Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/231 E. 2022/281 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/231
KARAR NO:2022/281

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ:25/04/2019
KARAR TARİHİ:17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan araç kullanıcısı …’nun 04/11/2018 olay tarihinde … plakalı araç ile … dönmek üzere dikkatsiz ve tedbirsiz olarak manevra yaptığını, müvekkillerinden …’ın sevk idaresinde bulunan … plakalı motor bisiklete sinyal vermeden asli kusurlu olarak müvekkiline çarparak ağır yaralanmasına sebep olduğunu, yaralanan ayağını tam kullanıp kullanamayacağının şu an için belirsiz olduğunu, iyileşme olsa bile kaza sebebiyle ömür boyu bir doku eksikliği taşıyacağı, eğitimini aldığı ve geleceğini kurmak istediği spor dalları ile artık ilgilenemeyeceğini, müvekkilinin 4 gün yoğun bakımda kaldığını, sonra eve çıktığını, hastaneye kontroller için gittiğini, babasından ayrı yaşayan müvekkilinin annesiyle beraber yaşadığını, annesinin aylık 2.500,00-3.000,00 TL maaşla hayatlarını idame ettiklerini, müvekkil anne … kaza tarihinden bu yana çalışamayıp oğluna bakmak zorunda kaldığını, oğlunun hala yardıma muhtaç olduğunu ve ne zamana kadar çalışamayacağının belli olmadığını, müvekkil …’nın bir kısım belgeli bir kısım belgesiz masraflar yaptığını, müvekkil … …’un okuluna devam edemediğini ve 1 yıl uzayacağını, dava ve taleplerinin bir bölümünün belirlenemediğinden davanın belirsiz olduğundan belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, tarafların ekonomik durumları göz önüne alınarak davacı anne için 25.000,00 TL, davacı müvekkil için ise 40.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, ceza kovuşturmasının hala devam ettiğini, müvekkillerin ifade verdikleri ancak müvekkillere dosya bildirilmediğini, kazaya karışan müvekkile ait … plakalı motor bisikletin bedeli sigorta şirketi tarafından ödendiğini, bu konu hakkında herhangi bir taleplerinin olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde tespit edilecek haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat hesaplama rakamları çerçevesinde artırmak üzere şimdilik 1.000,00 TL ve anne … için maddi kayıplarını ayrıca hastane dışında yapılan tedavi bakım giderleri için şimdilik 1.000,00 TL’ sini belirsiz alacak davası olarak ikame etmekle, sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek reeskont faizi ile birlikte yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüden tahsiline, işletenin taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davaya ilişkin kazanın davacının dikkatsizliğinden kaynaklanmış olup, kazada hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalılardan … … A.Ş’nin de şoför olarak çalıştığını, olay günü ilaç dağıtımından …’deki depoya dönmekte iken en son şeritte seyir halinde iken sinyal verdiğini, en sol şeritte sinyal verip seyir hanide dönmekte iken davacının kullandığı motosikletin aracına sol ön kapı ve çamurluk arkasından çarpıp aracına sürterek yere düştüğünü, hemen aracından indiğini, davacının yaralandığını görünce 112 ve 155’e haber verdiğini, kazanın …’de deponun önünde yaşandığından hemen iş arkadaşlarının da yardımıyla davacıyı ambulansa sevk ettiğini, sonra trafik polislerinin geldiğini tutanak tutulduğunu, tutanak tutulurken gelen polislerin çok kan akmış ona göre tutanak tutacağız dediklerini, kendisinin de dört şeritli yolda en sol şeritte, sol şeridin solu olamayacağını, bu kadar büyük bir motosikletin buradan geçmesinin imkansız olduğunu, ekmek parası kazanıyorum yapmayın dediğini, ancak tüm itirazlarına rağmen şerit izleme ve değiştirme kurullarını ihlal ettiği şeklinde tutanak tutulduğunu, polislerin de tutanağı tuttuk yapacak bir şey yok dediklerini, trafik kaza tutanağında tarafına atfedilen kabul anlamına gelmemekle birlikte kazanın davacının kusuru neticesinde meydana geldiğinin ortada olduğunu, davacının kazaya karıştığı esnada 17 yaşlarında olduğunu, davacının bindiği motosikletin üst sekmen bir motosiklet olup, trafik kuralı gereği yaşına göre kullanmaması gerek ağır bir motosiklet olduğunu, ayrıca davacının motosiklet kullanmak için ehliyetini de kazadan 3 ay önce aldığını öğrenmiş bulunduklarını, bu hususların da ayrıca araştırılmasını ve bu konuda rapor alınmasını, bölgede bulunan mobesse kameralarının kaza gününe ilişkin kayıtlarının Mahkemece ilgili makamdan talep edilmesini, olaya ilişkin kamera kayıtlarının incelenerek kusur araştırması yapılmasını, ayrıca olayı gören tanıkların dinlenilmesini ve ayrıca davacının şikayetlerinin kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına karar verilmesini, kazanın davacının dikkatsizliğinden ve kusurundan kaynaklanmış olması sebebiyle tazminat talep etme hakkı bulunmadığından huzurdaki davanın reddini talep ettiğini, dava konusu talebe ilişkin kazanın davacının kendi kusurundan kaynaklanması neticesinde haksız ve kötü niyetli davanın reddi ile yargılama ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların maddi tazminat taleplerinin kapsamının belirli olmadığını, maddi tazminat taleplerinin kalem kalem açıklattırılması gerektiğini, davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın 30/11/2017-2018 tarihleri arasında Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeye müstenit sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, masraf ve vekalet ücretinin bu miktara oranla olduğunu, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda kusur durumu belirsiz olduğunu, öncelikle kusur durumunun net tespitinin gerektiğini, dava konusu sigorta poliçeleri genel şart değişikliği ve kanun değişikliği sonrasında tanzim edilmiş olduğundan yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, mahkemece rapor alınması halinde poliçe genel şartları gereği özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe uygun olarak düzenlenen bir rapor alınması gerektiğini, müvekkilin malul olması sebebiyle müvekkil şirketten daimi iş göremezlik tazminatı talep ettiğini, bilirkişi incelemesine başvurulması halinde hazırlanacak raporda Trh 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı esas alınması gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik gideri, geçici iş göremezlik dönemine ait tedavi giderlerinden ve bakıcı giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmaması gerektiğini, taleplerin poliçe teminatı dışında olduğunu, sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, davacı tarafın gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, bu belgelerin sunulamaması halinde yasal asgari ücretin esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ticaret ve Sanayi A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kazaya ilişkin yasal olarak işleten sıfatı ile sorumlu tutulabilmesi için araç şoförünün kusurlu bulunması gerektiğini, ancak dava konusu kazada müvekkili şirketin şoförünün kusuru bulunmadığından müvekkili şirketle de kaza arasında illiyet bağının kesildiğini, davalılardan …’nun müvekkili şirkete uzun yıllardın şoför olarak çalışmakta olup kendisinin bugüne kadar herhangi bir kazaya sebebiyet vermediğini, dikkatli bir şoför olduğunu, kaza günü … kontrolündeki … plakalı şirket aracı ile ilaç dağıtımından müvekkili şirkete ait … depoya döndüğünü, tam depoya geldiği ve dönüp gireceği esnada en sol şeritte seyir halinde iken, hem davalı beyanı hem de tanık beyanları ile ispatlanacağı üzere sinyal verdiğini ve sinyal halinde dönmekte iken davacının kullandığı motosikletin aracın s olundan birden bire ortaya çıkarak aniden fırladığını ve sol ön kapı ve çamurluk arkasından araca çarpıp yaralandığını, …’nun dilekçeleri ekinde sunulan olay günü verdiği karakol ifadesinde aynı hususlardan bahsettiğinin sabit olduğunu, davacıya olay yerinde araç şoförü ve diğer depo çalışanları tarafından müdahale edildiğini, derhal 112 ve 155’e haber verildiğini, ancak görgü tanıklarının anlatımına göre olay mahallinde sonradan gelen trafik polislerinin davacının yaşının küçüklüğünde de etkilenerek çok kan akmış ona göre tutanak tutacağız dediklerini, şoförün tüm itirazlarına rağmen şerit izleme ve değiştirme kurallarını ihlal ettiği şeklinde tutanak tuttuklarını, trafik katası tutanağında taraflarına atfedilen kusuru kabul anlamına gelmemekle birlikte kazadaki kusur oranının tespitinin gerektiğinin ortada olduğunu, Mahkemeden olaya ilişkin kusur araştırması yapılmasını, ayrıca olayı gören tanıkların dinlenmesini talep ettiklerini, kazaya ilişkin kusur araştırması için davacının ehliyeti aldığı tarih ve sınıfının da önem arz ettiğini, davacının kazaya karıştığı esnada 17 yaşında olup, ehliyetinin henüz aday sürücü sınıfında olduğunu, yani davacının ehliyeti almaya henüz haiz olmadığını, deneme aşamasında olduğunu, davacının aday olduğu ehliyetin A1 sınıfı bir motosiklet ehliyeti olduğunu, görü tanıklarının anlatımına göre davacının kullandığı Honda marka motosikletin üst sekmen, üst sınıf ehliyetlilerin kullanabileceği bir motosiklet olup, trafik kuralı gereği yaşına göre kullanmaması gereken ağır bir motosiklet olduğunu, davacının yaşı itibariyle kazaya karışan motosikleti sürüp süremeyeceğinin hangi ehliyet sınıfına ait bir motosiklet olduğunun araştırılmasını ve bu hususta rapor tanzim edilmesini, davacının kaza mahallindeki hız sınırı kurallarını ihlal ettiğini, kaza tutanağından olay yerinde hız limitinin 50 oluğunun anlaşıldığını, ancak mobese kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacının hızının 50 kmnin çok üzerinde olduğunu, davacının adeta yola fırladığını ve dönmekte olan şoförün davacıya fark etmesinin mümkün olmadığını, bu hususların hiçbirinden kaza tutanağında bahsedilmediğini, bu yönüyle kamera kayıtları ve tanık anlatımları ile davacının kaza sırasındaki hız limitinin araştırılmasını, davacının maddi tazminat taleplerinin açıklanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının maddi tazminat taleplerini somutlaştırmadığının görüldüğünü, davacının tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, davacının tedavi gideri adı altında ne talep ettiğinin somutlaştırılmasının HMK gereği zorunlu olduğunu, hem bakıcı gideri talep edildiğini, hem de diğer davacı anne için kazazedeye baktığı için iş göremezlik gideri istendiğinin anlaşıldığını, davacı annenin çalıştığı işe ilişkin herhangi bir belgenin taraflarına tebliğ edilmediğinden bu hususlarda beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, kazazedenin henüz lise öğrencisi olup davacı annenin ise yasal gelir durumlarının ispatına yarayacak herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, kaza davacının kusurundan kaynaklandığından manevi tazminat taleplerinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, kazazedenin de kalıcı hasar olup olmadığı, maluliyet incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, ancak davacıların manevi tazminata dayanak olarak kazazedenin spor hayatına devam edemeyeceği yönündeki iddialarının ispata muhtaç olduğunu, dava konusu manevi tazminat talebine ilişkin kazanın davacının kendi kusurundan kaynaklanması sebebiyle 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52.maddesi gereğince davacının tazminat talebinin ve ayrıca müvekkili şirket hakkındaki ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirket bünyesinde binlerce işçi çalıştıran Türkiye’nin köklü şirketlerinden bir tanesi olduğunu, bu yönüyle de hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını, ayrıca davacıların taleplerinin müvekkili şirkete ait genişletilmiş kasko poliçesinin limitleri dahilinde olduğunu, müvekkili şirkete ait aracın genişletilmiş kaskosu bulunduğunu, diğer yandan müvekkili şirkete ait aracın … Sigorta A.Ş’ye ait maddi manevi tazminat kapsamlı genişletilmiş kasko sigortası ve zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası bulunduğunu, bu poliçe örneklerinin Mahkemeye dilekçe ekinde sunduklarını, bu sebepler doğrultusunda davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Davacılar vekili dava dilekçesi ekinde dava konusu; trafik kaza tespit tutanağı, dava konusu araçların ruhsat fotokopisi, tedavi gider belgeleri, okul ve spor kurs belge örnekleri Mahkeme dosyasına sunulmuştur.
İstanbul SGK’ya müzekkere yazılarak davacıların SGK kayıtları celp edilmiştir.
… Hastanesi’ne müzekkere yazılarak davacılara ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
… Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu … ve … plakalı araçların trafik kayıtları celp edilmiştir.
… Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacıların sosyal ekonomik durum tespitlerinin yapılması istenilmiştir.
… Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
.. Fakültesi Hastanesi’ne müzekkere yazılarak davacı davacılara ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak …/… Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince dosya ATK’ya gönderilmiş olup 22/05/2020 tarihli ATK raporunda özetle; Mehmet Orçun oğlu 10.08.2001 doğumlu …’ın 04/11/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30/03/2013 tarih ve 286 03 sayılı resmi gazetede yayımlanan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında; kas-iskelet sistemi, alt ekstremiteye ait sorunlarda özürlülük oranları, tablo 3.10 ayak bileği eklem hareket kısıtlılığına bağlı özürlülük %7, tablo 3.13 ayak parmak bozuklukları, %2 balthazard formülüne göre; %8.8 tablo 3.2’ye göre %5, kişinin tüm vücut engellilik oranının %5 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayda davacı sürücü … …’ın %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nun kusursuz olduğu, davalıların olayda kusursuz olmaları nedeniyle davacıların her nevi maddi tazminat zararları yönünden davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince dosya ATK’ya gönderilmiş olup 29/06/2021 tarihli ATK raporunda özetle; 1.durumun kabulü halinde; davalı …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu, 2.durumun kabulü halinde; davalı sürücü …’nun %50 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %50 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 01/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kazanın meydana geldiğinin bildirildiği yere 12/10/2021 günü gidildiğinde, kaza yerinin … İli … İlçesi … Caddesi No:12 önü (… önü) olduğu, kaza yerinin yerleşim yeri içi olduğu, yolun asfalt kaplamalı tek yönlü cadde olduğu, yolun 4 şeritli yol olup yolda banketin olduğunun görüldüğü, 12/10/2021 günü yapılan keşif incelemesinde keşfe katılan davacı …’ın beyanında kaza tarihinde yolda şerit çizgisinin ve banketin olmadığını ifade ettiği, … Trafik Denetleme Büro Amirliği’ne bağlı trafik ekiplerince düzenlenen 04/11/2018 tarihli yaralamalı trafik kazası tespit tutanağında her ne kadar şerit sayısının 4.genişliğinin 3,25 metre, yol platform genişliğinin 13 metre olarak belirtilmiş ise de aynı tutanakta yol güvenlik ekipmanları ile çevre ve diğer özellikler başlıklı bölümde yolda oto korkuluk, emniyet şeridi banket, yol şerit çizgisi, trafik işaret levhası, ışıklı sesli işaret olmadığının belirtildiği, tutanakta yer alan olay yeri krokisinde … Caddesinde şerit olduğunu içeren bir işaretleme ve ibare bulunmadığının görüldüğü, dosya arasında bulunan olay anını gösterir CD incelemesinde görüntünün görüldüğü kadarı ile kaza yerinde banket ve yol şerit çizgisinin bulunmadığının görüldüğü, mevcut belge ve görüntü kayıtları ve tüm dosya muhteviyatına göre kazanın meydana geldiği tarihte kaza yerinde emniyet şeridi banket ve yol şerit çizgisinin bulunmadığının anlaşıldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 18/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayda davalı sürücü …, …’ın %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, davacı sürücü … … …’ın kusursuz olduğu, davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu, davacının 4.127,77TL 2 aylık bakıcı 1.000,00TL pansuman, ilaç ve bakım için tıbbi malzemeler ve 1.000,00TL ulaşım ve bu süreçteki sosyal giderleri için olmak üzere 6.127,77TL bakıcı ve tedavi gideri olduğu, davacının nihai ve gerçek tedavi gideri maddi zararının 6.127,77TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 140.450,29TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 25.04.2019 dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden ise 04.11.2018 kaza tarihi ve faiz nevinin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacılar vekili 23/03/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; belirsiz alacak davası olarak açtıkları, dava dilekçesinde belirttikleri müvekkilinin bu kaza sebebiyle sürekli iş göremezlik maddi tazminat tutarı taleplerini 1.000,00TL’sini 140.450,29TL’ye, kaza sebebiyle tedavi giderleri için dava dilekçesinde belirttikleri 1.000,00TL’sini 6.127,77TL’ye artırdıklarını, bedel artırım dilekçesinin davalılara tebliğini, davalılardan müştereken müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini, masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85, 91 ve devamı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49, 54 ve 56 maddeleri kapsamında açılan haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
04/11/2018 tarihli trafik kazasında, davalı … sevk ve idaresindeki, davalı … A.ş’nin işleteni olduğu, davalı sigorta şirketince sigortalı aracın motosiklet sürücüsü davacı …’a çarpması neticesinde davacı yaralanmıştır.
Davacı …, sürekli işgöremezlik maddi zararının, manevi zararının; davacı anne …, ağır yaralanan çocuğuna bakmak için işini kaybetmesi sebebi ile uğradığı zararının ve sair tedavi giderlerinin ve manevi zararının tazminini talep etmektedir.
Mahkememizce tarafların kusur oranlarının tespiti için bilirkişi raporu aldırılmış olup, 04/01/2021 tarihli raporda; davacının %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de; … 46 Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyasında alınan 16/01/2019 tarihli raporu ile çelişki oluşması sebebi ile; çelişki giderilerek rapor düzenlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 29/06/2021 tarihli raporunda; 1- Olayın banket bulunmayan mahalde motosikletin, sağ ön ilerisindeki kamyoneti solundan geçmek istediği sırada gerçekleşmesi durumunda; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile sola doğru dönüş manevrasını yolun soluna yanaşarak nizami bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmeyip, sol gerisinden düz seyirle gelmekte olan motosikletin varlığına rağmen kavşak bulunmayan mahalde sinyal vermeksizin kontrolsüz bir şekilde sola doğru yönelerek kısa mesafeden motosikletin seyir yolunu kapattığı anlaşılmakla meydana gelen kazada kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın kusurunun olmadığı; 2-Olayın; banket bulunan mahalde motosikletin, önünde sol şerit üzerinde seyreden sanık sürücü idaresindeki kamyoneti yolun solundaki banketi kullanarak geçmek istediği sırada gerçekleşmesi durumunda; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile sola doğru dönüş manevrasını yolun soluna yanaşarak nizami bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmeyip, sol gerisinde banket üzerinde seyreden motosikletin varlığına rağmen kavşak bulunmayan mahalde sinyal vermeksizin kontrolsüz bir şekilde sola doğru yönelerek motosikletin seyir yolunu kapattığı anlaşılmakla meydana gelen olayda %50 kusurlu olduğu, davacının da %50 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce kazanın olduğu yerde banket olup olmadığının tespiti için trafik polisi bilirkişisi eşliğinde keşif yapılmıştır. 01/11/2021 tarihli raporda; … Trafik Denetleme Büro Amirliği’ne bağlı trafik ekiplerince düzenlenen 04/11/2018 tarihli yaralamalı trafik kazası tespit tutanağında her ne kadar şerit sayısının 4.genişliğinin 3,25 metre, yol platform genişliğinin 13 metre olarak belirtilmiş ise de aynı tutanakta yol güvenlik ekipmanları ile çevre ve diğer özellikler başlıklı bölümde yolda oto korkuluk, emniyet şeridi banket, yol şerit çizgisi, trafik işaret levhası, ışıklı sesli işaret olmadığının belirtildiği, tutanakta yer alan olay yeri krokisinde … Caddesinde şerit olduğunu içeren bir işaretleme ve ibare bulunmadığının görüldüğü, dosya arasında bulunan olay anını gösterir CD incelemesinde görüntünün görüldüğü kadarı ile kaza yerinde banket ve yol şerit çizgisinin bulunmadığının görüldüğü, mevcut belge ve görüntü kayıtları ve tüm dosya muhteviyatına göre kazanın meydana geldiği tarihte kaza yerinde emniyet şeridi banket ve yol şerit çizgisinin bulunmadığının anlaşıldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce trafik polisi bilirkişinin raporuna itibar edilerek; olayın, banket bulunmayan mahalde motosikletin, sağ ön ilerisindeki kamyoneti solundan geçmek istediği sırada gerçekleştiği kabulü ile 29/06/2021 tarihli ATK raporuna göre davalı sürücünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar davacının yeterli ehliyeti yok ise de; ehliyetsizliğin doğrudan kazaya etkisinin olmaması sebebi ile davacı, müterafik kusurlu sayılmamıştır
Dosya arasında bulunan 22/05/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; davacının sürekli maluliyetinin %5 oranında olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu raporunun hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya maddi tazminat hesaplamasına ilişkin rapor düzenlenmesi için aktüerya uzmanına tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 18/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sürekli işgöremezlik zararının 140.450,29 TL olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 90. Maddesinde aynıyla; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin 49. Maddesinde ise aynıyla “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü vaz olunmuştur.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile yukarıda gösterilen kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsü davalı …’ın meydana gelen trafik kazasında % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden, Türk Borçlar Kanununun 54. maddesine göre, davacının, çalışma gücünün azalmasından, ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıplarını, bakıcı giderini ve sair tedavi giderlerini talep etme hakkı bulunmaktadır.
KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Bu sebeple davalılar sürücü ve işleten, davacıların maddi ve manevi tazminat talebini karşılamakla yükümlüdür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesine göre; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” Bu sebeple davalı sigorta şirketi poliçe limiti dahilinde davacının sürekli çalışma gücü kaybından doğan tazminat talebini diğer davalılar sürücü ve işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen karşılamakla yükümlüdür. Bu bağlamda davacının bilirkişice tespit edilen 140.450,29TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden; diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Diğer davacı anne …, ağır yaralanan çocuğuna bakmak için işini kaybetmesi sebebi ile uğradığı zararının ve sair tedavi giderlerinin ve manevi zararının tazminini talep etmektedir. Davacının maddi tazminat talebi, reşit olmayan çocuğunun kaza sonrasındaki bakıcı gideri ve sair tedavi giderine yöneliktir.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın bakıcı veya tedaviye bağlı sair belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir. Yargıtay 17.HD 2015/15835E. 2018/8627K. sayılı içtihadında; “2918 sayılı kanunun 98. Maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinde kuşku olmadığını buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğine” karar vermiştir. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin sigorta limitleri dahilinde eğer varsa bakıcı gideri ve sair tedavi giderlerini tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre davacının geçici iş göremezlik süresinde bakıcı ihtiyacı olup olmadığının tespiti gerektiğinden, doktor bilirkişiden bu hususta rapor alınmış, 18/03/2021 tarihli raporda; davacının kazadaki yaralanmasından dolayı 2 ay süre ile bakıcı ihtiyacı olacağı, bakıcı giderinin 4.127,77 TL olduğu, sair tedavi giderinin ise 2.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı anne meydana gelen kaza sebebi ile doğan bakıcı ihtiyacını ve sair tedavi giderini talep etmekte haklıdır.
Davacıların manevi tazminat talebinin incelenmesine gelince;
Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine göre; davacı …’ın, haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi olarak, davacı …’in ise anne olarak manevi tazminat talep etme hakkı vardır.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Kaza sonucunda davacının vücudunda kemik kırığı oluştuğu, %5 oranında malul kaldığı, iyileşme süresinin 6 ay olduğu tespit edilmiştir. Davacı …’de ve davacı annede, …’in kaza sonucu yaralanması belli bir manevi ızdırap ve üzüntü yaratacaktır. Bu sebeple Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine göre davalılar sürücü ve işletenin manevi tazminattan sorumlu olduğu kabul edilerek maluliyet oranı, kusur durumu, tarafların gelir durumu, kaza tarihi gibi hususlar dikkate alındığında; davacı … için 25.000,00 TL, davacı anne için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı sürücü haksız fiil sorumluluğu sebebi ile, diğer davalı işleten ise kaza yapan aracın işleteni olarak 2918 sayılı KTK m. 85’e göre manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Tüm dosya kapsamından; tüm davalıların 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85, 91 ve Türk Borçlar Kanununun 49, 54 ve 56. maddelerine göre 140.450,29TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 6.127,77TL bakıcı gideri ve sair tedavi giderinden; davalılar … ve …’nun ise ayrıca 25.000,00TL ve 5.000,00 TL manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
A)Davacı … yönünden;
1-Maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE; 140.450,29TL sürekli iş göremezlik tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 25.04.2019 dava tarihinden, davalılar … ve … yönünden 04/11/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 25.000,00TL manevi tazminatın 04/11/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
B) Davacı … yönünden;
1-Maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE; 6.127,77TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 25.04.2019 dava tarihinden, davalılar … ve … yönünden 04/11/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 5.000,00TL manevi tazminatın 04/11/2018 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
C)Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 10.012,75TL karar harcından peşin alınan 228,84TL ve ıslah ile alınan 2.470,00TL olmak üzere toplam 2.698,84TL harcın mahsubu ile eksik 7.313,91TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
D)Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 2.049,30TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
E)Maddi tazminat yönünden davacılar tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 8.002,99TL (44,40BH, 6,40TL VSH, 228,84TL Peşin Harç, 2.470,00TL ıslah harcı, 3.100,00TL bilirkişi ücreti, 1.430,35TL posta ve tebliğler, 723,00TL ATK masrafı ) yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACILARA VERİLMESİNE,
F)DAVACI … YÖNÜNDEN;
1-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.292,78TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
3-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILAR … VE …’a VERİLMESİNE,
G) DAVACI … YÖNÜNDEN;
1-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILAR … VE …’a VERİLMESİNE,
H)Dosyada arabuluculuk sarf kararı bulunmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
I)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı Selçuk Ecza Depo vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır