Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/930 E. 2019/751 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/930
KARAR NO: 2019/751

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 12/04/2013
KARAR TARİHİ: 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …’nun yönetimindeki … plakalı aracın 19/11/2012 tarihinde, Samsun-Çarşamba Karayolu üzerinde kaza yapması sonucu; araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığı, ömür boyu yatalak kalma durumunun söz konusu olduğu, davalıların, araç sürücüsü, maliki ve sigortacı olarak, davacının maddi ve manevi zararlarından sorumlu oldukları belirtilerek, öncelikle kazaya neden olan aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 1.000,00 TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilecek tazminatlara, sigorta şirketi yönünden 18/02/2013 temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davacının 01/02/2013 tarihinde yaptığı başvuru üzerine 7061596 numaralı hasar dosyası açıldığını, davacının malüliyet oranının tespit edilmediğini, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermedikleri gibi, ön inceleme duruşmasına da gelmemişlerdir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 54 ve 56’ıncı maddeleri ile 2918 Sayılı Yasa’nın 85 ve takip eden maddeleri ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473’üncü maddesi uyarınca açılmış maddi manevi tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflarca davaya konu tüm delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce verilen ara kararı gereğince dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Kazanın meydana gelmesinde, davalı…’in maliki olduğu ve …A.Ş.Yıe ZMS (Trafik) poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın sürücüsü olan, davalı …’nun tam (%100) kusurlu sayılmasının uygun olacağı görüş ve kanaatine varıldığı, Davalılann %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı … ’ın; Sürekli İş göremezlik dönemine alt %9 özür oranı İle ilgili maddi zararının = 18.051*36 TL. olduğu, Davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı, Taleple bağlı kalınarak sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinin 18.02.2013 olarak belirlendiği belirtilmiştir.
Dosyada toplanan tüm deliller talep, cevap, bilirkişi raporu, sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı ve Mahkememizin kabulüne göre; 19.11.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç ile … plakalı aracın kaza yaptığı, davacının … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın sürücülüğünü davalı …’nun yaptığı aracın işletenin diğer davalı … olduğu, aracın ZMMS sigortası ile diğer davalı … A. Ş. Tarafından sigortalandığı, Mahkememizce aldırılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre; Kazanın meydana gelmesinde davalı …’nun %100 kusurlu olduğu, …’nun kullandığı aracın mıcırlı yola girmesi sonucu karşı yönden gelen yolcu otobüsüne çarpması sonucunda kazanın meydana geldiği, kaza nedeniyle davacının %9 oranında sürekli iş gücü kaybının oluştuğunun sağlık işleri tüzüğüne uygun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, aktüerya bilirkişi hesabına göre sürekli iş gücü kaybıda değerlendirilerek davacı zararının 18.051,36 TL olarak hesaplandığı, davalı … şirketinin 2918 Sayılı yasanın 99. Maddesine göre başvuru tarihinden itibaren 8 gün sonrasında zararı ödemesinin gerektiği, davalı … için temerrüdün 14.02.2013 tarihinde oluştuğu ancak sigorta şirketinden 18.02.2013 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulduğundan, taleple bağlılık ilkesi gereğince 18.02.2013 tarihinden itibaren davalı … aleyhine faize hükmedilmesinin gerektiği, diğer davalılar yönünden temerrüdün TBK’nun 117/2. Maddesi gereğince haksız fiil tarihi olan 19.11.2014 tarihinden itibaren oluşacağı, davalı … şirketinin poliçe limitleri dahilinde maddi zarardan sorumluluğunun bulunduğu, ZMMS sigortacısı davalının manevi zararlardan sorumluluğunun bulunmadığı, davalı … şirketinden manevi tazmanat talebinde de bulunulmadığı, TBK’nun 56. Maddesi ( e BK’nun 47. Maddesi ) gereğince, sigorta şirketi dışındaki davalıların bedensel bütünlüğünün zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat sorumluluklarının bulunduğu, manevi tazminat miktarı belirlenirken, hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olmasının gerektiği, belirlenecek bu paranın, zarara uğrayanlarda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıyacağı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmesinin gerektiğinin vurgulandığı, tazminatın sınırının amacına göre belirlenmesinin gerektiği, takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalısı gerektiği, 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterilmiş olduğu, bunların her olaya göre değişebileceğinden, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesinin gerektiğinin Yargıtay uygulaması ile belirlendiği, ( 4 HD 23.10.2008 T. 2008/2920 E 12633 K.) anılan ilkeler gözetilmek sureti ile somut olayda davacının yaralandığı kazada davalı araç sürücüsü …’nun % 100 oranında kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının kazadan önceki işi, geliri, ekonomik ve sosyal durumu, manevi tazminatın zenginleşmeye neden olmaması gerektiği yönündeki ilkeler gözetilerek aşağıdaki gibi manevi tazminat miktarının belirlenmesi uygun olacağı, yine taleple bağlılık ilkesi gereğince davalıların kaza nedeniyle meydana gelen maddi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulundukları ancak davacı tarafın müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunulmadığı, buna göre açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik hüküm kurulmuştur.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİNİN BOZMA KARARI:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, “Öğretide ve Yargıtay Kararlarında manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yoluyla da talebin artırılamayacağı benimsenmektedir. Manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir. Manevi tazminatın takdirinde hakime çok geniş takdir yetkisi verilmiştir. Ödemenin uzaması, paranın değerindeki düşüşler, enflasyon nedeni ile alım gücünün azalması gibi etkenlerle hükmedilecek miktarın faizi ile birlikte tahsilinin, zararı karşılamaktan uzak olması, manevi tazminatın bölünerek istenmesini haklı göstermez. O halde manevi tazminat istemi, manevi tazminatın bölünmezliği kuralına aykırı biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107. maddesine göre dava yolu ile tespiti de istenemez. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilşkin hakkını saklı tutarak 1.000,00 TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 30.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile manevi tazminat miktarını 9.000,00 TL artırarak 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yukarıdaki ilkelere göre mahkemece manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesine aykırı olarak davacı lehine 7.000,00 TL tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, harçlandırdığı 10,00 TL gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.

YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:
Yargıtay 17. HD’nin bozma kararına karşı tarafların beyanları alındıktan sonra bozma kararına uyulması yönünde ara karar oluşturulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde 1.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği ve bu rakam üzerinden harç yatırdığı, daha sonra manevi tazminat talebini 10.000,00 TL’ye çıkarttığı anlaşılmakla davacının manevi tazminat talebini arttırma isteminin manevi tazminatın tek seferde istenebileceği ve bölünemezliği kuralına aykırı olduğu anlaşıldığından, bu konuda fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakkının reddi ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Temmuz 2019 tarihinde hakim değişikliği olmuş ve dosya mahkememize atanan Hakim … tarafından karara bağlanmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-1.000,00-TL manevi tazminatın 19/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müşeterekn ve mütesilsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Mahkememizce bozma öncesi verilen… Esas, … Karar, 10/02/2015 tarihli kararı ile harç hesaplandığından yeniden hesaplanmasına yer olmadığına,
4-Bozma sonrası davacı tarafca yapılan 93,90-TL yargılama giderinin manevi tazminat talebi yönünden kabul ve red oranına göre 9,39-TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince hesap olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince hesap olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekili Av. … ile Davacı vekili Av. … ve Davalı … vekili Av. … ve Davalı asil … yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸