Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/835 E. 2021/364 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/835
KARAR NO:2021/364

DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ:05/01/2018
KARAR TARİHİ:21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 15/09/2001 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere acentelik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin 18/09/2001-06/04/2017 tarihleri arasında davalı sigorta şirketinin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bu güne kadar düzenli bir çalışma gösterdiğini, basiretli tacir sıfatına uygun çalışmalarını sürdürdüğünü, davacı günden güne kesmiş olduğu poliçe sayısını artırdığını, davalının yükselişine katkı sağladığını, davacı ile davalı arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin haksız sebebe dayalı olarak tek taraflı fesih edilmesi sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maddi ve manevi zararının oluştuğunu ileri sürerek 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi zararın 06/04/2017 fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartının bulunduğunu, müvekkilinin olağan fesih hakkını kullandığını, davacının portföy tazminatı talep etme hakkı olmadığını, davalının portföy geliştirme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının davasını ispatlayamadığını, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 21/09/2018 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile davacının uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
16/04/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; acentenin denkleştirme isteminde bulunabilmesi için acentenin kusuru olmaksızın acentelik sözleşmesinin müvekkil tarafından sona erdirilmiş olması, sözleşmenin sona ermesinden sonra acentenin kazandırdığı yeni müşteriler nedeniyle müvekkilin önemli menfaatler elde etmesi, sözleşmenin sona ermiş olması nedeniyle acentenin ücret isteme hakkını kaybetmiş olması, denkleştirme talebinin somut olayda hakkaniyete uygun olması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin davacı ile aynı
*e-imzalıdır il/ilçede faaliyetini sürdürdüğünü ileri sürdüğü ve performans değerlendirmesine esas aldığı iki ayrı acentenin üretim verilerinin kıyaslamaya esas alınıp alınamayacağı ve yapılacak kıyaslamaya ve davalı şirketin ileri sürdüğü diğer sebeplere göre davalının sözleşmeyi feshi için haklı sebebin oluşup oluşmadığı konusu kuşkusuz mahkememiz takdirinde olduğunu, davalı şirketin, davacı ile olan acentelik sözleşmelerini davacının kusuru olmaksızın feshettiğinin kabulü halinde; davacının, davalıdan talep edebileceği azami denkleştirme tutarının 133.939,09 TL. olup, davalı Şirketin, fesih tarihi itibariyle acentenin (davacının) portföyünden tanzim edilmiş poliçelerden doğrudan veya başka acente üzerinden yenilenen verilere ilişkin olarak mahkemeye sunduğu listede yer alan poliçelerin komisyonları tutan 23.564,00 TL olduğunu, davalı şirketin, davacı ile olan acentelik sözleşmelerini davacı acentenin kusuru olmaksızın feshedip etmediği konusu mahkememiz takdirinde olduğunu, davalı şirketin, davacı İle olan acentelik sözleşmelerini davacı acentenin kusuru olmaksızın feshettiğinin kabulü halinde; davacı defterlerinde yer alan ve davalıdan son 5 İçinde elde edilen brüt komisyon tutarlarının yıllık ortalamasına göre davacının, davalıdan talep edebileceği azamî denkleştirme tutarının 133.939,09 TL olduğu, davalı Şirketin, fesih tarihi itibariyle acentenin (davacının) portföyünden tanzim edilmiş poliçelerden, doğrudan veya başka acente üzerinden yenilenlere ilişkin veriler olarak mahkemeye sunduğu listede yer alan poliçelerin komisyonları tutarının 23.564,00 TL olduğu, davalı şirketin, davacı ile olan acentelik sözleşmelerini acentenin kusuru olmaksızın feshettiğinin kabulü ile birlikte davalı şirketin, acentenin portföyünden tanzim edilmiş poliçelerden doğrudan veya başka acente üzerinden yenilendiklerini bildirdiği poliçe sahiplerinin davacı tarafından davalı şirkete kazandırılmış müşteriler olarak kabulü ve bu müşterilerle daha sonraki tarihlerde (yıllarda) poliçe yenilemesi yapılmamış olması halinde davacının, davalıdan 23.564,00 TL denkleştirme talep edebileceği kanaat ve sonucuna varıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce bu kez 02/10/2019 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile davalı yana ticari ilişki dönemine ait defter ve kayıtlar üzerinde taraf iddalarını yerindeliği, talimat raporunu da değerlendirmlek suretiyle davacı alacağının varlığı ve miktarı ile davalının sorumluluğun değerlendirilmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
06/07/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı acente ile davalı sigorta şirketi arasında birbirini takip eden 14/09/2001, 07/12/2009 ve 19/01/2015 tarihli üç adet acentelik sözleşme akdedildiği, en son akdedilen 19/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesinin … Noterliğinin 06/01/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle üç aylık fesih ihbar süresinin sonunda, 06/04/2017 tarihi itibariyle feshedileceğinin ihtar edildiğini; …. Noterliğinin 28/04/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde de, davalı sigorta şirketi davacı acentenin 19/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesinin 13/04/2017 tarihi itibariyle feshedildiği belirtildiği ve tüm yetkilerinin iptal edildiği, 19/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketince TTK m. 121/1 ve acentelik sözleşmesi m. 29/2 uyarınca üç aylık fesih ihbar süresine uyularak feshedildiğinden, davacı acentenin TTK m. 121/4 gereğince üç aylık fesih ihbar süresine uyulmamasının yaptırımı olarak öngörülen başlanılmış işlerin tamamlanamaması nedeniyle uğradığı zararı tazmin etme gitme şartlarının oluşmadığı, davalı sigorta şirketince davacı acenteye gönderilen … Noterliğinin 06/01/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede fesih sebebi olarak, “Şirketimizce yapılan acente performans değerleme çalışması kapsamında acenteliğinizin verileri gözden geçirilmiş olup, üretiminizin ağırlıklı olarak kaza branşından oluştuğu ve her dönem teknik zarar kaydedildiği görülmüştür.” şeklinde davacı acentenin, ağırlıklı olarak kaza branşında poliçe ürettiği ve acentelik sözleşmesi m.12 uyarınca portföy geliştirme borcuna aykırı davrandığı hususunun belirtildiği; bilirkişi raporunun teknik / sektörel incelme kısmı olan III.A’da açıklandığı üzere trafik sigortası gibi davalı sigorta şirketinin yapmakla yükümlü olduğu ve yetkilendirildiği kaza branşına ilişkin poliçe üretilmesinin, acentelik sözleşmesinin feshi için haklı sebep olmadığı, davalı sigorta şirketinin acentelik sözleşmesinin feshinden sonrada davacı acentenin portföyünde bulunan müşterilerle sigorta sözleşmesi akdettiği ve yenilenen 147 adet poliçe dolayısıyla toplam 154.867.- TL prim ve 23.564.-TL komisyon tahakkuk ettiğini; TTK m. 122/1 ve Sigortacılık Kanunu m. 23/16 *e-imzalıdır uyarınca acentenin denkleştirme tazminatı isteme şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığı, ancak nihai takdirinin mahkememize ait olduğu, davacının denkleştirme İsteminde bulunabileceği kanaatine varılması halinde, davacı acentenin denkleştirme tazminatı tutarının 155.095,92TL; acentenin denkleştirme tazminatı üst sınırı olan beş yıllık komisyon ve diğer ödemeler ortalamasının ise 139.325,40TL olarak hesaplandığı, TTK m. 122/2 uyarınca acentenin talep edebileceği denkleştirme tazminatı acentelik süresince hak ettiği komisyon ve sair gelirlerinin ortalamasını aşamayacağından, somut uyuşmazlıkta davacı acentenin denkleştirme tazminatı tutarının üst sınır olan 139.325,40TL tazminat talep edebileceği; davacının davalı dava tarihinden önce temerrüte düşürdüğü ve denkleştirme İsteminde bulunduğu tespit edilemediğinden, dava tarihinden itibaren ticari avans faizi üzerinden temerrüt faizi işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Davacı vekili 22/12/2020 tarihli dilekçesi ile 1.000- TL olarak açılan davanın bilirkişi raporu doğrultusunda 139.325,40 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiş, eksik ıslah harcını depo etmiştir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, acentelik sözleşmesinin müvekkil tarafından haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak acente tarafından açılan denkleştirme (portföy) tazminatı istemine ilişkindir.
Denkleştirme istemi değerlendirilirken, davacı acentenin, davalı adına ne tür poliçeler düzenlediği, bu poliçelerin süreleri, davalının acentenin portföyünden ne gibi önemli menfaatler elde edeceği ve hakkaniyet ilkesi gereği portföy tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediği hususları tartışılmalıdır. Bilirkişi raporunlarında bu hususların değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf ile davalı sigorta şirketi arasında 14/09/2001,07/12/2009 ve 19/01/2015 tarihlerinde üç adet Acentelik Sözleşmesinin imzalandığı, acentenin 14/09/2001-06/04/2017 tarihleri arasındaki dönemde toplam 14.327.433,00TL davalıya prim kazandırdığı, davacıya 2003-2004 yılları arasındaki performansı nedeniyle başarı belgeleri verildiği, davalının 2014,2015 ve 2016 yıllarında muhtelif dönemlerde munzam komisyonlarına ek olarak ödül ek komisyonu verildiği tespitlerinde bulunulmuştur.
Usul ve yasaa uygun denetime elverişli 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda elementer sigorta poliçesi tanzim eden sigorta acentelerinin ana portföyünün araç sigortalarından oluştuğu, Türkiye’de 2012-2020 1. üç aylık dönemlerinde araç sigortası üretiimi sıralamasında Kasko, ZMMS- trafik ve ihtiyari mali mesuliyet sigortalarında ilk üç sırada davalı şirketin yer aldığı tespiti karşısında davalının 2015 ve 2017 yılındaki ihtarnamelerde üretimlerini ağırlıklı olarak kaza branşından oluştuğu ve her dönem teknik zarar kaydedildiği iddiasıyla davalı tarafından 19/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesi 13/04/2017 tarihinde… Noterliği … yevmiye nolu fesihname ile feshinde davalıya çıkarılan ihtarnamedeki zarar iddiasının somutlaşırılmadığı ve haklı neden sayılabilecek başka bir sebebin de dosyadaki mevut delillerle ispatlanamadığı anlaşıldğından acentelik sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
TTK’nın 122/1 maddesine göre, müvekkilin, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 122. maddesinde “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, denkleştirme *e-imzalıdır tazminatı talep koşulları belirlenmiştir. Ayrıca, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması gereken 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nun 23/16. maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Davalı taraf davacı ile olan acentelik sözleşmesinin haklı nedenle fesih gerekçesi olarak, davacı acentenin kendisine verilen hedeflerin altında kalmış olmasını göstermektedir. Bu durumun müvekkili şirketi zarara uğrattığını ifade etmektedir. Ancak raporda yer alan tablolardan tespit edildiği üzere sözleşmenin yapıldığı 2001 yılından sözleşmenin feshedildiği 2017 yılına kadar davacı tarafın üretimini artırdığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından belirlenen hedefler acenta bakımından bir borç veya yükümlülük değil, ulaşılması istenen hedef ve niyet açıklaması niteliğindedir. TTK’nın 122 ve Sigortacılık Kanunu’nun 23/18 maddesi gereğince denkleştirme tazminatı talep edebilmek için sözleşmenin haklı bir nedenle sona erdirilmemiş olması gereklidir. Bu haklı sebepler ise, çalışmalarda önemli aksama, temerrüt, prim nakillerinin gerçekleşmemesi, gizlice başka şirketlerle çalışma ve haksız rekabet oluşturacak eylemlerdir. Davalı tarafça belirlenen hedeflerin bir niyet açıklaması olduğu ve belli hedeflere ulaşamamanın davalı şirket zararına yol açan bir borca aykırılık oluşturmayacağı ve acentanın tazminat almaya hak kazanabileceği kanaatine varılmıştır.
İddia, savunma, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiş ve acentelik sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı saptanmış olmakla, davanın kabulü ile davacının davalıdan yapılan hesaplamalara göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması ve davacının talep artırım talebi dikkate alınarak 139.325,40-TL denkleştirme tazminatı alacağı olduğu kabul edilerek şağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Fesih sonucu davacının manevi zarara uğradığı ispatlanamadığından manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
A-139.325,40 TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 9.517,32 TL karar ve ilam harcından, peşin ve ıslah ile alınan toplam 2.758,63 TL harcın mahsubu ile eksik 6.758,69 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.185,91 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 6.776,42 TL ( 358,63 TL PH, 5,20 TL VH, 35,90 TL BH, 2.400,00 TL IH, 3.050,00 TL BK, 926,69 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin 5.925,80 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider/delil avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır