Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/935 E. 2021/42 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/935
KARAR NO:2021/42

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:12/10/2018
KARAR TARİHİ:20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; 13/05/2018 tarihinde şirkette meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle 79 adet boş çekin çalındığını, çalınan boş çeklerden … … Şubesi … No.’lu hesabına ait … numaralı çekin sahte imza atılmak suretiyle tedavüle sokulduğunu, çek lehtarı olarak davalı …. Tic. Ltd. Şti.’nin gösterildiğini, çekin bu şirket tarafından diğer davalı … A.Ş.’ne ciro edildiğini, daha sonra bu şirketten de diğer davalı …Ş.’ne ciro edildiğini, çalıntı çekin keşide tarihinin 20/09/2018 ve bedelinin 19.800,00 TL olarak gösterildiğini, çekin … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında takip başlatıldığını, dosya borcunun takip dosyasına yatırıldığını, ödenen miktarın davalılara ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketler ile herhangi bir ticari münasebetin bulunmadığını, çek üzerindeki kaşe ve imzaların kendilerine ait olmadığını, borçlu olunmadığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı temlik eden… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının yerinde olmadığını, çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, davacı şirketin kaşe ve imzası nedeniyle müvekkiline karşı sorumlu olunduğunu, davanın reddi ile davacı yanın müvekkiline karşı borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, davacı şirket yetkililerinin imza incelemesine esas olmak üzere imza örnekleri usulüne uygun şekilde alınmış ve davacı şirket yetkililerinin ıslak imzasının bulunduğu evrak asılları ilgili kurum ve kuruluşlardan celp edilmiştir.
Mahkememiz dosyası 16/03/2020 tarihli ara karar doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek dava konusu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, 25/09/2020 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu sonuç olarak inceleme konusu çekteki keşideci imzası ile davacı şirket yetkilileri …’ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilmediği yönünde kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlıkların çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal mevzuatın irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
Davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eldeki davada davacı sahtelik (imza inkarı ) nedenine dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava konusu senedeki imzaların davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, herhangi bir belgedeki imza veya yazının olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve gerekli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakların denetime elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğunun fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Davacıı şirket yetkilileri olarak …’ün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 24/11/2016 arihli 9205 Sayılı ilanında şirketi 3 ıl süre lie şirket unvanı veya kaşesin altına atacağı münferit imzasıyla en geniş anlamda telsim ve ilzam etmesine oybirliği ile karar verildiğnin ian edildiği görülmüştür.
Mahkemece çalınmak suretiyle sahtecilik iddiası bakımından ATK Fizik İhtisas Dariesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 22.09.2020 tarihli ATK raporunda çekteki keşideci imizası ile …’ün mecvut mukayasa imzaları ile ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir
Davacı keşidecinin çekteki keşideci imzası kendisine ait olmadığı yönündeki mutlak defini herkese karşı ileri sürebileceğinden, imzası kendisine ait olmayan çek nedeniyle bu davalılara borçlu olmadığını tespitine yönelik aşağıdaki gibi hüküm tTaraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında ATK Fizik İhtisas Kurulundan alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; … A.Ş …/… Şubesi muhataplı, …-20/09/2018 keşide yer ve tarihli, keşidecisi …. Şti olan, ….Ltd. Şti emrine yazılı 19.800,00 TL bedelli, … seri numaralı çekte atılı bulunan keşideci imzasının (mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla) davacı şirket yetkilileri … ‘ün elinden çıkmadığının saptandığı; davacının, dava konusu çekteki keşideci imzasındaki sahteliği mutlak def’i olarak herkese karşı ileri sürme hakkının bulunduğu; bu kapsamda, davacının, dava konusu çekten dolayı sorumluluğu bulunmadığı; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kabulü ile Davacının, keşidecisi keşidecisi …. Şti’nin … A.Ş …/… Şubesi’ndeki … hesap/… IBAN nolu hesaba tanımlı … seri numaralı 20/09/2018 keşide tarihli 19.800,00 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tesbiti ile yasal koşulları mevcut bulunmadığından İİK.nun 72/5 maddesi uyarınca tazminata hükmolunmasına yer olmadığına, karar vermek gerekmiş olmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine,
Kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.884,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 471,16 TL harcın mahsubu ile eksik 1.413,46 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.138,39 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.305,41 TL ( 471,16 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 310,00 TL Adli Tıp Faturası, 483,15 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) gider avansının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır