Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/23 E. 2019/243 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/23 Esas
KARAR NO : 2019/243
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 01.04.2015
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …Sanayi Bölgesi 4562 sayılı “Organize Sanayi Bölgesi Kanunu”, hükümleri uyarınca kurulu bulunan ve faaliyet gösteren bir kuruluş olup, anılan kanunun 5. Maddesi hükmü gereğince “Özel Hukuk Tüzel Kişiliğine” haiz olduğu, müvekkili kuruluş aynı zamanda EPK ve ilgili mevzuat gereğince EPDK’nın 17.08.2007 tarih ve 1286-6 sayılı kararı ile verilen OSB Elektrik Dağıtım Lisansına da sahip olduğu, müvekkili kuruluş ile davalı şirket arasında müvekkilinin gereksinim duyduğu elektrik enerjisinin temini hususunda … abone nolu elektrik sayacı üzerinden elektrik temin edilmesi hususunda 01.08.2013-30.07.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sözleşme imzalandığı, davalı şirketin müvekkili adına 4000132092 abone nolu elektrik sayacı tüketimi için düzenlediği 31.07.2014 tarih ve… seri nolu faturada 21.058,09 TL TRT payı tahakkuk ettirdiği, toplam fatura bedelinin 1.292.124,14 TL’nin davalı kuruluşa 20.08.2014 tarihinde ödendiği, TRT payının tahakkuk ve tahsilatına ilişkin hükümlerin yer aldığı 3093 sayılı “TRT Kurumu Gelirleri Kanunu’nun” 4/c maddesi 09.07.2008 tarih ve 5784 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki metninde, “… ve …Ş ile bu kuruluşların dışında kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum, kuruluş ve işletmeler nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayri safi satış hasılatının (Katma Değer Vergisi hariç, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler dahil) %3,5 (Bakanlar Kurulu’nun 22.01.2003 tarih ve 2003/5201 sayılı kararıyla %2’ye düşürülmüştür) oranı tutarındaki payı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.”şeklinde olduğu, 5784 sayılı Kanunun 11. maddesi ile değişiklik yapılmış olup, kanun metni, 3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri kanununun 4. maddesinde: “c) (Değişik: 9/7/20085784/11 md.) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalannda ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye RadyoTelevizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye RadyoTelevizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz.”, şeklinde düzenlendiği, aynı Kanun metninde daha sonra 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanunla tekrar değişiklik yapılarak kanun hükmünün Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişiliklerine ilişkin muafiyet tanıyan ikinci cümlesinin yürürlükten kaldırıldığı, yukarı açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere 3093 sayılı yasanın 4/c maddesinde 5784 sayılı kanunun 11. Maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişiliklerine TRT payı ödenmesi hususunda bir muafiyet getirilmiş olduğu, tüm bu açıklamalarda hareketle, ilgili muafiyet dolayısıyla kanun hükmünün geçerli olduğu döneme ait fatura için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hukuka aykırı tahsil edilen 21.058,09 TL TRT payina ait bedelin ödeme yapıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ve %18 KDV tutan ile birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; …A.Ş.’nin elektrik piyasasında tedarik lisansı ile faaliyet gösteren bir şirket olduğu, müvekkili şirket ile davacı arasinda Enerji Satış Sözleşmesi akdedildiği, sözleşme uyarınca müvekkili şirket tarafindan abone konumunda olan davacıya talepte bulunduğu tesisler için 01.08.2013-30.07.2014 tarihleri arasinda elektrik enerjisi satışı gerçekleştirildiği, davacı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hukuka aykırı tahsil edilen 21.058,09 TL TRT payina ait bedelin ödeme yapıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ve %18 KDV tutan ile birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talepli olarak huzurdaki davayı ikame ettiği, davacı yan tarafından talep edilen TRT payı bedelinin, 3093 sayılı “TRT Kurumu Gelirleri Kanunu’nun” 4/c maddesi gereğince tahsil edildiği, “(Değişik: 9/7/2008-5784/11 md.) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. (Mülga ikinci cümle: 19/09/2014-6552/144.madde)”, olduğu, müvekkili şirketin 4/c maddesi gereğince tedarik ettiği elektrik enerjisinin satış bedelinin %2 sini (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalannda ayrıca gösterip, tüketicilerden tahsil ederek TRT Kurumu’na intikal ettirmek zorunda olduğu, ilgili maddeden de anlaşılacağı üzere TRT payı bedellerinin müvekkili şirket tarafından Kurum adına tahsil edilmekte olduğu, tahsilatın ardından hiçbir komisyon bedeli vb. kesinti yapılmaksızın Kurum’a ödendiği, yani sadece aracılık yapıldığı, dava konusu bedelinde aynı şekilde Kurum’a intikal ettirildiği, husumetin TRT’ye yöneltilmesi gerektiği, 10.09.2014 tarihli değişiklik öncesi 3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri kanununun 4. maddesinde: “c) (Değişik: 9/7/2008-5784/11 md.) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalannda ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz.”, şeklinde düzenlendiği, Kanun metninde daha sonra 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanunla tekrar değişiklik yapılarak 144. Madde ile kanun hükmünün Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişiliklerine ilişkin muafiyet tanıyan ikinci cümlesinin yürürlükten kaldırıldığı, Organize Sanayi Bölgelerinin elektriği Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 20. Maddesi uyarınca satın alarak, bünyesindeki katılımcı sanayi tesislerine sattığı, yani elektriği kendi tüketimi için değil, katılımcı sanayi tesislerinin tüketimi için satın aldığı, 10.09.2014 tarihli değişiklik öncesi yürürlükte olan hüküm Organize Sanayi Bölgeleri için TRT payı bakımından herhangi bir istisna oluşturmamakta olduğu, belirtilen mülga hüküm aynı elektrik tedariği için hem Organize Sanayi Bölgeleri katılımcılanndan, hem de Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğinin kendisinden iki kez TRT payı alınmasının engellenmesi için getirilmiş bir düzenleme olduğu, mükerrer TRT payı ödemesinin önüne geçmek için yapıldığı, bu bakımdan düzenlemenin yürürlükte olduğu dönemde Organize Sanayi Bölgeleri’nin TRT payının doğrudan mükellefi olmadığı, TRT payı bedellerinin tedarik şirketleri tarafından tahsil edilip, TRT’ye ödenmekte olduğu, yani TRT payını ayrıca TRT’ye ödemekle yükümlü değil olduğu, İlgili mevzuat uyarınca açıklanan nedenlerle söz konusu TRT payı bedelinin Temmuz 2014 dönemi elektrik tüketimi için davacıya uygulanmasının mevzuata uygun olduğu 10.09.2014 tarihli değişiklik sonrası Organize Sanayi Bölgeleri TRT payını tedarik şirketi aracılığı ile değil doğrudan Kurum’a ödemeye başladıkları, böylece tedarik şirketlerinin Organize Sanayi Bölgeleri müşterilerine kestikleri elektrik faturaları ile TRT payı tahsil etme uygulamasına son verdikleri, Davacıdan TRT payı bedelinin tahsil edileceğinin taraflar arsında akdedilmiş bulunan elektrik satış sözleşmesinin 5. Maddesinde açıkça düzenlendiği, TRT payı bedelinin tahsilinin sözleşmeye uygun olduğu, Tüm bu sebeplerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER & DEĞERLENDİRME VE KABUL:
Dava, davalıdan satın alınan elektirik bedellerine ait faturalara yansıtılan TRT payı adı altında tahsil edilen paraların iadesine ilişkindir.
Davacının iddiaları ve davalının cevaplarının değerlendirilmesi teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Davacı …’nin, davalı … A.Ş. ile davacı şirketin … nolu tesisatı için akdetmiş olduğu Elektrik Satış Anlaşması uyarınca gereksinim duyduğu elektrik enerjisini ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde 01.08.2013-30.07.2014 tarihleri arasında davalı şirketten tedarik etmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın davalı … A.Ş. tarafından davacıya elektrik faturaları ile tüketim bedeline ek olarak tahakkuk ettirilen ve davacıdan tahsil edilen TRT payının tahakkuk ve tahsilatının yasal olup olmadığı ve geri ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır,3093 sayılı TRT Gelirleri Kanunu’nda TRT payını düzenleyen 4/C maddesi, yürürlüğe girdiği 1985 tarihinden itibaren kanunda bulunmaktadır. Ancak, Bakanlar Kurulu’nun 23.02.2003 tarih ve 2003/5201 kararı ile %3,5 olan oran %2′ ye düşürülmüştür. 04.12.1984 tarihli 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanunu’nun 4/C maddesi; “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ite benzeri kesintiler hariç) faturalannda ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” İlgili madde 1999 yılında 4397 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik neticesinde, … ve … ile bu kurutuşların dışında kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum, kuruluş ve işletmeler nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayri safi satış hasılatının (Katma Değer Vergisi hariç, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler dahil) %3,5 (Bakanlar Kurulu’nun 22.01.2003 tarih ve 2003/5201 sayılı kararıyla %2’ye düşürülmüştür.) oranı tutarındaki payı Türkiye RadyoTelevizyon Kurumuna intikal ettirirler.”
Kanunun yeni şekli ise (09.07.2008 tarihinde): 3093 Sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri kanununun 4. maddesinde: “c) (Değişik: 9/7/2008-5784/11 md.) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi (% 2) tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar île benzeri kesintiler hariç) faturalannda ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler. Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ayrıca pay yatırmaz.”, şeklindedir.
Emsal Yargıtay kararlarında da elektrik dağıtım şirketlerinin katılımcılarına elektrik enerjisi temin eden Organize Sanayi Bölgeleri’nden TRT katkı payı bedeli adı altında bedel alınamayacağına hükmedilmiştir. İlgili Yargıtay kararları gereğince davacıya elektrik faturaları ile tahakkuk ettirilen ve davacıdan tahsil edilen TRT katkı payı bedeli ve bunun KDV’si tutarlannın davalıdan (sözleşme çerçevesinde enerjiyi sağlayan ve fatura tahakkuk ettiren olduğundan) alinarak davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebine uygun olarak fatura son ödeme tarihinden itibaren davacı aboneye faiziyle birlikte geri ödenmesinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava dilekçesinde talep edilen 01.08.2013-30.07.2014 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin tahakkuk toplamında davacı şirketten TRT katkı payı bedeli ve bunun KDV’si olarak tahsil edilen bedel 21.058,09 TL, TRT payına ait bedel+KDV tutarı şeklinde olduğu bilirkişilerce tespit edilmiş, bu tespit ve değerlendirmeler mahkememizce de uygun bulunmuştur.
Davacının talep edebileceği miktar 2.058,09,-TL + KDV ise de sadece TRT payına hükmedilmiş, KDV’ye hükmedilmemiştir. Çünkü davalı TRT’ye aktardığı payı ilgili kurumdan talep ederken KDV hazineye aktarılan bir vergi olması nedeniyle TRT’den bu bedeli istemesi mümkün değildir. Zira KDV TRT bütçesine aktarılan bir para değildir. KDV için ayrıca hazineyi dava etmesi gerekecektir ki bu da vergi mevzuatını ilgilendirebileceği, dolasıyla Vergi Mahkemelerinin konusu olabileceğinden bu kararla Vergi Mahkemelerini de bağlayıcı karar verilmesi pek doğru görülmemiştir. Davacının KDV alacağı için hazineyi Vergi Mahkemeleri nezdinde her zaman dava etme hakkı vardır. Bu nedenle sadece TRT payına dair miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmiş, davalı vekilince karar temyiz edilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2016/22350 esas – 2018/9297 karar sayılı 01/10/2018 tarihli kararı ile ” Somut olayda; dağıtım lisansı sahibi olan davacı (OSB), Serbest Tüketici olarak dava konusu dönemde, tedarikçisi davalı şirketten katılımcıları için satın aldığı elektrik bedeli için, bu satış karşılığı düzenlenen faturalarda gösterilen TRT payını; 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu’nun 4/C maddesi gereğince, davalı tedarikçiye ödemekle yükümlüdür. Yasa değişikliği ile, davacı OSB için, satın aldığı elektrikten dolayı bir muafiyet veya tedarikçiden elektrik satın alınması işleminde TRT payından istisna getirilmediğinden; dolayısıyla, davacının, davalı tedarikçi şirkete elektrik satın alınması sırasında faturada gösterilen TRT payı ödemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından; ödenen paranın geri istenilmesi de söz konusu olamaz.
Dava dilekçesinde, elektrik satın alınması sırasında düzenlenen faturada gösterilen TRT payının satıcı /davalı tedarikçi şirkete ödenen (tedarikçi tarafından ise TRT ye intikal ettirilen ve davacı OSB tarafından ise yönetmelik hükümlerine göre katılımcısına elektrik satışı sırasında enerji maliyet bedeli içinde yansıtılan) dışında elektriğin katılımcılara satışı sonrasında satış bedeli üzerinden “ayrıca” TRT kurumuna aynı enerji için 2. defa- mükerrer- olarak TRT payı ödemesi yapıldığı, beyanname düzenlendiği veya fazladan ödeme de bulunulduğu iddia edilmediğine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de iade talebinde bulunulamaz.
O halde, mahkemece; davacının, 3093 sayılı Türkiye Radyo- Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu’nun 4/C maddesinde, 26.07.2008 tarihinde yapılan değişiklikle, kendilerine (OSB lere ) TRT payı ödemesinden muafiyet getirildiği iddiası yanılgılı yoruma dayalı olup, bu değişiklikle getirilen düzenlemenin lafzi , tarihsel ve gai yorumuna göre ise , davacının bu iddiasında haklı olmadığı kabul edilerek; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 2008 yılındaki yasa değişikliği ile davacıya TRT payından muafiyet getirildiğinden bahisle, yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiş , gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya ve yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava elektrik satış sözleşmesine göre sözleşmeye aykırı ve faturaya yansıtılan TRT paylarının iadesi istemine ilişkin olduğu, 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu’nun 4-C Md. Gereğince davacının davalı tarafa TRT paylarının ödemekle yükümlü olduğu, davacının satın aldığı elektrikten dolayı yapılan yasa değişikliği ile herhangi bir muafiyet veya istisna getirilmediğinden elektrik satın alınması sırasında faturada yansıtılan TRT payı ödemesinde hukuka aykırılık bulunmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40 TL maktu karar harcının peşin alınan359,62 TL harçtan mahsubu ile artan 315,22 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan 119,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …