Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/123 E. 2020/772 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/123
KARAR NO:2020/772

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:06/03/2019
KARAR TARİHİ:11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …. A.Ş. ile davacı … Tic. A.Ş. arasında, 12-14 Ekim 2017 tarihlerinde davacı şirket tarafından düzenlenecek “…”na katılım için 15.07.2016 tarihinde “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğinİ, bu sözleşmeye göre davalı şirketin sözleşmede belirtilen fuar katılım bedelini davacı şirkete ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşme uyarınca davalı şirketin, fuar katılım hizmeti karşılığında toplam 20.107,20-Euro ödemeyi kabul ettiğini, davalı şirketin fuara katıldığını, kendisine faturalar gönderildiğini, davalı şirketin fuar katılım bedelini, 1 peşin 3 taksit olarak belirtilen kesin vadelerde yapmayı kabul etmişse de ödemeleri yapmadığını, kendisinden defaatle ödemelerin talep edildiğini, akabinde davacı şirket tarafından sözleşmede mutabık kalınan vadelerde ödenmeyen alacakların tahsili için icra dairesinde, …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirketin, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre kararlaştırılan fuar katılım bedelini, davacıya tam ve eksiksiz olarak ve sözleşmede belirtilen şartlarda ödemek zorunda olduğunun açıkça ortada olduğunu, davalının haksız itirazı neticesinde duran takibin devamı için dava şartı arabuluculuk müessesine başvurulmuş olup anlaşmaya vanlamadığını, bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, davacı tarafından fuar boyunca fuar katılımcıları ile röportaj yapıldığını, davalı şirket yetkilisi Necmettin Çelik ile de röportaj yapıldığını, davalı şirket yetkilisi bu röportajında fuardan memnun olduğunu ve … Fuarcılıkla teşekkür ettiğini belirttiğini, davacı …Ş. “Fuar Katılım Sözleşmesi” uyarınca tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, … Fuarının gerçekleştirildiğini, davalı şirketin son derece haklı olarak gerçekleştirmiş oldukları icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itirazın kabulüne, karşı taraf aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı şirketçe yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olup, yalnızca borcun tahsilini geciktirmek amacıyla gerçekleştirildiğini, davalının haksız yaptığı itiraz sebebi ile takibin durduğunu ve alacağın tahsili imkânı şu an için kalmadığını, tüm bu sebeplerle itirazın iptali ile takibin devamı ve kötü niyetli yapılan itiraz gereği %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için huzurdaki davayı açma zarureti hâsıl olduğunu, haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 23/10/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
13/03/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davacının incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafin 04.04.2018 takip tarihi itibarı ile davalı taraftan 50.639,01 TL asıl alacak ve 2.191,35 TL. işlemiş faiz (Hesaplanan 4.718,59 TL.) olmak üzere toplam 52.830,36 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında imzalanan Fuar Katılım Sözleşmesi kapsamında verilen hizmet nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise cevap dilekçesi sunmayarak bütün hususları inkar etmiş durumdadır.
Tüm dosya ele alınıp birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, İİK 67 Mad.’sine dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 50.639,01 TL asıl alacak, 2.191,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.830,36 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 oranında avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.’si uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67. Mad.’sinde belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması
gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu irsaliyeli faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Dava dilekçesiyle birlikte sunulan fotoğraflar ve CD incelendiğinde davalı şirketin adının yazılı olduğu hizmetin davacıya verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Usulüne uygun denetime elverişli bilirkişi raporunda hesaplanan bedel 50.639,01 TL olup dava dilekçesinde de sadece aynı bedelde asıl alacak talep edildiği dikkate alınarak açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 50.639,01 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 10.127,80 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 3.459,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 600,64 TL harcın mahsubu ile eksik 2.858,51 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.383,07 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.514,94 TL ( 750,00 TL Bilirkişi Ücreti, 113,60 TL müzekkere ve tebliğler, 44,40 TL BH, 600,54 TL PH, 6,40 TL VH olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır