Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/225 E. 2020/111 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/225
KARAR NO : 2020/111

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde kendisine ait … plakalı aracın arıza yaptığını, davalı …A.Ş.’den yol yardımı istediğini, aracın … Şti.’ye götürüldüğünü, aracın garanti kapsamında olmasına karşın garanti dışında tutularak ücret karşılığı tamirinin yapıldığını, gerekçe olarak da arızanın üretimden değil kullanımdan kaynaklandığını belirttiklerini, garantinin 150.000 km’de dolduğunu, aracın ise 38.959 km’de olduğunu, bu kadar yeni bir aracın vites geçmeme sorunu yaşamasının üretimden kaynaklanabileceğini, bu nedenle de yaptığı tamir masrafının tarafına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, arızanın yarım debriyaj olarak bilinen kullanıcı hatasından kaynaklandığını, kullanıcı hatasından kaynaklı arızaların garanti kapsamına alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 219 ve devamı maddelerine göre ayıba karşı sorumluluktan dolayı alacak davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, servis formunu, garanti belgesini ve tanık beyanlarını delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, araca ait sistem fotoğraflarını yemin delilini tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 219 ve devamı maddelerine göre ayıba karşı sorumluluktan dolayı alacak davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 219’a göre; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” Bu madde kapsamında dava konusu araçta üretimden kaynaklı kusur varsa davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu durumda davacı TBK m. 227/I-3’e göre; “Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.” hakkını kullanabilecektir. Davacı dava açmadan önce bu hakkını kullanmış ancak sonuç alamamıştır. Bu durumda TBK m. 227/II’ye göre; “Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.” hükmü uyarınca genel hükümler çerçevesinde tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Genel hükümlerden kastedilen TBK m. 49 ve devamı maddeleridir. Yani “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bu madde kapsamında davacı tarafın davalının kusurlu olduğunu kanıtlaması gerekmektedir.
Bu amaçla araçta meydana gelen arızanın üretimden mi yoksa kullanım hatasından mı kaynaklandığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 288’e göre makine mühendisi eşliğinde keşif ve 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 19.12.2019 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda dava konusu aracın debriyaj – volan sisteminde üretim arızası bulunması durumunda aracın 17 ay süresince ve 39.000 km boyunca kullanılamayacağını, meydana gelen arızanın sürücünün ayağını debriyaj pedalı üzerinde kendi ağırlığı ile tutarak “yarım debriyaj” olarak bilinen durumu yarattığını, İstanbul trafiği gibi yoğun ve tıkanan trafikte debriyaja sık basıldığını, bu nedenle de araçta meydana gelen arızanın üretim hatasından değil kullanım hatasından meydana geldiğini tespit etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf rapora itirazlarını sunmuş ancak bilirkişi raporundaki “yarım debriyaj” tespitini çürütür nitelikte ve yeniden rapor alınmasını gerektirir nitelikte itirazlarda bulunmadığından ek rapor talebi kabul edilmemiştir.
Davacı taraf davalı tarafın üretim hatasından kaynaklı kusurunu kanıtlayamadığından bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 85,39-TL harçtan mahsubu ile artan 30,99-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır