Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/956 E. 2019/204 K. 29.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/956 Esas
KARAR NO : 2019/204
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 19/10/2018
KARAR TARİHİ: 29/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalı arasında “Protokol” başlığını taşıyan 17.05.2012 tarihli bir sözleşme yapıldığını, Bu sözleşme ile tarafların,… Caddesi, 4 pafta, 3 ada, 54 no’lu parseldeki … Projesi’nin mimari ve diğer tüm disiplinlere dair proje hizmetleri ile danışmanlık ve mesleki kontrollük hizmetlerinin 7.500.000 ABD Doları+KDV ücret karşılığında davacı tarafından yerine getirilmesi hususunda anlaştığını, Anılan Protokol uyarınca … Projesi inşaatının mimari projelerinin davacı tarafından, (statik, mekanik, elektrik tesisat gibi) diğer disiplinlere ilişkin projelerin de davacının alt yüklenicileri tarafından usulüne uygun olarak hazırlandığını, İnşaatın ilk ruhsatının 10.05.2012 tarihinde alındığını, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde 01.06.2018 tarihinde yapılan değişiklik sayesinde inşaat yapılabilir alanın fazlalaştığını, Daha büyük bir inşaat yapma imkânı doğunca, davalının davacıdan, inşaatın mimarisinin de değiştirilmesini isteyerek, tüm projeleri yeniden hazırlanmasını talep ettiğini, Tüm projelerin davacı ve alt yüklenicileri tarafından yeniden hazırlandığını, 07.03.2014 tarihli ikinci inşaat ruhsatının alındığını, davalının fikir değişikliği ve talebi üzerine davacının hazırladığı bu yeni projelerin 17.05.2012 tarihli Protokolün kapsamı dışında, tamamen yeni bir iş (proje) niteliğinde olduğunu ve tarafların sözlü anlaşması üzerine yapıldığını, Bu nedenle davalının yeni proje hizmetlerinin bedelini davacıya ödemesi gerektiğini, davacının alacağının bilirkişi tarafından hesaplanmasının mümkün olduğunu, ancak ilk Protokol kapsamındaki önceki işlerin bedeli olan tutarın bilirkişi tarafından yapılacak ücret hesaplamalarında emsal alınması gerektiği ve ilk projedeki inşaat alanının ikinci projede 138.044 m²’ye yükseldiği, dolayısıyla önceki proje için yapılan ödemeden yol çıkarak yapılan hesaplamaya göre bu yeni proje hizmetleri bedelinin 9.588.281 ABD Dolarından az olamayacağını, Bundan başka, yeni (ikinci) projenin 09.10.2017 tarihli tadilât ruhsatına esas tüm projelerinin de, davalının isteği üzerine davacı ve alt yüklenicileri tarafından hazırlandığını, bu tadilât projelerinin de 17.05.2012 tarihli Protokol kapsamı dışında olup, yeni bir iş niteliğinde olduğunu, bu nedenle davalının bu tadilat proje hizmetleri bedelini de ödemesi gerektiğini, bu tadilât ile projede %40 oranında değişiklik yapıldığından, tadilat projeleri bedelinin 3.835.312 ABD Doları+KDV’den az olamayacağını, böylece davalının davacıya ödemesi gereken ücretin en az 13.423.593 ABD Doları olduğunu, bu hizmetlerin bedelinin ödenmediğini, alacağın ödenmesi için ihtarname keşide ettiğini, fakat buna rağmen bir ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere proje hizmetleri alacağının şimdilik 60.000 ABD Doları tutarındaki kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı talepleri ciddi ve samimi olmadığı gibi mantıklı da olmadığnı, üstelik taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca, uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesi kararlaştırıldığını, bu nedenle gerek usûli yönden, gerek esas bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğini, davacı ile davalı müvekkil arasındaki hukuki ilişki, dava dilekçesinde belirtilen 17.05.2012 tarihli Protokol ile sınırlı olmadığını, bu nedenle öncelikle taraflar arasındaki ilişkileri ve tarafların birbirleri karşısındaki hukuki durumlarını ortaya koymakta yarar bulunduğunu, taraflar arasındaki ilk hukuki ilişki, sonradan davacı şirket ile birleşen…A.Ş. ile müvekkil Şirket arasında 02.05.2012 tarihinde imzalanan “Hasılat Karşılığı Arsa Satış Sözleşmesi” ile kurulduğunu, Müvekkilin Hasılat Karşılığı Arsa Satış Sözleşmesi imzaladığı …A.Ş.’nin ortakları ile davacı firmanın ortakları, adresleri ve temsile yetkili kişisi (Mustafa Hakan Kıran) aynı olduğunu, bu sözleşme gereğince; …, dava dışı (“Arsa Sahipleri” olarak adlandırılan) … ve … A.Ş. ile 02.05.2012 tarihinde Beşiktaş 11.Noterliğince tanzim ve tasdikli … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nden kaynaklanan %67 oranındaki hasılat payının %54’ünü, Sözleşmede yazılı koşullarla müvekkile devir ve temlik ettiğini, Bu ilk sözleşmede (madde 7/5), sözleşmenin uygulanması ile ilgili ihtilaf çıkması halinde, uyuşmazlığın tahkim yolu ile hakemler tarafından çözümleneceği kararlaştırıldığını, ikinci hukuki ilişkinin, dava dilekçesinde sözü edilen 17.05.2012 tarihli “Protokol” başlığını taşıyan sözleşme olduğunu, bu sözleşmede, yukarıda belirtilen Hasılat Karşılığı Arsa Satış Sözleşmesi’ne konu taşınmaz üzerinde müvekkil Şirket’in inşa edeceği projenin; mimari ve diğer tüm disiplinlere dair proje hizmetleri ile danışmanlık ve mesleki kontrollük hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin hak ve yükümlülükler tespit edildiğini, anılan bu sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedeli 7.500.000 (yedimilyonbeşyüzbin) ABD Doları davacıya ödendiğini, Bu ikinci sözleşmede de (madde 5), sözleşmenin uygulanması ile ilgili ihtilaf çıkması halinde, uyuşmazlığın tahkim yolu ile hakemler tarafından çözümleneceği kararlaştırıldığını, Üçüncü hukuki ilişki, müvekkil Şirket ile…A.Ş. arasında yine 04.09.2013 tarihinde imzalanan Ek Protokol başlıklı sözleşme olduğunu, Bu sözleşmede, yukarıda belirtilen Hasılat Karşılığı Arsa Satış Sözleşmesi’nden … unvanlı firmaya isabet edecek muhtemel hasılat payı, belirlenen usullerle iskontoya tabi tutulmak suretiyle cari karşılığı belirlenmiş, bu tutarın … firmasına ödenmesine ilişkin hususların düzenlendiğini, Ek Protokol’ün 4 ncü maddesi uyarınca, Ek Protokol’deki hükümler dışında kalan konularda taraflar arasında imzalanan 17.05.2012 tarihli Sözleşme hükümlerinin aynen uygulanmaya devam edeceği hükme bağlandığını, dolayısıyla bu Ek Protokol’den kaynaklanan uyuşmazlıklarda da tahkim şartı geçerli olduğunu, Ortakları, temsil ve ilzam yetkilisi ve ticari yerleşim yeri adresi davacı firma ile aynı olan, davalı müvekkil ile Hasılat Karşılığı Arsa Satış Sözleşmesi imzalayan…A.Ş. unvanlı firma, önce … A.Ş. ile (devrolmak suretiyle) birleşmiş, davalı ile sözleşme imzalayan firmayı devralan … A.Ş. ise bilâhare davacı …A.Ş. unvanlı firma ile birleştiğini, dolayısıyla davalı ile sözleşme imzalayan … A.Ş.’yi tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devralan davacı firma, devrolunan firmanın müvekkile karşı her türlü taahhüdünden sorumlu olmaya devam ettiğini, Sonuç Olarak; taraflar arasında mevcut sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için tahkim yolu öngörülmüş olduğundan, 6100 Sayılı HMK md.116/b ve md.413/f.1 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Projelerdeki her türlü tadilât ve değişiklik için …’dan herhangi bir ödeme talep edilmeyeceği Ek Protokol ile hükme bağlandığını, Tüm aktif ve pasifi ile davacı firmaya devredilen…A.Ş., müvekkil ile imzaladığı 04.09.2013 tarihli Ek Protokol’ün 7 nci maddesinde; “Ek Protokol’ün imzalanmasını müteakiben mevcut projeler üzerinde yapılacak her türlü tadilatın … sorumluluğunda olduğu ve söz konusu değişiklikler nedeniyle davalı Nurol’un herhangi bir ödeme yapmayacağı”nın beyan ve taahhüt edildiğini, … firmasının bu taahhüdü, davacı firmayı da bağlayacağından, davacının proje değişiklikleri için her ne ad altında olursa olsun davalıdan bir talepte bulunması hukuken mümkün olmadığını, Davacının bu taahhüdü nedeniyledir ki, proje değişikliklerinde proje yapımı, hizmet, danışmanlık ve mesleki kontrollük hizmetleri için davacı ve davalı arasında ayrı bir sözleşme imzalanmadığını, yani davalı müvekkilin proje değişiklikleri için davacı ve/veya bir başkasına herhangi bir ücret ödeme taahhüdü ve dolayısıyla borcu olmadığını, … firmasının bu taahhüdü, davacı firmayı da bağlayacağından, davacının proje değişiklikleri için her ne ad altında olursa olsun müvekkil Şirket’ten bir talepte bulunması hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Dava dilekçe davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesi sunmuş ve tahkim itirazında bulunmuştur.
4-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında 17/05/2012 tarihli protokol, 02/05/2012 tarihli sözleşme ve 04/09/2013 tarihli ek protokolde taraflar arasındaki ihtilaflarda tahkime gidileceği ve hakemler aracılığıyla ihtilafın giderileceği belirtilmiş, sonraki sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde 17/05/2012 tarihli sözleşmenin hükümlerince uygulanacağıda belirtildiği anlaşılmıştır. HMK 116/1-b bendinde tahkim itirazı ilk itiraz olarak belirtilmiş olduğundan, taraflar arasındaki ihtilafta aralarındaki 3 adet sözleşme gereği hakemler eliyle çözülmesi kararlaştırıldığından davalının tahkim itirazının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 116/1-b bendi uyarınca davalının tahkim ilk itirazının kabulüyle davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.705,46 TL harçtan mahsubu ile artan 5.661,06 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi gereğince hesap olunan 1.362,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının, hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …