Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/135 E. 2023/94 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/135
KARAR NO : 2023/94

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:12/03/2019
KARAR TARİHİ:16/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 12.03.2019 harç ikmal makbuz tarihli dava dilekçesinde, özetle; “…Davalı şirketin, …’de … tarafından 11.05.2012 tarihinde ihalesi yapılan 466.945,00 m? yüzölçümüne sahip arsa üzerinde “…” adıyla bir gayrimenkul proje inşa ettiğini, müvekkili şirketin, proje kapsamında, davalı şirkete Eylül 2012 tarihi itibariyle sağlanan mutabakat doğrultusunda projenin geliştirilmesi ve her türlü yönetim ve danışmanlık hizmetini vermeye başladıklarını, Müvekkilinin sözleşmeler kapsamında yükümlendiği edimlerini, Mayıs 2017 tarihine kadar zamanında, tam ve gereği gibi ifa ettiğini,müvekkili tarafından kesilen faturaların, herhangi bir itiraz ve ihtirazı kayıt sunulmaksızın Nisan 2017 tarihine kadar davalı tarafından ödendiğini, Mayıs 2017 tarihinde, davalı şirketin, şifahi olarak müvekkili şirket yöneticilerine danışmanlık hizmeti alınmasına gerek kalmadığını, hizmet alımına son verildiğini beyan ettiğini, taraflar arasında sözlü toplantı ve müzakereler yapıldığını ve toplantılarda müvekkilinin haklılığı ve taleplerinin meşruluğunun davalı yetkilileri tarafından da kabul edildiğini, fakat devam eden süreçlerde hakkaniyete, hukuka aykırı gerekçeler ile olumsuz geri bildirim yapıldığını, karşılıklı gönderilen ihtarnamelere rağmen davalı tarafından müvekkilinin – alacaklarının – verilmediğini, taraflar arasında mutabık – kalınan sözleşmenin, müvekkili tarafından 5 yıl boyunca tam ve gereği gibi ifa edilen bir sözleşme olduğunu, bu hususun gerek davalı tarafa sunulan “karlılık raporlarında” gerekse diğer belge ve yazışmalardan açıkça anlaşıldığını, kaldı ki 5 yıl gibi uzun bir sürede yani sözleşmenin devam ettiği süreçte, davalı tarafından hiçbir uyarı ve / veya şikâyet gelmediğini,taraflar arasındaki sözleşmeye, davalı şirket tarafından sözleşmede belirtilen usul ve esasa uyulmaksızın haksız ve hukuka aykırı olarak son verildiğini, davalı şirketçe Mayıs 2017 tarihinde haksız olarak ve sözleşmeye uygun ve yazılı hiçbir. Bildirim yapılmaksızın, yalnızca müvekkilinden alınan danışmanlık hizmetlerine artık ihtiyaç kalmadığı gerekçesi ileri sürülerek hizmet alımına son verildiğini, davalının, sözleşmeye son verirken herhangi bir süre ihtiva eden yazılı bir bildirim yapmadığını, bu bakımdan sözleşmelerin, bizzat sözleşmede öngörülen fesih usulüne riayet edilmeksizin fesih edildiğini, davalı tarafından, hizmet alımına haksız ve sözleşmeye aykırı olarak son verilmesi nedeniyle, müvekkili şirketin zararlarının tazminini talep hakkı doğduğunu, danışmanlık sözleşmenin 3.1. Maddesinde, taraflarca belirlenen dönemlerde, davalı tarafından 31.12.2017 tarihine kadar aylık danışmanlık ücreti ödenmesi gerektiğinin açık bir biçimde düzenlendiğini, ancak davalının, hizmet alımını sonlandırdığı Mayıs 2017 ayına ait ödemeyi ve sözleşme uyarınca 31.12.2017 tarihine kadar ödenmesi gereken diğer aylara ilişkin ödemeleri yapmadığını, Mayıs 2017 – Aralık 2017 ayları için danışmanlık sözleşme uyarınca hak kazanacağı 90.000,00 TL’nin davalı şirketten alınamadığını, taraflar arasındaki Proje Geliştirme Sözleşmenin 3. maddesinde, projede gerçekleşecek net kara bağlı olarak; -0 – 300.000.000,00 TL net kar halinde 96 O, -301.000.000,00 TL – 400.000.000,00 TL net kar halinde 96 1,0 * KDV -401.000.000,00 TL – 500.000.000,00 TL net kar halinde 96 1,5 4 KDV 4 1.000.000,00 TL -501.000.000,00 TL – 600.000.000,00 TL net kar halinde 96 2,0 * KDV * 2.000.000,00 TL, 600.000.000,00 TL net kar halinde 96 3,0 * KDV 4 4.000.000,00 TL’nin müvekkiline başarı primi ödemesi yapılacağını, davalı tarafından yürütülen projenin, karlı bir proje olduğunu, karlılıkta müvekkili tarafından verilen gayrimenkul geliştirme hizmetinin büyük payı olduğunu, Eylül 2016 tarihi itibariyle proje toplamında davalı firmanın yönetim sunumlarına yansımış olan yaklaşık 400.000.000,00 TL’lik kar olduğunun düşünüldüğünü, bu hususların, bilirkişiler vasıtasıyla tespit ve hesap edilebilecek kısım olduğunu, mahkeme tarafından gayrimenkul değerleme uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyeti tayin edilerek, görevlendirilecek bilirkişiler vasıtasıyla; müvekkilinin hizmet sözleşmesinin sona erdirildiği Mayıs 2017 tarihinde; Davalının sözleşmeye konu Köy Projesi kapsamında 96 kaç imalat yaptığı, Bu imalata hangi kalemler ile ne kadar masraf yapıldığı, Kaç ev satışı gerçekleştirdiği, Mayıs 2017 tarihi itibariyle projenin tamamına ait karlılık öngörüsünün ne olduğu, yukarıdaki hesabın yapılmasından sonra; Projenin tamamlanması durumunda kaç ev olacağı, Projenin tamamlanması için ne kadar masraf yapılması gerektiği, Davalının söz konusu projenin tamamından sözleşme dolayısıyla ne kadar kar elde edebileceği hususlarının hesap edilerek tespit edilmesini talep ettiklerini, söz konusu hesaplamalar yapıldığında, davalının haksız ve hukuka aykırı feshi sonucunda müvekkilinin elde edemediği “başarı primi”’nin hesap edilebileceğini, müvekkilinin verdiği hizmeti sonlandırmak zorunda kaldığı Mayıs 2017 tarihinde projenin karlılığı hakkında en makul araştırma yapıldığında dahi davalının bu projeden en az 500.000.000,00 TL üzerinde bir kar yapacağının açıkça görüleceğini, bilirkişiler tarafından yapılacak hesaplama sonucu elde edilecek “başarı primi””nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ettiklerini, Neticeten; Davalı tarafından danışmanlık sözleşmesi ile proje geliştirme sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespitine, Danışmanlık sözleşme bakımından Mayıs 2017 ayı için 15.000,00 TL ve Mayıs 2017 – Aralık 2017 ayları için hak kazanılacak 90.000,00 TL danışmanlık ücretine ve projenin net karlılığının bilirkişi incelemesi ile belirlenmesi ve net karlılık üzerinden hesaplanacak başarı primine davalının temerrüt tarihi olan 16.04.2018 tarihli ihtarnamenin gönderildiği tarihten itibaren reeskont avans faizi işletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı yan tarafından açılan davaya karşılık dava dosyasına sunulan cevap dilekçesine özetle; “…Taraflar arasında imzalanarak — yürürlük — kazanmış sözleşme — olmadığını, muhatap — şirketin sözleşmelerin içeriği konusunda iddin edildiği şekilde mutabakat sağlandığına yönelik iddiası ve taleplerinin doğru olmadığını, davacı tarafından dilekçe ekinde unutan sözleşmelerin ise, taraflar arasında müzakere edilen ancak nihai mutabakat ağlanarak – tarafların yetkilileri tarafından imzalanarak yürürlüğe girmeyen metinler olduğunu, davacı tarafça, taraflar arasındaki ihtilaf vuku bulduktan sonra imzalanarak dosyaya ibraz edildiğinin anlaşıldığını, yürürlüğe giren sözleşme olmadığının … 17. Noterliğinin 04.10.2018 tarih ve 19820 yevmiye sayılı ihtarnamesinde ifade edildiğini, davacı şirketin sözleşme içeriği konusunda mutabakat sağlandığının kendileri tarafından ikrar edildiğine ilişkin iddialarının doğru olmadığını, davacı vekilinin dilekçesi ekinde ibraz ettiği sözleşme metinlerinin tarafların nihai mutabakatına ilişkin yazılı bir delil olarak kabul dilemeyeceğini, davacı şirketin proje geliştirme, danışmanlık ve yönetim hizmetlerini münferiden tek başına vermediğini, Mimar … ile birlikte hareket ettiklerini, davacı şirkete yapılan ödemelerin bir kısmının Mimar …’e aktarıldığını, daha sonra her ikisinin de kendi firmaları üzerinden fatura kestiklerini, Gayrimenkul Proje Yönetim Geliştirme ve Yönetim hizmet Sözleşmesi taslağının 2. 3. maddesinde belirtilen hükümlere çerçevesinde, lavacı şirketin sözleşmede belirtilen özellik ve sayıda proje geliştirme ekibi ummadığını — davacının — sözleşme — taslağına — dayanarak — alacak — talebinde bulunmasının yasal dayanağının olmadığını, Net karlılığın belirli bir hedefi yakalaması halinde ödenecek olan başarı priminden mahsup edilmek üzere avans niteliğinde başarı prim ödemeleri yapılmış olduğunun açıkça ortada olduğunu, davacı tarafça imzalanarak dosyaya ibraz edilen taslaktaki hükümlerde, başarı iminin koşul ve şartlarına yer verilmiş olduğu gibi ayrıca başarı primine hak kazanılmaması halinde avans olarak yapılan ödemelerin iade edileceğinin de füzenlendiğini, müvekkili şirketi taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi reddetmediğini, ancak davacı tarafından sunulan sözleşme taslağında yer alan ibarelerin taraflar arasındaki ilişkiyi doğru şekilde yansıtmadığını kanıtladığını, davacı şirket ile müvekkili arasında mutabık kalınan hususların ise; müvekkili şirketin, davacı şirket tarafından mutabık kalınan şartlarda yönetim hizmetini proje ekibi ile vermemesine rağmen aylık sabit danışmanlık ücretini ö i, Sabit ücret dışında yapılan avans ödemelerinin proje geliştirme sonucu öngörülen proje net karının; 300.000.000,00 TL ve altında kalması halinde başarı primi ödenmeyeceğini, net karın 301.000.000,00 TL’nin üzerinde olması koşuluyla belirlenen oranda başarı primine hak kazanılacağını, net karın hesaplanmasında müvekkili şirketin kayıt ve belgelerinin yegâne delil olarak kabul edildiğini, Başarı primine hak kazanılmaması halinde ise başarı priminden mahsup edilmek üzere ödenen avansların davacı şirket tarafından iade edileceğini, belirtilen hususlar dışında davacı şirketin sözleşme koşullarına ve taraflar arasındaki ilişki hakkında aleyhe olan beyan ve iddialarını kabul etmediklerini, danışmanlık hizmetinin mutabık kalınan şartlarda yerine getirmesi karşılığında ödenen sabit danışmanlık ücretinin, 2017 yılı Mayıs ayına kadar davacı şirkete ödendiğini, ancak, davacı şirketin mutabık kalındığı şekilde geliştirme konusunda tam zamanlı deneyimli personel bulundurmadığı gibi davacı şirket yetkilisinin de işyerinde bulunmak istemediğini, danışmanlık ve yönetim hizmetine kendi isteği ile son verdiğini, davacı tarafın, müvekkili şirketin sözleşmeyi feshettiğine ilişkin beyanının hiçbir hukuki ve maddi mesnedi olmadığını, davacı tarafından sonlandırıldığını, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğine ilişkin iddia ve taleplerinin hukuki bir dayanağının olmadığını, imzalanarak yürürlük kazanmayan sözleşmelerin feshinden bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın, proje geliştirme sözleşmesi (taslak metin) bakımından başarı primine hak kazandığını iddia ettiğini, bu iddianın tamamen soyut, bir takım faraziyelere dayandığını, kabul edilemeyeceğini, başarı priminin, ancak projenin tamamlanarak ve satışların tamamının yapılarak, net karın hesaplanması ile tespit edilir hale geleceğini, davacı şirketin başarı primine hak kazanması için projenin ve satışların tamamlanması — gerektiğini, bunun — gerçekleşmediğini, müvekkilinin — karlılık nedeniyle davacının başarı primi talep ettiği projede çok büyük miktarda zarar ettiğini ve halen de zarar etmeye devam ettiğini, davacı şirketin müvekkili şirket aleyhine birtakım isnatlarda bulunmak suretiyle itibarsızlaştırmak istediğini, hiçbir hak ve alacağı olmamasına rağmen baştan beri müvekkili şirketten haksız menfaat temin etme çabasında olduğunu, davacı şirkete başarı primi elde edilmesi halinde, başarı priminden mahsup edilmek üzere, başarı primine hak kazanılmaması halinde inde edilmek üzere ödenen hak ve alacaklarına ilişkin her türlü talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, bununla birlikte, hiçbir. şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile Mahkeme nezdinde yapılacak yargılama neticesinde, davacı şirketin alacaklı (danışmanlık ücreti ve / veya başarı prim alacağı) olduğunun kabulü halinde müvekkili şirket tarafından prim alacağından mahsup edilmek üzere ödenen 738.000,00 TL’nin mahsubu gerektiğini ve bunu talep ettiklerini, Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının başarı primi alacak talebinin HMK 107. Maddesi hükmü uyarınca “miktar yada değer” belirtilmediğinden, usule aykırı olduğunu, esasa girilmeden reddine, davacının iddia, isnat ve haksız taleplerinin hukuki ve maddi dayanağı bulunmadığından, mutabık kalınan hususlar içeren sözleşme metninin taraflarca imzalanarak yürürlüğe girmediği, davacı şirketin danışmanlık ve yönetim hizmetini kendi istediği ile durdurduğu, davacı şirketin verilmeyen danışmanlık ve yönetim hizmeti için tazminat niteliğindeki 90.000,00 TL bedel talebi ile proje geliştirme hizmeti başarı priminin karlılık hesabı yapılarak ödenmesine ilişkin taleplerinin haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK’nın hükümlerine göre tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, ve Mahkememizce 05/11/2019 tarihli ara karar ile dosya SMM bilirkişiden rapor düzenlenilmesinin istenilmesine, SMM bilirkişiden rapor aldırıldıktan sonra dosyanın Mimar, inşaat mühendisi, Gayrimenkul değerleme uzmanı, nakliye uzmanı, satış ve pazarlama uzmanı, proje yönetimi uzmanı, peysaj mimarı ve SMM bilirkişiden oluşan heyete verilerek rapor düzenlenmesinin istenilmesine,
09/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Tarafların ibraz edilen ticari defterlerinde borç/ alacak tutarlarının bulunmadığı, davalı tarafın davacıya hangi tarihten itibaren danışmanlık – ücreti ödemeye başladığının tespitinin değerlendirilmesi de; İbraz edilen belgelere göre davalının davacıya 26.1.2012 tarihinden başlamak üzere 02.06.2017 tarihine kadar çeşitli tarih ,Davalı tarafın Mayıs 2017, Aralık 2017 döneminde davacıya danışmanlık ücretinin bulunup bulunmadığının tespitinin değerlendirilmesi; Davalı tarafın Mayıs 2017, Aralık 2017 döneminde davacıya danışmanlık ücretinin bulunmadığının tespit edildiği, 4. Davalı tarafin davacıya taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3.1 maddesinde yazılı olan oranlarda başarı primi ödemesi Yapıp yapmadığının tespitinin değerlendirilmesi de; Davalı tarafin davacıya taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3.1 Maddesinde yazılı oranlarda başarı primi ödemesi yapmadığının tespit edildiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 09/11/2021 tarihli ara karar ile dosya … A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu projeye ilişkin inşaat ilerlemesi, satış hacmini gösterir hakedişler ile bağımsız bölüm satışlarına ilişkin satış adedi ve bedellerine ilişkin kayıtların gönderilmesinin istenilmesine ara karar gereği yerine getirildiğinde, yeniden davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine,
29/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya üzerinde yapılan inceteme neticesinde; Yukarıda incelenerek yazıldığı üzere 17.11.2017 tarihli Gayrimenkul Değerleme raporunda, … – A.Ş.’ndeni alınan hakediş – bilgileri rapor konusu parseller üzerinde geliştirlen projede genel ingaet $ 31,90 (eylüi 2012 He kasım 2017 arasında geçen 62 ayda) olduğunun öğrenildiği, bu bilgiden hareketle mevcut durum değerlemesinin yapıklığı tespiti yer almış olup, davacının Mayıs 2017 itibariyte herhangi bir iş yapmadığı ihtilafsız olduğundan, Eylül 2012 ile Mayıs 2017 arasında geçen 58 ayda yaklaşık gelen İnşaat seviyesinin 56 ay / 62 ay x 9631,90 5 9028,81 oranında olduğu, bu oranın da genel inşaat seviyesinin daha kaba irşaat imalatı seviyesinde olduğunu gösterdiği tespit edilmiştir. Belirlenen genel inşaat seviyesi oranına göre; Yukarıda yazılmak suretiyle incelenen taraflar arasında düzenlendiği belirlilen ancak taraf imzalarının bulunmadığı sözleşmelerin Mahkemece geçerli kabul edildiği takdirde; 201.09.2012 tarihli sözleşmenin 2.2. maddesinde yer alan 25 farklı hizmet türünden ancak ilk 16 tanesinin kısmen yapılmış olabileceği, 17.-25. Maddeler araksındaki hizmetlerin ise genel inşaat seviyesine göre yapılmış olmasının , İlk 18 maddenin davacı tarafından yapılıp yapılmadığı ile igili olarak da dosyasında gerekli bilgi ve belgelerin (iş programı, yazışmalar, günlük şantiye tutanakları, sözleşme konusu yükümlülüklerle ilgili resmi yazı, bilgi ve belgeler) dosya kapsamında görülemediği teapit edilmiş olup, belirtilan nedenlerle daha detaylı ve farklı bir tespit ve değerlendirme yapılması da mümkün olamamıştır. Sözleşmenin ilk 16 maddesi kapsamında belirtilen işler proje yönetimi öe ilgili danışmanlık kapsamında yapılan işler olup, danışmanlık ücreti danışmanlık hizmeti verildiği süreler zarfında hak edilen bir ücret olması nedeni ile takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Nisan 2017 tarihinden sonrası edilemeyeceği kanaatine yatılmıştır. Gayrimenkul Proje Geliştirme Hizmeti Alım Sözleşmesinde yer alan başarı primi ödemesinin; Proje net karına bağlı olduğu ve bu aşamada projenin tamamlanmadığı belirlendiğinden net karın da hesaplanmasının mümkün olmadığı açıktır, Esasen projeye katkısı olanların görevleri, proje geliştirme, inşaatın yapımı ve “asttış-pazarlamanın bitirlmesi le son bulacağı gözetildiğinde başarı priminin hak edilmesi için projenin en başından en sonuna kadar projede yer alınması ve görev yapılması gerekmektedir. Bu tespitlere göre net kara bağlı primin tespitinde katkısı olanlara ait payların hesaplanmasının, iş tamamlanmadan mümkün olmadığı gibi, davacının kara etkisinin de olup olmadığı ile ilgili somut veriler ile bunlara ilişkin bilgi ve dosyasında görülememiş olması nedenle ile prim tespitinin mümkün olmadığı sonucuna yanılmıştır Esasen dosya kapsamında Mali Müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenmiş bulunan 00.03.2020 teslim tarihli billrkişi raporunda yazılan ve dosya İiçeriği bilgi, belge ve taraf defterleri kapsamında yapılan tespit ve değerlendirmeler dışında dosya İçeriği bilgi ve belgelere göre farklı bir değerlendirme yapılması ve sonuç belirlenmesi de belirtilen nedenlerle mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 13/09/2022 tarihli ara karar ile dosyanın Gayrimenkul değerleme uzmanı, inşaat mühendisi ve SMM den oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile uyuşmazlığa konu projenin danışmanlık sözleşmesi ilişkisinin sonlandırıldığı tarihte ne kadarının tamamlandığı ile davalı şirketin net karının hesaplanarak yapılacak hesaplamada inşaat ve proje maliyetlerinin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı ile proje rayiçlerine uygun olması halinde ne kadar maliyet gerektiğinin tespiti ve yine net kar üzerinden başarı piriminin ne kadar olacağı davacı yanın sözleşme ilişkisinin bitiş tarihinde inşaatın tamamlanma oranı da dikkate alınarak başarı piriminin ne kadar olabileceği ile danışmanlık ücretine hak kazanıp kazanmadığı ile miktarın tespiti ve tüm dosya kapsamı önceki bilirkişi raporları ve taraf vekillerinin itiraz ve beyanları da dikkate alınmak suretiyle yeni bir rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
15/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirket vekiline gerek mail yolu ile gerekse telefon ile aranarak — ticari — defterlerin incelenmesi — gerektiği yönünde bilgilendirmeler yapılmış olmasına rağmen davalı yan tarafından bu zamana (12.10.2021 tarihine kadar) kadar ticari defterlerin hazır olduğu ile ilgili tarafımıza bilgi verilmediğinden davalı yana ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılamamıştır. Takdir Sayın Mahkemenize aittir. Davalı tarafından tarafımıza gönderlen mail aşağıdaki gibidir. Diğer y andan HMK. 219/1,2 maddesi gereği davalı taraf dava konusu olan defterlerin ilgili sayfalarının onaylı örneklerini dilekçe ile dava dosyasına sunması halinde incelemenin bu boyutta da yapılabileceği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. HMK’nun ilgili bölümü aşağıdadır. “HMK.219/1,2 Tarafların Ticari defterlerinin onaylı suretlerini sunabilmesi; Tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğu, MADDE 219. (D), Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler işe belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeve ibraz edilir. () Ticari defterler gibi devamlı kullanıları belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.)” Yukarıda zikrettiğimiz HMK 219/1.2. Maddesi gereğince Davalı yanın sunabileceği defterlerin onaylı suretleri (Noter veya şirketin YMM, SMMM aslının aynıdır onayı) ve belgelerin aşağıda dökümü yapılmıştır. Davalı şirketin 2012,2013,2014,2015,2016,2017,2018 yıllarına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri, e- defter ise e-defter beratları ve Envanter defteri açılış sayfa fotokopisi e 01.09.2012 tarihli Gayrimenkul Proje Geliştirme Hizmeti Alım Sözleşmesinin mad. 3.1 göre satışı yapılan dairelerin sayısı ve bedellerini gösterir detay tabl ve dayanak moli belgeler, 5.2 Neticeten; Davolı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadığından – 01.09.2012 tarihli Gayrimenkul Proje Geliştirme Hizmeti Alım Sözleşmesi m.3.1’e göre satışı yapılan daire sayısı ve bedeline göre başarı piriminin hesaplanması yapılmadığı, Sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
27/02/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; Sayın Mahkemenin talebi doğrultusunda, Ek Rapor kapsamında dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ve görüşmeler neticesinde, bu raporun önceki ölümlerinde ayrıntıları ile arz ve izah olduğu üzere; Davalı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul kanunun 182 ile 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, Mali ve Kaydi olarak kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu, 2012 yılı envanter defterinin tarafımıza sunulamadığı, mütalaa olunmakla birlikte, işbu çerçevede 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca Hukuki ve nihai değerlendirme ile takdirinin Sayın Mahkemenize ait olabileceği, Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler incelendiğinde taraf ticari defterlerinin başkaca bir S. M. Mali Müşavir bilirkişi tarafından da incelendiği, cari hesap işlemlerinin karşılıklı olarak değerlendirildiği ve taraflar arasında borç-alacak ilişkisine dayalı herhangi bir yekün bakiyenin mevcut olmadığı, ayrıca işbu tespite ilişkin tarafların herhangi bir itirazının da yer almadığı, Davalı taraf kayıtlarına göre Davalı tarafın dava tarihi itibariyle Davacı tarafa mali ve kaydi olarak herhangi bir borç/alacak bakiyesinin mevcut olmadığının tarafımızca da tespit edildiği, Yapmış olduğumuz incelemelerde davacı tarafça davalı taraf adına en son 05.05.2017 tarihli A-… seri nolu “Mart-Nisan Ayları Danışmanlık Hizmet Bedeli” açıklamalı faturanın düzenlendiği ve ilgili faturanın davalı taraf kayıtlarında mevcut olduğu, ilgili faturaya ilişkin ödemenin 02.06.2017 tarihinde gerçekleştirildiği, işbu tarih akabinde herhangi bir danışmanlık bedeli adı altında ödemenin gerçekleştirilmediğinin görüldüğü, Dava dosyasına mübrez Gayrimenkul Proje Geliştirme Hizmeti Alım sözleşmesinin “Sözleşme Bedeli ve Ödeme Şekli” başlıklı 3. Maddesi içeriğinde net kar ve başarı priminin; “Net Kar; projenin gerçekleşen net satış gelirlerinden, …’a ödenecek arsa satışı karşılığı gelir payları ve sözleşme gereği yapılması gereken diğer masraflar ile projeye ait inşaat, mimari, danışmanlık, satış, pazarlama, vergi, harçlar, finansman, ödenen ve ödenecek primler vb. tüm giderlerin düşülmesi ile hesaplanacaktır. – Başarı Primi; projenin tamamlanarak ve satışların tamamının yapılarak net karın hesaplanması ile tespit edilir hale gelecektir.” şeklinde hesaplanacağının detaylıca ifade edildiği, … tarafından Sayın Mahkemeye hitaben sunulan 13.12.2021 tarihli bilgi ve belge içeriğinde; “Bağımsız bölüm satışlarına ilişkin olarak, İstanbul … Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı işi kapsamında Köy Zekeriyaköy projesi 07.01.2020 tarih ve 18 nolu protokol ile bölünmüş ve protokol doğrultusunda 1791 ada 2 parselde satış işlemleri yüklenici firmanın sorumluluğunda bırakılmıştır. Bu doğrultuda yazımız tarihi itibariyle proje kapsamında 497 bağımsız bölüm üretilmiş olup bunların 492 tanesinin satış işlemleri tamamlanmıştır. Satışı gerçekleşen 492 adet bağımsız bölümün KDV hariç satış değerleri toplamı 785.887.997,32 TL kdv dahil 823.439.680,55 TL’dir.” şeklinde bilgi verildiği, Dava dosyasına mübrez bilgi ve belgelerden görüleceği üzere başarı primini hesaplanabilmesi için öngörülen “Başarı Primi; projenin tamamlanarak ve satışların tamamının yapılarak net karın hesaplanması ile tespit edilir hale gelecektir.” şartının henüz gerçekleşmediği, proje satış ve maliyetlendirme sürecinin devam ettiği, Mahkemenin tarafımıza tevdi etmiş olduğu görevlendirme doğrultusunda oranlama usulü doğrultusunda gerekli incelemeler yapılarak hesaplama yapıldığı, Yürütmüş olduğumuz çalışmanın meslek alanımız gereği kaydi verilere dayanmakta olup, ilgili maliyet kalemlerinin projede kullanılıp kullanılmadığı, maliyet tutarlarının fiili tutarlar ile uyumlu olup olmadığı hususları ve toplam maliyet tutarının bahsi geçen proje büyüklüğüne uygun olup olmadığı hususlarının alanında uzman bilirkişi heyetince kontrol edilip değerlendirilebileceği, (İnşaat mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı Tarafımızca 3 farklı gelir tutarı üzerinden terditli olarak 3 farklı hesaplama yapılarak henüz satışları tamamlanmamış projenin inceleme tarihi itibariyle proje karlılığının yukarıdaki tabloda detaylı olarak gösterildiği, İnceleme tarihi itibariyle yukarıdaki tabloda terditli olarak ifade ettiğimiz üzere projenin üç farklı gelir tutarları karşısında proje karlılığının negatif değerler içerdiği, bu doğrultuda Sayın Mahkeme tarafından tarafımıza tevdi edilen görevlendirmeye esas başarı prim hesaplanamadığı, keza proje karlılığının pozitif değerlerde olması durumunda Mahkemece tevdi edildiği üzere oranlama yöntemine göre başarı primi kazanılıp kazanılmadığının hesaplanabileceği, ancak projenin henüz tamamlanmadığı ve satılmamış bağımsız bölümlerin mevcut olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiği, Dava dosyasına mübrez tüm inceleme ve değerlendirmelerin MALİ – KAYDİ bilgi ve belgeler üzerinden yapıldığı, HUKUKİ tüm görüş ve izahların Yüce Mahkemeniz değerlendirme ve takdirinde olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
13/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda;Davacı şirket tarafından verilen hizmetlerin davalı şirket tarafından sonlandırıldığının kabulü halinde, sözleşme metninde davalının bir ay önceden yazılı olarak haber vermek kaydı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkı da bulunduğu değerlendirildiğinde, bir aylık danışmanlık bedeli ile sorumlu tutulması, bir aylık (Mayıs 2017) tutarın ise sözleşme uyarınca ( davacı şirketin de talebi bu yöndedir.) KDV hariç 15.000,00 TL. Olduğu, Sayın mahkeme tarafından hizmetin davacı şirket tarafından sona erdirildiğinin kabulü halinde ise, hizmet verilmeyen dönem için davacı şirketin danışmanlık ücretine hak kazanmadığı, Gayrimenkul Proje Geliştirme Hizmet Alım sözleşmesinin 3.1 maddesinde belirtildiği üzere başarı primi ; elde edilecek gelirden, projeye İlişki giderlerin düşülmesinden sonra kalacak net karın 300.000.000,00 TL. nin üstünde olması durumunda davacının başarı primine hak kazanacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte, Sayın Mahkeme’nin ara kararı uyarınca davacı ile davalı arasındaki danışmanlık ilişkisinin sona erdiği tarihte inşaatın seviyesi dikkate alınarak başarı primine hak kazanılması için gerekli olan asgari net kar tekrar hesaplanmıştır. Davacı şirket tarafından verilen hizmetin sona erdiği 30.04.2017 tarihi itibariyle Proje geliri 296.764.137,53 TL. , projenin giderleri ise aynı tarih itibariyle 271.363.481,15 TL. olarak tespit edildiği, 30.04.2017 tarihi itibariyle projenin gelirinin, giderlerinden 25.400.656,38 TL daha fazla olduğu, bu tutarın net kar olarak kabul edilmesi halinde, inşaat seviyesi olan 96 28,81 “e göre, orantı yoluyla hesaplanan ( 300.000.000,00 *28,81/100 ) asgari net kar tutarı olan 86.430.000,00 TL. “nin altında kaldığından, davacı şirketin, başarı primine hak kazanmadığı, Davacın şirketin hizmetin sona erdiği tarihten sonraki dönem için danışmanlık — hizmeti — verilmediğinden — (Mayıs-2017-Aralık — 2017) danışmanlık ücretine hak kazanmadığı, 30.04.2017 tarihi itibariyle başarı primine hak kazanması için inşaat seviyesine göre orantısal olarak hesaplanan asgari net kar tutarı 86.430.000,00 TL’nin üzerinde kar gerçekleşmediğinden başarı primine hak kazanmadığı, Proje maliyetlerinin rayice uygunluğu değerlendirdiğinde; davalı şirket kayıtlarında 30 Nisan 2017 tarihi itibariyle proje maliyetlerinin 271.363.481,15 TL olmasına karşın aynı dönem için inşaatın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak o yılın yapı yaklaşık birim maliyetleri esas alındığında rayiç maliyetin 21.522.676,71 TL olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildirildiğinde; davacı … Ltd Şti ile davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi Ve Ticaret A. Ş. arasında …’de … tarafından yapılan“…” adıyla bir gayrimenkul projesi kapsamında projenin geliştirilmesi ve her türlü yönetim ve danışmanlık hizmetini vermeye başlanıldığı ve Mayıs 2017 tarihine kadar tarafların sözleşmenin gereğini tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini ancak Mayıs 2017 tarihinde iş bu sözleşmenin davalı tarafça şifai olarak sonlandırılmak istendiği, davalı taraftan sözleşme gereğince danışmanlık ücreti ile başarı primi alacağının olduğundan bahisle iş bu davanın açıldığı, davalı yanca taraflarca mutabakatı varılan ve tarafların karşılıklı imzasını içerir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafça sunulan sözleşmenin taslak niteliğinde olduğu ve danışmanlık ilişkisinin davacı tarafça sonlandırıldığını kaldı ki hukuki ilişkinin reddedilmediği hususu beyan edilmiştir. Uyuşmazlık konusu davacı taraf imzasını içerir Gayrimenkul projesi geliştirme ve yönetim hizmeti sözleşmesinin yapılan incelemesinde sözleşmenin 8.2.2 ve 8.2.3. Maddelerinde tarafların protokole aykırılık nedeniyle ve davalı tarafın tek taraflı fesih hakkı düzenlenmiştir. Davalı tarafça her ne kadar mutabık kalınan sözleşme bulunmadığı belirtilmiş ise de; hukuki ilişki reddedilmemiş ve sözleşme gereği bir kısım danışmanlık ücretleri ödenmiştir. Davacı tarafın hukuki dayanağı olan sözleşmede tarafların fesih hakları düzenlenmiş olup; haksız fesih hususu ispat edilememiştir. Kaldı ki mahkememizce aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuyla; Gayrimenkul Proje Geliştirme Hizmet Alım sözleşmesinin 3.1 maddesinde belirtildiği üzere başarı primi ; elde edilecek gelirden, projeye ilişki giderlerin düşülmesinden sonra kalacak net karın 300.000.000,00 TL. nin üstünde olması durumunda davacının başarı primine hak kazanacağı belirtilmiştir. Davacı şirket tarafından verilen hizmetin sona erdiği 30.04.2017 tarihi itibariyle Proje geliri 296.764.137,53 TL. , projenin giderleri ise aynı tarih itibariyle 271.363.481,15 TL. olarak tespit edildiği, 30.04.2017 tarihi itibariyle projenin gelirinin, giderlerinden 25.400.656,38 TL daha fazla olduğu, bu tutarın net kar olarak kabul edilmesi halinde, inşaat seviyesi olan 96 28,81 “e göre, orantı yoluyla hesaplanan ( 300.000.000,00 *28,81/100 ) asgari net kar tutarı olan 86.430.000,00 TL“nin altında kaldığından, davacı şirketin, başarı primine hak kazanmadığı, davacın şirketin hizmetin sona erdiği tarihten sonraki dönem için danışmanlık hizmeti verilmediğinden (Mayıs-2017-Aralık 2017) danışmanlık ücretine hak kazanmadığı, 30.04.2017 tarihi itibariyle başarı primine hak kazanması için inşaat seviyesine göre orantısal olarak hesaplanan asgari net kar tutarı 86.430.000,00 TL’nin üzerinde kar gerçekleşmediğinden başarı primine hak kazanmadığı, Proje maliyetlerinin rayice uygunluğu değerlendirdiğinde; davalı şirket kayıtlarında 30 Nisan 2017 tarihi itibariyle proje maliyetlerinin 271.363.481,15 TL olmasına karşın aynı dönem için inşaatın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak o yılın yapı yaklaşık birim maliyetleri esas alındığında rayiç maliyetin 21.522.676,71 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenlerle davacı şirketçe danışmanlık ilişkisinin sonlandığı tarihten itibaren taraflar arasındaki sözleşmenin 3.1. Gereğince başarı primine ve yine sözleşme ilişkinin sonlandığı tarih itibariyle danışmanlık ücreti alacağına hak kazandığı hususunun ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan (179,90-TL) maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 2.561,63-TL harçtan mahsubu ile artan 2.381,73‬-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan (23.500,00-TL) nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Arabuluculuk ücreti olan 1320-TL’nin davacıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/02/2023

Katip …

Hakim …