Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2020/12 K. 13.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/194
KARAR NO : 2020/12

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı …A.Ş. ile Hizmet ve Mekan Tahsisi Sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre davalı şirkete sahne, stüdyo alanı ve teknik ekipman kiraladıklarını, toplam 15.233,67 TL alacaklarının doğduğunu, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, bunun üzerine dava açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde davaya konu sözleşmeden kaynaklanan borcun davacının banka hesabına ödenmek suretiyle kapatıldığını, takipte % 8 gecikme faizinin uygulanmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 299 ve devamı maddelerine göre taşınır 339 ve devamı maddelerine göre de konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, Hizmet ve Mekan Tahsisi Sözleşmesini ve faturaları delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, Hizmet ve Mekan Tahsisi Sözleşmesini, İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, banka dekontlarını, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 299 ve devamı maddelerine göre taşınır 339 ve devamı maddelerine göre de konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Taraflar arasında yapılan Hizmet ve Mekan Tahsisi Sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin konusunu sözleşmenin eki krokide işaretli olan mekânın sözleşmedeki koşullara uygun olarak kiralanması oluşturmaktadır.
Sözleşme bedeli başlıklı 5.4 maddesinde de sözleşme konusu ödemelerde gecikme olması durumunda aylık % 8 oranında gecikme faizi uygulanacağı belirlenmiştir.
Davacı tarafın alacak iddiasının araştırılması, davalı tarafın da ödeme iddiasının araştırılması için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre her iki tarafın ticari defterlerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 02.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre 2015 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 15.233,67 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre de yine 2015 yılı sonu itibariyle davalının davcıya borçlu olmadığı, iki taraf ticari defterlerindeki farkın davalı tarafından davacıya yapıldığı belirtilen 15.233,67 TL tutarlı ödemenin belgeye dayanmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Yapılan incelemeye göre taraflar arasındaki faturalar toplamı 251.106,32 TL’dir. Davacının davalıdan tahsil ettiğini belirttiği miktar ise 235.872,65 TL’dir. Davalı taraf 15.233,67 TL daha ödediğini belirtmektedir.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir. Ayrıca davalı taraf 15.233,67 TL daha ödediğini 6100 sayılı HMK m. 190 ve 191’e göre ispat yükü altındadır. Davalı taraf 15.233,67 TL daha ödediğini kanıtlayacak yazılı bir belge ya da senedi dosyaya sunmamıştır. Getirtilmesini talep ettiği banka hesap dökümleri de davaya konu 15.233,67 TL tutarındaki miktar ile ilgili değil önceki dönemdeki diğer ödemeler ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir. Dosya içerisine alınan İstanbul 31. İcra Dairesinin 2018 / 22900 sayılı dosyasında davacı taraf 15.233,67 TL asıl alacak ve 37.779,50 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 53.013,17 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak faturaya konu alacaklarının tarafına ödenmesi için davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilerek takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden kısmen reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafın davacı taraf ile yaptığı sözleşme hükümlerine göre ödemesi gereken kira borcunun ne kadar olduğunu biliyor olması, ne kadar ödeme yaptığını bilebilcek durumda olması, yaptığı ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin kendi ticari defterlerinde olduğu kadar davacı taraf ticari defterlerinde de kaydının tutuluyor olduğunu biliyor olmasına karşın aleyhinde başlatılan icra takibinin tamamına itiraz etmesi iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı tarafın davalı taraftan olan alacağının faizini talep edebilir hale gelmesi için davalı tarafı temerrüte düşürmesi gerekirken bunu yapmadan doğrudan başlattığı icra takibinde faiz talep etmesi iyiniyetli görülmeyerek davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin on birinci fıkrası yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konusunda “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmünü getirmiştir. Dosyaya sunulan Arabuluculuk Son Tutanağı incelendiğinde davalı tarafın arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın reddedilen kısmı yönünden davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinin tamamı davalı üzerinde bırakılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 15.233,67 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 15.233,67 TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davanın reddedilen 37.779,50 TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı kanun madde 18/A’ya göre davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı anlaşılmakla, davanın reddedilen kısmı yönünden lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.040,61-TL nispi karar harcının peşin alınan 640,27-TL harçtan mahsubu ile eksik 400,34-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 861,60-TL ( 750-TL BK ücreti, 111,60-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin 6325 sayılı kanun madde 18/A’ya göre davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 691,07-TL ( 44,40-TL BH, 640,27-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın 6325 sayılı kanun madde 18/A’ya göre davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸