Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/144 E. 2021/230 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/144
KARAR NO :2021/230

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:19/02/2018
KARAR TARİHİ:12/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait … plakalı aracın davalı şirket valesine 27/07/2017 tarihinde teslim edildiğini, teslimin ardından şiddetli fırtına meydana gelmesi ve ardından dolu yağması sonrasında müvekkilinin aracının hasara uğradığını, davalı şirket görevlillerinin gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, kendilerine teslim edilen aracı kapalı otoparka almadıklarını ve araçta maddi hasar oluşumuna sebebiyet verdiklerini, davalı şirketin meydana gelen hasarın kendi ihmal ve dikkatsizliklerinden kaynaklandığını kabul ettiğini, müvekkil şirkete ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı zararı olan 18.750,00 TL ile hasarın giderilmesi için gerekli tamirat ve işçilik bedeli olan 43.7500,00TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketten tahsiline ayrıca yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada davacının, 27.07.2017 tarihinde müvekkil Otel’in valesine teslim etmiş olduğu aracının, söz konusu tarihte yaşanan dolu yağışından hasara uğradığını belirterek, söz konusu doğal afet hasarından, “aracı kapalı otoparka almayan” Otel’in sorumlu olduğundan bahisle, ileri sürdüğü hasar bedelinin karşılanmasını talep ettiğini, müvekkilin, resmi olarak “doğal Afet” İlan Edilmiş 27.07.2017 tarihinde yaşanan dolu yağışı sonucu oluşan zarardan herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, öncelikle 27.07.2017 tarihinde meydana gelen dolu yağışının doğal bir afet olup, söz konusu afet nedeniyle davacının arabasına vale hizmeti veren müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, keza bahsi geçen aracın gerek davacının uhdesinde gerekse davalı müvekkilinin uhdesinde olmasının fark etmeksizin söz konusu önceden öngörülemeyen doğal afet nedeniyle ileri sürülen hasarlara uğrayacağını, bu konuda genel afet olmasına rağmen, sayın mahkemece gerekli görülmesi halinde … Müdürlüğü’nden anılan tarihte İstanbul’da dolu yağışı olup, olmadığına dair bilgi istenebileceğini, bununla birlikte müvekkili Otel’in, otel önünde vale alanı olarak kullanılan bir açık otopark alanı ve misafirlerin araçlarını kendilerinin park ettiğini bir de kapalı otopark alanı mevcut olup, müvekkili Otel valesine teslim edilen araçların genel olarak açık alanda tutulduğunu, davacının aracını valeye teslim ettiği sırada aracın kapalı otoparka alınacağı şeklinde kendisine herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, davacının da bu yönde özel bir isteği olmadığını, bu kapsamda davacı tarafından müvekkili şirkete atfedilen kusurun “yağış sırasında aracı kapalı otoparka almamak” şeklinde açıklanmakla birlikte, önceden öngörülemeyen, aniden başlayan ve kısa bir süre oldukça yoğun bir şekilde devam eden söz konusu afet sırasında Otel’in vale görevlilerinin kendilerini dışarı atarak, aracı kapalı otoparka çekmelerini beklemesinin doğru bir yaklaşım olmadığını, aksi bir düşüncede aracı kapalı otoparka almaya çalışan otelin vale personelinin can güvenliğini tehlikeye düşürmek anlamına geldiğini, böyle bir düşüncenin hukuken itibar görmesinin mümkün olmadığını, dolasıyla müvekkili otelin aracı kapalı otoparka almak gibi bir mecburiyeti olmadığı gibi, önceden öngörülemeyen söz konusu doğal afet nedeniyle kendisine bu yönde bir kusur yüklenebilmesinin mümkün olmadığını, şirket yetkilisi olmayan bir garaj personeli tarafından imzalanan belgenin hiçbir hukuki geçerliliği ve müvekkili şirketi bağlayıcı yanı bulunmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan ve meydana gelen hasarın müvekkili otel tarafından karşılanacağının taahhüt edildiği belgenin altında müvekkil otelin Serkan Aydoğdu adlı bir garaj personelini imzası bulunmakta olup, hiçbir suretle oteli temsil ve imza yetkisi bulunmayan, söz konusu işçinin oteli bağlayıcı, sorumluluk, taahhüt ve/veya borç altına sokan nitelikte işlem yapabilmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda söz konusu işçinin otel adına hareket etmesinin mümkün olmayıp, yapmış olduğu işlemin ve imzalamış olduğu belgenin otel açısından herhangi bir hukuki bağlayıcılığı bulunmadığını, müvekkili otelin lüks hizmet standartlarına sahip, uluslararası beş yıldızlı bir otel olup, olayın hemen akabinde söz konusu personelin iradesinin sakatlanması suretiyle kendisinden oldu bittiyle alınan belge ile davacının kendisine otel tarafından taahhütte bulunulduğunu ileri sürmesinin oldukça yersiz ve mesnetsiz bulunduğunu, bu bağlamda yetkisiz bir garaj işçisi tarafından imzalanmış olan belgeyi tanımadıklarını ve izacet vermediklerini, zararın tazmini ile ilgili gerekli kurumlara başvuruların yapılmadığını, 27.07.2017 tarihinde meydana gelen dolu yağışında sigorta rakamlarına göre toplamda 180 bin araç etkilemiş olup, kasko sigortası olanların sigorta şirketlerine başvurup, hasarsızlık indirimleri dahi bozulmadan ödemelerini aldığını, sigortası olmayanların ise itfaiye müdürlüğünde hasar tespiti yaptırıp, kaymakamlıktaki “Afet Bürosu”ndan mevcut zararlarını tam ve eksiksiz olarak tazmin ettiklerini, davacının ise mevcut hasarını tazmin etmek adına ne gibi girişimlerde bulunduğu bilinmemekte olup, dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarıyla bir itfaiye tutanağı tutulmadığını ve konuyla ilgili gerekli kamu ve özel birimlere başvuru yapılmadığını, … Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekiplerinin 27.07.2017 tarihinde yaşanan dolu felaketinden dolayı zarar gören araçlar için hasar tespit tutanakları tuttuğunu ve dolu zararlarının itfaiyede tutulan zabıtların ardından devlet tarafından karşılandığını, dolayısıyla davacının sırf resmi kayıtlarda aracın hasarlı gözükmemesi adına resmi makamlardan gerekli tutanakları tutturmadığını ve hasarınının kaymakamlık kanalıyla tazmininin mümkün iken bunun son derece kolay ve basit yola dahi başvurmayarak zararının karşılanmasını sağlamadığını, somut olayda ise davacı zararının karşılanması için ne sigortaya ne de afet bürosuna başvuru yapmadığını, bunun yerine yaşanan doğal afetten, aracın kapalı otoparka çekilmesinin sanki zorunluymuşcasına, vale hizmeti aldığı müvekkili şirketi sorumlu tutmaya çalıştığını, bu durumun, araç kiralama şirketi olan davacının, araç hasarının resmi kayıtlarda gözükmesini istememesinden kaynaklandığı düşünülmekte olup, bu nedenle aracın tramer kayıtlarının Türkiye Sigortalar Birliği ile Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden celbiyle aracın, hasar tarihinde kasko ve trafik poliçesi olup, olmadığı, varsa dolu hasarının söz konusu poliçelere göre karşılanıp, karşılanmadığı, 27.07.2017 tarihinde yaşanan dolu felaketine dair hasar kaydı bulunup, bulunmadığı ve aracın hasar tarihindeki ile hasar sonrası kasko değerinin sorulmasını, bu kapsamda eğer ki dava konusu aracın kaydında dava konusu olaya dair hasar kaydı bulunmuyor ise aracın değer kaybından bahsedilmesinin mümkün olmayacağını, bununla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesinden, araç kaydının çıkartılarak aracın halen davacıya ait olup, olmadığının sorulmasını ve satışı söz konusu Noterler Birliği’nden satış bedelinin sorulmasını, ayrıca, İstanbul İtfaiye Müdürlüğü’nden dava konusu araçla ilgili olarak herhangi bir hasar tespiti yapılıp, yapılmadığı, yapılmış ise İstanbul Kaymakamlığı “Afet Bürosu”ndan davacının mevcut zararlarının tazmini ile ilgili olarak kendilerine herhangi bir başvuru yapılıp, yapılmadığı yapılmış ise ödeme olup, olmadığının sorulmasını , davacının, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş. dosyasından almış olduğu 04.10.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarını söz konusu dosyaya süresi içinde sunmuş bulunduklarını, bu kapsamda tekrara mahal vermemek adına söz konusu rapora karşı sunmuş oldukları itirazların huzurdaki dava dosyasına sunmak suretiyle, burada sadece ana başlıklarıyla tekrar ettiklerini, ancak söz konusu raporun objektif ve denetlenebilirlikten uzak olduğu ve makine mühendisi bilirkişinin sanki davacı vekili gibi hareket ederek ve aynen davacı vekilinin cümleleriyle görev sınırları dışında bir takım yersiz ve mesnetsiz hukuki yorumlarda bulunduğunu, HMK’nun 403. maddesinde sadece acele hallerde tespit durumunda karşı tarafa tebligat yapılmaksızın ve karşı tarafın yokluğunda tespit yapılabileceğinin öngörüldüğünü, müvekkiline tebligat yapılmaksızın ve müvekkili davet edilmeden yapılan tespitin geçerli olmadığını, bilirkişi raporunda, sadece bazı rakamlara yer verilmiş olup, bu rakamlara nasıl ulaşıldığı hakkında en ufak bir neden belirtilme gereği duyulmadığını, bilirkişi raporunda ise hem göçüklerin vakumla düzeltilmesi hem de boya için ayrı ayrı fiyat belirlenmiş olması anlaşılamamıştır. Bir an için aracın başka yerlerinde boya hasarı olduğu düşünülebilir ise de bu konuda da raporda hiçbir açıklayıcı bilgiye yer verilmediğini, bilirkişi raporunda, tespit konusu araçta meydana gelen hasarlardan dolayı uğradığı değer kaybının 18.750-TL olduğu belirtilmekle birlikte, bunun oldukça fahiş rakama nasıl ulaşıldığına dair hiç bir denetlenebilir açıklama yapılmadığını, aracın 0 km değerinin (sigorta yada fatura) ne kadar olduğu bilinmediği gibi rayiç 2. el değeri hakkında da herhangi bir bilgi yer almadığını, yani bilirkişi değerinin belli olmayan bir araca – yine belli olmayan bir yöntemle – değer kaybı taktir etmiş durumda olduğnu, dışarıdan dolu zararına maruz kalan bir aracın, iç-ön gösterge panelinin neden bozuk olabileceği, bu hasarın doludan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tarafından anlaşılamadığını, bilirkişinin, aracının 10.000-Km’de olduğunu neye göre nasıl taktir etmiş olduğu da merak konusu olduğunu, bilirkişi raporunda aracın kime ait olduğu, ruhsatı, herhangi bir sigortası olup, olmadığı vb. bilgilere de yer verilmediğini, kiralama şirketine ait bir aracın sigortasının bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmakla birlikte aracın neden bir yetkili servise değil de”…” olarak adlandırılmış bir yerde tamir edilmeden bekletildiğinin taraflarından anlaşılamadığını, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya, ortada kesilmiş bir fatura bulunmazken KDV eklenmiş olmasının son derece yersiz ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle; doğal afet sonucu oluşan hasarını kaymakamlık ve sigorta kanalıyla karşılayabilecek olan davacının “aracı kapalı otoparka almadığından” bahisle sorumlu tutarak müvekkili otele karşı açmış olduğu davanın reddi ile yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; 27/07/2017 tarihinde davacı tarafa ait aracın dolu yağışı nedeniyle zarar gördüğü, bu zararın meydana gelmesinde ve devamında davalı tarafın kusur sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, alacağın varlığı ve miktarının ne olduğundan ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; dava konusu olaya ilişkin … A.Ş Garaj şefi tarafından hazırlanan şirket kaşeli ve imzalı yazı örneği, …. Noterliğince keşide edilen 07.08.2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamenin sureti, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
… Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu 27/07/2017 tarihinde dolu yağışı olup olmadığı, olduysa dolu yağışının doğal aft olarak ilan edilip edilmediği hususu sorulmuştur.
,,, … Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 27/07/2017 tarihinde … dolu yağışı olup olmadığı, olduysa hangi saatler arasında olduğu hususu sorulmuştur.
Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak dava konusu … plakalı aracın tramer kayıtları ile 27/07/2017 tarihinde kasko ve trafik poliçesi olup olmadığı, varsa dolu hasarının söz konusu poliçelere göre karşılanıp karşılanmadığı, 27/07/2017 tarihinde yaşanan dolu felaketine dair hasar kaydı bulunup bulunmadığı ve aracın hasar tarihindeki ile hasar sonrası kaska değeri ve aracın 27/07/2017 tarihinden önce kazaya karışıp karışmadığı hususları sorulmuştur.
… Trafik Tescil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … plakalı aracın trafik kayıtları celp edilmiştir.
… İtfaiye Grup Amirliğine müzekkere yazılarak 27/07/2017 tarihli dolu yağışı nedeniyle … plakalı araçta herhangi bir hasar tespiti yapılıp yapılmadığı hususları sorulmuştur.
… Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazılarak davaya konu olayla ilgili poliçe ve hasar dosyası olup olmadığı hususları sorulmuştur.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … D. İş sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
…. Noterliği’ne müzekkere yazılarak 07/08/207 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin onaylı sureti istenilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince; bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 14/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; sorumluluğa ve tarafların kusuruna ilişkin değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu aracın hasar bedelinin 43.750,00TL, değer kaybı bedelinin 22.310,00TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince taraf itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 08/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; sorumluğa ve tarafların kusuruna ilişkin değerlendirmenin Mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu aracın hasar bedelinin 43.750,00TL, değer kaybı bedelinin 26.190,00TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

Davacı vekili 15/02/2021 tarihli kısmen ıslah talepli dilekçesi ile; 7.440,00TL tutarında artırılan kısmının harcını yatırdıklarını, ıslah edilen tutarla birlikte 69.940,00TL bedelin, dava tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin saklama sözleşmesi kapsamındaki sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacıya ait araç, davalının işlettiği otoparka bırakılmış, meydana gelen dolu yağışı sebebi ile zarara uğramıştır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 561. ve devamındaki maddelerde düzenlenen saklama sözleşmesi kapsamındadır. TBK 561.maddesinde tanımlanan saklama sözleşmesi ile saklayan, kendisine bırakılan taşınırı güvenli bir yerde koruma borcu altına girmeyi üstlenmiştir. TBK 579. Maddesinde ‘Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı, davalının sözleşmenin kendisine yüklediği güven ve özenle koruma borcuna aykırı davranması sebebiyle oluşan zararını talep etmiştir. Davalı, üzerine düşen tüm dikkat ve itinayı gösterse dahi bu hasarın meydana geleceğini ispat etmediği taktirde meydana gelen zarardan sorumludur. Davalı, zararın mücbir sebepten ileri geldiğini ispat ederse, kusuru bulunmadığını ispat etmiş olur ve hasardan sorumlu tutulamaz.
Mücbir sebep, kaçınılması veya bertaraf edilmesi objektif olarak imkansız bulunan bir olayı ifade eder. Öyle ki olay meydana geliş tarzı bakımından karşı konulmaz bir şiddet ile vukuu bulmuş ve ifayı mutlak olarak imkansız kılmıştır. Mücbir sebep daima harici bir kuvvetin eseridir.
Somut olayda, … Genel Müdürlüğü …Bölge Müdürlüğü’nün İstanbul geneli için hazırladığı 27/07/2017 tarihine ait Fevk (Olağanüstü Olay) Raporu’na göre; bu tarihte meydana gelen olayın şiddeti çok kuvvetli olup pek çok zarar meydana gelmiştir. Toplanan delillerden; 27/07/2017 tarihinde meydana gelen kuvvetli dolu yağışı, genel hayata etkili afet olarak nitelendirildiğinden ve mücbir sebep olduğundan; davacının aracının davalının işlettiği otoparkta dolu yağışı sebebi ile hasara uğramasından, davalı tarafın sorumlu olmayacağı kanaatine varılarak; davalı hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 1.067,35TL ve ıslahla alınan 130,00TL olmak üzere toplam 1.197,35TL harçtan mahsubu ile artan 1.138,05TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.892,20TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır