Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/800 E. 2020/873 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/800 Esas
KARAR NO:2020/873 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :11/09/2018
KARAR TARİHİ:16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacının Sarıyer’de fırın işleterek, ekmek ve unlu ürünler imalatı ve satışı yaptığını, ekte davacıya ait ticaret sicil (sicil no ;… ) çıktısının mevcut olduğunu,Davacı ile davalı arasında birden çok ticari işlemlerden kaynaklı cari hesap sözleşmesi gereğince, davalıdan 13/08/2018 takip tarihi İtibari ile 18,126,39-TL cari hesap borcu olduğunu, bu borcun tahsili amacı ile …, İcra müd, … es, sayılı takip dosyası İle, İlamsız takiplere yönelik ör.-7 ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının süresi içerisindeki vaki İtirazı ile, borçları bulunmadığından bahisle takibin tüm alacak kalemlerine itiraz ettiğini, icra takibinin itiraz üzerine durduğunu,Davalı ile 2016 yılından itibaren 3 yıla yakın bir süreçte bîr çok sefer ekmek ve unlu mamuller satışı yapıldığını, karşılıklarında da cari hesap ekstresinde de gözüktüğü üzere tahsilatlar yapılmış olup, en son davalı tarafından Şubat 2018 de gönderilen ekmeklerin karşılığına mahsuben 07/06/2018 tarihinde 5.000,00-TL ödeme yapmış olup bu tarih itibari İle kalan 18.126,39-TL bakiye borcu ödememekte direnmiş olduğu için icra takibi açılarak alacağın tahsili amaçlandığım, Davalının vaki itirazlarında soyut borçsuzluk itirazı yaparak, sanki taraflar arasında hiçbir ticari faaliyet olmamış gibi, borca itiraz ettiğini, yapılan bu itirazın defler incelemeleri ve sunulan e-posta teyitleri ile de sabit olacağı üzere haksız olup borcu ödememeye yönelik İtirazlardan ibaret olduğunu, Dosyaya sunulan ve bilgisayar sisteminden temin edilecek konu ile ilgili e posta görüşmeleri ile de açığa çıkacağı üzere, cari hesap teyitlerinde de, davalının borcunu ikrar ettiğini, takibe itiraz ederek zaman kazanma ve ödememe gayesinin mevcut olduğunu,Davalının haksız yere borca itiraz etmiş olup, İİK-67/2. maddesi gereğince davanın kabulü ile asıl alacak 18,126,39 TL üzerinden kabulü İle, takip tarihinden itibaren ( 13/08/2018 ) işleyecek ticari faiz uygulanmasını ve alacak miktarımızın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiklerini,Yukarıda arz etmeye çalıştıkları sebeplerce, davalı tarafça …. İcra müd, … es. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, İIK..67/2 maddesi gereğince %20 den aşağı olmamak Üzere davalının inkar tazminatına karar verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesi talep ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının dava dilekçesinde belirttiği borç miktarını kabul etmediklerini, bu hususun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde de açıkça İfade edildiğini, itirazın sonucu takip durmuş olup davacı tarafından haksız bir şekilde Mahkeme huzurunda İşbu itirazın iptali davası açıldığını,Davalı ile davacı arasında ticari İlişki olmadığı gibi bir iddiaları bulunmadığını, zira davacı ile iş ilişkisi devam ettiği müddet boyunca ödeme takvimine uyulduğunu, ancak son cari hesap ekstresı incelendiğinde de görüleceği Üzere davalının davacıya bu miktarda bir borcu bulunmadığım, itirazın borca ve ferilerine olup gerekli inceleme yapılması halinde bu hususun ortaya çıkacağım, davacı tarafın talep ettiği icra inkar tazminatının hukuki bir dayanağı bulunmadığım, davalı gibi pek çok şirketin özellikle ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle zaman zaman ödemelerini geciktirebildiğınİ, bu hususun ticari hayatın olağan akışında mevcut olan bir süreç olduğunu, davalının yapmış olduğu ödemelerin ise sabit olduğunu, davacı tarafın “zaman kazanma ve ödememe gayesi” şeklindeki iddialarını bu nedenle kabul etmediklerim, haksız davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini,Yukarıda açıklanan ve Mahkemece re’sen tespit edilecek nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Dava; bakiye cari hesap nedeniyle alacaklı olunduğu iddiası ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 17.323,86-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 reeskont faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırma yapılmış, 28/06/2019 tarihli ara kararı ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bilirkişiye tevdi edilen dosyada bilirkişinin 11/09/2019 tarihli raporunda, davacı tarafın, davalı taraftan 17/08/2018 takip tarihi itibarı ile 17.323,87-TL asıl alacaklı olduğunu mütalaa ettiği görüldü.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, 30/10/2019 tarihli duruşmada davacının itirazları doğrultusunda çelişkilerin giderilmesi amacıyla ek rapor alınmasına karar verildiği, alınan 28/02/2020 tarihli ek raporda bilirkişi; davalı taraftan 17/08/2018 takip tarihi itibarı ile 17.323,86-TL asıl alacaklı olduğunu mütalaa ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine
ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli talimat mahkemesince aldırılan ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davalı ve davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ticari defter kayıtlarına göre dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 18.126,39-TL’nin davalıdan alacak olarak işlendiği, 802,52-TL alacak için dosya kapsamında delil veya başkaca herhangi bir belgenin sunulmadığı, 70,00-TL alacak yönünden belge ibraz edildiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre de dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle 17.253,86-TL’nin cari hesap olarak davacı tarafa borç olarak işlendiği, dosya kapsamında itirazlar doğrultusunda aldırılan son bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davacının 17.323,86-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir. Uyuşmazlığa konu taraf defterleri incelenmiş olup taraflar arasında ticari ilişki kurulduğu, karşılıklı mal alım-satımı gerçekleştirildiği ve bu kapsamda cari hesap ilişkisinin oluştuğu belirlenmekle; birlikte hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 17.253,86-TL’nin tarafların ticari defterlerinde karşılıklı olarak kayıtlı olduğu, davacının dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle ticari defter kayıtlarına göre HMK m.222 uyarınca incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil ve davalı aleyhine delil oluşturduğunun kabulü ile 17.323,86-TL olarak davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı anlaşılmış olup dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak 17.323,86-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tarfların tacir ve yapılan işin ticari olması nedeniyle takip dosyasınndaki taleple bağlı kalınarak %9,00 reeskont faiz işletilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile bu miktar yönünden takibin 17.323,86-TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 reeskont faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 3.464,772-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.183,39 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 218,93 TL harcın mahsubu ile eksik 964,46 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.117,03 TL (218,93 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 700,00 TL BK, 157,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır