Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/919 E. 2020/517 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/919
KARAR NO:2020/517

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:09/10/2018
KARAR TARİHİ:18/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 2014 yılından beri ve halen … markasına sosyal medya danışmanlık hizmeti verdiğini, bu hizmet kapsamında danışanı … tüm sosyal medya paylaşımları ve stratejilerini belirlemekte ayrıca işin anında ve güncel yapılabilmesi İçin bordrosundaki bir personelini … bünyesinde çalıştırdığını, davacının, … markası için … … A.Ş. şirketine verdiği danışmanlık hizmeti karşılığı olarak her ay KDV dahil 8.850,00 TL fatura kestiğini, hala birlikte çalışan tarafların, işbu ticari ilişkisinin de devam ettiğini, … tarafından hizmetin tam ve eksiksiz olarak alınmasına rağmen, neredeyse 23 aylık hizmet bedeli olan 198.610 TL tutanndaki fatura karşılıklarının ödenmediğini, bunun üzerine, davalı şirkete …. Noterliğinin 18 Eylül 2017 tarih, … sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, anılan borcun bu ihtara rağmen ödenmediğini ve davalının ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19.09.2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğünü, davanın taraflarının halihazırda birlikte çalışmakta olduğunu, ticari ilişkilerinin ve diyaloglarının devaın ettiğini, davalının bizzat taraflarınca arandığını, görüşmeler yapıldığını, iyi niyet çerçevesinde …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibine konu borcun taksitlendirİlmesİ ile ilgili bir protokol hazırlanarak, sözlü olarak mutabık kalındığını, davalı tarafın sözlü beyanlarına rağmen protokolü imzalamadığı gibi ilk taksit ödemesinin yapılacağı tarih olan 31 Ekim 2017 tarihinde ya da sonrasında davacıya bir ödemede yapmadığını, davaya konu icra takibini başlatma zarureti doğduğunu, davacı şirket ile davalının hali hazırda birlikte çalıştıklarını, davacının her ay düzenli olarak verdiği danışmanlık hizmeti karşılığında, bir personelini … bünyesinde çalıştırdığını, aylık hizmetleri karşılığı düzenli fatura keserek, davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirket tarafından bu faturalara itiraz edilmeden ticari kayıtlarına işlendiğini, davaya konu alacağa ilişkin faturaların bedellerinin ödenmemiş ise de anılan faturaların içerik ve bedellerinin kesinleştiğini, davalı itirazının hukuka aykırı ve haksız oluşunun, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme neticesinde de ortaya çıkacağını, davalı şirketin fînans departmanının 02.01.2017 tarihinde davacı ile arasındaki cari borç/alacak ilişkisini teyit etmek istediğini bu sebeple, 2016 Aralık ayı dahil olmak üzere hesap mutabakatı gönderdiğini, bu mutabakatın varlığından da anlaşıldığı üzere, davalı şirket davacıdan aldığı danışmanlık hizmeti karşılığı olan faturaları kabul ettiğini, ticari defterlerine borç kaydı ile İşlediğini, o sebeple, hacze mani olmak İçin yapılan itirazın, hukuki ve fiili gerekçelerden uzak, keyfi bir İtiraz olduğunu, davacı gibi genç, küçük ölçekli ve fakat çatısı altında onlarca insan istihdam eden teşebbüslerin ayakta duramamasına sebep olduğunu, davacı ile davalı şirketin uzun yıllardır ticari ilişkilerine devam etmekte olduğunu, davalının davacıya olan bakiye borcunun halen devam ettiği gibi, devam eden ticari ilişkileri sebebi ile de arttığını, Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum, alacakların tahsilini her geçen gün zorlaştırmakta olduğunu, diğer taraftan, aradaki borç ilişkisine rağmen ticari faaliyetleri devam etürmeyi zorunlu kıldığım, davalı şirketin, genel ekonomik durumu, alacaklılarının çok oluşu ve kaynakların sınırlı durumu uzun zamandır sulh ile ticari alacaklarını sonlandırmak isteyen davacıyı, işbu itirazın iptali davasını ikame etmeye mecbur bıraktığını, İlK 257/1. Maddesi” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.11 hükmünü içerdiğini, ekte yer alan icra dosyası içeriğinde ve dilekçe ekinde yer alan borç mutabakatında da görüldüğü üzere, davalı şirketin, davacıya borcu olduğunu beyan etliğini, ihtiyati haciz taleplerinde talep sahibinin, alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde ortaya koyması gerektiğini, dilekçe ekinde yer alan ihtarname ve tebellüğ şerhi, cari hesap tablosu, icra takibine dayanak faturalar ve davalı tarafından düzenlenmiş olan borç ikrarı mahiyetindeki borç mutabakatı, icra takibine konu davacı alacağının varlığını ve muaccel gözler önüne serdiğini, dosyada mevcut delillerin işaret ettiği üzere, davacının halen devam eden ticari ilişkisinden kaynaklı, davalı tarafından ikrar edildiğini ve muaccel hale gelmiş alacağının mevcut olduğunu, davalının davaya konu icra takibine İtirazının kötü niyetli olup, tahsilatı geciktirmeye yönelik olduğunu, bu sebeple, iyi niyet çerçevesinde davalı ile iş yapamaya ve diyalog ile alacağım tahsile uğraşan davacının davaya konu alacağı bakımından teminat istenmeksizin ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında borç mutabakatı bulunduğunu, yapılan iinş halen devam ettiğini, davacı tarafından her ay düzenli olarak fatura kesildiğini, davalı tarafından yapılan itirazın, gerekçesiz olup yalnızca tahsilatı güçleştirmeye yönelik olduğunu, bu sebeple, kötü niyetle yapılan icra inkarı hakkında İİK 67. Maddesinde yer alan düzenleme uyarınca %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, öncelikle, davalının, borcuna yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız olarak, kabul edilmemesi halinde ise uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini, davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın, İptali ile takibin kaldığı yerden devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Dava, sosyal medya danışmanlığı kapsamında verilen danışmanlık hizmeti nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın toplam 198.610,00 TL asıl alacak, 3.190,54 TL işlemiş faiz ve asıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,75 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile birlikte davalının borcuna yetecek miktarda menkul, gayrimenkul ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız olarak aksi halde teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesi talebi hakkında fatura alacaklarının yargılamaya muhtaç olması ve İİK mad. 257 şartlarını taşımadığından reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 13/11/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
10/01/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davalının incelemeye esas olmak üzere ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediğini, davacı tarafın incelenen ticari defler kayıt ve belgelerine yöre, davacı tarafın davalı taraftan 17.11.2017 takip tarihi itibarı ile 198.610,00 TL asıl alacak ve 2.770,65 TL. işlemiş faiz (Talep 3.190,54 TL.) olmak üzere toplam 201.380,65 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmediklerinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre tarafların ticari defterlerinin mahkememize sunulmasına 13/11/119 tarihli celsede karar verilmiş, davalıya HMKm. 222 ihtaratlı duruşma tutanağı tebliğ edilmiş olup davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş ancak davalı taraf ticari defterlerini mahkememize verilen süre içinde sunmamıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmakla davacı defterlerinin kendisi lehine delil hükmünde olduğu kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir.
Hazırlanan 10/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerine göre davacının davalıdan 198.610,00TL asıl alacak ve 2.770,65TLişlemiş faiz bakımından alacaklı olduğu tespit edilmiş olup rapora karşı taraflarca herhangi beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek davalının icra takibine itirazının haksız olduğu,davalıya18/09/2017 tarihli ihtarnamenin 19/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar davacı taraf 3.190,54TL işlemiş faiz talep etmiş ise de;alınan bilirkişi raporunda işlemiş faizin 2.770,65TL olarak hesaplandığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 198.610,00 TL asıl alacak ve 2.770,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 201.380,65 TL üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,75 ticari temerrüt faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 39.722,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 13.756,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.437,25 TL harcın mahsubu ile eksik 11.319,06 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 22.546,65 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 419,89 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yapılan 2.478,35 TL ( 2.437,25 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH) toplam harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 903,50 TL ( 750 TL BK, 153,50 TL müzekkere ve tebliğler ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 901,62 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır