Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/978 E. 2021/524 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/978
KARAR NO:2021/524

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:24/05/2017
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı alacaklıyı tanımamasına rağmen aleyhine ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, aleyhine icra takibi yapıldığını müvekkilinin maaşına haciz konulması üzerine öğrendiğini, takibe konu senedin incelenmesinden senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığının görüldüğünü, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, müvekkilinin borcu olmadığı halde senet bedelini ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle müvekkilinin maaşından kesilmek suretiyle haksız tahsil edilen paranın faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usule ilişkin itirazlarında; davaya konu senette alacaklı olan müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti. olup, işbu davanın müvekkiline yöneltilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca davanın hak düşürücü süreler geçtikten sonra açıldığını, esasa ilişkin beyanlarında davacı borçlunun takipten “maaş haczi” ile haberdar olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacı ile telefon görüşmelerinde davacı borçlu tarafından ödeme taahhütlerinde bulunulduğunu, ayrıca senetteki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına kabul etmediklerini, müvekkili şirketin, davaya konu olan şekilde senet mukabili satış yaptığı durumlarda, kimlik kontrolü ile işlem gerçekleştirilmekte olduğunu, davanın haksız, usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dosyanın mahkememize …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı 19/06/2018 tarihli görevsizlik kararı neticesinde mahkememize tevzi olunduğu anlaşıldı.
Dava, faturadan kaynaklı İİK m. 67 ye dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12.maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1.fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şekilde değiştirilmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1. maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda davacının esnaf-tacir ayrımının belirlenmesi için internet üzerinden yapılan araştırmada Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğünün Mutabakat Komiteleri hakkındaki 81 il için geçerli olan yazısında Bakanlar Kurulu Kararına göre 2018 yılı için a)1 numaralı bentte yazılı işleri yapanlardan yıllık alımlarının tutarı 95.000TL’yi veya satış tutarının 130.000,00TL’yi
b) 2 numarallı bentte yazılı işleri yapanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 100.000TL’yi
c)1 ve 2 nmaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 95.000,00TL Yİ aşmayanların esnaf ve sanatkar sayılarak esnaf ve sanatkar siciline ve ilgili odasına kaydedilmeleri gerekmekte olduğu düzenlenmiş olup buna göre davacının … Vergi Müdürlüğü kayıtlarına göre 2018 yılı işletme hesabına göre dönem başı mevcudu 7.890,00 , dönem içi satın alınan emtia 847,46 , gider 170,00, hasılat 600.00 , zarar 8.307,46 olduğu , dolayısıyla davacının esnaf sınırında kaldığı anlaşıldığından davaya bakma görevi genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde olması, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır