Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/128 E. 2021/83 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/95
KARAR NO:2021/98

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:25/02/2019
KARAR TARİHİ:10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.07.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine … nolu ZMM (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazasında aynı araçla yolcu olarak bulunan müvekkili …’nun basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, müvekkilin kalıcı sakatlığının tam olarak tespiti için tüm tedavi evraklarının celbi ile Adlı Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu ‘ndan rapor alınmasını, dava konusu trafik kazası sebebi ile daimi sakat kalan müvekkilin maddi zararının tazmini için kazaya sebeb iyet veren … plakalı aracın ZMM (Trafik) Sigortası poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde açılan … nolu hasar dosyasından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 147925,80 TL ödeme yapıldığını, işbu ödeme müvekkilin zararını karşılamaktan öte eksik ve yetersiz olduğunu (maluliyet oranı oldukça yüksek olmasına rağmen %24 olarak değerlendirildiğinden), dava konusu kazadan önce, … A.Ş. bünyesinde … departmanında Satış Yöneticisi olarak çalışan müvekkilin kaza sebebi ile daimi sakat kaldığını, bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacağını ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.000,00 TL daimi iş göremezlik ile 5000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan trafik sigortası poliçesi kapsamında azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda, dava öncesi müvekkili şirkete eksik evrak ile başvuruda bulunulduğundan huzurdaki davada “dava şartının” yerine getirilmediğini, müvekkili şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı
olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan … nolu Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS ile sigortalı olduğunu, bu poliçede kişi başı sakatlık ve ölüm teminatının ise kaza tarihi itibariyle 330.000,00 TL olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının sürekli sakatlığının adli tıp kurumu 3. ihtisas kurulu’ndan alınacak rapor ile ispa tlanması gerektiğini, adli tıp kurumu ihtisas kurulu’ndan alınacak rapor ile meydana gelen kaza ile iddia edilen maluliyet arasında illiyet bağının olup olmadığının tespiti gerektiğini, maluliyet sebebi ile ortaya çıkan zararların uzman bilirkişi tarafından ayrı ayrı hesap edilmesini, hesaplamada genel şartların dikkate alınması ile TRH 2010 Yaşam Tablosu ile %1,8 teknik faiz oranına göre hesaplama yapılmasını, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin poliçe teminatı kapsamı dışında bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı jale sinem (ergüç) yegenoğlu’nun maluliyeti nedeniyle ödeme yapıldığını, dava öncesinde, dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete başvurulduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı …’nun maluliyeti nedeniyle 25.12.2018 tarihinde 147925,80 TL ödeme yapıldığını, mahkeme tarafından verilecek karar ile tekrar aktüer hesabı yapılması halinde; yapılan ödeme tutarının yanında faiz güncellemesinin de dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketçe yapılan ödeme tutarı ve ödeme tarihinden hesaplama tarihine kadar geçen süre için hesaplanan faiz tutarının, bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat tutarından mahsup edilmesini, söz konusu hesaplamanın yapılmasını müteakip davacıya yapılan ödemenin tüm zararı karşıladığının tespit edileceğini, yapılacak hesaplama neticesinde zararın karşılanmadığının tespit edilmesi halinde ise; yine yukarıdaki Yargıtay kararında belirtildiği üzere davacılara ödenen sigorta tazminatının faizi ile birlikte güncellenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere dosya içerisinde resmi belge bulunmadığından hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere tazminat hesabı yapılırken; bilinen ücret veya belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti gerektiğini, toplanan delillerle beraber kazazedenin emniyet kemerini kullanmaması ve müterafık kusur durumunun mevcudiyeti durumunda belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle zarar miktarında indirim yapılmasını, davacının kazayı yaşadığı sırada içerisinde bulunduğu araçta hangi amaçla bulunduğu ve bu taşımanın esasen hatır taşımasına binaen mi yapıldığı hususunun tespit edilmesi gerekliliğini ve hatır taşımasının tespiti halinde bu hususun tazminat belirlenmesinde ciddi ve makul bir indirim sebebi olduğunun Yargıtay’ın uygulamalarında sabit hale geldiğini, kazaya karışan sigortalı aracın, ticari araç olmaması sebebi ile kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, haksız davanın reddine, talebin reddi halinde; kusur, maluliyet durumu ve tazminat miktarı yönünden yukarıda belirtildiği gibi bilirkişi incelemesi yapılmasına, maluliyet oranına ilişkin raporun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ‘ndan alınmasına, tazminat raporunun hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yaptırılmasına, yapılan hesap sonucundan müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini iddia ve savunmuştur.
Mahkememizce delillerin toplanması aşamasında iken davacı vekili 25/01/2021 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi ile yapılan sulh anlaşması doğrultusunda davadan feragat ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir.
Davadan feragat 6100 Sayılı HMK’nın 307 maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. 6100 Sayılı HMK’nın 311 maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragata yetkili olduğu saptanmıştır. Feragat bildirimi de 6100 Sayılı HMK’nın 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL harcın, peşin ve ıslah ile alınan toplam 644,40 TL harçtan mahsubu ile artan 585,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığında,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır