Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/977 E. 2021/812 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/977
KARAR NO:2021/812

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:24/10/2018
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalıdan olan alacağının tahsili için 17.08.2015 tarihinde …. İcra Dairesi’nde … esas sayılı dosya ile takip başladığını, ilamsız takipli ödeme emrinin davalıya 20.08.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı vekili tarafından, icra takibine ve borca süresinde UYAP üzerinden itiraz edildiğini ancak icra müdürlüğü tarafından UYAP üzerinden sunulan itiraz dilekçesini çıkarılmadan sehven dosyanın içine atılması nedeniyle haciz talebinin kabul edildiğini, 03.11.2017 tarihinde davacı tebliğ alından 29.03.2017 tarihli karar tensip tutanağı uyarınca, konulan hacizlerin kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının başlatılmış olunan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, davacı ile davalı arasında 01.07.2013 tarihli muvafakatname uyarınca, davalının, davacıya olan tüm borcunu ikrar ettiğini, davalının, davacı şirkete borcu bulunmadığına ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, 01.07.2013 tarihli “muvafakatname” tarihinden sonra taraflar arasında imzalanan ve davalı ile ticari çalışma şartlarını ve ödeme planlarının yeniden yapılandırılması konu eden, 03.04.2014 tarihli “protokol” kapsamında da, itiraza konu olan borcun açıkça kabul edildiğini, ilgili icra takibinin ekinde sunuları 23.06.2015 tarihli cari hesap özetinden de görüleceği üzere, davalının 23.872,00 Amerikan Doları (USD) tutarında (23.872,00 USD x 2,8316 = 67.595,96 TL) ödenmeyen borcu bulunduğunu, ilgili tutarın işbu dava tarihine kadar davalı tarafından ödenmediğini, davacı tarafından başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, işbu nedenle, duran icra takibine devam edebilmek için iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %40’tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir cevap veya beyan dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
19.11.2020 tarihli raporunda bilirkişi; dosya içerisine sunulan muvafakatname ve protokole göre, dava dışı … firmasının davacı tarafa olan borcunu davalı … İnşaat firması tarafından ödenmesi gerekip gerekmediğinin mahkememiz takdirinde olduğu, davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile davalı … İnşaat firmasından 23.872,00 USD asıl alacak ve 2.819,51 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.691,51 USD alacak talebinde bulunduğu, davacı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre, 19.08.2015 takip tarihi itibari ile dava dışı … firmasından 60.837,96 TL asıl alacak ve 4.845,36 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 65.683,32 TL ve 594,34 USD alacaklı olduğu, davacı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre, 19.08.2015 takip tarihi itibari ile davalı … İnşaat firmasından 2.346,39 TL asıl alacak ve 186.88 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 2.533,27 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 23.872,00 USD asıl alacak, 2.819,51 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.691,51 USD alacağın ve alacağa yıllık %9 yasal faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle kurulan cari hesaptan kaynaklı alacaklı olunduğu iddiasıla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Ayrıca bu durum HMK 222/5’te taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı şeklinde ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
12.02.2020 tarihli celsenin 2. nolu ara kararında iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, HMK mad. 222 ihtaratında bulunulduğu, inceleme gününde taraf ticari defterlerinin hazır edilmelerinin belirtildiği bu hususun hazır bulunan davacı vekiline ihtar edildiği, davalı tarafa bu hususun TK m. 35 göre ihtar edildiği ancak mahkememizce tayin olunan bilirkişi inceleme gününde davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, alınan bilirkişi raporuna da davalı tarafından bilirkişi raporuna karşı herhangi beyan ve itiraz sunulmadığı anlaşılmakla davalı tarafın HMK mad. 222’ye göre defter ibrazından kaçınmış sayılmasına karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır.
Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Usulüne uygun denetime elverişlli bilirkişi incelemesinnde davacı ve davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı yan cari hesap alacağını talep etmiş, buna ilişkin olarak delil listesinde sunulan muvafakatname doğrultusunda itiraz etmekten feragat ettiği, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve yapılan mali hesaplamalara göre davacının 23.872,00 USD alacağını kanıtladığı anlaşılmakla açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ve takibin takip dosyasındaki koşullar ile devamına karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 23.872,00 USD asıl alacak üzerinden takip dosyasındaki koşullar ile devamına,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 13.564,07 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 4.632,80 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.154,38 TL harcın mahsubu ile eksik 3.478,43 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.616,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.151,08 TL ( 1.154,38 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 750,00 TL Bilirkişi Ücreti, 205,60 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) gider avansının davalılan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır