Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/933 E. 2020/801 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/933
KARAR NO :2020/801

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 12/10/2018
KARAR TARİHİ: 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında mal alım satımı yapıldığını, cari hesap bakiye alacağı 41.032,55 TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu, alacağın müvekkiline ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını, itirazın iptali ile takibin devamına ve ayrıca %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurların eksikliği nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, alacak kalemlerinin davacı tarafından belirtilmediğini, temerrüde düşülmeden faiz ve diğer ferilerin talep edilemeyeceğini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap nedeniyle alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 41.032,55 TL asıl alacak ve 613,80 TL işlemiş ticari faizi olmak üzere toplam 41.646,35 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %19,50 ticari faiz ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü
nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 26/06/2019 tarihli ara karar ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
13/09/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davalı tarafın Ticari defterlerinin açılış tasdikleri yasal süresinde yapılmış olup kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmadığı, HMK Mad. 222 kapsamında sahibi lehine delil teşkil edip etmediği konusunda kararın mahkememize ait olduğunu, davalının defter kayıtlarında VUK’nun 332 sayılı Tebliğine uygun olarak ödemelerin yapıldığı tarih ve banka bazlı kayıtlar yapılmadan davacının Cari Hesap Alacağı kadar bir tutarın tek kalemde borçlandırılarak 30.9.2018 tarihinde cari hesabın sıfır bakiye olarak dizayn edildiği, davalıdan belge talebine rağmen, bu ödemelere ait belge paylaşımında bulunmadığı, mevcut bilgiler ışığında yapılan inceleme ve değerlendirmelerime göre; davacının davalıdan, 35.476,55 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş ve 29/01/2020 tarihli ara karar ile davalı yanın itirazları doğrultusunda dosyada ek rapor alınmasına karar verilmiş, 27/02/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi kök raporundaki görüş ve tespitlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosye ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık cari hesap ilişksi nedeniyle alacaklı olunnduğu idiasıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.Ticari defterlerin delil ve ispat niteliğine ilişkin hükümler, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. HMK’nun “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması” başlığını taşıyan 222. maddesi şu şekildedir:
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Usul ve yasaya uygun denetime elverişli hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi incelemesinde davacının E-defter tutmakta olduğu, açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yasal ve sürüesi içinde yaptırıldığı tespit edilmiştir Buna göre davacının uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları delil niteliğine haizdir.Davacının cari hesap kayıtlarına göre 35.476,55TL davalı taraftan alacaklı olduğu hesaplanmıştır.
Davalıya ait ticari defterlerin ise açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ancak yevmiye defterinin kapanış onayının yasal sürüsinde yaptırıladığı bilirkişi incelemesinde tespit edilmiştir. Davalı tarafın ticari kayıtlarının yerinde inceleme yetkisi verilen bilirkişiye mail ortamında şirketin muhasebecisi tarafından gönderildiği, bu hesapların incelenmesinde 2018 sonu bakiyesinde davacının 2.666,64TL alacaklı gözüktüğü, sunulan cari hesap ekstresinde yıl içinde farklı gün ve aylarda yapılan ödemelerin mutabık kalınmadan . Davacının cari hesaptan alacağının ödemelerin VUK 332 sayılı Tebliğde belirtilen şekilde tek tek tarih ve banka gösterilmeden sıfırlandığı, 2017 yılı devrinden kaynaklı 3 adet faturanın toplam 5.179,66 TL’nin cari hesaba işlenmediği, tarafların cari hesapları arasında mutabakatsızlık olduğu anlaşılmıştır.Davalı tarafın bilirkişi incelemesine sadece 2018 yılı cari hesap eksresini sunduğu, aynı yılın defteri kebir ve envanter defterlerini sunmadığı, yevmiye defterinin de kapanış tasdikinin süresinde olmadığı anlaşılmakla; davalının borçlu olmadığını kanıtlayamadığı sabit olmuştur.Davalı tarafça cari hesaptaki sıfırlamaya ilişkin ödeme belgelerinin bilirkişi incelemesi sırasında dosyaya ibraz edilmediği ve bu yönnde dobyada başkaca herhangi bir delil veye belgenin bulunmadığı görülmekle HMK m. 222//4 uyarınca davalının kapanış onayı süresinde olmayan defterleri kendi aleyhine delil olmakla, davacının usulüne uygun delil vasfı taşıyan ticari defter ve kayıtlarıyla 35.476,55TL davalı taraftan alacaklı olduğunu ispatlamış olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 7.095,31 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 35.476,55 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda ticari faiz işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 7.095,31 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 2.423,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 492,51 TL harcın mahsubu ile eksik 1.930,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.321,48 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yapılan 533,61 TL ( 492,51 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH) toplam harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 895,00 TL ( 700,00 TL BK, 195,00 TL müzekkere ve tebliğler ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 762,40 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır