Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/982 E. 2020/923 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/982
KARAR NO:2020/923

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:25/10/2018
KARAR TARİHİ:23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının, davalı … ortaklıktan olan alacağı nedeni ile adi ortaklığın ortakları olan davalılar aleyhine …. icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, davalılar süre kazanmak adına …. İcra Müdüriüğü’nün … Esas sayılı
dosyası üzerinden açılan takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmaması nedeni ile adi ortaklığın taraf olduğu dava ve icra takiplerinde ortakların tamamı borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenle de iptale konu edilen icra takibinde adi ortaklığın tüm ortakları aleyhine icra takibi açıldığını, müvekkilinin ticari defter, fatura, belge ve kayıtları üzerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile de müvekkili alacağının kesin olarak kanıtlanacağını, müvekkili tarafından ticari iş kapsamında tüm edimlerin yerine getirilmiş olmasına rağmen, Davalı taraflarca cari hesap bakiyesinin ödenmediğini, beyan etmiş, davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline, davalarının kabulüne, icra takibinin devamına, Euro alacaklarına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %2,65 Euro mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faizi ve TL alacaklarında da takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,75 ticari avans faizi bakımından devamına, davalı/borçluların asıl alacağın (%20)’sinden az olmamak üzere İcra İnkâr Tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve Avukatlık ücretinin de Davalı-Borçlulara yükletilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … ticari defter kayıtları incelendiğinde müvekkilinin borcu olmadığının belirleneceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca müvekkili …’in adi ortaklık ortağı olarak davada taraf olarak gösterilmişse de ilgili adi ortaklığın dağılmış olması sebebiyle müvekkiline bu kapsamda herhangi bir husumet yöneltilmesinin mümkün olmayacağını, davacı yanca müvekkil …’e herhangi bir mal satışı yapılmadığı ya da herhangi bir hizmette bulunulmadığını, bu kapsamda müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …, davalı …, davalı … vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu fatura ve irsaliyelerde detayları yer alan ürünlerin müvekkilleri tarafından satın alınmadığını, ürünlerin müvekkillerine teslim edilmediğini, ürünlerin kim tarafından alındığı ve kime teslim edildiğinin müvekkilleri tarafından bilinmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, Davalı … ve Davalı … vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ihtilafın müvekkilleri tarafından yapılan ödemelerin davacı tarafından kayıtlara alınmamasından kaynaklandığını, müvekkillerinin defalarca davacı tarafı yaptıkları ödemeler konusunda uyarmış olmalarına rağmen davacının bu ödemeleri kayıtlarına işlemediğini ve gereksiz olarak ihtilafın doğmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilleri ile davacı arasındaki ticari ilişkinin adı geçen adi ortaklık tarafından inşa edilen konutlar için satın alınan beyaz eşyalara ilişkin olduğunu, zaman zaman satın alımlara ilişkin ödemelerin konut sahipleri tarafından yapılmış olduğunu ve bu hususun davacı tarafa bildirilmiş olmasına rağmen yapılan ödemelerin kayıtlara işlenmediğini, teslim etmediği ürün bedellerini kayıtlarına alacak kaydettiğini ve ayrıca tebliğ edilmeyen faturaları alacak kaydettiğini, bu konulardaki tüm ısrarlara rağmen kayıtların düzeltilmediğini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırma yapılmış, 17/04/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
11/10/2019 tarihli raporunda bilirkişi heyetle özetle; Davacı ve davalı taraf Ticari defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, takdiri mahkememize ait olmak üzere 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca “kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu”, davacı ve davalı taraflarca ticari nitelikteki ilişkinin yazılı olarak kayıt altına alınmadığı, yazılı bir sözleşme metninin mevcut olmadığı, davacı tarafın satış faturalarını, döviz cinslerini faturada göstermek suretiyle ilgili tarihteki TL karşılıkları doğrultusunda keşide etmiş olduğu, ilgiti faturaların davalı şirket kayıtlarında iş bu TL tutarları üzerinden kayıtlara alındığı, davalı tarafın, TTK 21/2 hükümleri doğrultusunda davacı tarafça keşide edilen faturalardan haberdar olduğu ancak içeriğine ve döviz kuruna karşı herhangi bir itirazının mevcut olmadığı, (mevcut ise dava dosyasına sunulmadığı), davacı tarafın sunmuş olduğu davalı tarafa ait cari hesap ekstresinde yer alan işlemlerin, kendi ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu ve şahsi beyanlarını doğruladığı, 2016 yıl sonu bakiyesinin defter kayıtları ile uyuştuğu, işbu inceleme neticesinde davacı tarafın 10.10.2016 tarihi sonu itibariyle (Kaydi Olarak) davalı taraftan 67.927,66 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun – 280 inci maddesi ile … Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş olan 18.08.2017 tarihli özelge doğrultusunda; davalı tarafın davacı tarafa yapmış olduğu ödemelerin ilgili günden bir önceki akşam TCMB’nca yayınlanan kapanış kurları baz alınarak tarafımca tekrar hesaplandığı ve TL alacak karşılığının o günkü Euro karşılığının hesap edildiği, davacı tarafın davalı taraftan alacaklı gözüktüğü 67.927.66 TL’lik bakiyenin ilgili tarihte 22.201.28 Euro. 1.008.00 TL’ye tekabül ettiği, davalı tarafın sunmuş olduğu davacı tarafa ait cari hesap ekstresinde yer alan işlemlerin, kendi ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu ve şahsi beyanlarını doğruladığı, 2016 yıl sonu bakiyesinin defter kayıtları ile uyuştuğu, işbu inceleme neticesinde davalı tarafın 31.12.2016 tarihi sonu itibariyle (Kaydi Olarak) davacı tarafa 27.059.34 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki bakiye farklılığına ilişkin hareketler karşılıklı olarak incelendiğinde rapor içerisindeki tabloda V olarak gözüken 2 hareketin davalı taraf kayıtlarında mevcut olmadığının tespit edildiği, davalı taraf kayıtlarında yer almayan 14.12.2015 tarihli 4.917,03 TL’lik işlemin, davalı tarafça davacı tarafa yapılan kredi kartı ile ödeme işlemine ait olduğu, ödemenin şirket adına davalılardan … adına kayıtlı kredi kartı ile yapıldığı ancak şirketin kendi lehine olan bu İşlemi kayıtlarına almadığının tespit edildiği, davalı taraf kayıtlarında yer almayan 10.10.2016 tarihli … nolu kdv dahil 45.785,35 TL (13.443,74 Euro) lik işlemin detay evrakları incelendiğinde, ilgili faturanın 4 adet ürüne karşılık Davalı … ortaklık adına keşide edildiği, ekinde … nolu sevk irsaliyesinin mevcut olduğu, yetkili servis evraklarının dava dışı … tarafından malın/hizmetin teslim alındığına dair isim soy isim altında imzalanmış olduğu, davacı tarafından ilgili faturanın 2016 yılı 10.ay BS formunda beyan edildiğinin görülerek teyit edildiği, 4, 6 ve 8 nolu davalıların cevap dilekçesinde; 844,29 Euro’ luk faturanın kayıtlarında olmadığını ve kendilerine tebliğ edilmediğini beyan ettiği, tarafların cari hesap ekstreleri karşılıklı olarak incelendiğinde 439186 nolu ilgili faturanın 26.01.2015 tarihi ile davacı taraf kayıtlarında mevcut olduğu ve aynı şekilde 26.01.2015 tarihli kayıt ile 1223 fiş nosu ile davalı taraf kayıtlarında mevcut olduğunun tespit edildiği, takdiri mahkememize ait olmak üzere, davalı tarafın yapmış olduğu ödemeleri evrakla ispat yükümlülüğüne haiz olduğunun mütalaa olunduğu, kendi cari hesap ekstresinde mevcut olan tüm işlemlerin davacı taraf kayıtlarında mevcut olduğu, rapor ekinde evrakları yer alan ödeme yapıldığı iddialarına ilişkin yapılan incelemede ilgili evrak ve ödemelerin davalı tarafın kendi cari hesap ekstrelerinde dahi mevcut olmadığının tespit edildiği, işbu sebeple ödemelerin davacı şirkete ve işbu ticari ilişkiye ilişkin ödeme olduğunu davalı tarafın ispata haiz olduğu, sürecin hukuki mütalaa gerektirmesi sebebiyle değerlendirme ve takdirin mahkememize ait olabileceği, işbu sebeplerle, dava dosyasına vaki bilgi ve belgeler ile tüm inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davacı tarafın dava tarihi itibariyle kaydi olarak 67.927,66 TL’lik bakiye alacağı dava ve talep etmekte haklı olduğu, takdiri sayın mahkememize ait olmak üzere kaydi bilgiler doğrultusunda davacının itirazın iptaline ilişkin talebinin verinde olduğunun mütalaa edildiği, (ilgili alacağın ilgili tarihlerde 22.201.28 Euro ve 1.008.00 TL’ye tekabül ettiği), davacı tarafın işleyecek faiz talebinde bulunması ve dava sürecinin devam etmesi sebebiyle değerlendirme ve takdirinin mahkememize ait olabileceği, dava dosyasına mübrez tüm inceleme ve değerlendirmelerin kaydi bilgi ve belgeler üzerinden yapıldığı, hukuki tüm görüş
ve izahların mahkememiz değerlendirme ve takdirinde olduğu, tüm arz ve izah olunan hususların alacak talebine İlişkin ödemeyi gerektirip gerektirmeyeceği, icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin takdiri ile hukuki kanaat ve nihai değerlendirmenin mahkememize ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraf vekillerine tebliğ edilmiş, mahkememiz 20/11/2019 tarihli ara kararı ile davalı tarafların itirazlarının değerlendirilmesi, çelişkilerin giderilmesi amacıyla ve nitelikli inceleme gerektirdiğinden sözleşmeler konusunda uzman hukuki inceleme yapmak üzere bilirkişi eklenerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
18/02/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi özetle; Davacı yan yararına hüküm kurulması mahkememizce benimsenirse, muhtelif veçheleriyle alacaklılık durumun mali anlatımın yapıldığı ve takdirin yüce yargı makamına ait olduğunun işaret edildiği; davacı yan yararına hüküm kurulacak olursa, adi şirketin ortakları alacaklıya karşı (dış ilişkide) müteselsilen borçlu olduklarından ve bu davada iç ilişkide hangi ortağın (=şerik) ne kadar sorumlu bulunduğu tartışma mevkiine gelemeyeceğinden, davalı yanı oluşturan adi şirket şürekasının (=adi ortaklığın ortaklarının…) , ödemede tekerrür olmamak üzere davacı yana kaşı müteselsilen sorumlu kabul edilmek gerekeceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporu usulüne uygun taraflara tebliğ edilmiş, tarafların itirazları doğrultusunda itirazların değerlendirilmesi ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla bu kez yeni bir bilirkişi heyetinden 08/07/2020 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
25/10/2020 tarihli ara raporunda bilirkişi heyeti özetle; Davacı taraf davalılardan tahsil edemediği gerekçesi ile 03.08.2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün… dosya numarası ile 22.439,79 EUR asıl EUR işlemiş faiz 1.008,00 TL asıl alacak,401,19 TL üzerinden işlemiş, faiz olmak üzere davalılar aleyhine takibe geçtiği, davalıların icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine davacının davalılar aleyhine yaptığı takibin devamı için huzurdaki davayı açtığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme tarafımıza ibraz edilmediği, davacının davalılardan …. İcra Müdürlüğünün… dosya numarası ile yaptığı takipten dolayı 22.201,28 EUR 1,008,00 TL alacağı olduğu alacağın icra infaz aşamasında 14.06.2019 tarihinde davacı tarafa ödenen 5.070.00 EUR davalılar borcundan mahsup edilmesi gerektiği, tüm ortakların 17.131,28 EURO ve 1.008,00 TL’lik şirket borcundan dolayı …’ye karşı birinci derecede, şahsen, müteselsil olarak ve tüm malvarlıkları ile ve sınırsız sorumluklarının söz konusu olduğu, şirketin anılan borçları doğuran işlemlerden sonra sona ermesinin de bu durumu değiştirmeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde
Taraflar arasındaki ticari iş ve kurulan ticari ilişki kapsamında alacaklı olunduğu iddiasıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk hukukunda adi ortaklıklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmektedir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620. maddesinde; “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.”
Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 638. maddesine göre; ortaklık sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça adi ortaklar birlikte ya da temsilci vasıtasıyla üçüncü kişilere karşı deruhte etmiş oldukları borçlardan müteselsilen sorumlu olurlar. Bu hükme göre alacağa ilişkin bu davanın adi ortakların müteselsil
sorumluluğuna dayalı olarak her birine karşı açılması mümkündür.
Alacak istemli dava dilekçesinde, dava adi ortaklıklardan birine veya birkaçına karşı açılmış ise, Türk Borçlar Kanunu 163. maddesi uyarınca dava incelenmelidir. Ancak sadece adi ortaklık veya ortak girişim denmiş ve kişi gösterilmemiş ise “Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.Somut uyuşmazlıkta; davacının davalılar yanında … da davalı mevkîinde gösterdiği davanın tüm adi ortaklığı oluşturan ortaklara karşı açıldığı anlaşılmıştır.
TBK’nun 637. maddesi uyarınca, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. Ortaklardan biri tarafından, adi ortaklık adına bir üçüncü kişi ile işlem yapılması halinde, diğer ortaklar ancak temsil hükümleri çerçevesinde, alacaklı veya borçlu olurlar. Bu doğrultuda, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil yetkisi vardır. Ancak, yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemleri bakımından, temsil yetkisinin bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır. Adi ortaklıkta malvarlıkları bakımından elbirliği ile mülkiyet, borçlar bakımından ise müteselsil sorumluluk söz konusudur. Ancak, ortaklar yazılı bir sözleşme ile bu konuda özel düzenlemeler yapabilir. Dış ilişkide ortaklar üçüncü kişilere karşı sınırsız, müteselsil ve birinci derecede sorumlu olmaktadırlar.
Mahkememizce itirazlar nedeniyle aldırılan usul ve yasaya uygun denetime elverişli 25/10/2020 tarihli detayları yukarıda açıklanan bilirkişi raporunda hesaplanan 17.131,28EU ve 1008,00TL lik borcun adi ortaklık sona ermeden önce yapılan ticari iş kapsamında mal alım-satım yapıldığı, dava sırasında 14/06/2019 tarihinde(kısa kararda sehven 14/06/2009 yazılmıştır) davacı tarafa 14/06/2019 tarihinde 5.070,00EU bedelli ödemede bulunulduğu, bu kapsamda taraflar arasındaki ticari ilişkinin kabul edildiği, TBK M.638/3 VE TBKm. 645 uyarınca tüm ortakların uzman bilirkişi heyetince hesaplanan şirket borcundan dolayı davacı şirkete karşı birinci derecede,şahsen ve tüm malvarlıkları ile sınınrsız sorumluluk altında oldukları, adi şirketin sona ermesinin davalılıarın borcunu sona erdirmeyeceği, davacının temerrüt faizi talebi bakımından taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmaması ve borcun ödenmesine yönelik davalılara dosya kapsamında herhangi bir ihtarnamenin gönderilmediği anlaşıldığından takip öncesinde davalılıarın temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak temerrüt faizinin talep edilemeyeceği anlaşılmakla yukarıda açıklana nedenlerle davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Ayrıca asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20 si oranında (yabancı para cinsinden alacağın takip tarihindeki TL efektif satış bedeli dikkkate alınarak ) icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 22.201,28 Euro asıl alacak ve 1.008,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 22.201,28 Euro ve 1.008,00 TL üzerinden devamına, 14/06/2009 tarihinde ödenen 5.070,00 Euro’nun infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Euro cinsinden olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-a maddesi uyarınca döviz faizi işletilmesine,
Türk Lirası cinsinden olan asıl alacağa takip tarihinden yıllık %10,75 oranında ticari temerrüt faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 26.354,70 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 9.001,45 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.682,57 TL harcın mahsubu ile eksik 7.318,88 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.468,96 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.723,67 TL ( 1.682,57 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH olmak üzere ) harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.060,00 TL ( 2.300,00 TL Bilirkişi Ücreti, 760,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 2.894,32 TL’lik kısmının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 900,00 TL ( Bilirkişi Ücreti ) yapılan yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 48,72 TL’lik kısmının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalılar …, … ve … tarafından yapılan 40,20 TL yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 2,18 TL’lik kısmının davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ

Kısa kararda “1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 22.201,28 Euro asıl alacak ve 1.008,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 22.201,28 Euro ve 1.008,00 TL üzerinden devamına, 14/06/2009 tarihinde ödenen 5.070,00 Euro’nun infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına” şeklinde hükümde, 14/06/2019 belirtilen tarihin sehven 14/06/2009 olarak yazıldığı anlaşılmakla anlaşılmakla Hükmün tashihini düzenleyen 6100 sayılı HMK’nin 304/1. madesinde; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir” hükmü gereğince “1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 22.201,28 Euro asıl alacak ve 1.008,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 22.201,28 Euro ve 1.008,00 TL üzerinden devamına, 14/06/2019 tarihinde ödenen 5.070,00 Euro’nun infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına” olarak Hükmün Tashihine karar verildi. 23/12/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır