Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/115 E. 2020/166 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/115
KARAR NO : 2020/166

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde özetle; 09/09/2017 tarihinde … adresinde davalı tarafından kazı çalışması sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirketin personelince arızasının giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 2.840,57TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 2.840,57TL hasar bedeli, 212,23TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 3.052,80TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya örnek no:7 ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu …Genel Müdürlüğünün ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu vekilinin itirazında takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını, borçlunun kanuni süresi içinde itiraz ederek takibi durdurmuş ise de borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı her ne kadar borcu bulunmadığını belirtmiş ise de icra takibine konu olan alacağa dayanağın hasar bedeli olduğunu, söz konusu hasarlar sebebiyle borcun tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçlunun haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedelinin alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, söz konusu tutanaklar incelendiğinde davalının itirazının haksızlığının ortaya çıkacağını, bu nedenlerle borçlunun itirazının iptalini ve hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; haksız fiilden mütevellit zararların tazminini düzenleyen B.K m.49’e göre zararın tazmini için kusur-zarar-illiyet bağı şartları oluşmadığını, dava konusu hasar iddiasına bağlı tazminat talebinin muhatabının müvekkili idarenin olmadığını, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan bir zarar olmadığını, hukuken sorumluluğu da bulunmadığını, müvekkil idarenin birimlerinden yapmış oldukları yazışmalar neticesinde, hasarın meydana geldiği adreste idarenin ve idare müteahhitlerinin her hangi bir çalışma yapmadığına dair bilgi verilmediğini, bu sebeple, meydana gelen zararda müvekkili idarenin hiçbir sorumluluğu olmadığını, bu nedenle de meydana gelen hasar bedelinin müvekkil idareden talebinde hukuka uyarlık bulunmadığını, davacının tespitlerinin de ve buna dair tutanakların da, gıyablarında yapılıp düzenlendiklerini ve müvekkil idareye hiçbir savunma ve itiraz hakkı tanımadıkları için, kabul etmelerinin mümkün olmadığını, dava konusu olayın incelenmesi sırasında davacının kusur durumunun da araştırılması gerektiği kanaatinde olduklarını, yani davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılarak, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğini, ancak bu husus açıklığa kavuştuktan sonra hakkaniyete uygun bir sonuca varabilmenin mümkün olacağını, sorumlu olduklarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, davada talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu ve eğer sayın mahkemece göreve ilişkin itirazları dikkate alınmayıp yargılamaya devam edilirse hasara ilişkin bedelin tarafsız bilirkişiler tarafından yeniden tespit edilmesi gerektiği hususunu da beyan etmek istediklerini, yine sorumluluğu kabul anlamına gelmemekle beraber, davacının hasar tarihinden itibaren faiz istemesinin mümkün olmadığını, çünkü faiz istenebilmesi için müvekkil idarenin temerrüde düşürülmesinin şart olduğunu, oysa müvekkil idarenin temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle davacının olsa olsa dava tarihinden itibaren faiz isteyebileceğinin yüksek mahkemenin yerleşmiş içtihatlarından olduğunu, sayın mahkemede açılmış olan iş bu davanın konusunun hasar olduğunu, hasarın da haksız eylem olarak nitelendirilmediğini, haksız eylemden kaynaklanan davalarda ise ancak yasal faiz istenebileceğini, davacı kurum tarafından…Belediyesi aleyhine açılmış olan hasar davasında yerel mahkemenin davacının talebi doğrultusunda avans faizine hükmetmesi üzerine; Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesi temyizen yapmış olduğu inceleme sonunda; … Esas , … Karar sayılı ve 02.12.2004 tarihli kararıyla haksız eyleme avans faizi istenemeyeceğini, yasal faiz üzerinden faizin belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulduğunu, davacı tarafın taraf olarak dahi gösterilmediğini ve yokluklarında da yapılan tespit giderlerine yönelik talebin de usul ve yasaya aykırı olup reddinin gerektiğini, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, yani davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılarak, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğini, ancak bu hususun açıklığa kavuştuktan sonra hakkaniyete uygun bir sonuca varabilmenin mümkün olacağını, davacının talep ettiği icra inkar talebinin de reddinin gerektiğini, zira yukarıda açıkladığımız üzere meydana gelen hasarın müsebbibinin ve gerçek hasar miktarının öncelikle sayın mahkeme tarafından tespitinin gerektiğini, sonuç itibariyle, dava konusu olayın, idarenin eylem ve işlemlerinden oluşmadığını ve idare bakımından kusur-zarar-illiyet bağı şartlarının bir arada bulunmadığı dikkate alınarak usul ve esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; … tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında Elektrik tesislerine hasar verilip verilmediği, davalının itirazının haklı olup olmadığı, faizin türü ve başlangıcının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığından ibaret olduğu tespit edilmiştir.

DELİLLER;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
…A.Ş’ye müzekkere yazılarak dava konusu hasar dosyası celp edilmiştir.
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar Sayılı 10/01/2019 tarihli karar ile görevsizlik kararı vermiş olup dava Mahkememiz esasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup; 07/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; …koordinesinde yürütülmekte olan … yan yol kesimi bölgesinde 09.09.2017 tarihinde saat 10:55 sıralarında… A.Ş’nin 35 KV1x240 kablo hidromek iş makinası ile kopartılmak suretiyle hasara uğratılması akabinde … A.Ş yetkililerince 09/09/2017 tarihinde hasar tespit tutanağı ve akabinde kullanılan malzeme ve işçilikle ilgili aşağıda hasar ve giderilme detayı düzenlendiği, hasar nedeniyle davacı şirketin 2.840,57TL (KDV dahil) maddi zararı meydana geldiği, ödenen tutarın makul tutarlar içinde ve …birim fiyatlarına uygun olduğu, teknik inceleme bölümünde arz edilen bilgiler dahilinde de; bu hususta takdir ve nihai karar sayın mahkemeye ait olmak üzere; açıklanan “… Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği” 4.maddesinde tanımlandığı gibi alt yapı çalışması müsaadesi alınmış olsa bile … A.Ş’den gözcü talep edilmeden kazıya başlanılmış olması, şayet … A.Ş’den gözcü talep edilmiş olunsaydı … A.Ş bölgede kablo ve alt yapı tesisinin olduğuna dair. İkazda bulunacak çalışma yapanın daha dikkatli olması sağlanacaktı, hasarın gündüz saat 10:55 sıralarında görüşe açık bir zamanda meydana gelmesi nedeniyle; arz edilen Yargıtay Hukuk Dairesinin içtihatları gereğince … %100 kusurlu olduğu, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2020/1940 Esas 2010/4477 Karar sayı ve 01.10.2009 tarihli ilamı gereği hasar davacının kendi adamları tarafından yapılmış ise işçilik bedelinin hasara dahil edilemeyeceği, aksi durumda işçilik bedelinin hasara dahil edilebileceği dava dosyasında bu husus ile ilgili bir bilgi bulunmadığından takdirin mahkemenin olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin Emsal; 2008/7443 E, 2008/9321 K ilamı gereği gecikme zammı için hasar tarihi ile hasar bedelinin ödeneceği tarihe kadar geçen sürede T.C Merkez Bankasının kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı değişen oranlarda avans faizi uygulanması talebiyle hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, tacirler arasında meydana gelen haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67. maddesine göre iptali talebidir.
Olay günü olan 09/09/2017 tarihinde… adresinde davalının kazı çalışması sebebiyle davacıya ait kablolara zarar verdiği dosyada bulunan, davacı yetkilileri tarafından tutulan hasar tespit tutanağı ile sabittir. Bu tutanağa göre kablo onarımı yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce meydana gelen zararın boyutu hususunda elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişiler; …Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin 4. Maddesine göre davalının alt yapı çalışmasını müsaade almadan , araştırma yapmadan kazıya başlamış olması sebebi ile davalının kusurlu olduğunu, hasar tespit tutanağı ve hasarın giderilmesi için kullanılan malzemenin uygun olduğunu, hesaplanan maddi zararın makul olduğunu rapor etmişlerdir. Dosyada bulunan kurum yazışmaları, hasar tespit tutanakları ile örtüştüğü anlaşılan rapor Mahkememizce de hadiseye ve hukuka uygun bulunmuştur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği gibi hasar, davacının kendi işçileri tarafından giderildiği için işçilik bedeli maddi zarara dahil edilmemiştir. Sonuç itibarı ile davacı tarafça başlatılan ilamsız icra takibinde de aynı hasar bedelinin talep edildiği anlaşılmakla, itirazın haksız olduğu sabit görülerek davanın kabulüne ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 2.639,07TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 180,28TL karar harcından peşin 36,88TL harcın mahsubu ile bakiye 143,40TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.639,07TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 1.949,18TL ( 35,90TL BVH, 5,20TL VSH, 36,88TL Peşin Harç, 271,20TL posta ve tebliğler, 1.600,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıldan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır