Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/955 E. 2020/613 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/955
KARAR NO:2020/613

DAVA:İSTİRDAT
DAVA TARİHİ:03/02/2016
KARAR TARİHİ:07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …’in kendisi aleyhine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takibin 38.600,00 TL bedelli bonoya dayandığını, takip esnasında kendisine ait araca haciz konulması nedeniyle takip dosyasına konu borcu ödemek zorunda kaldığını, toplam 39.000,00 TL ödeme yaptığını, borcu ödediğine ilişkin 30.01.2016 tarihli bir de ibraname aldığını, ödemiş bulunduğu 39.000,00 TL’nin iadesine ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle icra takibine konu senet altındaki imzanın kendi müvekkiline ait olmadığını belirterek imza inkârında bulunmuş ve imza incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde kendisinin … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında borçlu olan …’den alacaklı olduğunu, davacının bu alacağı temlik aldığını, ancak temlik bedelini ödemediğini, bunun yerine … ve … aracılığı ile davaya konu senedin alındığını bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava kambiyo senetlerine mahsus icra takibine karşı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun m. 72’ye göre açılmış istirdat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, 30.01.2016 tarihli ibranameyi, davaya konu senedi, araç satış sözleşmesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava kambiyo senetlerine mahsus icra takibine karşı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun m. 72’ye göre açılmış istirdat davasıdır.
Davaya konu … İcra Dairesinin … sayılı dosyası incelendiğinde dosya alacaklısının …, borçlusunun, … konusunun ise 10.09.2015 vade tarihli, 38.600,00 TL bedelli bono olduğu görülmektedir.
Davacı dosyaya “…. İcra Müdürlüğü … Esas nolu dosyaya istinaden …’ndan 30.01.2016 tarihinde 39.000,00 TL teslim aldım” yazılı ve altı dava dışı … tarafından imzalı bir belge sunmuştur. Söz konusu belgede açıkça ödemenin … İcra Dairesinin … sayılı dosyası için yapıldığı yazılıdır. Ancak ödemeyi tahsil eden dosya alacaklısı … değil, dava dışı …’dir. Ödemeyi yapanda davacı değil dava dışı İsmail Karaoğlu’dur.
Davacı taraf verdiği 29.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle icra takibine konu bu bono altındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek imza inkârında bulunmuş ve imza incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Bu nedenle davaya konu bono aslı getirtilerek dosya içerisine alınmış, davacının el yazısı örnekleri alınmış, uygulamaya değer imza örnekleri de ilgili yerlerden getirtildikten sonra 6100 sayılı HMK m. 211’e göre bono üzerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespiti için bono aslı davacıya ait imza örnekleri ile birlikte grafoloji uzmanı bilirkişiye verilmiştir.
Hazırlanan 02.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda 10.09.2015 vade tarihli, 38.600,00 TL bedelli bono üzerindeki imzaların davacı …’na ait olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının … İcra Dairesinin … sayılı dosyasına konu bono nedeniyle borçlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak davacı 39.000,00 TL tutarlı ödemeyi ne icra dosyasına ne de dosya alacaklısı davalı …’e yapmıştır. Ödemeyi yaptığı dava dışı … davalının yeğeni olup davalı adına para tahsil etme / ahzu kabza yetkisini içerir bir vekâlete de sahip değildir. Bu durumda davacının dava dışı …’e yaptığı ödemenin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72/VII kapsamında geçerli bir ödeme olarak kabul edilebilmesi hukuken mümkün değildir.
Ayrıca davacının yaptığı 39.000,00 TL tutarlı ödeme davacı tarafından değil dava dışı İsmail Karaoğlu tarafından dava dışı …’e yapılmıştır. Taraflar arasında ki hukuki ilişki bu yönüyle de incelendiğinde davalı tarafın davaya konu bonoyu teslim almak üzere davacının yanına dava dışı …’i gönderdiği ve bonoyu yeğeni dava dışı … aracılığı ile davacıdan aldırdığı, dolayısıyla gerek davacı gerekse davalı açısından kıymetli evrakın ve nakit paranın alınıp verilmesinde dava dışı …’in aracı olarak kullanılması konusunda taraflar arasında güven ilişkisinin oluştuğu da söylenemez. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 666,03-TL harçtan mahsubu ile artan 611,63-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.850,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır