Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/155 E. 2021/321 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/155 Esas
KARAR NO:2021/321

DAVA TARİHİ:25/05/2016
KARAR TARİHİ:08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile dava dışı … Şirketi arasında, … Noterliğinin, 20.12.2010 tarih ve … yevmiye sayılı sözleşmesi ile “İş Ortaklığı Sözleşmesi” imzalandığını, Söz konusu iş ortaklığının, davalıya ait binaların genel temizlik işini yerine getirmek maksadıyla kurulduğunu, sözleşme kapsamında iş davalıya 17/10/2010 tarih, … seri numaralı 395.000 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, işe başlama tarihinin 01/01/2011, işin bitiş tarihinin 31/12/2012 olduğunu, müvekkilinin sözleşme konusu işi sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğini, ve sözleşmede kararlaştırdığı gibi 31.12.2012 tarihinde teslim edildiğini, davalı idare tarafından teminat mektubunun iade edilmediğini, teminat mektbunun süresinin sürekli uzatıldığını, müvekkili tarafından yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını belirterek öncelikle, borçlu olmadıkları bir sözleşme gereği verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilerek, muhatap bankaya yazı yazılmasını, davanın kabulü ile … Bankası A.Ş. … Şubesine alt, 17.10.2010 tarih ve … seri numaralı 395.000,00 TL bedelli teminat mektubunun müvekkile iadesine, bunun mümkün olmaması halinde, işbu teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tespitine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşme Kamu İhale Mevzuatı hükümleri muvacehesinde akdedilen Kamu İhale Sözleşmesi olduğunu, …’ın belediye şirketi olduğunu, … Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın 1986 yılı Bütçe Kararnamesi’nin 19. maddesi ile “Belediyenin … halkına daha etkili ve süratli bir şekilde hizmet vermesini sağlamak amacına yönelik olarak lüzum görülecek şirket ve müesseselere uygun şartlarla, ayni ve nakli sermaye karşılığı olarak hissedar olmaya, ortaklık için gerekli ödemelerin bütçenin ilgili faslından karşılamaya Belediye Başkanı yetkilidir.” şeklindeki düzenlemesine istinaden … ve benzeri şirketlere Büyükşehir Belediye’sinin … halkına hizmet için hissedar olabileceğinin karar altına alındığını, …’ın bu karara dayanılarak Türk Ticaret Kanunda anonim şirketlerin kuruluşu ile ilgili tüm yasal prosedürü yerine getirerek kurulmuş, ana sözleşmesi …. Noterliğinin 24.12.1986 tarih … yevmiye nosu ile onanmış, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil no ile tescil ve ilan edildiğini, …’ın sermayesinin yarısından fazlası … Büyükşehir Belediyesine aittir, sermaye yapısı sebebiyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 2/d maddesi uyarınca Kanun kapsamında olduğunu, …’ın her tür kaynaktan karşılanan mal alımı, hizmet alımı ve yapım işlerini Kamu İhale Kanunu kapsamında dışarıdan ihale ile satın aldığını, İhale sonucu imzalanan sözleşmeler ise 4735 Sayılı kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na göre tip sözleşme olarak hazırlanmaktadır. İhaleye giren istekliler de ihale dokümanındaki şartları kabul ederek ihaleye teklif vermektedir. İhaleler sonucunda imzalanan sözleşmeler ve ekleri 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na göre yürütülmekte olduğunu, İdare ile yüklenici arasında imzalanmış sözleşme hükümlerinde 4735 Sayılı Kanunda sayılan hâller dışında değişiklik yapılamayacağını ve ek sözleşme düzenlenemeyeceğini, … ile davacı şirket arasında, … hizmet binalarının 160 kişi ve bir proje sorumlusu ile 731 gün malzeme dahil genel temizlik hizmetinin temini için kamu ihale mevzuatı çerçevesinde … sayılı sözleşme akdedildiğini, …’ın asıl işi doğal gaz dağıtım ve satışı işi olduğunu,
Genel Temizlik hizmeti alımı işi …’ın yardımcı işi olduğunu, İş Kanunundaki sınır ve kısıtlar olmadan, sermaye yapısı yönüyle Kamu İhale mevzuatı kapsamında alım yaptığını, Davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşme İş Kanununa göre alt işverenlik sözleşmesi olduğunu, asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunu, 10.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 8.maddesiyle, 4857 sayılı Kanunun 112. maddesine eklenen fıkra ile; 4734.sayılı kanunun 62.maddesinin (e) bendi kapsamında (personel çalıştırmaya dayalı sözleşmeler) alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatı için düzenleme yapıldığını, … ile davacı arasında akdedilen sözleşme birim fiyat sözleşme olduğundan kıdem tazminatı alt işverenin sorumluluğunda olduğunu, …’ın 4857 Sayılı Kanunun 112. Maddesinde sayılan kamu kurum ve kuruluşu olmadığını, Belediye şirketlerinin 6552 sayılı Kanunun 8.maddesi ile değişik 4857 sayılı Kanunun 112.maddesine göre kıdem tazminatından doğrudan sorumlu olmadığı, kanunda bilinçli olarak kamu kurum ve kuruluş ifadesinin yazıldığı, belediye şirketleri özellikle sayılmamış ve kapsam dışı bırakıldığını, …’ın Yargıtay’ın işyeri devri kurallarına göre getirdiği çözüm kapsamında, davacı firma işçilerinin kıdem tazminatlarını ödemediğini, müvekkili …’ın şirket işçilerinin kıdem tazminatlarını ödediğini, Yargıtay’ın işyeri devri kurallarına göre getirdiği çözüm kapsamında …’ın son işverenle birlikte, kıdem tazminatının tümünden sorumlu olacağından kıdem tazminatı için davacı alt işveren teminat mektubu iade edilmediğini belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın, usul ve esas yönünden reddine, dava yargı-lama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle ; Kıdem tazminatı sorumluluğunun yalnızca müvekkile ait olduğunu, cevap dilekçesinde çeilşkiler olduğunu, Cevap dilekçesinin 4 nolu bölümüne göre davalının kamu kurum veya kuruluşu olmadığı beyan edilip, daha sonra cevap dilekçesinin 9 nolu bölümünün son kısmında belirtilen yönetmelik tanımından …’ın kamu kurum veya kuruluşu olduğunun ifade edilmesi, cevap dilekçesindeki çelişkileri ve savunmalarının haksızlığını ortaya koyduğunu, cevap dilekçesindeki çelişkilerden bir diğeri de davalının kıdem tazminatından sorumlu olmayacağını belirtip, daha sonra işçilerin kıdem tazminatları için teminatı müvekkile iade etmediğini iddia etmesi olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede belirtilen hususlar yerine getirilmiş olduğundan, müvekkil tarafından verilen teminat mektubunun müvekkile iadesine ya da hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirket ile davalı kurum arasında düzenlenen hizmet alımı sözleşmesi gereğince davalıya … Bankası A.Ş. … Şubesine ait, 17.10.2010 tarih ve … seri numaralı 395.000,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, Sözleşmenin “Teminata ilişkin hükümler” başlıklı 11. Maddesinde; 11.4.1. Taahhüdün, sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye her hangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamı, yükleniciye iade edileceğinin kararlaştırılacağını ve önceki beyanlarını tekrar ederek davanın kabulünü talep etmiştir.
4-Mahkememizce davacı vekilinin 26/07/2017 tarihli talebi üzerine teminatın paraya çevrilmemesi yönünde 02.08.2017 tarihli tedbir kararı verilmiştir.
5-Mahkememizce …’a müzekkere yazılarak … Şubesi tarafından hazırlanan, muhatabı … A.Ş., seri numarası …, 17/12/2010 tarihli, meblağı 395.000,00 TL ve lehtarı … Limited Şirketi olan teminat mektubunun geçerliliği ve uzatım tarihi sorulmuş olup bankaca verilen cevabi yazıda teminat mektubunun 01.06.2017 tarihine kadar uzatıldığı, tazmin olmadığı bildirilmiştir.
6-Taraf vekillerince dosya davaya ilişkin tüm delilleri dosyaya sunulmuştur.
7-Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak … Vergi numaralı davacı … Ltd. Şti. İle davalı … A.Ş. arasında 20/12/2010 tarih ve 45921 yevmiye sayılı sözleşmesi ile imzalanan İş Ortaklığı Sözleşmesi’ne konu, 6.946.331,86 TL istihkak bedelli … ihale kayıt nımaralı … Hizmet Binaları Genel Temizlik Hizmeti alımı işi ile ilgili davacının borcu olup olmadığı sorulmuş olup, SGK … İl Müdürlüğü’nün 12.04.2017 tarihli yazısı ile 27.02.2013 tarihli ve 737.655 sayılı ” İlişkisizlik ” yazısı suretinin gönderildiği görüldü.
7-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davamızın konusu davacının davalıya verdiği teminat mektubununun davacıya ve iadesi hükümsüz kalması koşullarının oluşup oluşmadığının tespitinden ibarettir.
Davacı … Şti ile dava dışı 3. Kişi .. Ltd. Şti arasında 20.12.2010 tarihinde iş ortaklığı sözleşmesi imzanlanmış ve bu ortaklık davalıya ait binaların genel temizlik işini üstlenmiş ve davalıyla aralarındaki sözleşme uyarınca davacı 17.10.2010 tarih ve … seri nolu 395.000 TL bedelli teminat mektubu verilmiştir.
Dosyadaki belgelerden davacının sözleşme konusu işlemi 31.12.2012 tarihinde bitirdiği sözleşmenin süresinin dolduğu görülmekle beraber bu husus tarafların kabulündedir.
Davacı taraf, sözleşmenin süresinin dolduğu, sözleşmedeki edimini yerine getirip işi teslim ettiğinden ve SGK’dan ilişiksizdir yazısı aldığından 17.12.2010 tarih, 157 numaralı … Hizmet Alım Sözleşmesinin 11/4 maddesi uyarınca teminat mektubunun hükümsüz kalıp iadesini isterken davalı idare davacının çalıştırdığı işçilerden dolayı işveren olarak kendisine müracaat edilme ihtimali bulunduğundan teminatın iade koşullarının oluşmadığını iddia etmektedir.
Davacının sözleşme gereği üstlendiği işi eksiksiz 31.12.2012 tarihinde bitirdiği tarafların kabulündedir. Taraflar arasındaki 157 nolu sözleşmenin 11/4 maddesi incelendiğinde, davacının hem SGK’dan 27/02/2013 tarihli ve 737.655 sayılı ilişiksiz yazısı aldığı 12/04/2017 tarihli SGK cevabından, hem de işin teslimi, kesin kabulünden itibaren 2 yıl geçtiğinden davalının dava konusu teminat mektubunun iadesinin koşullarının oluştuğu anlaşılmakla dava konusu … Bankası A. Ş. … Şubesi’ne ait 17.10.2010 tarih … seri numaralı 395.000 TL teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiş , Davalı vekilinin mahkememiz kararını İstinaf etmesi üzerine İstanbul BAM …HD ‘nin 2018/… esas – 2019/… karar sayılı 21/02/2019 tarihli kararında ” 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.8 maddesi çerçevesinde, davalı ile davacı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, bu ilişkide asıl işveren pozisyonundaki davalı, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı açıktır.Fakat taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartnamenin 30 maddesinde, SGK mevzuatı ile her türlü işçi işveren hakkındaki mevzuattan dolayı işçi alınması, işçi maaş ve diğer hakların ödenmesi, işçi çıkarılması ve sair konulardaki tüm sorumluluk yükleniciye ait kılınmış, davalının bu konuda sorumluluğun olmayacağı kesin olarak hüküm altına alınmıştır.Bu durumda, İş Kanununa göre, taraflar bu sözleşme gereğince çalıştırılan işçilere karşı birlikte sorumlu, kendi iç ilişkilerinde ise işçilik ödemelerinden davacı sorumludur.Sonuç olarak, davalı savunmasında ileri sürüldüğü şekilde, eğer yaptığı kıdem tazminatı ödemeleri, davacıyla aralarındaki hizmet alım sözleşmesine göre çalışan işçilere ilişkin ise, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, sadece SGK’dan alınan ilişkisizlik yazısı, teminat mektubunun iadesi için yeterli olmayacaktır. “… Davacı, teminat mektubunun lehdarı, davalı ise muhatabıdır. Teminat mektubunun iadesi için sadece SSK’dan alınacak ilişiksiz belgenin sunulması yeterli olmayıp, yüklenici davacı tarafından işçilere işçi alacaklarının ödenmesi de gerekmektedir. Dairemizin 26.02.2014 tarih ve 2013/… E, 2014/… K; 16.01.2014 tarih ve … E, … K; 22.12.2014 tarih ve … E., … K. sayılı ilamları da bu yöndedir. Bu durumda davacı tarafından taahhüdün sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getiril- mesini ve davalının herhangi bir borcu olmadığının tespit edilmesini ön koşul olarak arayan ve teminatın iadesi koşullarını düzenleyen anılan madde hükmünün tüm koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve buna göre davalının teminatı iade etme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı üzerine yeterince durulmalıdır…”(Yargıtay …HD 2015/… – 2018/…. 20.03.2018 t. )Ne var ki, davalı tarafından, yapıldığı söylenen kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin dosyaya hiç bir belge ve delil sunulmamıştır.Öncelikle, davalıya HMK”nın 31. Maddesi gereğince süre verilerek, davalının savunmasında bahsettiği işçilere yapılan ödemelere ilişkin dekontlar ile varsa iş mahkemesi dosyaları ve diğer belgelerin sunulmasının istenilmesine, akabinde işçilere yapılan ödemelerden davacının sorumlu olup olmadığının tespiti amacıyla iş akitlerinin sona erme sebeplerinin araştırılması, her işçi için ödenen tazminattan davacının sorumlu olup olmadığı, diğer bir ifade ile, ödenen kıdem tazminatlarından davacının, yasa ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince sorumlu olup olmayacağının sözleşmenin ilgili hükümleri gereğince değerlendirilmesi ve sözleşmenin 11.4.1 maddesindeki teminatın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirildikten ve davalının bu konudaki delilleri toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hukuka uygun olmadığından davalının istinaf başvurusunu kabulu ile ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yukarıda açıklandığı şekilde toplanacak deliller çerçevesinde yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine iadesine ” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya mahkememize tevdi edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Kaldırma kararı doğrultusunda davalı tarafa yapılan ödemeler ve İş Mahkemesi dosyaları hakkında beyan ve delillerini sunmak üzere süre verilmiş, davalı tarafça sunulan beyan dilekçesinden sonra yeniden ödeme hususunun değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 09/11/2020 tarihli raporunda ” somut olayın özellikleri göz önünde bulundurularak, teminat mektubunun olağan süresinin (30.5.2013) üzerinden çok fazla zaman geçmiş olması, bunun dışında işin tamamlanmasının üzerinden 8 seneye yakın bir zaman geçmiş olması, (bu süre İçinde -dosya kapsamında anlaşıldığı kadarıyla- davalı şirkel ticaret sicilinden terkin edilmiş, Bankanın ise i İl as etmiş olması), davalının Sözleşmenin İl,4.2 maddesine uygun olarak zamanında teminat mektubunu paraya çevirmeyip dürüstlük kuralına da aykırı düşecek şekilde iade etmemiş olması, yine somut olayda Sözleşmeye göre (m.ll.4,l) teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşmuş olması, davalının işçilerin resmi çıkış evraklarını da dosyaya sunamaması, sunduğu belgelerde dosya kapsamında önceki belgeler arasında çelişki olması, somut uyuşmazlığın 6552 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önceki bir döneme ilişkin olması nedeniyle, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, işyeri devri kurallarını somut olaya uyguladığımızda davacının İşin tamamlanmasını müteakip geçen 2 yıllık sürenin de çoktan dolduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacının dava ve talebinde haklı olduğu, teminat mektubunun iadesi ya da hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya, kaldırma kararı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalıya verilen teminat mektubunun iadesine ilişkindir. Taraflar arasında 17/12/2010 tarihinde imzalanan hizmet alım sözleşmesinin bitim tarihi 31/12/2012 olarak belirlenmiş olup sözleşmenin teminatı olarak davacı şirketçe 17/12/2010 tarihli 395.000,00-TL bedelli teminat mektubu verilmiş ayrıca davacı tarafça sözleşmeye konu hizmetin sözleşme hükümlerine uygun yerine getirildiği hususlarında uyuşmazlık olmayıp tarafların kabulündedir. Teminatın iadesi koşulları sözleşmenin 11.4 mad.düzenlenmiş olup taahhüdün sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra SGK ‘dan alınan ilişiksiz belgesinin idareye sunulmasının ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edileceği hükme bağlanmıştır. Davacı tarafın 27/02/2013 tarihli … sayılı ” ilişkisizlik ” belgesi aldığı da dosya kapsamı ile sabittir. Bu aşamadan sonra her ne kadar teminatın iadesine ilişkin sözleşme koşulları tam olarak oluşmuş ise de kaldırma kararına istinaden davalı tarafın dosyaya sunduğu yapılan kıdem tazminatı ödeme tablosu ve 29 Adet dekontun incelenmesi sonucunda dekontlarda farklı firma isimlerinin belirtildiği bunun sebebi olarak davacı şirketin işin yapıldığı dönemden sonra işçinin başka alt işverenlerle çalışması olarak gösterildiği, ayrıca 134 işçinin bulunup 29 kişinin kıdem tazminatı ödemesi yapılıp bunların 2016 yılında işten çıkarıldıkları davalı tarafça sunulan tablodan anlaşırken dosyada mevcut …’ın SGK ‘ya verdiği cevabi bilgide 274 Adet işçinin bulunup bunların çoğunluğunun 2011-2012 yıllarında çıkış işlemlerinin yapıldığı görülmüş, dosyaya sunulan işçi sayıları ve ödemelerin birbirini tutmadığı ve çelişik olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf, ” ileride doğması muhtemel kıdem tazminatları ” için teminat mektubunu iade etmekten imtina etmekte ise de sözleşme hükümlerine göre teminatın iadesi koşullarının oluştuğu, işin bitiriliş tarihinin 31/12/2012 olup 6552 sayılı yasanın yürürlüğe girişinden önce olup yürürlükten önceki sözleşmelerden dolayı kıdem tazminatı sorumluluğunun işyeri devri kurallarına göre son alt işverende olduğu, İş Kanunu mad.6’da düzenlenen işyeri devrine ilişkin 2 yıllık sürenin de geçtiği, davacının açıklanan gerekçe doğrultusunda sorumluluğunun kalmadığı sözleşme hükümlerine göre teminatın iade koşulları oluştuğundan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
… Bankası … Şubesi’ne ait 17/10/2010 tarih ve … Seri nolu 395.000,00-TL bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğüyle birlikte davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 26.982,45 TL nispi karar harcının bozmadan önce alınan 26.982,45 TL (Peşin ve Bakiye Harç toplamı olarak) harçtan mahsubu ile tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 36.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 9.934,12 TL’nin (3.000,00 TL Bilirkişi ücreti, 155-TL tebligat ücreti, 29,20 TL Başvurma Harcı, 4,30 TL Vekalet Suret Harcı, 6.745,62 TL Peşin Harç) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …