Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/862 E. 2018/1412 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/862
KARAR NO : 2018/1412
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 18/03/2013
KARAR TARİHİ: 25/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı banka vekilinin verdiği dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin davacıdan faturalar karşılığı 71.099,36-TL. tutarında mal aldığını, fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takipten sonra davalının dosya borcuna mahsuben 60.479.34.-TL ödeme yaparak kalan miktar için itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;araflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme çerçevesinde yürütüldüğünü, bu sözleşme hükümlerine göre sipariş edilen ürünlerin sözleşmede belirlenen süre içerisinde teslim edilmesi gerektiğini, sözleşmede geç teslim edilen her gün için satıcının 1.000,00.-TL ceza ödemesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, davacının ürünleri geç teslim etmesinden kaynaklanan 10.620,00 TL’ lik borcuna istinaden fatura düzenlendiğini, kısmi ödeme de düşüldüğünde davalı şirketin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını belirterek davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
DELİLLER & DEĞERLENDİRME VE KABUL:
Dava, taraflar arasında mal alım satımına ilişkin düzenlenen sözleşme gereği davacı tarafından davalıya teslim edilen mallara ilişkin faturaya dayalı bedellerin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine yapılan icta takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında mal alım satımına ilişkin sözleşme bulunduğu, malların teslim edildiği (davalının bir kısım malların eksik teslim edildiği savunaması bulunmakla beraber), bedelin 71.099,36-TL (asıl alacak) olduğu, davalının icra dosyasına 60.479,34.-TL ödeme yaptığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sorun ödenmeyen kısmın cezai şart nedenine dayandırıldığı iddia edildiğinden geç teslim nedeniyle davalı tarafından iddia edilen cezai şartın uygulanmasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflara Ait Ticari Defterlerin incelenmesinde açılış ve kapanış onayları yasal sürelerde yaptırıldığından, her iki tarafa ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı anlaşılmıştır
Yapılan işlemler sonucu davalı şirketin 30.11.2012 tarihi itibariyle 101.099,36 TL borçlu olduğu, anılan bakiyenin 9757 sayılı yevmiye kapanış maddesi ile envanter defterinin 8. sayfasında davalı cari hesabı karşısında aynen yer aldığı görülmüştür. Davacı vekilinin ise, toplam 101.099,34 TL tutarlı 14.11.2012 tarih, … no’lu ve 16.11.2012 tarih, 895538 sayılı fatura bedelleri nedeniyle 71.099,36 TL tutarındaki asıl alacağın tahsili amacıyla takip başlattığı anlaşılmıştır
Davalı defterlerinde ise davacı ile olan ticari ilişki nedeniyle düzenlenen kayıtlar incelendiğinde alacağa dayanak gösterilen toplam 101.099,34 TL tutarlı 2 adet faturanın davacı cari hesabına alacak, 743619 no’lu ceza faturası nedeniyle de 10.620,- TL borç kaydedildiği, cari hesapta yer alan diğer işlemler sonucu davacı şirketin 12.12.2012 tarihi itibariyle 90.479,34 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Davalı vekilinin inceleme sırasında sunmuş olduğu cari hesap ekstresine göre; …Bankası kanalıyla 10.01.2013 tarihinde 30.000,- TL, takip tarihinden ve ödeme emrinin tebliğinden sonra 27.02.2013 tarihinde 60.479,34 TL olmak üzere toplam 90.479,34 TL ödeme yapılarak davacı şirket bakiyesi kapatılmıştır.
Taraflar arasında 10.10.2012 tarihinde “Yüklenicinin (davacının), işverenin (davalının) sipariş ettiği Safari takım, Pantolon, bere ve bunun gibi benzeri tekstil ürünleri ve ayakkabının yüklenici (davacı) tarafindan imal edilerek işverene (davalıya) teslim edilmesi ” konulu sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin dava ile ilgili maddelerine göre;
Madde 3. Fiyat ve Ödeme Şekli: …. Fiyatlara KDV dahil değildir. Ödeme süresi fatura tarihinden itibaren 45 gündür.
Madde 4.2.Ürünler işverenin belirttiği adreslere 06.11.2012 tarihinde teslim edilecektir. Teslimatın geciktiği her gün için Yüklenici 1.000,- TL ceza ödemeyi peşinen kabul eder.
Davalı şirket Satın Alma Müdürü Emin Sır tarafindan …@om-ar.com adresine gönderilen 02.11.2012 tarihli mailde, “Kışlık kıyafetlerin logolara göre ve departmanlara göre kolileme listesi ekli tabloda mevcuttur. Kolileme yapılırken; Şirket adı (…’den hangisiyse), Lokasyon adı, Kıyafet cinsi, Beden ölçüleri ve adedi şeklinde yapilmasını rica ederim.” denilmektedir.
Tarafların 2013 yılına ait ticari defterleri ibraz edilmemiştir. Davalı şirketçe sunulan cari hesap özetine göre 10.01.2013 tarihinde davacı şirkete 30.000,- TL ödeme yapılmıştır. Davacı şirket nezdindeki davalı şirketin 2013 yılına ait cari hesap özeti ise ibraz edilmemiştir. Ancak, 30.11.2012 tarihindeki davalı şirket borcunun 101.099,36 TL olmasına karşılık davacının 71.099,36 TL asıl alacağın tahsili amacıyla takip başlattığı dikkate alındığında, davacı şirkete yapılan 30.000,- TL’lık ödeme tutarında da ihtilaf bulunmadığı düşünülmüştür.
Takip tarihi itibariyle bakiyeler arasinda (71.099,36-60.479,36) 10.620,- TL fark bulunmakta olup bu fark “Sözleşmeye İstinaden Ceza Bedeli” açıklamasi ile düzenlenmiş olan 12.12.2012 tarih, 743619 sayılı, 10.620,- TL tutarlı davalı faturasının davacı kayıtlarına alınmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında 10.10.2012 tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin 4.2 maddesinde ürünlerin 06.11.2012 tarihinde teslim edileceği, geciken her gün için 1.000.-TL ceza ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacı şirketçe düzenlenen 14.11.2012 tarih ve… sayılı, 16.11.2012 tarih ve 738375vsayılı sevk irsaliyesi içeriği mallar geç teslimata ilişkin ihtirazi kayıt sürülmeden alınmıştır.
Sonuç olarak; taraflar, arasında 10.10.2012 tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin 4.2 maddesinde ürünlerin 06.11.2012 tarihinde teslim edileceği, geciken her gün için 1.000.-TL ceza ödeneceğinin kararlaştırıldığı, siparişin ise 02.12.2012 tarihli mail ile geçildiği, dosyada davacı şirketin üretim kapasitesinin tespitim sağlayacak belge ve bilgi bulunmadığı gibi, sözleşmeye konu malların 4 gün içinde üretilip üretilemeyeceği hususunun uzmanlık alanıma girmeyişi nedeniyle bu yönde bir tespit yapılamadığının bildirilmesi üzerine bu kez yeni bir bilirkişi kurulundan görüş istenmiş, kurul hesaplama yönünden aynı tespitleri yapmakla beraber, taraflar arası imzalanan sözleşmenin tarihinin 10.10.2012 olup, talep edilen termin tarihine kadar (06.11.2012) istenilen ürünlerin imalatı için davacı kapasitesi dikkate alındığında yeterli zaman (23 GÜN) olduğu, ancak sözleşmede; ilgili siparişe ilişkin fiyat olmasına karşın, miktar anlamında detay olmadığı, zira her sektörde olduğu gibi tekstil sektöründe de fiyat belirleme noktasında sipariş miktarının son derece önemli olduğu, sipariş detaylarının davalı tarafindan ne zaman davacıya bildirileceğine yönelik bilginin de anılan sözleşmede bulunmadığı, davalının sipariş detaylarını davacı ile 02.11.2012 tarihinde e-mail yoluyla paylaştığı, sipariş formlarının (dosyada yer alan) hiç birinde teslim tarihi yer almadığı, keza, 2 Kasım tarihli e-mail yazışması sonrasında da davacının davalı ile termin tarihine ilişkin bir yazışması olduğunu gösterir bilgi ve belgenin olmadığı, sektörde genel eğilim termin tarihlerinin bir siparişe ilişkin tüm detayların tariflenmesi ile birlikte belirlenmesi yönünde olduğu, dosyaya sunulan davacı firma kapasite verilerine göre davacı şirketin 4 gün içinde dava konusu siparişleri tamamlamasının mümkün olmayacağı, dava konusu olayda gecikmeye bağlı olarak istenebilecek “ifayla birlikte istenebilecek cezai şart” kararlaştırıldığı, TBK. m.’179’da açıkça cezanın belirlenen zamanda ifası cezai şarta bağlandığında, alacaklının ifayı çekincesiz olarak kabul ettiği takdirde cezai şartın talep edilemeyeceğinin hükme bağlandığı, olayda davalının herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ifayı kabul ettiği, bu kapsamda davalının cezai şart talep edebilmesinin mümkün olmadığı, cezai şart dışında tarafların ticari defter kayıtlarında yer alan bakiyelerin (0,02 TL yuvarlama farkı hariç olmak üzere) mutabık olduğu, bu bağlamda davacının takip tarihi itibarıyla talep edebileceği; 71.099,34 TL (Talep 71.099,36 TL) asıl alacak + 1.515,77TL (Talep 1.232,06TL) işlemiş faiz = 72.615,11 TL (Talep 72.331,42 TL) olarak hesaplandığı, (0,02.-TL lik fark değerin önemsizliği nedeniyle dikkate alınmamıştır) davalı-borçluya 26.02.2013 tarihinde Ömek-7 ödeme emri tebliğ edildiği, davalı-borçlu tarafından ödeme emri tebliğinden sonra 27.02.2013 tarihinde, davacıya haricen 60.479,34 TL tutarında ödeme yapıldığı, ödeme emri tebliğinden sonra yapılan bu ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasi gerektiği, tarafların tacir olması, talep edilen alacağın ticari işten kaynaklanması sebebiyle, hükmedilecek olan asıl alacak miktarı üzerinden, takip tarihinden itibaren 3095 SK 2/2 bendine göre % 13,75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt (avans) faizi talep edilebileceği, tartışmaya konu olan cezai şartın talep edilip edilemeyeceği yargılamayı gerektirmesi nedeniyla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği gibi davacının da kötüniyetli olduğunun kabul edilmesi mümkün olmadığından bu yöndeki taleplerin de reddine karar verilmiş davalı vekilince karar temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin… Esas 2018/2800 Karar 17/05/2018 tarihli bozma ilamında ” 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı tarafından icra takibine itirazdan sonra ancak dava tarihinden önce yapılan ödeme nedeniyle davacının ödenen bu miktara ilişkin dava açmakta hukuki yararı yoktur. Mahkemece ödeme yapılan miktarla ilgili olarak hukuki yarar bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerekirken, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
3- TBK’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüte düşeceğinden, davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilmediğinden işlemiş temerrüt faizine hükmedilmesi de doğru değildir ” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş, dosya yeni esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde takipten sonra fakat dava tarihinden önce davalı tarafça ödenen 60.479,34 TL bedel yönünden itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle bu kısıma ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiş, geriye kalan takibe konu 10.620,00 TL yönünden kabulüne fakat davalı taraf takipten önce temerrüde düşürülmüş olmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceğinden itirazın kısmen iptaline takipten sonra asıl alacağa ticari temerrüt yani avans faizi yürütülebileceğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Takip sonrası ödenen 60.479,34 TL alacak yönünden davacının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
B)Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2013/1262 Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.620,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 725,45 TL harçtan peşin alınan 392,80 TL nin mahsubu ile eksik kalan 332,65 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 420,85 TL ( 24,30 TL BH, 392,80 TL PH, 3,75 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 1.500,00 TL, tebligat gideri 360,00 TL toplam 1.860,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 858,83 TL nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan 350,00 TL bilirkişi ücretinin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 188,39 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …