Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/895 E. 2020/940 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/895 Esas
KARAR NO:2020/940

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 03/10/2018
KARAR TARİHİ: 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından 03.10.2018 tarihinde verilen dilekçesinde özetle;… Cumhuriyetinde mukim davacı ile davalı şirketin bir kısım malların alım satımı konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma gereği olarak davalının akü ve benzeri bir kısım malın davacıya satışım kabul ettiğini, davalı şirketin satış teklifini içeren 27.07.2017 tarihli proforma faturayı düzenleyerek davacıya gönderdiğini, davacının da icabı kabul ederek 28.08.2017 tarihinde kararlaştırılan bedeli eksiksiz olarak (757.297,44 TL) davalının banka hesaplarına gönderdiğini, ancak davacının bir yılı aşkın süre beklemesine rağmen hiçbir mal sevkiyatı yapılmadığını ve fatura da düzenlenmediğini, bu konuda davalıya yöneltilen tüm şifahi taleplerin de sonuçsuz kaldığını, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olup davacının işbu ticari ilişki gereği yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini ve taahhütlerini eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, davalı şirketin işbu ticari ilişkiden doğan edimini ifa etmediğini ve davacıya anlaşma konusu mallan göndermediği gibi banka yolu ile tahsil ettiği bedeli de iade etmediğini, bunun üzerine davalı şirkete hitaben …. Noterliğinin 28 Mayıs 2018 tarih ve … yevmiye tıo’lu ihtarnamesi keşide edildiğini, davalı şirketin bu İhtarnameye de olumsuz yanıt verdiğini, davacının alacağını tahsil için icra takibi başlatması gerektiğini,Bu defa davacı tarafından davalı şirket aleyhine …, İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin, vekili aracılığı İle sunmuş olduğu dilekçesine takip konusu asıl borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine ayn ayn itiraz edildiğini vc böylece takibin durduğunu, davacının alacağım tahsil edebilmesi için huzurdaki İtirazın iptali için bu davasını açma zarureti hasıl olduğunu, davacının alacağının likit ve muaccel olduğundan davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini de talep ettiklerini,Davalı şirketin borcunun dayanağı 27,07.2017 tarihli profontıa fatura karşılığı yapılan ödeme olup davalı şirketin davacıya takip tarihi itibari ile760.938.69-TL borcu bulunduğunu,Davacı ile davalı şirket arasında bir kısım malların satışı konusunda anlaşma yapıldığım, davalı tarafından 27.07.2017 tarihli ve 757,297,44-TL bedelli proforma fatura düzenlendiğini ve davacıya gönderildiğini, taraflar arasında bahse konu anlaşmadan kaynaklanan ticari ilişki sebebiyle davacının davalı şirketten satın almış olduğu malların satış bedeli İşbu proforma faturaya istinaden davalı şirket hesaplarına ödendiğini, davalı şirketin de bu ticari ilişki kapsamında bankadan parayı tahsil ettiğini,Tarafların mutabakatına binaen davacının üzerine düşen yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bu bağlamda 28.08.2017 tarihinden bu yana davacının talep etmiş olduğu mallar gönderilmediği gibi bedel iadesinin de söz konusu olmadığını,Davalı şirket ile yürütülen şifahi görüşmelerden de hiçbir sonuç elde edilemediğini, davacının davalı şirket ile yapmış olduğu anlaşma konusu mallara ihtiyacı kalmadığından bedelin iadesinin talebi için davalı şirkete 28 Mayıs 2018 tarihinde … Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ve davalının temerrüde düşürüldüğünü, buna rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ttlm bunların ve ayrıca somut olarak banka kayıtlarının davalı şirketin borçlu olmadığına yönelik itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunun açıkça göstergesi olduğunu,Davalı şirket aleyhine davacının alacağından dolayı … tera Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile İcra takibi yapıldığını ve vaki itiraz üzerine takibin durduğunu, Davacının, konusu alacağın tahsili amacıyla …. icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığım, ancak davalı şirketin süresinde ve asıl borcun tamamına ve faize vaki olan haksız ve mesnetsiz itirazından ötürü söz konusu takibin yasa gereği durduğunu, davacının, davalı şirketten alacağının mevcut ve sabit olup, davalı şirketin mezkur alacağı ödememekle birlikte, davacı tarafından başlatılmış olan icra takibine de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılacak incelemede de işbu durumun tespit edileceğini, bu iddialar doğrultusunda haksız itirazın asıl alacak yönünden bertaraf edilmesini, takibin asıl alacak yönünden devamı ile davalı şirketin asıl alacak üzerinden ve %20 oranından aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesini vekaleten talep ettiklerini,Davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 757.297,44-TL tutarında alacağı mevcut olduğunu, söz konusu alacağın likit olup, davalı tarafın alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere İcra İnkar tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini,Davalı şirket borcunun muayyen ve likit olmasına rağmen davacının başlatmış olduğu İcra takibini sürüncemede bırakmak ve ödemeyi geciktirmek için kötü niyetli ve haksız olarak itiraz ettiğini, bu bağlamda, davacıya ait ticari deflerler incelendiğinde de açıkça görüleceği üzere davacının alacağının likit ve muayyen olduğunu, muhtacı muhakeme olmadığını, taraflar arasında düzenlenen proforma fatura ile dava konusu alacak sabit yani likit olduğunu, bu sebeple davalı şirketin sırf ödemeyi geciktirmek adına tamamen kötü niyetli ve haksız olarak yapmış olduğu itirazın iptal edilmesi gerektiğini,Yargıtay 19. Hukuk Daİresi’nin 16.10.2008 tarihli2008/5580Esas- 2008/9672Karar sayılı İlamı Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2005/17720 E. ve 2006/4045 K. sayılı 20.03.2006 tarihli kararı Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle ve Yargıtay kararlan ışığında Sayın Mahkemeye müracaatla işbu davayı ikame ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirket aleyhine %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini vekaleten talep ettiklerini,Yukarda arz ve izah olunan nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile, davalı şirketin … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazının İptaline ve takibin devamına, davalı şirket aleyhine, asıl alacağın %2Üfs inden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına htlkmed ilmesine, yargılama giderleri, harçlar ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletil meşine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının davanın esasına yönelik dava dilekçesinde belirttiği delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olup davacının delilleri taraflarına tebliğ edildiğinde tüm yasal haklan bu aşamada saklı tutulduğunu,6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) bükümleri gereğince davacı tarafından dayandığı delillerin bir liste eki halinde davalı sayısından bir fazla olarak düzenlenmiş örnekleri ile birlikte Mahkemeye sunulması ve davalı şirkete tebliğ ettirilmesi iktiza etmekteyken, davacı şirket tarafından dava konusu hadise ile ilgili olarak delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini,Bu davranışın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı tarafından somut uyuşmazlık ile ilgili olarak deliller sunulduğunda ve taraflarına tebliğ edildiğinde işbu dilekçede yer alan savunmaları genişletme ve değiştirme hakkının delillerin incelenmesi akabinde anlaşılacak ilk itirazları ve mukabil delil sunma baklan saklı tutulduğunun ifade edilmesi zarureti hasıl olduğunu,Davacının, huzurda görülmekte olan dava açısından aktif taraf sıfatım haiz olmadığından (husumet yokluğu) Sayın Mahkemece davanın usulen reddine karar verilmesini talep ettiklerini,Davalı ile Şirket-i … (‘…”) Has arasında işbu dilekçe ekinde sunulan 28.10.2015 tarihinde Satış Sözleşmesi akdedildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği ticari ilişkinin muhatabının davacı olmayıp … olduğunu, bu itibarla, davalı şirket ile davacı arasında herhangi bir surette ticari ilişki bulunmadığından aktif taraf sıfatı (husumet) yokluğu nedeniyle Sayın Mahkemece davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,Sayın Mahkemece de takdir edileceği üzere, dilekçe ekinde sunulan tüm belgeler incelendiğinde davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların hiçbirisinde muhatabın davacı olmadığı gibi, gerek laraflar arasında akdedilen Protokol ve Ek Protokol gerekse cari hesap İlişkisi bakımından davalı şirketin muhatabının davacı olmayıp … şirketi olduğunun dosyaya sunulan tüm bilgi ve belgelerle sabit olduğunu,Huzurda görülmekte olan dava açısından, Sayın Mahkemenin yetkisiz olup taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince … Mahkemelerinin yetkili olduğunu,Hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla, biran için davacının huzurda görülmekte olan dava açısından aktif taraf sıfatını haiz olduğu varsayımında dahi, davalı ile … arasında imzalanan Satış Sözleşmesinin “İhtilafların Çözümü ve Salahiyet başlıklı 5. maddesinde “İşbu sözleşmenin uygulanmasında veya yorumlanmasında uyuşmazlıklar çıktığında, iki taraf iyi niyetle ve karşılıklı görüşmelerle bir çözüm bulmaya çabalar. Bu görüşmelerle taraflar arasında bir çözüm ve anlaşma sağlanamadığı takdirde, anlaşmazlıkların çözümünde … Mahkemeleri yetkilidir,” hükmünü içerdiğini, tarafların belirlediği yetki sözleşmesi gereğince davacının İleri sürdüğü uyuşmazlık açısından Sayın Mahkemenin yetkili olmayıp huzurda görülmekte olan uyuşmazlık bakımından … Mahkemelerinin yetkili olduğundan Sayın Mahkemece yetkisizlik karan verilmesinin talep edilmesi zorunluluğu doğduğunu,Yukarıda açıklanan sebeplerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafından ikame edilen haksız/hukukİ mesnetten yoksun/kötü niyetli davanın reddine, davacı aleyhine toplam dava değerinin %20’sinden az olamamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesine, vekalet ücreti de dahil olmak üzere bütün yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 mad.dayalı olarak davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasında 757.297,44-TL asıl alacak ve 3.641,25-tl işlemiş faiz olmak üzere 760.938,69-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad.belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, alacağın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 06/02/2020 tarihli raporda “Davacı tarafın dosya içerisine sunmuş olduğu, davalı tarafından düzenlendiği iddia edilen profonna fatura üzerinde, …. A.Ş tarafından … adına 27.07.2017 tarihli … … numaralı toplam 757.297,44-TL yazdığı, davalı tarafa ait kaşe ve imzanın bulunmadığı,Davacı tarafından 2S.08.2017 tarihinde davalı taraf … … numaralı hesabına ‘… … açıklamalı 757.297,44 TL. ödeme yapıldığı,Davalı ile dava dışı …arasında 28.10.2015 tarihli sözleşme, 14,07.2017 tarihli Ek Protokol imzalandığı,Davalı ile dava dışı … arasında düzenlenen ck protokole konu 253,332.48 USD alacak bedelinin, davalının … adına kesmiş olduğu, 30.06.2016 tarihli … sıra numaralı toplam 253,332,48 USD fatura bedelli aynı olduğu,Davalı tarafın sunmuş olduğu, dava dışı … ile davalı arasındaki ticari ilişkiyi gösterdiği bildirilen cari hesap ekstresinin …’a ait olduğu,Davalı tarafın dava dışı firmalar olan, … , … adına faturalar düzenlediği, dava dışı … cari hesabına alacak olarak işlediği, bu faturaların üzerinde dava dışı … firmasına ait her hangi bilgi bulunmadığı,Davalı tarafından dosya içerisine sunulan Gümrük Çıkış Beyannamesi ve konşimentoların dava dışı …,… ait olduğu, belgeler üzerinde …’a ait hiçbir bilgi bulunmadığı,Davalı tarafın … şirketi adına düzenlendiği iddia edilen proforma faturanın, davalı…, ve Tic, A.Ş tarafından … adına 27.07.2017 tarihli “… …İ” numaralı toplam 655.m,92 TL. yazdığı, davalı tarafa ait kaşe ve imzanın bulunduğu,Davacı tarafın sunmuş olduğu proforma faturanın … adına düzenlendiği, davalı taralın sunmuş olduğu profonna faturanın … adına düzenlediği, her iki proforma fatura numarasının ‘… … olduğu,Davacı tarafın davalı banka hesabına yapmış olduğu 757,297,44 TL, Ödemenin davalının sunmuş olduğu cari hesap ekstreminde dava dışı …’dan olan fatura alacağından düştüğü,Sayın Mahkeme, davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğu kanaatine ulaşır ise, davacı tarafın davalı taraftan 20,06.2018 takip tarihi itibarı ile 757,297,44 TL. ası! alacak ve 3,641,25 TL, (hesaplanan 3.843,54 TL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 760,938,69 TL* alacaklı olduğu,Tarafların % 20 İnkâr tazminatı talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” görüşü bildirilmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla alınan 08/07/2020 tarihli raporda “Davacı … tarafından davalı firmanın … Bankası nezdindeki hesabına 28.08.2017 tarihinde “…” açıklaması ile yatırılan 757.297,44 TL’ ya ilişkin davalı firma Kanuni defter kayıtlarının “…” cari hesabına alacak kaydedilmiş olması ve “…” firması ile …” arasındaki ilişkiyi ortaya koyan belgelerin dava dosyasında mevcut olmaması nedenleriyle, davalı firmanın kayıtlarının Bilirkişiliğimce incelenmesinden hareketle davaya konu alacağın varlığı ve tutarı hakkında mütalaada bulunulamayacağı,” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, itirazın iptali davası olup davacı taraf mal alımı hususunda davalı şirketle anlaştıklarını, kendilerine gönderilen proforma faturayı kabul edilerek 28.08.2017 tarihinde 757.297,44 TL ödeme yaptığını fakat mallar gönderilmediğinden ödemenin istirdatını sağlamak amacıyla icra takibi yaptığı ve takibe itiraz edildiğini, bu nedenle icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmektedir. Davalı taraf ise davacı ile aralarında ticari ilişki olmadığı, proforma faturanın sahte olduğunu iddia etmektedir. Öncelikle belirtmek gerekirse davacı taraf 28.08.2017 tarihinde davalı tarafın … nezdindeki hesabına “…” açıklamalı 757.297,44 TL ödeme yapmıştır. Bu husus dosyaya mübrez delillerle sabittir fakat davacı taraf, bu ödemeye dayanak olarak …. A.Ş. Tarafından düzenlendiğini iddia ettiği 27.07.2017 tarihli … numaralı 757.297,44 TL bedelli proforma faturayı delil olarak göstermekte ise de fatura da davalının kaşe ve imzası yoktur. Yani mal alım-satımı konusunda taraflar arasında anlaşma olup olmadığı veya proforma faturanın kim tarafından düzenlendiği veya ödemenin neye istinaden yapıldığı ispata muhtaç durumdadır. Davacı taraf mallar gönderilmediğinden yapılan ödemeyi geri istemekte olup ispat yükü davacı taraftadır. Çünkü davalı taraf proforma faturanın sahte olduğunu iddia ederken ayrıca dosyaya …. A.Ş. Tarafından düzenlenen … adına 27.07.2017 tarihli “…” no’lu 655.189,92 TL bedelli proforma faturayı ibraz etmiş ve faturanın davalının kaşe ve imzasını taşıdığı anlaşılmıştır. Her iki faturanın da “…” açıklamalı olarak düzenlendiği ve buna ek olarak ödemenin de yine “…” açıklamasıyla yapıldığı görülmektedir. Davacı tarafın davalı şirketle anlaşma sağladığını hangi mallara ilişkin akit yapıldığını, buna ilişkin davalı şirketin kaşe ve imzasını taşıyan faturayı delil olarak ibraz etmesi ve bu hususları ispatlaması gerekmekte ise de davacı taraf kendisine düşen ispat yükünü yerine getirememiş olup ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 9.190,25-TL harçtan mahsubu ile artan 9.135,85-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 55.096,93-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …