451.773.238.787.-TL alacağı olduğu iddiasıyla bu alacağını talep ettiği, davalı ile yapılan sözleşme hükümlerine göre müvekkilinin davalıya böyle bir borcu olmadığı ifade edilmesine rağmen, davalı tarafın alacak iddiasında ısrar ettiği ve ödeme yapılmadığı takdirde, elinde bulunan mal bedeli mukabili verilen teminat mektuplarını paraya çevireceğini bildirdiği, bununla kalmayıp davalının elinde bulunan müvekkiline ait mal bedeli teminat mektuplarının paraya çevrilmesi için bankalara gerekli yazıların yazılması yönünde Yönetim Kurulu Kararı alınarak, bu kararın uygulanması için, müvekkilinin çalıştığı bölgeden sorumlu olan … Paz. ve Dağıtım Başmüdürlüğü’ne talimat verildiği, davalı ile müvekkili arasında geçerli olan sözleşmelerden doğan ihtilafların anlaşma sağlanamadığı takdirde mahkemeler vasıtasıyla sonuçlandırılması gerektiği, bu anlamda alacak iddiasında olan davalının alacağı için dava açması gerektiği ifade edilmesine rağmen, davalının elinde bulunan teminat mektuplarını paraya çevirme yoluna giderek hukuka aykırı davranışlarını sürdürdüğü, üstelik davalıya müvekkilinin borcunun olmadığını ispatlamak maksadıyla İst. … Asliye Tic. Mah.’nin… E. dosyasında menfi tespit davası açıldığı, bu davadan sonra davalı tarafın İst. … Asliye Tic. Mah.’nin … E. sayılı dosyasıyla alacak davası açtığı ve müvekkili adına açılan menfi tespit davası ile davalının açtığı alacak davası birleştirilerek İst. … Asliye Tic. Mah.’nin … E. sayılı dosyası üzerinde yargılamaya devam edildiği, mektuplarının paraya çevrilmesi halinde kesin olarak iflasla karşı karşıya olan müvekkili şirketin yine davalının talebi ve zorlamasıyla iflastan kurtulabilmek ve işin devamını temin etmek maksadıyla İst. …Asliye Tic. Mah.’nde devam eden … E sayılı dosyadaki davalının, alacak iddiasını teminat altına almak, maksadıyla şirket merkezi olarak kullanılan gayrimenkul üzerinde davalı lehine ipotek tesis ettiği gibi, yine davalının talebi ile dava sonunda verilecek hükmün teminatı olmak üzere dilekçe ekinde dökümü bulunan teminat mektuplarını vermek zorunda kaldığı, nitekim yargılama sonunda İst…. Asliye Tic. Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davalının alacağı olmadığının ortaya çıktığı ve davalının alacak davasının mahkeme tarafından reddedildiği, Mahkeme Kararı Yargıtay incelemesinden de geçip davalı tarafın karar düzeltme talebi de reddedilmek suretiyle, müvekkilinden hiçbir alacağının olmadığının kesinleştiği, 2001 yılından 2008 yılına kadar devam eden yargılama süresi boyunca müvekkilinin hem ipotek harcı ödemek zorunda kaldığını, hem de teminat mektupları için komisyon ödeyerek toplam 180.000,00 TL zarara uğradığını beyanla, müvekkilinin uğradığı zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma ile müvekkili şirket arasında sözleşme imzalanmak sureti ile toptan satıcılık ilişkisi kurulduğu, müvekkili şirket Teftiş Kurulu Başkanlığından Başmüfettiş … tarafından düzenlenen 16.08.2000 tarih ve 21-48 sayılı İnceleme Raporu ile davacı firmanın sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğu ve bu şekilde müvekkili şirketi zarara uğrattığının tespiti üzerine bildirim ve dava açılması cihetine gidildiği, davacı firmanın delilleri arasında da yeralan sözleşmenin 19/son ve 20. maddeleri hükümleri uyarınca sözleşme hükümlerine aykırı hareket eden toptan satıcının (davacının) sözleşmesi feshedilerek teminatının irad kaydedileceği, sözleşme ile bu hakkın müvekkili şirkete tanındığı, sözleşme hükümlerine aykırılığı tespit edilmiş olan davacının sözleşmesinin feshi ile teminatının irad kaydedilmesi cihetine gidilmediği, konunun yargıya intikal etmesi nedeni ile müvekkili şirket zararı olan dava konusu meblağın, yukarıda açıklanmaya çalışıldığı üzere, garanti altına alınmasını teminen teminat mektubu alınması yolunun benimsendiği, dolayısı ile dava dilekçesinde sergilendiği üzere, hukuka aykırı olarak teminat mektuplarının paraya çevrilmesine ilişkin dayatma değil sözleşme hükümlerine aykırı olmayan işlemin tesis edildiği, kaldı ki sözleşme hükümlerine uygun olmasına karşın mevcut teminat mektuplarının paraya çevrilmesi yoluna gidilmediği, davacı firmadan ek teminat mektubu temin etme cihetine gidildiği, bu nedenle dava dilekçesinde yer alan bu husustaki iddiaların gerçeği yansıtmadığı, diğer yandan davacı firma tarafından gerek sözleşme nedeni ile gerekse dava konusu olay nedeni ile müvekkili şirkete tevdi edilen teminat mektuplarının davacı firmaya iade edildiği, bu nedenle davacı firmanın zararının bulunmadığı, teminat mektuplarının talep edilmesi ve muhataba tevdi edilmesi olağan ticari hayatın gereklerinden olup, “komisyon bedelinden oluşan tazminat talep edilmesi” nin gerek hukuka ve mevzuata gerekse hayatın doğal akışına uygun olmadığı, kaldı ki teminat mektubu istenilmesine ilişkin Yönetim kurulu Kararı alınması ve davacı firmaya bildirilmesi işlemlerini takiben, davacı firmaca ne adli ne de idari yargı merci nezdinde girişimde bulunulmadığı, talep edilen teminat mektuplarının müvekkili şirkete tevdi edildiği, müteakiben iade edildiği, belirtildiği gibi davacı firmanın zararının bulunmadığı, zararın tazmin yükümlülüğünü gerektiren unsurların hiçbirisinin oluşmadığı, ortada zarar bulunmadığı gibi müvekkili şirketin kusurlu bir davranışının da olmadığı, dolayısıyla illiyet bağından da bahsedilemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; davacının toptan satış bayisi olduğu davalı şirketin sonradan kendisine yönelik akdin ihlaline dayalı anlaşmazlık ve davalının açtığı ve yine davalı aleyhine sonuçlanan dava sürecinde davalının hukuki yollara başvurması tehdidi altında tesis etmek zorunda kaldığı ipotek harcı ve vermek zorunda kaldığı teminat mektupları komisyonlarından dolayı ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği 180.000TL’nin haksız zarar oluşturduğundan bahisle kendisine geri ödenmesi talebinden ibarettir.

DELİLLER;
İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekili tarafından delil dilekçesi ekinde; davalı ile davacı arasında imzalanan Mart 2000 tarihli Tekel ürünleri Toptan Satıcılık Sözlemesi sureti, davacı tarafından satın alınan mal bedelleri için davalı tarafa verilen teminat mektupları listesi, davalı tarafından alacak iddiasıyla davacıya gönderilen belge suretleri dosyaya sunulmuştur.
…Bankası … Şubesi Müdürlüğü’ne, …bank Genel Müdürlü’ğüne, …bank Genel Müdürlüğü’ne, … Bankası … Şubesi Müdürlüğüne, … Bankası Genel Müdürlüğü’ne, … Şubesi Müdürlüğü’ne, …bank Genel Müdürlüğü’ne … Bank Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu teminat mektuplarının davacıdan alınan komisyon tutarlarının bildirilmesi istenilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince işin mali hesaplar ve ticari dağıtım kanalları üzerinde teknik inceleme gerektirmesi nedeni ile bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve alınan bilirkişi raporunda özetle; “Davacı … A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında Mart 2000 tarihli “Toptan Satıcılık Sözleşmesi” imzalandığı ve bu sözleşme çerçevesinde taraflar arasında kurulan satıcılık ilişkisi gereği davacı … A.Ş. tarafından davalı T… A.Ş.’ne mal bedellerine karşılık teminat olarak ekte dökümü ve birer örnekleri yer alan toplam 6.212.000,00.-TL.lik kesin ve süresiz teminat mektuplarının verildiği ve davalı şirketin davacıya birer örneği ekte yer alan 29.09.2000 tarih ve 13.11.2000 tarihli yazılarını göndererek, İdarelerinin Müfettişlerince davacı … A.Ş. hakkında düzenlenen inceleme sonucunda davacı şirketin tekel maddelerine gelen zam farklarını gizledikleri, şirket bünyesinde tutmak amacı ile yanıltıcı belge düzenledikleri ve vergi ziyanına sebep oldukları, bu nedenle şirketlerinin mal bedeli farkı ve gecikme cezası toplam olan 451.773,23.-TL. alacaklarının bulunduğu ve bu tutarın ödenmesi talebinde bulunulduğu ve davacı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmaması üzerine, davalı şirket tarafından 451.773,23.-TL. alacaklarının … A.Ş. tarafından kredili alım için verilmiş olan mal bedeli teminatından alacağın faiziyle birlikte baliğ olacağı tutar kadarki bölümünün paraya çevrilmek suretiyle tahsilinin sağlanması için Yönetim Kurulu Kararı alındığı ve daha sonra davalı T… A.Ş. tarafından davacı … A.Ş. aleyhine 451.773,23.-TL.nin faizi ile birlikte tahsili talebiyle İst. .. .Asl. Tic. Mah.’nin … E. sayılı dosyası ile Tazminat davası açıldığı ve bu davada alınan … E., … K. ve 17.12.2004 tarihli kararın, Yargıtay 19. HD.’nin 2005/6245 E., 2006/3017 K. ve 24.03.2006 tarihli kararı ile bozulması ile dosyanın İst. … Asliye Tic. Mah.’nin … Esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunduğu ve İst. .. .Asl. Tic. Mah.’nin … E., … K ve 19.12.2006 tarihli kararı ile davalının 451.773,23.-TL.lik alacak talebinin reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 19. HD.’nin 2007/5241 E., 2007/9465 K. ve 02.11.2007 tarihli kararı ile onanmış ve davalının karar düzeltme talebi de Yargıtay 19. HD.’nin 2008/9410 E., 2009/100 K ve 19.01.2009 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf; davacı vekilinin,”Müvekkili şirketin, davalının talebi ve zorlamasıyla iflastan kurtulabilmek ve işin devamını temin etmek maksadıyla İst. … Asl. Tic. Mah.’de devam eden… E. sayılı dosyadaki davalının alacak iddiasını teminat altına almak maksadıyla şirket merkezi olarak kullanılan gayrimenkul üzerinde davalı lehine ipotek tesis ettiği gibi, yine davalının talebi ile dava sonunda verilecek hükmün teminatı olmak üzere yeni teminat mektupları vermek zorunda kaldığı, bu nedenle 2001 yılından 2008 yılına kadar devam eden yargılama süresi boyunca müvekkili tarafın hem ipotek harcı ödemek zorunda kaldığı, hem de teminat mektupları için komisyonlar ödeyerek toplam 180.000.-TL zarara uğradığı, bu zararın davalı tarafından tazmininin gerektiği,” iddiasına karşılık; davalı vekilinin,”Müvekkili şirket Teftiş Kurulu Başkanlığından Başmüfettiş … tarafından düzenlenen 16.08.2000 tarih ve 21-48 sayılı İnceleme Raporu ile davacı firmanın sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğu ve bu şekilde müvekkili şirketi zarara uğrattığının tespiti üzerine bildirim ve dava açılması cihetine gidildiği, sözleşme hükümlerine uygun olmasına karşın mevcut teminat mektuplarının paraya çevrilmesi yoluna gidilmediği, davacı firmadan ek teminat mektubu temin etme cihetine gidildiği, bu nedenle dava dilekçesinde yer alan hu husustaki iddiaların gerçeği yansıtmadığı, diğer yandan davacı firma tarafından gerek sözleşme nedeni ile gerekse dava konusu olay nedeni ile müvekkili şirkete tevdi edilen teminat mektuplarının davacı firmaya iade edildiği, bu nedenle davacı firmanın zararının bulunmadığı, “komisyon bedelinden oluşan tazminat talep edilmesi” nin gerek hukuka ve mevzuata gerekse hayatın doğal akışına uygun olmadığı” savunmasından kaynaklanmaktadır. Gerek BK. m. 41 gerekse Yargıtay’ın yukarıda belirtilen içtihatları dikkate alındığında, davacının (ödemiş olduğu vekalet ücreti dışında) uğramış olduğu bütün zararları isteyebileceğinin kabul edilmesi gerektiği açıktır. Ek Teminat Mektupları ve Bunlara İlişkin Davacı Tarafından ödenen Komisyon Tutarları ile İpotek Masraflarına İlişkin Değerlendirmeler bakımından ise; davacı … A.Ş.’nin davalı … A.Ş.’den, toplam 109.958,83.-TL zarar talebinde bulunabileceği kanaati edinilmiştir. Teminat Mektupları İçin Yapılan Komisyon Ödemeleri Toplamı 109.821,23 TL ve ipotek İçin yapılan masraflar toplamı 137,60 TL; ve bu durumda davacı Şirketin Toplam Zararı 109.958,83 Tldir. Davacı şirket ise tespitlerimizden daha yüksek olmak üzere 180.000.-TL alacak talebinde bulunmuş olup, davacı talebinin tespitlerimizi aşan kısmının yerinde olmadığı kanaati edinilmiştir. Davacının ödediğini iddia ettiği komisyon tutarı toplam 141.670,75.-TL olarak görülmektedir. Davacı şirket bu alacağına ilişkin herhangi bir faiz talebinde bulunmadığından, talebiyle bağlı olarak bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Netice olarak da; davacının BK. m. 41 hükmü çerçevesinde uğramış olduğu ve dava konusu ettiği zarar kalemlerini talep edebileceği; davacı … A.Ş.’nin davalı … A.Ş.’den, talep edebileceği zarar tutarının, toplam 109.958,83.-TL olarak belirlendiği; davacının 180.000.-TL.lik zarar talebinin, tespitlerimizi aşan kısmının yerinde olmadığı; davacı şirket bu alacağına ilişkin herhangi bir faiz talebinde bulunmadığından, talebiyle bağlı olarak bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce davanın 17/11/2011 tarihinde kısmen kabulüne karar verilmiş olup, kararın davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/13697 Esas, 2018/704 Karar Sayılı 15/02/2018 tarihli ilamıyla “Davacının kendi rızasıyla davalıya verdiği ilave teminat mektupları ve tesis ettiği ipotekten kaynaklanan komisyon ve harç giderleri davacının faaliyet gideri olup zarar olarak değerlendirilemeyeceği gibi, zarar olarak değerlendirilse bile davalının davacıya karşı anayasal hakkına dayanarak dava açmış olması bir haksız fiil olarak değerlendirilemez. Ayrıca bir davacının iddiasını ispatlayamadığı için davasının reddedilmiş olması onun esasında haksız ve kötüniyetli olduğunu da göstermez. Bu itibarla genel mahkemece davalı tarafından davacı aleyhine açılan ve redle sonuçlanan alacak davasının davacıya karşı bir haksız fiil sayılması ve davacının faaliyet giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının toptan satış bayisi olduğu davalı şirketin sonradan kendisine yönelik akdin ihlaline dayalı anlaşmazlık ve davalının açtığı ve yine davalı aleyhine sonuçlanan dava sürecinde davalının hukuki yollara başvurması tehdidi altında tesis etmek zorunda kaldığı ipotek harcı ve vermek zorunda kaldığı teminat mektupları komisyonlarından dolayı ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği 180.000 TL nin haksız zarar oluşturduğundan bahisle kendisine geri ödenmesi talebinden ibarettir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamında da belirtildiği gibi; Davacının kendi rızasıyla davalıya verdiği ilave teminat mektupları ve tesis ettiği ipotekten kaynaklanan komisyon ve harç giderleri davacının faaliyet gideri olup zarar olarak değerlendirilemeyeceği gibi, zarar olarak değerlendirilse bile davalının davacıya karşı anayasal hakkına dayanarak dava açmış olması bir haksız fiil olarak değerlendirilemez. Ayrıca bir davacının iddiasını ispatlayamadığı için davasının reddedilmiş olması onun esasında haksız ve kötüniyetli olduğunu da göstermez. Bu bağlamda davacının açtığı tazminat davasının şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Yukarda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40 TL maktu karar harcının peşin alınan 2.448,40TL ( 2.430,TL peşin harç, 18,40TL ıslah harcı) harçtan mahsubu ile artan 2.404,00TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE;
2-Bozmadan önce verilen … Esas… Karar sayılı 17/11/2011 tarihli karar nedeniyle bakiye 4.101,55TL harcın tahsili için yazılan 20/01/2012 tarih ve 2012/6 harç tahsil nolu müzekkereye konu 4.101,55TL harcın tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 16.750,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan 200,70TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır