Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/179 E. 2022/247 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/179
KARAR NO :2022/247

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:02/10/2018
KARAR TARİHİ:21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş’nin 01/10/2013 tarihinde ikmal anlaşması yaptığını ve bu anlaşma gereğince alım satım işlemlerinin son ürünleri 8.000.000 litre akaryakıttan oluştuğunu, toplam 8.000.000 litre akaryakıt’ın satıcı … tarafından … ve … antrepolarına ithal edilip teslim edildiğini, … tarafından … … ve Tic. A.Ş depolarına teslim edilen motorinin 2.990.804 litre ulusal marker eklenmediğini, 1.462.044 litre ulusal marker eklendiğini, 16/11/2013 tarihinde … … Tic. A.Ş/… deposuna … referans numarası ile akaryakıtın 14/11/2013 tarihinde … ve … numaralı beyannamesi ile millileştirildiğini ve süpür akaryakıta satıldığı referanslı fatura, fatura ve gümrük beyannamesi eki ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşlara bildirildiğini, ithalatçı firma olan … Akaryakıtın vergi borçlarını ödememesi sebebi ile hakkında vergi dairelerince ihtiyati haciz kararı aalındığını, bu ihtiyatı haciz kararı sonrası … ili dahil olmak üzere haciz bildirileri gönderildiğini, 02/12/2013 tarihli 30023 sayılı … Vergi Dairesi’nin haciz yazısına cevaben TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı … Gümrük Müdürlüğü 12/12/2013 tarih ve …-641.03.03.haciz(3062)-3255-13994 sayılı yazı ile cevap verildiğini v haciz işlemi yapılamadığını, davalı …’in 11/12/2013 tarihli yazısı ile mevzuata aykırı bekletme yapmadığını satışa ilişkin bildirimin kendisine 21/11/2013 tarihinde değil 02/12/2013 tarihinde geldiğni belirttiğini, sunulan belgelerden 02/12/2013 tarihi itibariyle davalı …’in satıştan haberdar olacağını ve kendi insiyatifi ile tedbir uygulanacağını, 12/12/2013 tarihinde dava konusu mallar üzerinde …’a ait olmaması sebebi ile haciz yapılamadığını, 26/12/2013 tarih ve … sayılı yazı üzerine, 30/12/2013 tarihinde fiili haciz için davalının antreposuna gidildiğini, malların …’a ait olmaması sebebi ile haciz yapılamadığını, buna rağmen ilgili haciz tutanağının ekinden görülen davalı firmanın yetkilisi …’in malların müvekkiline değil …’a ait olduğunu gerçeğe aykırı şekilde beyan ettiğini, davalının kötüniyetli beyanları sebebiyle müvekkilinin malları teslim almaması için sebep kalmadığını, davalını depoyu kullanma bedeli alabilmek, rakip firmaları saf dışı bırakmak için böyle bir yola başvurulduğunu, davalının beyanı sonrasında 02/12/2013, 12/12/2013 ve 30/12/2013 tarihinde …’ın olmadığı için haczedilmeyen buna rağmen davalının kendi başına uyguladığı tedbir sebepli müvekkiline teslim edilmeyen malların 06/01/2014 tarihinde davacı şirketin yetkilisi beyanlarının çerçevesinde istihkaklı olarak haczedildiğini,bu durumun haczin dayanağının davalı beyanı olduğunun … Vergi Dairesi’nin 07/02/2014 tarihinde 26.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği beyanda yer aldığını, iş bu davanın konusunun davalının hukuka aykırı beyanları sonucu 06/01/2014 tarihine kadar uyguladığı tedbir sonrasında müvekkilinin 4 yıl boyunca kendisine ait toplamda 4.550.000 litre akaryakıt üzerine tasarruf edememesi sonucu uğradığı zararın tazmini olduğunu akaryakıt ithalatının döviz cinsinden yapıldığının da göz önünde bulundurularak bilirkişi veya bilirkişi heyetince denkleştirici adalet ilkesi uyarınca enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ve olası taraf itirazarını da karşılamak adına müvekkilinin 29/11/2013 ile 29/09/2017 arasındaki zararın hesaplanarak davalıdan 29/09/2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini, davanın belirsiz alacağın belirlenmesinden sonra talep artırım hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik ¨500.000 üzerinden kabulünü, davalıya ödenen ¨260.000 depo kira bedelinin ödeme tarihi olan 04/08/2014’ten itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini, müvekkillerinin avalıya depo kira bedeli ödeme yükümlülüğü olmadığının tespitini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verimesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Mahkemenin bu davaya bakmaya yetkisiz olduğunu, tarafların tacir olduğunu, aralarında imzalanan 13/01/2017 tarihli “İkmal ve Depolama Hizmetleri Sözleşmesi’nin yetki şartını düzenleyen 11.maddesinde “ İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı “ hüküm altına alındığını, HMK.2nın 17.maddesinde yer alan” (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” amir hüküm kapsamında işbu davanın taraflarca kararlaştırılan İstanbul-Çağlayan mahkemelerinde açılması gerekirdi denildiğini bu sebeple mahkememizin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin(kısaca …) yasal mevzuat kapsamında ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan almış olduğu lisanslar aracılığıyla akaryakıt depolama ve dağıtımında ülke çapında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, dava dışı akaryakıt dağıtım lisansı sahibi … Dağıtım Tic. A.Ş. ,… … Firmasından iki ayrı fatura ile 1.607,348 m3 ve 2.990,804 m3 ürün satın aldığını, bu ürünlerin beyannamelerine 14 Kasım tarihinde başlayan … 15 Kasım tarihinde ilgili ürünlere ait KDV tutarlarını yatırarak kendi şirketleri adına malın ithalatını gerçekleştirildiğini, 25/10/2013 tarihinde … ile müvekkili şirket arasında “İkmal ve Depolama Hizmetleri Sözleşmesi” imzalanarak,…’ın mülkiyetindeki bahsi geçen ürünlerin müvekkili … …’ın …’da bulunan antreposunda 15/11/2013 tarihine kadar depolanması hususunda anlaşıldığını, ilgili sözleşmenin “ Kalite ve Ulusal Marker” başlıklı 5.Maddesinde;“Depolama hizmetine konu edilen ürün hakkında tedbir,haciz,el koyma vb.işlemlerin uygulanması halinde …,…’ı bilgilendirecek olup ürünün iş bu sebeple tahliye olunamaması durumunda … bu süreçte depolama ücrti ödemeye devam edeceğini kabul beyan ve taahhüt eder.” hükmü ile,sözleşmenin “ Etik Kurallar” başlıklı 15.maddesinde ;Kanunen her iki tarafın basiretli tacir olarak zaten maddede yer alan şekilde davranma yükümlülüğü olmasına karşın taraflarca özellikle kararlaştırılmıştır.) Taraflar,işbu sözleşmenin uygulanması sırasında ,her türlü iş,işlem ve uygulamalarında yasalara uygun davranmak,ticari etik ve iyi niyet kurallarına uygun davranmakla yükümlüdür.” Hükmü yer aldığını, davacıların huzurdaki davayı açmakta haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacılar tarafından ,” … …’ün antreposunda bulunan ürünlerin kendilerine ait olmasına rağmen … Petrolün … Gümrük Müdürlüğü’ne sunduğu 09/12/2013 tarihli yazısında antrepolarında bulunan malların …’a ait olduğunun tedbir amaçlı teslim edilemeyeceğinin ya da serbest bırakılamayacağının beyan edilmesi sebebiyle malları alamadıkları iddiasıyla , ödenen ¨260.000 depo kira bedelinin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile birlikte ödenmesi ve ileride artırılmak üzere 29/11/2013 ile 29/09/2017 tarihleri arasındaki zararlarına karşılık olmak üzere şimdilik ¨500.000’nin tahsili talebiyle “ iş bu dava açıldığını, öncelikle davanın yetkisizlik sebebiyle reddini, yetki itirazının kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/932-1219 E-K sayılı ilamı ile işbu davada yetkisizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize tevzi edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … Gümrük Müdürlüğü cevabi yazısı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı, Ticaret Bakanlığı cevabi yazısı, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, celp edilmiş, alacağın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin dosyaya sunduğu 15/03/2021 tarihli raporda “Akaryakıtın geç teslim edilmiş olmasının davalı şirkctin eylemlerine bağlı olmadığı,farklı idari birimlerinin (Vergi Dairesi Müdi ün darklı birimler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, EPDK) akaryakıta ilişkin işlemleri/kararları sonucunda gerçekleştiği,Davacı şirketlerin malvarlığında meydana gelen azalmadan’eksilmeden, davalı şirketin sorumlu tututmaması gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış aldırılan 14/10/2021 tarihli ek raporda ” Sayın Mahkemenin talimatı üzerine dava dosyası, ibraz edilen ek bilgi ve belgeler yönünden incelenmiş olup, takdiri mahkemenize ait olmak üzere;yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle tarafların Kök Bilirkişi Raporumuza yönelik itiraz ve beyanlarının, yapılan inceleme, tespit ve varılan sonucu değiştirecek nitelik taşımadığı ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, satın alınan akaryakıtın teslim alınamaması nedeniyle denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde zararın tazminine yönelik tazminat alacağı ve ayrıca ödenen depo kira bedelinin istirdatı davasıdır. Davacılar dilekçesinde tazminat alacağına dayanak kusur olgusunu açıklarken akaryakıtın teslim alınamaması sebebinin davalı şirket ve bu şirketin yetkilisi …’in 09.12.2013 ve 30.12.2013 tarihli gerçeğe aykırı ve kötüniyetli beyanları olduğunu, bu beyanlar olmasaydı akaryakıtın teslim alınarak, kullanılabileceği ve rahatlıkla diğer davacıya satılabileceği vurgulanmış ve bu kusur çerçevesinde tazminat alacağı talep edilmiştir. Kar kaybına ilişkin tazminata hükmedilebilmesi için herşeyden önce davalının kusurlu olup olmadığı ve kötüniyetle hareket edip etmediğinin incelenmesi gerekmekte olup bu konuda toplanan tüm somut, açık ve denetime elverişle deliller dikkate alındığında taraflar arasında gelişen sürecin Dava dışı … Dağıtım A.Ş.’nin ithal ettiği 8.000.000 litre akaryakıtın 4.450.000 litresinin …, bakiye kısmın ise … Antrepolarına teslim ettiği, bu hususta davalı ile ikmal ve depolama hizmetleri sözleşmesi imzalandığı, …’ın vergi borçları nedeniyle hakkında haciz kararı alındığı, ilk kez … Vergi Dairesince 02.12.2013 tarihli yazısı ile haciz kararının uygulanmasının talep edildiği fakat bu haciz yazısından önce … Gümrük Müdürlüğü tarafından yazılan 22.11.2013 tarihli yazıda “fiili ithalatı gerçekleştirilmiş olmakla birlikte antrepo sahasından çıkarılmamış olan eşyalar için bireysel ve toplu teminat verilmesi gerektiğinden ikinci bir talimata kadar eşyaların teslim edilmemesi” ve yine 02.12.2013 tarihli yazıda ihtiyati haciz kararına istinaden tedbir konulmasını teminen yükümlüsüne teslim edilmemesini ve serbest bırakılmaması gerektiği”ni bildirdiği, … Vergi Dairesi’nin 02.12.2013 tarihli yazısına istinaden … Gümrük Müdürlüğü’nün 09.12.2013 yazısı ile … …’den bilgi istediği davalı şirketin 09.12.2013 tarhili 2013/0092 sayılı müzekkere cevabında ürünlerin …’a ait olduğu ve … Gümrük Müdürlüğü bildirilen şekilde ürünlerin tedbir amaçlı olarak sahiplerine teslim edilmeyeceği ve serbest bırakılmayacağının” beyan edildiği, … Gümrük Müdürlüğünce yeniden 10.12.2013 tarihinde açıklayıcı bilgi istenmesi sonucunda davalı şirketin yeniden 11.12.2013 tarih ve 2013/0095 sayılı cevabından Gümrük yönetmeliğinde değişiklik yapıldığını, … Gümrük Müdürlüğü’nün 22.11.2013 tarihli yazısına istinaden antrepolarda depolanan mallarla ilgili ikinci talimatın beklendiği, satışın yapıldığına dair faturanın 21.11.2013 tarih itibariyle bildirmediği, fatura olmaksızın satış yapıldığına dair bilginin 02.12.2013 tarihli mail ile iletildiği” hususunda bilgi ve açıklama yapıldığı anlaşılmaktadır. … Vergi Dairesinin 26.12.2013 tarihli fiili haciz uygulanması talebi sonucu davalı şirketin antrepolarında fiili haciz uygulanmak üzere gidilmiş 30.12.2013 tarihli tutanakla …’a ait malvarlığı bulunmadığı, akaryakıtın … A.Ş.’ye satış yapıldığı, tespit edildiği imza altına alınmış ve ayrıca davalı şirket yetkilisinin ek ifadesine yer verildiği, bu ifade de tutanaktaki hususlara katılmadıklarını, bu sebeplerinde … tarafından malların millileştirilme sürecinin Gümrük Yönetmeliğinde olan değişiklik nedeniyle durduğunu, … Gümrük Müdürlüğünce ihtiyati haciz konulduğunun bildirildiği, Kasım ayının son haftasında yapılan denetimde … yetkilisinin satıma ilişkin fatura ibraz edemediği, şifahi olarak malların kendilerine ait olduğunun belirtildiği, …’a satışın gerçekleştirildiğine ilişkin bilginin 02.12.2013 tarihli mail ile bildirildiği, … Gümrük Müdürlüğü’nün 02.12.2013 tarihli yazısı gereği malların teslim edilemediği, haciz kalktığına ilişkin yazının bildirilmesinden sonra malların teslim edilebileceğinin beyan edildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu ayrıntısına yer verilen resmi kayıtlar incelendiğinde gerek davalı şirketin gerekse şirket yetkilisinin sürece ilişkin yanlış, yanıltıcı ve aldatıcı beyanda bulunmadıkları, … Gümrük Müdürlüğünce yazılan ve verilen talimatların bildirildiği, satışa ilişkin bilginin fatura olmaksızın 02.12.2013 tarihli mail ile yapıldığı, 30.12.2013 tarihli tutanakta da bu hususların tekrarlandığı görülmektedir. Ayrıca …. AHM’nin … Esas sayılı dosyasında … Dağıtım Tic. A.Ş. Tarafından … Vergi Dairesine 25.12.2013 tarih ve 66030 sayılı dilekçe ile başvurulduğu, …’a ilişkin ürünlerin kendilerine ait olduğunun beyan edildiğinin, bu iddianın … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından reddedildiğinin açıklandığı anlaşılmaktadır. Tüm bu yazışmalar ve süreç biraraya getirildiğinde idarenin kendi insiyatifi ve aldığı kararlar doğrultusunda …’ın talebini geri çevirdiği, bunun 30.12.2013 tarihinde davalı şirket yetkilisinin ifadesinden önce yapıldığı, idarenin aldığı kararda şirket yetkilisinin etkisinin olmadığı, zaten davalı şirket yetkilisinin verdiği ifadenin yukarıda da açıklandığı üzere yanlış yanıltıcı veya aldatıcı olmadığı, gerçeğe aykırı veya kötüniyetle hareket edildiğinin ispat edilmediği, zararın tazmini için gerekli olan kusur şartının gerçekleşmiş olmadığı, akaryakıtın teslim alınmaması olgusunun ve kusurunun davalı tarafa yükletilemeyeceği, bu nedenle tazminat alacağına ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır. Ödenen depo kira bedeli yönünden ise … … A.Ş. Tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile depo kira bedeline yönelik alacak davası açıldığı, davanın 01.03.2017 tarihinde 114.879,09 TL değer üzerinden açıldığı, işbu dosya davacılarının 04.08.2017 tarihinde 260.000,00 TL bedeli depo kira bedeli olarak ödedikleri fakat henüz davanın derdest olup sonuçlanmadığı anlaşılmıştır. İşbu davada davacılar her ne kadar ödedikleri bedelin iadesini talep etmişler ise de istirdat davasına konu 260.000 TL’nin …. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında görülmekte olduğu, depo kira bedeli alacağının ne kadar olduğu, bu bedelin hangi tarihleri kapsadığı, … …’ün hapis hakkının mevcut olup olmadığı, bu alacağı talep edip edemeyeceği hususlarında somut, açık, denetime elverişli bir karar verilmeden ödenen bedelin istirdatının talep edilmesinin mümkün olmadığı, istirdata konu alacağın ödenmesinin rızaen yapıldığı, davalı … …’ün M.K. 950 Md. Kapsamında hapis hakkı mevcut olup ikmal ve depolama sözleşmesi kapsamında kusurunun olmadığı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında depolama kira bedelinin varlığı ve miktarı hususunda somut bir karar verilmiş olmadığından depo kira bedelinin istirdatı yönünden erken açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Açılan davada tazminat talebinin REDDİNE,
B) Açılan davada depolama kira bedeli yönünden talep edilen kısmın erken açılması nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 12.978,90 TL harçtan mahsubu ile artan 12.898,2‬0 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
3-Tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 26.650,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …