Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/92 E. 2020/158 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/92
KARAR NO : 2020/158

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/01/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, … plakalı aracı sigortaladıklarını, bu aracın 22.09.2017 tarihinde kaza yaptığını, kaza nedeniyle kendi sigortalıları olan dava dışı …’a 38.000,00 TL sigorta tazminatı ödemesi yaptıklarını, böylece 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre kendi sigortalılarına halef olduklarını ve meydana gelen kazada kusur sorumluluğu bulunan davalılar ile davalıların sigortalılarına rücu etme haklarının bulunduğunu, davalı … A.Ş.’nin daha önce kendilerine 25.460,00 TL ödeme yaptığını, diğer davalıların meydana gelen kazada kusur oranlarının % 75 olduğunu, ödenmesi gereken paranın ise bu orana göre 28.500,00 TL olduğunu, davalı … şirketinin ödediği miktar çıkartılınca geriye 3.040,00 TL kaldığını, bakiye kalan bu miktarın taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, kaza tespit tutanağına göre kendi sigortalılarına 2/3 oranında kusur verildiğini, bu kusur oranına göre de gerekli ödemeyi yaptıklarını, olay haksız fiilden kaynaklandığı için de ticari faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sigorta poliçesini, kaza tespit tutanağını, ekspertiz raporunu ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … A.Ş. sigorta poliçesini, ödeme dekontunu ve ibranameyi delil olarak sunmuştur,
Davalı … HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Davalı … HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472 göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla tazminat davasıdır.
Davacı … kendi sigortalısına yaptığı ödemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472’inci maddesine göre halefiyet yoluyla tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Bu maddeye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarını davalılardan talep etmekte hukuki yararı bulunmakta olup aynı maddeye göre davacı öncelikle yaptığı ödemeleri ispatlamalıdır. Davacı … sigortalamış olduğu kendi sigortalısının meydana gelen trafik kazasında zarar görmesi üzerine kendi sigortalısına sigorta tazminatı ödemiştir. Yapmış olduğu ödemeleri dosyaya sunduğu ödeme makbuzları ile ispatlamaktadır.
Sigorta şirketinin kendi sigortalısının haklarına halef olabilmesi için gerçekleşen zarardan dolayı kendi sigortalısının sorumlulara karşı tazminat davası açma hakkına da sahip olması gerekmektedir. Meydana gelen trafik kazasında davacı … şirketinin sigortalısı dava dışı …’ın aracı zarar görmüş dolayısıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49 ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 85’e göre kazaya sebebiyet veren davalılar ile bunların sigortalayanı olan davalı … şirketine karşı tazminat davası açma hakkı doğmuştur.
Davacı şirketin sigortalısının yerine geçerek davalılar aleyhine açacağı tazminat davasının sınırı kendi sigortalısına ödediği miktar kadar olacaktır. Davalı … kendi sigortalısına toplam 38.000,00 TL ödeme yapmıştır. Ancak davalıların kaza nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlulukları yapılan bu ödemenin tamamı kadar olmayacaktır. Davalıların kazadaki kusur oranı ne kadar ise ödenen tazminat miktarından sorumlulukları da o kadar olacaktır. Davacı … kaza sonrasında hazırlanan trafik kazası tespit raporuna göre davalı …’un % 75 oranında kusurlu olduğunu tespit ederek yaptığı ödemenin % 75’i olan 28.500,00 TL’den davalı … şirketinin yaptığı 25.460,00 TL’yi düştükten sonra kalan 3.040,00 TL’yi talep etmektedir. Mahkemece incelenecek olan konu davalıların meydana gelen kazadaki kusur oranının ne kadar olduğu ve davacı … şirketinin yaptığı tazminat ödemesinin hasarla orantılı olup olmadığıdır.
Kazadaki kusur durumunun ve davacı … şirketinin yaptığı sigorta tazminatının hasar ile orantılı olup olmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre dosya kusur ve hasar uzmanı bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 09.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’un % 100 oranında kusurlu olduğu, meydana gelen zarar miktarının da 38.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine dosya kusur incelemesi için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Hazırlanan 30.12.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre davalı …’un kazadaki kusur oranı % 100 olarak belirlenmiştir.
Davacı … vekili 21.10.2019 tarihli dilekçesiyle talebini 12.540,00 TL’ye çıkartmış harcını da yatırmıştır. Bedel arttırım dilekçesi taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili 25.10.2019 tarihli dilekçesiyle ıslah zamanaşımı definde bulunmuştur. Meydana gelen kazanın tarihi 22.09.2017 olup davacı … şirketinin kendi sigortalısına ödeme yaptığı tarih ise 30.10.2017 tarihidir. Bedel arttırımı için verilen ıslah dilekçesinin tarihi ise 21.10.2019 olup ödeme tarihi ile ıslah tarihi arasında 6098 sayılı TBK m. 73’e göre iki yıllık rücu zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşıldığından davalı … şirketinin ıslah zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın kendi sigorta şirketine ödediği miktar 38.000,00 TL olup davalı … şirketinin davacıya yaptığı ödeme miktarı 25.460,00 TL düşüldükten sonra geriye 12.540,00 TL kalmaktadır. Davalı …’un meydana gelen kazada % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla bakiye kalan 2.540,00 TL’nin tamamından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49’a göre haksız fiil sorumluluğu gereği sorumluluğu bulunmaktadır. Diğer davalı … ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 85 de yer alan; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne göre aracın sahibi yani işleteni durumunda olması nedeniyle meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 97’ye göre; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” Davalı …’nın sahibi olduğu aracın sigortalayanı diğer davalı … A.Ş.’dir. Zorunlu mali sorumluluk sigortasına göre davalı … A.Ş. sigorta şirketinin sigortalısının uğradığı zararlardan poliçe limiti dahilinde hukuken sorumlu durumdadır. Bu gerekçelerle davacının 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre halefiyete dayalı maddi tazminat taleplerinin kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Dava belirsiz alacak davası olarak açılmamış, dava açıldıktan sonra Adli Tıp Kurumundan gelen kusur raporuna göre davacı ıslah dilekçesi vererek bedel arttırımına gitmiştir. Bu nedenle davacının talebinin 3.040,00 TL’sine davacının kendi sigortalısına ödeme yaptığı 30.10.2017 tarihinden itibaren, kalan 9.500,00 TL’sine ise davanın ıslah tarihi olan 21.10.2019 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Davacının olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin ise davacının halefiyete dayalı rücu hakkı ödeme tarihinden itibaren doğduğu için kabul edilmemiştir.
Davacı ile davalılar arasında ticari iş bulunmaması nedeniyle davacı tarafın ticari faiz talebinin reddine, faiz talebinin yasal faiz olarak kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı tarafın ıslah zamanaşımı defi’nin reddine,
2-Davanın KABULÜNE,
3-3.040,00-TL’nin ödeme tarihi olan 30/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-9.500,00-TL’nin davanın ıslah tarihi olan 21/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının ticari faiz talebinin reddine,
6-Davacının olay tarihinden itibaren alacağı faiz işletilmesi talebinin reddine,
7-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 856,61-TL nispi karar harcından peşin ve ıslah ile alınan toplam 216,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 640,45-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından yapılan toplam 1.417,51-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 51,92-TL Peşin Harç, 164,24-TL IH, 650,00-TL BK, 510,25-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafların yokulğunda karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸