Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/886 E. 2022/211 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/886
KARAR NO :2022/211

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:01/10/2018
KARAR TARİHİ:13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalını işyerinde bir takım işle ilgili ürünlerin temin edilerek montajlarını yapıldığını, yapılan işlerin neler olduğuna ilişkin fotoğrafların bulunduğunu, kullanılan ürünlerin neler olduğunun delilleri içinde yer aldığını, işlerin tam ve eksiksiz yapıldığını ve montajının tamamlandığını, davalıya A … sıra nolu 16.402,00- TL’lik bir faturanın ve bir de A … nolu 21.826,46 TL’lik yekdiğer faturanın tanzim edildiğini, davalının faturalara bir itirazda bulunmadığı gibi ayıp ihbarı da yapmadığını, davalının 16.02- TL”’lik faturaya istinaden 16.000,00- TL ödeme yaptığını ve bunun dışında başka bir ödeme yapmadığını, faturalardan kaynaklanan bakiye alacağın talep edildiğini ve ödenmeyince, …. İcra Dairesi’nin dosyasından takibe girişildiğini, davalının bu takibe itiraz ettiğini, itirazın tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalının malların kendine teslim edilmediği ve fatura içeriklerinde belirtilen montajların yapılmadığı, eksik yahut ayıplı yapıldığı konusunda bir beyanının olmadığını, davalının sadece, Ödeme Emri’nin kendine tebliğinden 4 gün sonra, davacının banka hesabına 402,00- TL ödeme yaptığını,icra takibi başladıktan sonra ayrıca A-… sayılı faturanınf iadesi içerikli … numaralı 19.4.2018 tarihli faturasını düzenleyerek davacıya yollandığı, posta ile ulaşan bu faturanın davacı tarafından noter marifetiyle iade edildiğinif bunun üzerine davalının aynı faturasını bu kez noter marifetiyle davacıya yolladığını, o faturanın bu kez bir defa daha noter marifetiyle davalıya iade edildiğini bildirerek, davacının alacaklı olduğunu savlamış ve icra takibine itirazın iptali ile davalının %20’den az olmamak üzerc icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini talep ve dava istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; önce husumet savunmasında bulunmuş, söz konusu işlerin yapımı ile ilgili olarak davalı şirketin yetkilisi … ile … isimli şahsın karşılıklı anlaştığını, davalı ile olan ilişkide …’un bulunmadığını ifade ederek önce husumet ilirazında bulunmuş, tartışmalı alacak için icra inkar tazminatı istenemeyeceğini bildirmiş, yapılan işlere davacının dahli olmadığını, yapılan işlerin eksik, hatalı ve layıkıyla tamamlanmadığından, daha sonra yüklenicinin nam-ı hesabına bir başka kişiye yaptırıldığını, dava konusu işte bir kabul olmadığını bildirerek, davanın reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 30/12/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
30/03/2020 tarihli raporunda bilirkişi heyeti;
davalının davacıya ait her iki faturayı da aldıktan sonra, birinin büyük bölümünü ödeyip diğerini ise iade etmemesi, ilk faturadan kalan 402,- TL’lik bakiyeyi (mali tespite göre: mükerreren), takip tarihinden sonra davacının banka hesabına yollaması ve icra dosyasına yatırmamış olması, buna karşılık takip tarihinden sonra davacıya bir iade faturası kesmesi, bu durumda, davacın ikinci faturayla ilgili olarak savunmalarını ispat yanlar arasında 3. Kişinin külfetini üzerine almış olması sonucunu doğuracağı gibi bidayette araya girmesi ile de kurulmuş olsa, tedricen doğrudan kurulma mecrama girmiş ve karşılıklılık (sinallagmatik ilişki) yaratmış bir münasebete de kanıt sayılabileceği; TBK md. 474 hükmüne uygun bir tespitin davalı yan tarafından savunmalarını karşılar surette dosyaya sunulmamış olması hususu gözetilerek, Mahkememizin davacı isteminin özü yönünde kabul kararı oluşturabileceğinin benimsenebileceği, bu seçenek mahkememizce benimsenecek olursa, davacının daha önce usulüne uygun temerrüde ilişkin bir ihtarı dosyada görülmemekle, davacının takip anında ancak Ödeme Emri’nde “asıl alacak” olarak zikrettiği 22.228,00- TL’yi takip anında talep edebileceğinin değerlendirilebileceği, davalının daha sonra bankaya yaptığı ödemelerin hükmün icrat safhasında gözönüne alınabileceğinin düşünülebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce bu kez 30/06/2021 tarihli ara karar ile rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmasını karar verilmiştir.
19/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda bilirkişi heyeti; … mah, … sok.no:11, … apt. D:21 …/… adresindeki dava konusu adresteki taşınmaz 7 katlı bir binanın en üst katında yer alan Home ofis olarak kullanılan dubleks dairede yapılan tadilat işleri olduğu, dosya içeriği incelendiğinde; taraflar arası yapılmış herhangi bir sözleşmeye ve işin bitiminde yapılması gereken geçici ve kesin kabul tutanağına dosyasında rastlanılmamıştır. İmalat ve tadilatlar 2017 yılında; 4 yıl önce yapıldığı, uyuşmazlığın; yapılan imalatların bedeli karşılığında; kesilen iki irsaliyeli faturadan birisinin ödenip, diğerinin ödenmemesinden kaynakladığı görüldüğü, davacının davalı tarafa 2017 yılında 16.402,00 TL. bedelli ve 2018 yılında 21.826,46 TL bedelli irsaliyeli fatura kestiği ve ticari defterlerine davalı taraftan toplam 38.228,46 TL alacak kaydettiği, bunlardan; 16.402,00 TL.nin ödendiği ancak; … nolu, 25.01.2018 tarihli ;irsaliyeli faturadaki; 21.826,446 TL. bedelin ise: “davacı tarafın eksik ve ayıplı imalat ifa gercekleştirilmiş olması “gerekçe gösterilerek davalı tarafından ödenmediği görüldüğü, bedeli ödenmediği söylenen irsaliyeli faturadaki katemlere ait; yapılan imalat ve tadilatların yerinde incelendiğinde; yukardaki satırlarda detaylı anlattığımız ve fotoğrafladığımız üzere, yapılmış olduğunu, bu imalatların; pergole, doğrama, cam, ayna gibi imalatlar olduğu aşağıda yazılan maddeleri kapsadığı görüldüğü, Sürgulü cam balkon 1adet 5.390 TL, Pilise Sineklik 4 adet 1.200TL, Pergüle İşçilik 1 adet. 7.020 TL, Balkon PVC doğrama 1 adet 1.087TL, Salon füme ayni 1 adet 1.800 TL, Teras kat ayna 1adet 1.200TL, Banyo ayna 1adet 500 TL, Ahşap oda kapısı camları 1 adet300TL, Bu imalatlarda ufak tefek ifa hatalarının bulunduğunu, (Doğrama köşe kaynakları Sürgü cam fitilleri, su sızdırma ya sebebiyet veren sabit pergole (tente) kumaş defosu, hareketli pergolenin motor kısmını kapatan kaplama defosu gibi) bunların bir kısmının yapım aşamasında olabileceği gibi bir kısmının da kullanımdan kaynaklı zamanla (5 yılda) oluşmuş olabileceğini yine de %15 oranında bir miktarın: sürgülü cam ve pergole kalemlerinden düşürülmesi gerektiği teknik bilirkişi perspektifi itibariyle düşünüldüğü, davalı tarafın dilekçelerinde bahsettiği ve dosyaya sunduğu, Güneş yapıya ait;11.10.2018 tarihli; faturada ise: Duvarın kırılması, yeniden yapılması, izolasyonun yapılmaşsı. Pimaşların dışarıya çıkarılması, malzeme işçilik ve nakliyat kalemleri ve tüm bunlar için 14.750TL’lik bir meblağ yazılı olduğu görüldüğü, davalının dilekçe ekinde sunduğu mailde ise: salon perdeleri, tv ünitesi, tente alanından gelen su problemi, sürme cam orta alan zemininden gelen su probleminin, .zemindeki su eğiminin olmamasından kaynaklandığını, bu sorunun minimuma indirgeneceğinin sağlanacağını, banyo lavabo tabanlığı, banyo kapısı boyamasını, şalon orta sehpası, tüm dolap kapakları, tüm oda duvar boyamalarından bahsedildiğini, davacı ve davalının dosyaya sunmuş olduğu imalat ve tadilat kalemleri karşılaştırıldığında açıkça görülmektedir ki; davalının eksik ve hatalı imalat dediği kalemlerin hiç birisi davacının yaptığı ve parasını alamadığı savlanan işlerle ilgili değildir, Sadece tente alanından gelen şu problemi olduğu, bu imalatın (tente kumasının bir noktasının delinmesi) işçiliğinden de zaten tarafımızdan hatalı ifa nedeniyle nefaset düşüldüğü, ayrıca davalı tarafından belirtilmediği halde, keşif aşamasında tesit ettiğimiz taşeron firmasının sorumluluğundaki hatalı imalatlardan da nefaset kesintisi yapıldığı, ayrıca yine davalının itiraz ettiği: “sürme cam orta alan zemininden gelen su probleminin, zemindeki su eğiminin olmamasından kaynaklandığını, bu sorunun minimuma indirgeneceğinin sağlanacağı” maddesi ise; cevabı içeriğinde belirtildiği gibi; mevcut terasın zemin tesviyesinin zamanında hatalı yapılmasından kaynaklandığı bunun sürme cam montajını yapan taşeron firması ile ilgili olmadığı, işi üstlenen mimarın sorumluluğunda olduğu, tamamen farklı zemin döşeme işi olduğu teknik bilirkişi bakışıyla görüldüğü, davacının iş bu davaya konu olan; yapılan imalatların bedeli karşılığında; kesilen … nolu 25.01.2018 tarihli; irsaliyeli faturadaki; 21.826,46 TL. bedelin ödenmediği, irsaliyeli Faturadaki kalemlere ait; yapılan imalat ve tadilatların yerinde incelendiğinde; sürgülü cam balkon ve ergole kalemlerinden %15 oranında bir miktarın; nefaset kesilerek, 21.826,46 TL’den düşürülmesi gerektiği : faturadaki (işçilikleride dahil olan) (sürgülü cam balkon ve pergole işçilik) kalemleri olan bedellerden; 19.966.96 TL. ödenmesinin uygun olabileceği, …. İcra Müdürlüğü’nden giriştiği 03.07.2018 tarihli ve 2018/ 22363 E. dosya sayılı takip talebi ile davalı taraftan 22.228,00- TL asıl alacak ve 859,10 TL takip anına kadar işlemiş alacak olmak üzere 23.087,10 TL toplam alacak talebinde bulunduğu, davacı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre, 03.07.2018 tarihli takip tarihi itibari ile davalı taraf adına düzenlemiş olduğu, 19.12.2017 tarihli … sıra numaralı irsaliyeli faturadan kaynaklı 402,00 TL 25.01.2018 tarihli … sıra numaralı irsaliyeli faturadan kaynaklı 21.826,46 TL olmak üzere toplam 22.228,46 TL. alacaklı olduğu görüldüğü, davalı taraf ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacının düzenlemiş oluğu 25.01.2018 tarihli … sıra numaralı faturayı 25.01.2018 tarihinde aldığı ve ticari defterlerine işlediği görüldüğü, 25.01.2018 tarihli … sıra numaralı faturadan 15 oranında bir miktarın; nefaset kesilerek, 21.826,46 TL den düşürülmesi gerektiği, taraflar arasında faiz konusunda başka bir anlaşma bulunmadığı takdirde, TTK 1530. Maddesi uyarınca faturanın borçlu tarafa tebliğ edildikten 30 gün sonrasından itibaren faiz işletilmeye başlanması gerektiği, davacı tarafın 03.07.2018 takip tarihi itibarı ile davalı taraftan 727,63 TL işlemiş faiz (talep 859,10 TL) alacağı hesaplanmıştır. Teknik veriler ve dayanakları Rapor bünyesinde kapsamlı surette değerlendirildiği, davacı taraf takip tarihinden sonra 31.07.2018 tarihinde 402,00 TL* 402,00 TL. olmak üzere toplam 804,00 TL. davalı taraftan tahsilat yapmıştır. (Bir adet 402,00 TL ödemenin mükerrer kayıt olduğu düşünüldüğü) sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava eser sözleşmesi kapsamında verilen malzeme ve montajlama hizmeti verilmesi nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacak alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir, Dava yönünden yanlar arasındaki ihtilaf; işin ayıplı ifa edilip edilmediği ayıplı ifa edilmiş ise ayıbın niteliği, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve bu doğrultuda yüklenicinin iş sahibinden alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında her ne kadar yazılı bir sözleşme bulunmasa da, davacı tarafından davalının iş yerinde montajlama işlemi yapıldığı sabit olduğundan, yanlar arasındaki sözleşme geçerli bir şekilde kurulmuş olup, sözleşmenin niteliği TBK’nın 470. madde vd. hükümlerinde düzenlenen “eser sözleşmesidir. TBK’nın 470.madde hükmü uyarınca eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) bir sözleşmedir. Sözleşmenin kurulması ile birlikte yüklenici, eseri imal etme, işsahibi ise ücret ödeme borcu altına girmektedir. Taraflar aksini kararlaştırmadıkları sürece yüklenici işin tesliminde ücrete hak kazanacaktır (Yargıtay (Kapatılan)15. Hukuk Dairesi E. 2014/2954, K. 2015/1463, T. 24.3.2015)..
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 vd.madde hükümlerinde düzenlenmiştir. “Ayıbın Belirlenmesi’’ başlıklı 474/1.madde hükmü gereğince “İş sahibi, eserin tesliminden sonra, islerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu makul bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Davacı yanın, uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelmesi yaptırılmış olup , buna göre davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 22.228,46TL alacaklı , davalının ticari defter ve kayıtlarına göre ise 402,00TL davacıya borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafından, davacıya karşı ayıp nedeniyle ihtar yapıldığına ilişkin dosyayı herhangi bir delil ibraz edilmemiş olup davacı tarafından düzenlenen 19/12/2017 tarihli 16.402,00TL bedelli faturanın davalı tarafından ödendiği, 25/01/2018 tarihli 21.826,46TL bedelli faturanın davalının ticari defterine kaydettiği, davalının davacıya olan borcundan düştüğü 19/04/2018 tarihli 21.826,46TL bedelli iade faturasının davacının ticari defterlerine kaydedilmediği , bu faturaya ilişkin olarak tebliğ belgesinin bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca, davalı tarafça takip tarihinden sonra ilk faturadan kalan 402,00TL bakiyeyi davacının banka hesabına yolladığı dikkate alındığında ispat yükünü kendisi üzerine almış olup husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Keşif icra edilerek aldırılan ek raporda, ufak tefek ifa hatalarının ulunduğu, bunların bir kısmının yapım aşamasında olabileceği gibi bir kısmının da kullanımdan kaynaklamış olabileceği, bu kapsamda yapılan tespitlere göre bu ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğu, davalı tarafından ,eserin tesliminden sonra, islerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu makul bir süre içinde yükleniciye bildirdiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil sunulmaması nedeniyle ayıp iddiasını ispatlayamadığı , 25/01/2018 tarihli 21.826,46TL bedelli sevk irsaliyeli faturaya karşı süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle nesafet kesintisi yapılmasına gerek olmadığı, davalı tarafından düzenlenen 19/04/2018 tarihli 21.826,46TL bedelli iade faturasının faturaların düzenlenmesi açısından usule uygun olmadığı, davalıya tebliğ edilip edilmediğinin de belli olmadığı, davacı tarafından malzeme ve montaj işleminin yerine getirildiği ve davacının alacağını ispat ettiği anlaşılmakla, Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 22.228,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,Takipten sonra 31/07/2018 tarihinde yapılan 804,00 TL’lik tahsilatın icra müdürlüğünce infaz aşamasında nazara alınmasına, tarafların tacir olması nedeniyle Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 4.445,60 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 22.228,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Takipten sonra 31/07/2018 tarihinde yapılan 804,00 TL’lik tahsilatın icra müdürlüğünce infaz aşamasında nazara alınmasına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında ‭4.445,6‬0 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.518,39-TL nispi karar harcının peşin alınan 387,10-TL harçtan mahsubu ile eksik ‭1.131,29‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam ‭3.439,8‬0-TL ( 2.400,00-TL BK ücreti, 200,00-TL tebliğler ve posta, 419,90-TL keşif harcı, 419,90 TL keşif harcı ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 3.311,80-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭428,2‬0-TL ( 35,90-TL BH, 387,10-TL PH, 5,20-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 323,00-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 12,01-TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan ‭859,1‬0-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır