Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/16 E. 2021/831 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/16
KARAR NO:2021/831

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:26/07/2017
KARAR TARİHİ:20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …firmasıyla yaptığı ve davalı bankanın da bilgisi dahilinde olan 26/07/2016 tarihli protokol gereği … firmasının yapacağı nakliye taşımaları ile ilgili müvekkil tarafından verilecek sigorta hizmeti için yapılan sigorta poliçesi gereği 2016-2017 yılları arası bir yıllık nakliye poliçeleri ile ilgili olarak protokolün (10.1) maddesine göre poliçenin %25’i ön ödeme alındığını, 06/09/2016 tarihinde 75.000 TL, 06/09/2016 tarihinde 71.000 TL, 07/09/2016 tarihinde 90.000 TL ve 07/09/2016 tarihinde 90.000 TL şeklinde … pos cihazından krde kartıyla … firması yetkilisi … tarafından kredi kartıyla yapılan ödemelerin davalı banka hesabına girdiğini, bankanın müvekkilden kesilmesini istediği faturaların da dava dilekçesinde ekli olduğunu, davalı bankanın istediği üzerine … … Şubesi’nde bizzat kart sahibi … şube müdürünün önünde bilgisi dahilinde, kartın çekilmesiyle ilgili olarak beyanda bulunup imza attığını, ilk yapılan işlemlerde bir sorun çıkmadığını 140.000 TL paranın müvekkil tarafından kullanıldığını, ikinci tahsilatlarda davalı bankanın sözleşmeyi de istediğini, 07/09/2016 tarihinde sözleşme de gönderildiğini, 08/09/2016 sabahı 100.000 TL EFT’yi müvekkilin yaptığını, daha sonra kararlarından da anlaşılacağı üzere bankanın hiçbir zararı olmadan bu durumu tespit etmeden müvekkile ait paraya bloke koyduğunu, bu durumun bankacılık üyelik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğini, davanın kabulü ile bloke konulmuş meblağ olan 58.000 TL’nin müvekkilin ilk ihtarı çekip bankadan bloke edilen parayı talep ettiği ihtarnameyi davalı bankaya tebliğ ettirdiği tarih olan 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanacak olan faiz oranı ile beraber, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;HMK 116 maddesi gereğince yetki itirazında bulunduklarını, iş bu davaya … mahkemelerinin bakma yetkisi olmadığını, … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı müşteri nin, POS cihazı ile; 06.09.2016 tarihinde 71.000- TL ve 75.000- TL , 07.09.2016 Tarihinde 90.000- TL ve 90.000- TL lik 4 pos satış işlemi yaptığını, güvenlik tedbirleri kapsamında davacının hesabına bloke konulduğunu, davacının ilk üç işlemde hesaba geçen tutarı , hesaba geçer geçmez anında EFT yaptığından bu işlem tutarları blokeye alınamamış , 58.000- TL.lik tutar bankada kaldığından bu tutarın blokede kaldığını, davacı şirketin aradan geçen süreçte hiçbir surette poliçe ibrazında bulunmadığını ve sair nedenlerle yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 01/07/2020 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
27/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Üye İşyeri Sözleşmesi’nin Ters İşlem (Charge Back) başlıklı maddesinde ters işlem hakkında bilgi verildiği, Charge Back/harcama itirazı süresinin 540 gün olduğu, kart hamilinin (…) veya kart hamilinin bankasının 540 gün içinde protokole konu hizmeti almadığı yönünde 04.03.2018 tarihine kadar bir itirazda bulunmasının mümkün olduğu, blokenin kaldırılması için davacıdan istenen sigorta poliçesinin bankaya ibraz edilmediği, sigorta hizmetinin alınmadığına dair bir itirazın gelmesi halinde de davacı hesabına alacak kaydedilen tutarın kart hamiline iade edilmesinin söz konusu olacağı, sözleşme hükümleri doğrultusunda davacının hesabına bloke konulduğu, ancak kart hamilinin (…) harcama itirazı yapmadığı tespitimizle birlikte; davalı bankanın (her ne kadar sigorta poliçeleri sunulmamış olsa bile) harcama itiraz süresi (04.03.2018) geçtiği için ve şüpheli bir işlem olup olmadığı tespit edilemediği için blokeyi kaldırması gerektiği kanaatini mahkememizin takdirine bırakıldığı, 58.000,00 TL’nin; davacı tarafça çekilen ihtarnamenin bankaya tebliğ tarihi olan 30.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı talebi mahkememizce kabul edildiği takdirde; dava tarihi itibariyle toplam alacak 58.000,00-TL ana para alacağı, 4.737,90-TL değişen oranlarda avans faizi olmak üzere toplam 62.737,90-TL alacak hesaplandığı sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, banka üyelik sözleşmesinden kaynaklanan, davalı tarafından davalı hesabından bloke edilen meblağın tahsili istemine ilişkindir.
06.09.2016 tarihinde 71.000- TL ve 75.000- TL , 07.09.2016 Tarihinde 90.000- TL ve 90.000- TL lik 4 pos satış işlemleri nedeniyle ,taraflar arasında imzalanan Üye İşyeri Sözleşmesi’nin GÜVENLİK TEDBİRLERİ başlıklı 7. maddesi kapsamında davalı banka davacının hesabına bloke konulmuştur.
Davalı tarafça, satış işlemleri nedeniyle ,taraflar arasında imzalanan Üye İşyeri Sözleşmesi’nin GÜVENLİK TEDBİRLERİ başlıklı 7. maddesi kapsamında davacının hesabına, Güvenlik tedbirleri kapsamında davacının hesabına bloke konulmuştur. Davacı ilk üç işlemde hesaba geçen tutarı , hesaba geçer geçmez anında EFT yaptığından bu işlem tutarları blokeye alınamamış , 58.000- TL.lik tutar bankada kaldığından bu tutar üzerinde bloke konulduğu ileri sürülmektedir.
Üye İşyeri Sözleşmesi’nin ” BANKANIN UYGULAYACAĞI GÜVENLİK TEDBİRLERİ ” başlıklı 7.2 maddesinde “Banka üye işyerinin rutin işleyişine ve normal harcama davranışlarına aykırı ,riskli, şüpheli veya hileli bir işlem tespit ettiği veya bu şekilde bir işlem kendisine bildirildiği veya herhangi bir nedenle gerekli gördüğü taktirde, üye işyeri hesabına bloke koyabilir. Üye işyeri tarafından kullanılan POS’ları kapatıp işlem yapılmasını durdurabilir ve bu şüpheli işlemle ilgili herhangi bir sorun olmadığına kanaat getirinceye kadar bloke ile kapatma işlemini devam ettirebilir. Üye işyeri bu koşulu bilerek ve kabul ederek işbu sözleşmeyi imzalar ve bankanın bloke işleminden ötürü herhangi bir itiraz, faiz veya defi hakkından peşinen feragat eder. hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olay bir uluslararası işleme dayanmaktadır.
Taraflar arasındaki Üye İşyeri Sözleşmesinin ” TANIMLAR ” başlıklı 1. maddesinde ;
Ters İşlem ( Charge Back ) : Kart hamili tarafından üye işyerinde kredi kartının kullanılması sonrası, kart hamili veya kart hamili bankasının itirazı üzerine , o kullanımın geçersizliğinin değerlendirilmesine ve bu değerlendirme sonucu banka veya diğer üye işyeri bankası tarafından üye işyeri hesabına alacak kaydedilen tutarın kart hamili hesabına iade edilmesine yönelik uluslar arası kart kuruluşları tarafından belirlenen kurallar dahilinde yapılan işlemleri ifade eder . şeklinde tanımlanmıştır.
29/11/2019 tarihli bilirkişi ön raporunda davalı bankadan yerinde inceleme yetkisi kapsamında istenen belgelerini sunulmadığı tespiti yapılmıştır.
27/08/2020 tarihli usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporunda; Üye İşyeri Sözleşmesi’nin Ters İşlem (Charge Back) başlıklı maddesinde ters işlem hakkında bilgi verildiği, Charge Back/harcama itirazı süresinin 540 gün olduğu, kart hamilinin (…) veya kart hamilinin bankasının 540 gün içinde protokole konu hizmeti almadığı yönünde 04.03.2018 tarihine kadar bir itirazda bulunmasının mümkün olduğu,kart hamilinin (…) harcama itirazı yapmadığı tespitimizle birlikte;davalı bankanın (her ne kadar sigorta poliçeleri sunulmamış olsa bile) harcama itiraz süresi(04.03.2018) geçtiği için ve işlemin şüpheli olup olmadığı konusunda her hangi bir delilsunamadığı için, davalı bankanın blokeyi kaldırması gerektiği kanaati ortaya konulmuştur.
Uluslararası işlemlerde Charge back ( harcama itirazı ) süresi 540 gündür. Başka bir ifade ile Kart hamilinin veya kart hamili bankasının 540 gün içerisinde protokole konu hizmeti almadığı yönünde 04.03.2018 tarihine kadar bir itirazda bulunması mümkündür.
Davacı taraf, … … Noterliğince 28.09.2016 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile hesap üzerine konulan blokenin kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı tarafından 28 Eylül 2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile bankaya blokenin kaldırılması için yapılan başvuru 07/10/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile reddedilmesinden sonda davacı ile sözleşme yapan firma yetkilisi … tarafından, … A.Ş.’nin isteği üzerine pos işleminin kendisinin bilgisi dahilinde olduğuna dair imzalı yazı ve pasaport fotokopisi verildiği görülmektedir.
Davalı tarafça yasal süresi içinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde ,davacının blokenin kaldırılması talepli ihtarnamesine karşılık olarak müvekkil … tarafından keşide edilen … 13. Noterliğinin 07.10.2016 tarih ve … sayılı ihtarnamede imzalanmış olan 23.11.2011 tarihli Temel Bankacılık Hizmet Sösleşmesi ve 07.12.2011 tarihli Üye İşyeri Sözleşmesi hükümleri uyarınca işyerinizin rutin işleyişine ve normal harcamalara aykırı, riskli, şüpheli veya hileli işlemler tespit edilmesi halinde hesabınıza bloke koyulacağı hususu ile bankamızın takas rehin ve hapis hakları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Üye İşyeri Sözleşmesi hükümleri uyarınca hesabınızda bulunan bloke , her türlü poliçenin ibrazı ile poliçe miktarı kadar çözüleceğinin belirtildiği, davacının iş yaptığı davadışı … firmasının , söz konusu sigorta hizmetini almadığı halde banka kartı ile yapmış olduğu ödemeleri itirazen ( charge back ) bankamızdan talep hakkı olacağı nedeniyle blokeyi kaldırmadıkları ileri sürülmüşür.
İspat hususuna gelince; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
Bu konudaki ispat yükü davalı taraftadır. Davalı bankaca davacının hesabında bloke konulabilmesi için için Üye İşyeri Sözleşmesi’nin ” BANKANIN UYGULAYACAĞI GÜVENLİK TEDBİRLERİ ” başlıklı 7.2 maddesinde belirtilen banka üye işyerinin rutin işleyişine ve normal harcama davranışlarına aykırı ,riskli, şüpheli veya hileli bir işlem olduğunun da ispatı gerekmekte olup dosya kapsamında davalı bankaca bu konuda herhangi bir belge veya delil sunulmadığı görülmektedir.
Blokenin kaldırılması için davacıdan istenen sigorta poliçesinin bankaya ibraz edilmediği, sigorta hizmetinin alınmadığına dair bir itirazın 540 gün içinde gelmesi halinde de davacı hesabına alacak kaydedilen tutarın kart hamiline iade edilmesi gerekebilir.
Davalı ile işlem yapan şirket yetkilisinin müdahale dilekçesinde, davacı tarafın blokenin kaldırılması için başvuru dilekçesine 22.03.2017 tarihinde yeniden ret cevabı almış olup bu doğrultuda ortaya çıkan sonuçlar neticesinde herhangi bir çözüm bulunamaması ve blokenin kaldırılamaması neticesinde protokolün gereğinin yerine getirilememesi sebebiyle davadışı şirketin … 36. Noterliği 28/03/2017 gün … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı ile olan 26/07/2016 tarihli protokolün iptal edildiği belirtilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı bankanın Blokenin kaldırılması için davacıdan istenen sigorta poliçesinin bankaya ibraz edilmediği, sigorta hizmetinin alınmadığına dair bir itirazın gelmesi halinde de davacı hesabına alacak kaydedilen tutarın kart hamiline iade edilmesinin gerekebileceği, davalı ve davacı taraf tacir olup TTK m. 18/2 gereğince basiretli davranma sorumluluğu altında olup , 540 günlük itiraz süresinin 04.03.2018 tarihinde bitmesine rağmen davacının hesabına konulan blokeyi kaldırmadığı, davacının bloke altında tutulan 58.000- TL.lik alacağı olduğunu ispatladığı, davalının 05/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi işletilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile, 58.000,00-TL’nin 05/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.961,98-TL nispi karar harcından peşin alınan 990,50-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭2.971,48‬-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.340,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam ‭2.047,2‬0-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 990,50-TL Peşin Harç, 270,70-TL Tebliğ ve Posta, 750,00-TL BK) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır