Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/939 E. 2022/331 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/939
KARAR NO :2022/331

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:15/10/2018
KARAR TARİHİ:01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 16.02.2009-15.02.2010, 16.02.2010-15.02.2011, 16.02.2011-15.02.2012, 16.02.2012 – 15.02.2013, 16.02.2013-15.02.2015, 16.02.2015-15.08.2015 dönemlerine ait birbirini takip eden Güvenlik Elemanı temini için Hizmet sözleşmeleri yapıldığını, bu Hizmet Alım Sözleşmeleri kapsamında, davalı şirketin bir kısım işçilerini müvekkili şirketin işyerinde çalıştırıldığını, müvekkili şirket söz konusu Hizmet Alım Sözleşmesi kapsamından doğan tüm taahhütlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, ancak davalı şirkete ait işçiler işçilik alacaklarının eksik ödendiğini, iş akitlerinin haksız fesih edildiğini v.s gerekçelerle davalı şirkete ve asıl işveren sıfatıyla müvekkili şirkete dava açtıklarını, … İş mahkemesinin 2015/… E – 2017/… K ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. HD. nin 2017/ E. , 2017/ K., … İş mahkemesi’nin 2015/… E – 2017/2 K, sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. HD. nin 2017/765 E. , 2017/1238 K. Sayılı, … 6 İş mahkemesinin 2015/… E – 2016/… K, ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. HD. nin 2017/508 E., 2018/814 K. Sayılı kararlarıyla Davalı …Şti.nin çalışanı olan işçilerin açmış oldukları davalar kabul edildiğini, söz konusu davalarda hükmedilen alacakların tüm dava ve icra giderleriyle birlikte işçilerin ilamlı icra dosyalarına müvekkili firma tarafından ödendiğini, …. İcra Müd.nün 2017/4547 E.dosyasına 16.10.2017 tarihinde 60.137,27-TL …. İcra Müd.nün … E. dosyasına 16.10.2017 tarihinde 61.174,68-TL …. İcra Müd.nün 2017/… E. Dosyasına 18.07.2018 tarihinde 32.757,79-TL müvekkili tarafından ödendiğini, bu dava dosyaları nedeniyle müvekkili firma avukat tutmak, kendini savunmak durumunda kalmış avukatına vekalet ücreti ve yargılama giderleri ödemek zorunda kaldığını, işçi alacakları davalarında yargılama yapan iş mahkemeleri işçiler açısından müvekkili şirket ile davalı … şirketinin müteselsilen sorumlu olduğuna karar verildiğini, dış ilişkide işçilere karşı müteselsilen ve müştereken sorumluluk kabul edilse de bu durum müvekkili şirket ile davalı şirketin iç ilişkisinde farklı olduğunu, işyerinde alt işverenlere karşı bağımlı olarak çalışan işçilerin, iş sözleşmesi ya da mevzuattan kaynaklanan her türlü haklarının yerine getirilmesinden doğrudan alt işverenlerin sorumluluğu söz konusu olduğunu, asıl işverenin işçilere karşı sorumluluğu ise, 4857 sayılı İş Kanununca düzenlenmiş olup, bu düzenleme yalnızca işçilerin haklarını korumaya yönelik olduğunu, bu sebeple de, asıl işverenin alt işverene karşı, kanundan ve aralarındaki sözleşmeden doğan rücu hakkı mevcut olduğu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmede müvekkili şirketin davalı şirketten hizmet satın almış olduğu ve bunun için davalı şirkete yüksek meblağda para ödendiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşme kendine has özellikleri olan Hizmet temini (alımı) sözleşmesi olduğu, müvekkili şirket ve diğer davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği işin “anahtar teslim” usulüyle yapılacağının açık olduğu, sözleşme konusu işlerin görülmesi bakımından kimlerin işe alınacağı, gerekli personelin istihdamı konusunda müvekkili şirketin herhangi bir yetkisi bulunmadığını, bu hususların sözleşme gereğince diğer davalı şirketin tarafından yürütüldüğünü, davacı ve davalı şirket arasında imzalanan sözleşmeye de söz konusu işçilerin hak ve alacaklarından, tazminatlarından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu sebeple müvekkili şirketin işçilere yapmış olduğu ödemeler davalı şirketten tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalılar tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 15/05/2019 tarihli ara karar ile dosyanın işçi alacakları konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
02/10/2019 tarihli raporunda bilirkişi; taraflar arasında imzalı hizmet sözleşmesine göre, iç ilişkide sorumluluğun davalı …Ltd. Şti.’ne ait olduğu kanaatine varıldığı takdirde, …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas, …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4547 esas ve …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarına yapılan ödemelerin aşağıda hesaplanan şekilde rücu edilebileceğini, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… esas ve 2015/… esas ile … 6. İş Mahkemesi’nin 2015/… esas sayılı dosyalarına yargılama sürecinde davacı tarafından ilave olarak ödenen yargılama masraf eklendiğinde de davalıların rücu sorumluluklarının; davacı … … A.Ş. Tarafından …. İş mahkemesi’nin 2015/416 esas ve … 6. İş Mahkemesi’nin 2015/19 esas sayılı dosyaları için ödenen akdi vekalet ücretinin de rücuya esas olduğu kanaatine varıldığı takdirde, davalı …Ltd. Şti.7nin nihai rücu sorumluluğunun 37.111,45 TL, 65.280,03 TL, 67.775,98 TL akdi vekalet ücreti olmak üzere toplam 170.775,98 olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 30/09/2020 tarihli ara kararı ile bilirkişi rapora karşı itirazların değerlendirilmesi ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
11/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı … A.Ş. Tarafından …. İş Mahkemesi7nin 2015/… esas ile … 6. İş Mahkemesi’nin 2015/… esas sayılı dosyaları için ödenen akdi vekalet ücretinin de rücuya esas olduğu kanaatine varıldığı takdirde, davalı …Ltd. Şti.’nin 37.111,45 TL, 65.156,72 TL, 67.775,98 TL olmak üzere toplam 170.044,15 TL akdi vekalet ücreti sorumluluğu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce bu kez 03/02/2021 tarihli ara karar ile taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının tek tek değerlendirilmesi amacıyla dosyanın niteliği gereği iş hukuk alanında uzman bilirkişinin heyete eklenerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
28/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına (…. İş Mahkemesi 2015/… E., 2017/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 60.137,27- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren, İstanbul İcra Müdürlüğü’nün 2017/2017/… E. sayılı dosyasına (…. İş Mahkemesi’nin 2015/… E., 2017/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 61.174,68- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren; …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyasına (… 6. İş Mahkemesi’nin 2015/… E., 2016/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 32.757,79- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte rücu edilebileceği, 11/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespit ve hesaplamalar benimsenerek, icra takibine yansımayan yargı masraflarının; … 6. İş Mahkemesi’nin 2015/19 E. sayılı dosyası için 2.173,66- TL tutarındaki meblağ için dava tarihi olan 15/10/2018 tarihinden itibaren, …. İş Mahkemesi’nin 2016/… E. sayılı dosyası için 4.382,41- TL tutarındaki meblağ için dava tarihi olan 15/10/2018 tarihinden itibaren, …. İş Mahkemesi’nin 2016/… E. sayılı dosyası için 4.621,30- TL tutarındaki meblağ için dava tarihi olan 15/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte rücu edilebileceği; huzurdaki dava tarihi (15/10/2018) itibariyle davacı şirket tarafından 19/12/2018 tarihli serbest meslek makbuzlarında belirtilen tutarların davacı tarafından avukata ödendiğini gösteren dekont, vergi beyannamesi vb belge sunulması halinde davalı şirketin kanuna aykırı davranışı sebebiyle davacının avukatına ödediği vekalet ücretlerinin talep edilebilir hale geleceği, davalıdan işbu meblağları talep etme hakkı doğacağı, davacı tarafından ödeme yapılmış ise ödeme tarihleri itibariyle faiz de talep edebileceği, davacının serbest meslek makbuzlarında belirtilen tutarları vekile ödediğinin kanıtlanamaması halinde ise vekalet ücreti tutarlarının rücu edilemeyeceğine ilişkin sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında hizmet alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı tarafından ödenen işçilik alacaklarından alt işverenlerin sorumlu olup olmadığı, sorumluluk miktarının ne olacağı hususundadır.
4857 Sayılı İş Kanununun 2/6. Maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerin sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Davalı şirket vekili idarenin dava dışı işçiye yaptığı ödemeyi kendilerinden talep hususunda herhangi bir ihtar gönderilmediğini dolayısıyla temerrüde düşürülmemiş olduğunu bu sebeple ödeme tarihinden faiz uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürmüş ise de; rucu hakkı nihai olarak başkasının ödemesi gereken bir borcun tamamen veya kısmen ifa eden kişinin yapmış olduğu ifayı asıl borçluya dönerek isteme hakkıdır. Söz konusu hak başkasına ait borcu ifa ettiği için mal varlığında kayba uğrayan kişiye tanınan ve eksilmeyi gidermeye yönelik tazminat niteliğinde talep hakkıdır. Asıl borç ilişkisinden bağımsız rucu edilen ile aralarındaki hukuki ilişkiden doğan yeni bir haktır ve hak doğduğu anda muaccel hale gelmektedir. Keza ödeyenin mal varlığındaki zarar ödeme anında doğmaktadır. Bu durumda mahkeme kararı uyarınca ödemek zorunda kalan davacının zararı ödeme tarihinde doğduğundan açtığı rucu davasında ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebilmesi için karşı tarafı ayrıca bir ihtar ile temerrüde düşürmesine gerek olmadığı Hukuk Genel Kurulunca kabul edilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/3-993 – Karar No: 2018/202)
22.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7166 sayılı “Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11. Ve 12. Maddeleri değiştirilmiş ve kıdem tazminatının alt işverene rücu edebilmesi için bu konuda sözleşmede açık hüküm bulunması zorunluluğu getirilmiştir. Ancak değinilen kanun hükümleri Anayasa Mahkemesi’nin 19.09.2019 gün 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden uygulanma imkanı kalmamıştır.
Anayasa’nın 153.maddesi gereğince, Anayasa Mahkemesi Kararları geriye yürümez. Geriye yürümemesinin gerekçesi olarak iptal kararlarının kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı bir sonuç doğurmasının önlenmesi olduğu belirtilmiştir.
Ancak kanun hükmünün hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (HGK’nın 21/01/2004 gün ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar, 03/02/2010 gün ve 2010/4-40 Esas, 2010/54 karar sayılı kararları)
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır.Kural olarak her yüklenici çalıştırdığı işçinin işçilik haklarından kendi çalıştırdığı dönemle sorumludur. Aynı işin devamı niteliğinde davacıya bağlı yerlerde hizmet verip dava dışı işçiyi çalıştıran diğer firmalar içinde sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler çerçevesinde davacıyı sorumlu tutmak mümkün değildir. Buna göre davacı kurum davalı firmaların işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden işçilik alacaklarını davalıdan isteme hakkına sahiptir. BK.nun 167. Maddesinin dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Zira sözleşme ve ihale dokümanında sorumluluk belirlenmiş olup dava dışı işçiyi çalıştıran şirketlerin aralarında müteselsil sorumluluğu gerektirir hukuki veya fiili irtibat bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre işçinin, kıdem tazminatı için davacı kurumun sorumlu tutulması İş Kanununundan kaynaklanan bir zorunluluktur.
Dava konusu olayda da davalı şirket ile davacı arasında sözleşmeye dayalı ilişkinin bulunduğu, taraflar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi mevcut olup dava, asıl işveren davacının, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin kıdem tazminatı ödemek zorunda kaldığı miktarın davalı şirketten rücuen tahsili istemine ilişkin davada, işverenin dava dışı işçinin kendi yanlarında çalıştığı döneme isabet eden miktarından sorumlu olduklarının kabulü gerekir.
Davalı şirketin sorumlu olduğu tutar Yargıtay uygulamalarına göre usul ve yasaya uygun denetime elverişli itirazların değerlendirildiği ek raporun hükme esas alınabileceğine kaanat getirilerek davadışı işçiler 2014 tarihinden sonraki döneme ilişkin yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince kaldırıldığı da göz önüne alındığında bilirkişi raporunda hesaplanan alt işverenlerin çalıştırdıkları dönemle ilgili sorumluluk miktarları esas alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmış ayrıca rücu davası olması sebebiyle ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, davacı tarafından icra takibi ve diğer yargılama giderleri için ödenen bedellerin yargılama gideri olarak talep edilebileceği anlaşılmış olup Davacının davasının aşkın talep bulunması nedeniyle davanın kısmen KABULÜ İLE, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına (…. İş Mahkemesi’nin 2015/… E., 2017/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 60.137,27- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren;…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2017/… E. sayılı dosyasına (…. İşMahkemesi’nin 2015/… E., 2017/1 K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 61.174,68- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren, ,…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyasına (… 6. İş Mahkemesi’nin2015/… E., 2016/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 32.757,79- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, 25.206,32 TL yargılama ve vekalet ücretinin yargılama gideri olarak kabul edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE,
– …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına (…. İş Mahkemesi’nin 2015/… E., 2017/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 60.137,27- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren,
-…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına (…. İş Mahkemesi’nin 2015/… E., 2017/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 61.174,68- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 16/10/2017 tarihinden itibaren,
-…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına (… 6. İş Mahkemesi’nin 2015/… E., 2016/… K. sayılı ilamı doğrultusunda) ödenen 32.757,79- TL tutarındaki meblağ için ödeme tarihi olan 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-25.206,32 TL yargılama ve vekalet ücretinin yargılama gideri olarak kabul edilmesine, (…. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. Sayılı dosyası için 4.700,00- TL, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyası için 4.700,00- TL, … 6. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyası 4.700,00- TL vekalet ücreti, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. Sayılı dosyası için 4.621,30- TL, …. İş Mahkemesi’nin 2015/… E. sayılı dosyası için 4.382,41-TL, … 6. İş Mahkemesi’nin 2015/19 E. sayılı dosyası 2.173,66- TL icra takibine yansımayan yargı masrafı)
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 12.246,34-TL nispi karar harcından peşin alınan 3.061,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.184,75-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 20.981,23 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam ‭5.091,40-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 3.061,59-TL Peşin Harç, 238,70-TL Tebliğ ve Posta, 1.750,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır