Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/810 E. 2021/738 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/810
KARAR NO :2021/738

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:17/08/2017
KARAR TARİHİ:20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı dava dışı … Tic. Ltd Şti ‘nin yetkilisi ve hisse ortağı olduğunu, bahsi geçen şirketin bir kısım hisselerinin 25bin tl bedelle müvekkilinden noterde devredilmesi hususunda anlaşma sağlandığı, hisse bedeli olan 25bin TL banka yolu ile davalının banka hesabına gönderilmiş olmasına rağmen davalı taraf noter huzurunda hisse devri yapmadığı gibi parayı da iade etmediğini, bu nedenle ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline takibin devamına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … … Eğt. Dan. Ve Yayıncılık Hizm. Tic. Ltd Şti ortağı olduğunu şirketin diğer ortağı ise … olduğunu şirketin KHK ile kapatılması üzerine şirket tasfiyeye girdiğini, noter ihtarnamesi ve şirkete ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde davacının tüm yazılı beyanları arasında çelişkiler mevcut olduğunu, davacı ile hisse alan diğer ortaklarla birlikte çekmiş olduğu ihtarname ve sicil kayıtları dava dilekçesindeki kendi beyanlarını yok ettiğini, müvekkili usulsüz ve yasaya aykırı hiç bir iş ve işlem yapmadığını, bu haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle müvekkilinin sicili olumsuz etkilendiğini, bankadan kulanacağı krediye kısıtlılık getirildiği davacı müvekkili açıkça şirketi kapatma yoluna gittiğini beyan ettiğini, bu iddiası da tamamen gerçek dışı olup davacı bile müvekkili mağdur etmek için kötü niyetli olarak davayı icra takibine başlattığından bahisle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
30.12.2019 tarihli raporunda bilirkişi sonuç olarak; Davacı … ile… … Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarından olan Davalı … arasında, söz konusu şirketin hisse devrine ilişkin 25.000,00 TL’nin ödenmesine rağmen hisse devrinin yapılmaması nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkin tarafların iddia, itiraz ve savunmaları doğrultusunda dosyaya sunulan delil ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler çerçevesinde, davacı …’ın, dava konusu olan 25.000,00 TL’sını 04.07.2016 tarihinde “… Ltd. Şti. pay devri bedeli” açıklaması ile …’taki hesabından, … adına … Bankası … / … şubesi nezdinde … – … müşterek hesabına EFT yolu ile havale ettiği, şirket ortaklarından …’nun, 11.08.2016 tarih ve 2016/1 sayılı Genel Kurul Kararı ile şirkette mevcut olan 15.000,00 TL sermayesinin; 1.500,00 TL’lik kısmını, …’a devrettiği, davacı …’ın, dava dışı … … Hizmetleri Tic Ltd. Şti. 45 payına şghip ortağı bulunduğu (60/7200 pay, 1.500/39.000 TL) ve 07.09.2016 tarih – 9153 sayılı … sayfasında tescil ve ilan edildiği, davacı …’ın, 24.07.2016 tarihinde hisse devir bedeli olarak 25.000,00 TL’nin … adına havale ettiği dikkate alındığında; 11.08.2016 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında … ile hisse devri konusunda anlaşılmış olduğu ifade edilmesine rağmen herhangi bir hisse devrinin yapılmadığı ve konuya ilişkin olarak davacı … tarafından Genel Kurul’da itiraz edilmediği, Genel Kurul Toplantı Tutanağının davacı alacaklı … ve diğer katılan tüm pay sahipleri tarafından imzalandığı, tescil ve ilan edilmesi için Ticaret Siciline bildirilmesine karar verildiği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş, mahkememiz 20.09.2021 tarihli ara kararı ile bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 23.06.2021 tarihli ek raporunda bilirkişi; Tarafların iddia, itiraz ve beyanları ile ilgili olarak dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelendiğini, davacı …’ın, … Ltd. Şti. hisselerini almak üzere 25,000 TL’yi davalı …’ın banka hesabına göndermesine rağmen hisseleri devir alamadığı gibi paranın da iade edilmediği gerekçesi ile başlatılan icra takibinin iptal edilmesine dayandığını, davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi yönünden; dava konusu olaya ilişkin hazırlanan bilirkişi kök raporunda; eksik belge ve kayıtlar üzerinden inceleme yapıldığı iddiasına karşılık taraflarca dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla sınırlı incelemenin yapıldığı, ek raporda ise sonradan taraflarca dosyaya sunulmuş olan delillerle birlikte inceleme yapıldığı, eksik inceleme yapılmasının söz konusu olmadığı, davacı …’ın, davalı … adına; dava konusu olan 25.000 TL’sını 04.07.2016 tarihinde “… Ltd. Şti. pay devri bedeli” açıklaması ile … hesabından, … adına … Bankası IBAN Şubeye EFT yolu ile havale edildiğine ilişkin dekontun dosyaya sunulmuş olduğu, … Bankasının 08.12.2017 tarihli yazısı ekinde sunulan hesap özetinde; … tarafından gönderilen 25.000 TL ‘sının … – … müşterek hesabına kaydedildiği, mahkememizin 29.01.2020 tarihli duruşma tutanağı 4. maddesinde ilgili bankadan ortak hesapların 2016 yılına ait hesap hareketlerinin celbine karar verildiği, …Şubesi nezdinde bulunan …- … … nolu IBAN ortak hesabına ilişkin 01.01.2016-31 12.2016 tarih aralığına ait cari hesap hareketleri ekstresinin dosyaya sunulduğu, cari hesap ekstresinin incelenmesinde 04.07.2016 — 08:35:04 tarihinde … … Ltd.Şti. Hisse Pay Devri Bedeli” açıklamalı 25.000 TL’nin hesaba yatırıldığı, şirket ortaklarının tamamı, 11.08.2016 tarihinde şirket merkezinde toplanarak Ticaret Sicili Müdürlüğüne bildirilmek üzere hisse devirleri ile ilgili alınan 2076/7 no.lu ortaklar kurulu kararını imzaladıkları, şirket ortaklarından …’ın şirketin mevcut bulunan 15.000 TL sermayesinin; …’a 3.000 TL, …’a 1,500 TL ve …’na 750 TL’lik kısmı olmak toplam 5.250 TL’lik kısmını devrettiği, şirketin 30.000 TL’lik sermayesinde 9.750 TL payının kaldığı, şirket ortaklarından …’nun şirkette mevcut bulunan 15.000 TL sermayesinin; …’a 3.000 TL, …’a 1.500 TL ve …’na 750 TL’lik kısmı olmak toplam 5.250 TL’lik kısmını devrettiği, şirketin 30.000 TL’lik sermayesinde 9.750 TL payının kaldığı, devir sonrası 6.000 TE …’a, 1.500 TL …’a, 1.500 TL …’a, 1.500 TL …’na devir yapıldığı ve pay defterine işlenmesi kararının ortakların tamamı tarafından imzalandığı, müvekkil … ile … tarafından 3. kişilere yapılan tüm hisse devirleri aynı gün ve aynı toplantı ile yapıldığı, davalı … ile davacı … arasında herhangi bir devir işlemi olmadığı, davacı …’ın 25.000 TL parayı, davalının banka hesabına 04.07.2016 tarihinde gönderdiği, ortaklar kurulu kararının ise 11.08.2016 tarihinde alındığı hususu birlikte değerlendirildiğinde, hisse deyrine davacı tarafından itiraz yapılmadığı gibi herhangi bir şerhin konulmadığı, davacının, müvekkile para verdiğini ve karşılığında kendisine hisse devri yapılmadığı iddiasında neden bir yıla yakın süre beklediği, banka üzerinden ortak cari hesaba yapılan EFT işleminde hesap sahiplerinden birisi olan müvekkilin isminin yazılmasının müvekkili borçlu kılmayacağı, davacıya hisse devri yapan ve müvekkil ile ortak hesap sahibi olan …’nun tanık olarak dinlenmesine karar verilmesi, davacının avukat olduğu için işlemin sonuçlarını bilebilecek bilgiye sahip olduğu, hisse aldığı şirketin faaliyetlerinin 01.07.2017 tarihi itibarıyla 687 sayılı KHK ile sona erdirilmesinden sonra hisse devri yapılmadığı iddiasıyla ortava çıkmış olduğu konusunda davalı tarafından vapılan itirazlarıım mahkememiz takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava; davacı tarafça davalıya şirket şirket hisse payının devri karşılığı olarak ödendiği iddia olunan bedelin iadesine yönelik başlatılan takibe vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/29305 E, 2015/36188 K.sayılı 10/12/2015 tarihli ve benzer ilamlarındaki gibi ” banka dekontları banka havale dekontları niteliğinde olup, banka dekontlarında paranın ödünç olarak verildiğine dair bir açıklama yoksa, havale karine olarak borç ödeme vasıtası niteliğinde olup, havale dekontunda yer alan miktarın karşı tarafa borç olarak gönderildiğinin yasal delillerle ispatlanması zorunludur.04/07/2016 tarihli EFT dekontu içeriğinde bu paranın davalıya gönderilme nedeni olarak AÇIKLAMA KISMINDA “… … LTD Şti Hisse Pay Devri Bedeli” şeklinde bir ifade bulunduğu anlaşılmakla,buna göre bu paranın davalıya borç olarak gönderildiği kabul edilmelidir.
İş Bankası 15/03/2019 tarihli müzekkere cevabında Paranın aktarıldığı İş Bankası hesabının … ve … adına müşterek teselsüllü hesap olduğu, hesap sahiplerinin her birinin tek başına tasarrufta bulunabileceğinin belirtildiğ görülmüştür.
Medeni Yasa’nın 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Medeni Yasa’nın bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası’nın 190. maddesi 1. fıkrasında bir başka biçimde yinelenmiş olup; ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir. Bu bağlamda kural olarak davanın taraflarından her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Somut davada ispat yükü bu durumda davalıda olmasına rağmen davalının aksini ispatlayan delil sunamadığı gibi,davalı tarafından ayrıca yemin deliline de dayanılmadığından, davalı paranın davacıya verildiğini ve iade olarak kendisine gönderildiğini ispatlayamamıştır.
Davadışı ilgili Şirket ortağı …’nun 1/07/2016 tarihinde Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile Bakırköy 5. Noterliği 14920 yevmiye nosu ile noter huzurunda şirkette mevcut olan 60 adet payını 1.500,00TLlik kısmının …’a devrettiği,07/09/2016 tarihli TTSG ‘de 60 paya karşılık 1.500,00TL …’a ait olduğunun ilan edildiği, davalı tarafından davacıya herhangi bir hise devrinin yapılmamış olduğu tespit olunmuştur.
Davacı tarafça söz konusu dekont içeriğindeki işlem açıklaması gereği iddia ispatlandığından, davalı tarafın iddialarını mevcut dosya kapsamı itibariyle yazılı olarak ispatlanamadığı, yine davalı tarafça yemin deliline de dayanılmamış olması, davacı tarafça asıl alacak yönünden davalıya ihtarat yapıladığı işlemiş faiz talep edemeyeceği hususu gözetilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca somut dava icra inkar tazminatı talebi yönünden değerlendirilmekle; İcra ve İflas Kanunu’ nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından hesap edilebilecek durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekir. Dava, davacı tarafça davalıya gönderilen bedelin iadesi isteminden kaynaklı takibe vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkin olup, davacı tarafça davalıya gönderilen bedel likit (bilinebilir- belirlenebilir) olduğundan İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca hüküm altına alınan miktar üzerinden %20 oranında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda % 9.75 avans faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 5.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.707,25 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 333,06 TL harcın mahsubu ile eksik 1.374,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.577,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yapılan toplam 369,06 TL ( 333,06 TL PH, 31,40 TL BH, 4,60 TL VH ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.195,70 TL ( 650,00 TL BK, 545,70 TL Müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.083,96 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır