Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/859 E. 2019/544 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/859
KARAR NO: 2019/544

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ: 17/06/2014
KARAR TARİHİ: 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında… köyü’nde akaryakıt istasyonu bayiliği konusunda davalı şirket ile düzenlenen 20.09.2010 tarihli bayilik protokolünün diğer davalıca garantör olarak imzalandığını, bayilik protokolünün 3.1.8.maddesi uyarınca davalı bayinin her yıl asgari 750 m3 akaryakıt ürünü ve en az bir ton madeni yar ürünü satın almaya taahhüt ettiğini, protokol uyarınca taraflar arasında 20.09.2010 tarihli 5 yıl süreli bir akaryakıt bayilik sözleşmesi düzenlendiğini, bununla birlikte kullanılacak ariyetler için ayrıca 20.09.2010 tarihli bir sözleşme düzenlenerek bayiye teslim edildiğini, bayilik sözleşmesinin davalı şirketçe süresinden önce haksız şekilde ve tek taraflı olarak feshedildiğini, ihtarda demirbaşların 5 gün içinde teslim alınması aksi halde zarardan sorumlu olunmayacağının da belirtildiğini, fesihte ileri sürülen kar paylaşımı ve fiyatlandırma esaslarına uyulmadığı gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekkilinin yükümlülüklerinin bayilik protokolü uyarınca müvekkiline verilen hak ve yetkilerden olduğunu, davalının fesih sonrası başka bir bayi ile sözleşme yapmasının dahi iyiniyetli olmadığını gösterdiğini ileri sürerek davalıya teslim edilen ariyet ve demirbaşların aynen müvekkiline teslimine, iadesi mümkün değilse tespit edilecek rayiç bedel üzerinden şimdilik 5.000 TL’nin temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, ariyet ve demirbaşların sözleşmenin cezai şatlar başlıklı 20. Maddesi uyarınca teslim edilmediği her gün için 200 USD olmak üzere şimdilik 1.000 USD’nin efektif satış kuru üzerinden işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, bayilik sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle şimdilik 10.000 TL cezai şartın faiziyle birlikte tahsiline, yine sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle bayilik sözleşmesinin 46. Maddesi uyarınca şimdilik 10.000 TL kar mahrumiyetinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı şirket vekili vekili dava dilekçesi ve diğer beyanlarında özetle ; taraflararasındaki 20.09.2010 tarihli bayilik protokolünde yer alan kar paylaşımı ve fiyatlandırma esaslarına uyulmaması sebebiyle … Noterliğinin 20.02.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarının gönderildiğini, davacının kayıtsız tutumu karşısında … Noterliğinin 10.06.2013 tarih ve …yevmiye nolu ihtarı ile davacının protokol şartlarının doğru uygulayarak müvekkilinin zararının tazmininin istendiğini, bayilik protokolü uyarınca bayi satış fiyatının birlikte belirleneceğini, başlangıçtaki paylaşım oranlarının belirlendiğini, 2012 yılı şubat ayından itibaren davacıdan 40.000 TL kar mahrumiyetinin ödenmesi istendiğini, davacının kayıtsız kalması üzerine…Noterliğinin 17.07.2013 tarih ve…yevmiye nolu ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle feshedildiğini, taraflara ait ticari defterler incelendiğinde kar dağılımlarının bayilik protokolüne uygun olup olmadığının ortaya çıkacağını, davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinin yerinde olmadığını, müvekkilinin davacıdan toplam 70.137,14 TL alacaklı olduğunu, bu alacak için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas sayılı dava açıldığını, iş bu davanın açılmasını müteakip huzurdaki davanın açıldığını, davacının ariyet ve demirbaşların kendilerine teslimi konusunda davacının kusurunun bulunduğunu, bu nedenle söz konusu malzemelerin kendilerinde kaldığını, zira malzemelerin bir tanesinin teslim edildiğini, davacının sözleşmenin feshinde kusurlu taraf olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve devam maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık için 6100 sayılı HMK m. 111’e göre terditli olarak açılmış alacak davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle davacının uğradığı kar kaybının tazmini, sözleşme uyarınca verilen ariyet ve demirbaşların aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsili, ariyet ve demirbaşların fesih sonrası süresinde teslim edilmemesi nedeniyle cezai şart ve sözleşmenin süresinden önce erken feshi nedeniyle cezai şart alacağına ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 20.09.2010 tarihli “Bayilik Protokolü”nün süresinin 5 yıl olduğu, bayinin davacıdan peşin ve nakit suretle alımı yapacağı beher yıllık benzin alımları için…beyaz ürün depo satış fiyatı ile …’in belirleyeceği mahal tavan ve pompa satış fiyatı arasındaki kalan toplam karın %60’ınnı bayi, %40’ının …’e olacak şekilde paylaşıldığı, motorin ve kırsal motorin alımı için 750 metre küp miktar için (tüpraş depo satış fiyatı ile …’in belirleyeceği mahal tavan pompa satış satış fiyatı arasında kalan toplam karın %80 bayi, %20 … oranında paylaşım şeklinde olacağı, 750 metreküp üzeri %95 bayi. %5 …oranında olacağı ihlal halinde ceza şartın her bir bilinen eylem için 5.000,00 $ dolar tutarı kadar olacağının benimsendiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında aynı tarihli 56 maddelik “Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi” düzenlenmiştir. Sözleşme uyarınca davacı kayıtları kesin delil olup, taraflar arasındaki hesap mutabakatında farklılık çıkması halinde davacı kayıtlarına itibar edileceği benimsenmiştir. Sözleşme süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen aynı tarihli “Ariyet Sözleşmesi” ile davacı tarafından bayiye teslim edilecek demirbaş ve ariyetlerin kullanım ve iadesi usulleri düzenlenmiştir. Buna göre fesih halinde ariyet ve demirbaşların iade edilmemesi halinde davalının günlük berilenen cezai şartı ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davacı yanca teslim edilen ariyetlere ilişkin liste taraflarca imzalanmıştır.
Ariyet malzemelerin teslime hazır tutulduğu hakkında gösterilen davalı tanıkları talimat yoluyla dinlenmiştir.
Mahkememizce, tarafların defter ve belgeleri ile dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bu kapsamda davalı defterlerinin incelenmesi ve mahallinde inceleme yetkisi verilerek alınan raporda özetle; davalı defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacı tarafından düzenlenen 24.07.2013 tarih … nolu 509.000 TL tutarındaki cezai şart faturası, davacı tarafından düzenlenen 27.12.2013 tarih…nolu 1.600,08 TL tutarındaki fiyat farkı faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava konusu oluşturan demirbaş ve ariyet malzemelerine ilişkin davalıya düzenlenmiş her hangi bir fatura bulunmadığı ve davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, ariyetlerin rayiç değerinin 23.900,00 TL olduğu, 2013 yılı sonu itibariyle davalı kayıtlarına göre davalının davacıya borçlu gözükmediği, davalının davacıdan gözüken alacak tutarının 60.112,64 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacıya ait defterler üzerinde inceleme yapılarak, davalı defterlerinde belirlenen bulgularla karşılaştırılarak farklılıkların belirlenmesi amacıyla oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Raporda özetle; davacı yanın defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacı yanca davalı adına 24.07.2013 tarihli … nolu toplam 50.000,00 TL bedelli cezai şarta mahsuben a fatura düzenlendiği, bunun yanında 27.12.2013 tarih … nolu 1.600,08 TL bedelli faturanın düzenlendiği, 20.09.2010 tarihli sözleşmenin 5 yıl süreli olduğu, ve 20.09.2015 tarihinde sona ereceğinin belirlendiği, ancak taraflar arasındaki anlaşmazlık sebebiyle davalı tarafından sözleşmenin 19.07.2013 tarihinde fesih edildiği, bu tarihten sözleşmenin sona ereceği tarihe kadarki 747 gün üzerinden her yıl taahhüt edilen 750 m3/yıl hesabıyla toplam taahhüdünün 1.629 m3 olduğu, ariyet konusu malların değerinin önceki raporda belirlendiği, sözleşmenin erken feshi nedeniyle talep edilen alacak kalemlerinin bilirkişilerce hesaplandığı görülmüştür. Bilirkişilerin raporunun devam eden kısmında taraflar arasındaki sözleşmede hesap şekli irdelenmiş, tarafların bu kapsamda gönderdikleri ihtarları üzerinde durulmuştur. Bilirkişi kurulunca, davacının 23.08.2013 tarihli tutanakla “ariyet olarak verilen kurumsal kimlik malzemelerinin tamamını tam ve eksiksiz olarak sağlam teslim aldım” ibaresi ile bir kısım malzemeleri teslim aldığı belirlenmiştir. Mali inceleme sonucu, davacının Bayilik Protokol’ünün “3.2.3 Ticari Şartlar” başlığı altında belirlenen oranlara uygun şekilde davranmayarak ürün sattığı belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğine taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin beş yıllık süresi dolmadan davalının keşide ettiği ihtarla feshedilmiştir. Sözleşmenin feshi halinde davalı yanın ariyet olarak verilen demirbaşları isteme hakkı bulunmalıdır. Aksi kabul davalı açısından sebepsiz zenginleşme oluşturur. Malın iadesi konusunda feshin niteliğinin bir önemi bulunmamaktadır. Ariyet sözleşmesinde, sözleşmenin sona ermesinden sonra bayinin ariyetleri fesihten itibaren 3 gün içinde Alpet veya göstereceği kişiye teslim edeceği, etmezse söküme muvafakat edeceği kararlaştırılmıştır. Dosyaya ibraz edilen 23.08.2013 tarihli tutanakta da bir kısım demirbaşların teslim alındığı yazılıdır. Diğer demirbaşlar ise dosyadaki ihtar ve tanık beyanlarına göre davalı tarafından teslime hazır halde bekletilmesine rağmen davacı yanca teslim alınmadığından ve bu malzemenin her zaman teslim alınması mümkün bulunduğundan bedeline ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Diğer talepler yönünden ise sözleşmenin feshinin haklı nedene dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Teknik ve gerekçeli incelemeyi içeren bilirkişi raporunda ki mali incelemelerden davacının ürünü sözleşmeye uygun davranmayarak sattığı anlaşılmıştır. Davacı yanca belirlenen fiyatın sözleşmeye uygun olmaması nedeniyle sözleşme davalı yanca haklı nedenle feshedilmiştir. Bu durumda, davacının talep ettiği cezai şart ve kar mahrumiyeti istemlerinin reddine yönelik olarak hüküm kurulmuştur.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİNİN İÇTİHADI :
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi “Sözleşmeye göre söküm giderleri davalıya ait ariyet konusu malları, davalı söküp teslime hazır bulundurduğunu savunmakta ise de davacı aksini iddia etmiştir. Bu durumda mahkemece gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak bu malların sökülüp sökülmediğinin tespiti, sökülüp teslime hazır bulundurulan mallar yönünden aynen iade, mahallinde bulunmayan ya da halen kullanılan malların ise bedellerinin iadesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiş ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosya mahkememize gelmiştir.

YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:
09.11.2018 tarihli duruşmada Yargıtay 19. HD’nin bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda davalı şirkette ait iş yerinde davaya konu malların sökülüp sökülmediğinin, söküldüyse teslime hazır durumda bulunup bulunmadığının tespiti için keşif kararı alınmış ve 21.06.2019 tarihinde makine yüksek mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif gerçekleştirilmiştir.
Keşif sonucunda hazırlanan 11.07.2019 tarihli raporda beş tane ariyet konusu malın sökülmüş vaziyette davalı iş yerinde branda altında muhafaza edilmekte ve teslime hazır durumda olduğu, ariyet konusu malların rayiç değerinin de 20.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 77’ye göre; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de “Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” Taraflar arasında yapılan acentelik sözleşmesinin sona ermesi ile bu sözleşme kapsamında davacı tarafın davalı tarafa verdiği malları davalı tarafın sözleşme hükümlerine göre iade yükümlülüğü doğmuş olup bu malların iade edilmemesi davalı tarafta sebepsiz zenginleşmeye neden olmuştur. Bu nedenle sözleşmenin sona erdiği tarihten sonra davacının talebine karşın davalının malları iade etmediği tarih sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihtir.
Yapılan keşif sonucunda dava konusu malların teslime hazır durumda olduklarının tespit edilmesi nedeniyle davacının dava konusu verilmiş malların iadesi talebinin kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacının diğer talepleri yönünden mahkememizin önceki kararında ret kararı verildiği için ve Yargıtay 19. HD de diğer taleplerle ilgili bu ret kararları ile ilgili olarak bozma kararı vermediğinden bu durum davalı lehine kazanılmış usulü hak oluşturduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin olarak hüküm kurulmuştur.
Temmuz 2019 tarihinde hakim değişikliği olmuş ve dosya mahkememize atanan Hakim … tarafından karara bağlanmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Dava konusu davacının davalıya verdiği ve iadesini talep ettiği demirbaşlardan;
a) Bir adet … marka … tip,… model … seri numaralı akaryakıt pompasının,
b) Bir adet … marka … tip, … model … seri numaralı akaryakıt pompasının,
c) Bir adet … marka … marka, … model, 12 bar 500 lt kompresörün
d) … marka … seri … jeneratörün,
e) … marka, seri … Hava su saatinin,
Davalı…Şti.’den alınarak davacıya iadesine,
3-Demirbaşların iade edilmediği her gün için taraflar arasında imzalanan airiyet sözleşmesi madde 20’ye göre istenen 200,00 USD cezai şart konusunda mahkememize önceki gerekçeli kararında karar verilmediği ve Yargıtayın da bu konuda bozma kararı vermediği anlaşılmakla demirbaşların iade edilmemesine yönelik davacının cezai şart talebine yönelik olarak davalı lehine usulü kazanılmış hak doğduğu gözetilerek bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacının ürün taahhütüne ilişkin olarak cezai şart talebi yönünden mahkememizin önceki gerekçeli kararında red kararı verildiği ve Yargıtay’ın da bozma kararında bu konuda bir hüküm kurulmadığından davacının ürün taahhütüne ilişkin cezai şart talebi yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak doğduğundan bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına ve Mahkememizin önceki kararının geçerli olduğuna,
5-Davacının kar mahrumiyetine ilişkin olarak tazminat talebi yönünden mahkememizin önceki gerekçeli kararında red kararı verildiği ve Yargıtay’ın da bozma kararında bu konuda bir hüküm kurulmadığından davacının kar mahrumiyeti tazminatına ilişkin talebi yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak doğduğundan bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına ve Mahkememizin önceki kararının geçerli olduğuna,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 341,55 TL nispi karar harcının peşin alınan 463,60 TL harçtan mahsubu ile artan 122,005 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 370,55 TL’nin ( 25,20 TL BVH, 341,55 TL Peşin Harç, 3,80 VH) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafça yapılan 5.446,50 TL ( 3.450 TL Bilirkişi, 1.996,50 TL Talimat, keşif gider, posta ve tebliğ giderleri toplamı ) yargılama giderinin davadaki kabul red oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.003,22 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
11-Davalı tarafça yapılan 100 TL yargılama giderinin davadaki kabul red oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 81,58 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır