Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/973 E. 2021/482 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/973
KARAR NO:2021/482

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:23/10/2018
KARAR TARİHİ:09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Tic. Ltd. Şti. ile davacı şirket… San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, tarafların ticari ilişkileri kapsamında davacı şirket tarafından düzenlenen fatura bedellerin ödenmemesi üzerine davacı şirketin cari hesap alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün E. … sayılı dosyasından davalı şirket aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlallığını, ilgili takibe davalı şirket tarafından 04.04.2018 tarihinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı şirketin takibe konu borca ilişkin hiçbir ödeme yapmadığı halde icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davacı şirketin, davalı şirketten icra takibinde belirtilen tutarda alacaklı olduğunun yargılama sırasında ticari defterler ve kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesinde açıkça ortaya çıkacağını, her ne kadar davalı tarafın işletilmiş faize itiraz etmişse de bu itirazın yerinde olmadığını, nitekim TTK Md. 95 -” (1) 8 inci maddedeki şartların varlığı halinde, alacak ile borç kalemlerinin birbirinden çıkarılması sonucunda bulunan bakiyeye, belirlenip hesaba kaydedildiği tarihten itibaren faiz işler; bileşik faize yol açabilecek uygulama yapılamaz; bu hükme aykırı sözleşme öngörülemez” hükmü gereğince cari hesap alacaklarında, bakiyeye faiz işletilmesinin hukuka uygun olduğunu, tarafların tacir olması sebebiyle uygulanacak faizin ticari faiz olup Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’ nin T. 31.05.2012 E. 2012/1070 K. 2012/18599 sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Ödeme emrinde takip tarihinden sonrası için talep edilen faizin niteliği ve oranı belirtilmediğine göre, uygulanacak faizin alacağın nevine göre belirlenmesi gerekir. Takip dayanağı kambiyo senedi vasfında bono olduğuna göre ise alacağa 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesinde öngörülen avanslarla ilgili ticari işlerdeki temerrüt faiz oranı üzerinden faiz hesaplanmalıdır.” takip talebi ve ödeme emrinde uygulanan faizin türünün açıkça belirtilmese de ticari faiz uygulanabildiğini, açıklamış oldukları nedenlerle; davalı şirketin yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu, açıklanan ve re’sen belirlenecek nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile, davalı şirketin yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. ATM’nin … E,sayılı itirazın iptali davası sebebiyle derdestlik itirazında bulunduklarını, 6100 sayılı kanunun 114. maddesi maddesi gereği “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartlarından olduğunu, davacı tarafından aynı alacak ve dosya için davalıya açılmış olan …. ATM’nin … E. sayılı dosyası sebebiyle derdetlik itirazında bulunduklarını, davacı tarafın …. ATM’nin … E. sayılı dosyanın 06.07.2018 tarihli duruşmasına girmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasına güvenerek aynı konuda huzurdaki davayı açmış ise; henüz davanın açılmamış sayılmasına karar verilmemiş olup huzurdaki davanın derdest olduğunu, bu sebeple dosyanın işlemden kaldırılmasına yönelik 06.07.2018 tarihli karar üzerinden 3 ay geçerek 06.10.2018 tarihine gelinmeden önce açılmış davanın reddi gerektiğini, bilindiği üzere her dava açıldığı tarihteki tespit edilen durum ve koşullar esas alınarak hüküm kurulduğunu, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibi yetkisizlik ile geldi ise yetki itirazlarının 12.08.2016 tarihli olması sebebiyle usulüne uygun icra takibi bulunmadığından davanın reddine, bu takibin …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından bağımsız olduğu iddiasında ise daha önce itiraz ile durmuş olan takibe ilişkin itirazın kaldırılması veya iptali yapılmadığı için aynı alacakla ilgili yeniden talepte bulunamayacağından davanın reddi gerektiğini, davalının davacı taraf ile takibe konu borcu doğuracak hiçbir ticari ilişkisi bulunmamakta olduğunu, ödeme emrinde ya da ödeme emri tebliğ zarfında da alacağın dayanağı olabilecek belge bildirilmediğini ve davalıya tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinde “müvekil şirket tarafından düzenlenen fatura bedelleri ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla” icra takibi başlatıldığı yazılmış ise de ne hangi faturalardan ve irsaliyelerden bahsedildiği (zira taraflarınaca bilinen bir fatura da olmadığını) ne de hangi cari hesap sözleşmesinden bahsedildiğinin açıklanmadığını, dava dilekçesine ek delil de tebliğ edilmediğini, davacının dava dilekçesinde cari hesap alacaklarına faiz işletilmesinin mümkün olduğunu bildirmiş ise de taraflar arasında ticari ilişki de bulunmadığı dikkate alındığında cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığını, davacı tarafın davalıya farklı dosyalardan farklı tarihlerde aynı miktarda ödeme emirleri göndermesinin, ödeme emirleri ve tebligat zarflarına talep ettiği bedelin dayanağını bildirmemesi ya da dayanak bir belge sunmaması, yine birden fazla kez itirazın iptali davası açması davacının kötüniyetini gösterdiğini, davacı taraf aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesini, açıklanan nedenlerle, davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 12/06/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu döneme ait ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
21/10/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı taraf inceleme için ticari defter kayıt ve belge ibraz etmediğini, davalı taraf incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı tarafın davacı taraf adına 08.06.2016 tarihinde 160,00 TL bedelli fatura kestiği ve 08.06.2016 tarihinde tahsil ettiği görüldüğünü, davalı tarafın davacı taraf adına kesmiş olduğu faturadan kaynaklı alacağı kalmadığını, davacı taraf …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile davalı taraftan 45.708,55 TL asıl alacak ve 1.014,35 TL olmak üzere toplam 46.722,90 TL alacak talebinde bulunduğunu, davacı taraf alacağa dayanak olarak, davacının davalı taraf adına düzenlemiş olduğu 07.05.2016 tarihli …-…-… sıra numaralı 45.708,55 TL bedelli irsaliyeli faturayı sunduğunu, irsaliyeli faturanın üzerinde ve dava dosyası içerisinde, fatura içeriği malların davalı tarafa teslim edildiğine ve irsaliyeli faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğine dair her hangi bir belge veya bilgi bulunmadığını, davacı tarafın icra takibine dayanak yapmış olduğu irsaliyeli faturanın davalı ticari defterlerine işlenmediği görüldüğünü, davalı taraf ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenmesinde, davacı tarafın davalı taraftan 05.08.2016 takip tarihi itibariyle alacaklı olmadığı görüldüğünü, davacı taralın inceleme için ticari defter kayıt ve belge ibraz etmediği, davalı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 05.08.2016 takip tarihi itibari ile alacaklı olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce bu kez 20/10/2020 tarihli ara karar ile … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile davacının uyuşmazlık konusu döneme ait ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
14/02/2021 tarihli raporunda bilirkişi; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile davacı tarafın yerinde inceleme talebine dayalı olarak yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafın belirtilen SMMM ofisinde / adresinde ticari defterler bulunmadığı bilgisi verildiğinden incelemeye defterler sunulamadığı ve gerekli inceleme ve tespitlerin yapılamadığı, davacının 2016 yılı ticari defterleri incelenemediğinden herhangi bir borç / alacak tespiti yapılamadığı, davacı müvekkilince de olumlu / olumsuz feed – back yapılmadığından dosyanın sürüncemede kalmaması için iş bu rapor tanzim edilerek defterlerin hazır edilme imkanı doğması halinde tekrar inceleme yapmak üzere ve / veya yargılamayı tıkamamak adına iş bu raporun düzenlendiği, davalının defterlerinin yerel mahkeme bilirkişisi marifetiyle incelendiği ve davacının takibe konu ettiği faturaların davalı defterlerinde kayıtlı yer almadığı tespit edildiği şeklinde rapor sunulduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 45.708,55 TL asıl alacak, 1.014,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.722,90 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.
Davacı tarafın uyuşmazlık dönemine ait tecari defter ve kayıtların incelenmesi amacıyla HMK m.222 ihtaratlı olarak talimat yazılarak … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/168 Talimat dosyasında aldırılan 14/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf defterlerini sunmayarak davalının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davalının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davalı tarafın incelenen defter kayıtlarının davacı taraf için delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Usulüne uygun denetime elverişli 21/10/2019 tarihli bilirkişi incelemesinde davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın 08/06/2016 tarihli 160,00TLLbedelli faturayı 08/06/2016 tarihinde tahsil ettiği, davacının takip dosyasına konu ettiği 07/05/2016 tarihli 16653-16654-16655 nolu 45.708,55TLbedelli irsaliyeli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, irsaliyeli faturanın üzerinde teslim alan kısmının boş olduğu, mecut dosya kapsamında davacı tarafça faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair herhangi bir belge veya delil sunulmadığı dolayısıyla HMK m.222, HMK m. 222/5 VE 6102 s. TTK m.64/3 uyarınca davalı tarafın ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, mali yönden yapılan incelemelere göre davalı taraf uyuşmazlığa konu döneme ilişkin ticari defterlerine göre davacının alacağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş olup ayrıca davacının kötüniyeti mevcut dosya kapsamı ile davalı tarafından ispat edilemediğinden şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 797,92 TL harçtan mahsubu ile artan 738,62 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.873,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır