Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/85 E. 2020/671 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/85
KARAR NO:2020/671

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 25/01/2018
KARAR TARİHİ: 16/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirketin 30.11.2016 tarihinden beri çalışmakta olduğunu, davacı şirketin davalı şirketin uçak biletleri ve vize işlemleri için hizmet vermekte olduğunu, söz konusu hizm tarafların mail yazışmaları ile birlikte mutabakat sağlanarak fatura karşılığında verildiğini, tarafların mutabakata varmış olmalarına rağmen davalı şirket tarafından 30.01.2017 ile 10.05.2017 tarihleri arasındaki fatura alacaklarının ödenmediğini, bu sebeple … İcra Dairesi … E sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin açmış oldukları icra takibine haızsız olarak itiraz ettiklerini, tarafların ticari defter, banka hesapları ve mail yazışmalarından davalı şirket tarafından ikrar edilen ve da şirket tarafından verilen hizmet bedeli fatura alacaklarının ödenmediğinin anlaşılacağını, neticeten; açıkladıkları nedenlerle davalının lıcra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasa faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, davalı şirket nezdinde herhangi bir alacak hakkının bulunmadığını, hiçbir surette kabul anlamına gelmemekle beraber, davacı tarafın alacak iddiasını ispat etmediğini, daıacı tarafın icra dosyasına sadece fatura suretlerini sunduğunu, taraflar arasındaki ilişkiyi ortaya koyan herhangi bir sözleşmenin ibraz edilmediğini, söz konusu faturaların ise hiçbir şekilde esas borç ilişkisini ispatlar nitelikte olmadığını, faturanın TTK m. 2.’/2 uyarınca delil fonksiyonuna haiz olması için öncelikle taraflar arasındaki akdi ilişkinin kanıtlanması gerektiğini, davacının alacak iddiasının dayanağı olarak sunmuş olduğu belgelerin iddianın kanıtlamaya elverişli olmadığını, fatura olarak sunulan belgelerin fatura olarak değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, söz konusu 9 adet belgeden sadece 2 tanesinde davacı tarafın kaşesiyle beraber imzasının bulunduğunu, diğer 7 belgede ise davacı tarafın kaşesinin bulunmadığını, ayrıca bu 7 belgenin taraflarına gönder len suretlerinin ise davacı tarafından imzalanıp imzalanmadığı hususunun, görüntüsünün net olmadığını, ödeme emrinde borcun sebebi olarak gösterilen 9 (dokuz) adet faturaların açık ve kapalı fatura mahiyetlerinin belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde dayanmış olduğu e-mail yazışmalarının herhangi bir delil vasfı bulunmadığını ve HMK m. 200 hükmü uyarınca senet olarak değerlendirilemeyeceğini, neticeten; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla İİK m. 67/2 uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin daı\acı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, uçak bileti ve vize işlemleri için verilen hizmetten kaynaklı fatura alacağı nedeniyle alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 19/02/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
10/04/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davacı yanın 2017 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,d avacı yanın davalı yandan 24.07.2017 takip tarihi itibariyle hesap boyutunda davalı yandan 86.329,00 TL alacaklı olduğu, davalı yanın 2017 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yanın davacı yana 24.07.2017 takip tarihi İtibariyle hesap boyutunda 79.161.00 TL borçlu olduğu, davacı yan icra dosyasında asıl alacak olarak davalı adına düzenlenen 9 adet 79.161,00 TL tutarlı fatu koymuş olduğu, düzenlenen iş bu faturaların davacı ve davalı yan ticari defterler kayıtlı olduğu tespit edildiği, neticeten, davacı yanın …. icra Müdürlüğü nün … E. sayılı dosyasında davalı yandan 24.07.2017 takip tarihi İtibariyle 79.161,00 TL asıl alacaklı olduğu, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 24.07.2017 tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre işlemiş faiz talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 79.161,00 TL asıl alacak ve 2.165,92 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 81.326,92 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Davalı vekilini rapora karşı itirazında … asliye Ticaret Mahkemesi … E … K iflas dosyasının bekletici mesele yapılması yönündeki itirazı Mahkeme kararında iflas davasının reddedilmiş olması ve iflasın açılmadığından İİK m. 194 hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmadığından reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporunda davalı ve davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ticari defter kayıtlarına göre dava konusu 9 adet fatura nedeniyle 79.161,00TLnin davalıdan alacak olarak işlendiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre de dava konusu 9 adet fatura nedeniyle 79.161,00TLnin cari hesap olarak davacı tarafa borç olarak işlendiği görülmekle, davalı tarafın faturalara karşı yasal süresi içinde yapılmış herhangi bir itirazının dosya kapsamında ve ticari defter kayıtlarında bulunmadığı da dikkate alınarak davacının dava konusu 9 adet fatura nedeniyle ticari defter kayıtlarına göre HMK m.222 uyarınca incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil ve davalı aleyhine delil oluşturduğunun kabulü ile 79.161,00Tl olarak davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı anlaşılmış olup dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak 79.161,00TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple %9 yasal faiz işletilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 79.161,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yıllık %9,00 yasal faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 15.832,20 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 5.407,49 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 945,25 TL harcın mahsubu ile eksik 4.462,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.090,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.836,55 TL (750,00 TL Bilirkişi Ücreti, 200,20 TL müzekkere ve tebliğler, 35,90 TL BH, 945,25 TL PH,5,20 TL VH olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/10/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır