Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/792 E. 2020/657 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/792
KARAR NO:2020/657

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:06/09/2018
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının teknik gazlar satışı ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren davacıdan ürün ve hizmet aldığını ve bu kapsamda taraflar arasında süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, söz konusu alınan hizmetlere ilişkin olarak davalının söz konusu ticari ilişkiden doğan borçlarını ifa etmemesi nedeniyle, davacının cari hesabında 6.961,33-TL borç bakiyesi ortaya çıktığını, bugüne değin yapılan tüm iyiniyetli görüşmelere karşın, davacının son güne değin beklediğini ancak, işbu iyiniyetli tutumun sonuçsuz kalması üzerine, davacı tarafından, alacağın (faiz ve masrafları ile birlikte) tahsili amacıyla, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası kapsamında 6.961,33TL Cari Hesap Alacağı, 405,38 TL İşlemiş Faizi 273.98 TL, ihtar gideri ve 2.70 TL İşlemiş Faizi ile toplamda 7.643,39 TL tutarı üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının söz konusu takibe konu borca, borcun ferilerine ve faize haksız bir şekilde 19/06/2018 tarihinde itiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin durduğunu, davalının, söz konusu itiraz dilekçesinde ödeme emrinde “alacaklı olarak yer alan firmaya müvekkilin borcu bulunmamaktadır.” şeklinde belirtildiğini, her ne kadar davalının, takibe konu alacağın bulunmadığını iddia etse de, cari hesap ekstreminin alacağın olduğunu gösterdiğini, hal böyle iken, davalının itirazında belirtmiş olduğu iddialarının mesnetsiz olduğunun açık olduğunu, davalının, icra takibine karşı sunmuş olduğu tüm itiraflarında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının üzerine düşen tüm yükümlülükleri halihazırda yerine getirdiğini, iyiniyetli görüşmeler ve uzun bir süre borçların ödenmesini beklemesine rağmen, davalının bu çerçevede tacir sıfatı ile kötü niyetli bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, bu sebeple davaJının, icra sürecini uzatma saikindc olduğu açık olduğundan, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı da ödemesi gerektiği hususunun izahtan vareste olduğunu, davacının tüm dava, talep, şikâyet ve sair haklar ile fazlaya ilişkin tüm hakları ayııca saklı kalmak kaydıyla, davalı yanca yapılan itirazının reddine/iptaline, davalı yanca borca ve sair hususlara yapılan lüm itirazların reddine/iptaline, takibin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden devamına, icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz eden davalı yan aleyhine olacak şekilde davacı lehine alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin davalı yan üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari iş ve ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 08/05/2019 tarihli ara karar ile davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
02/09/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı taraftan 12.06.2018 takip tarihi iliban ile davalı taraftan 6.961,33 TL, asıl alacak, 378,65 TL. (Talep 405,38 TL.) asıl alacak işlemiş faizi, 273,98 TL, ihıar gideri alacağı olmak üzere toplam 7.613,96 TL. alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise cevap dilekçesi sunmayarak bütün hususları inkar etmiş durumdadır.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 6.961,33 TL cari hesap alacağı, 405,38 TL ticari işlemiş faiz, 273,98 TL ihtar gideri alacağı ve 2,70 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 7.643,39 TL alacağa ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 ticari faiz ve ihtar gideri için yıllık %9,00 yasal faizi ve değişen oranlarda faiz yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu e-faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Davacı vekilinin bilirkişi raporunda haesaplanan işlemiş faize ilişkin itirazı incelendiğinde taraflar arasında faize ilişkin herhangi bir anlaşananı bulunmaması nedeniyle ttk m.1530 gereğince hesaplamanın yapıldığı, davacının 273,98 TL bedelli ihtarname yönünden ihtarnamede her türlü masrafın davalıdan talep edilmesine rağmen bu bedelin ihtarnamede belirtilmediği ve ihtarname tebliğ şerhinin dosyanın geldiği aşama itibariyle henüz sunulmadığı anlaşılmış olup itirazla birlikte sunulan fotokopi şeklindeki ihtaname belgeleri delilleri sunma aşaması geçirilmiş olduğundan dikkate alınmayarak usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporundaki hesaplamalar hükme esas alınarak davacı vekilinin dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı anlaşılmakla taleple bağlılık kuralı gereğince 6.961,33TL asıl alacak üzerinden açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
… İcra Müd’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın taleple bağlı kalınarak 6.961,33 TL asıl alacak bakımından takibin iptali ile asıl alacağa yıllık %9,75 oranında ticari faizi ile takip tarihinden takip dosyasındaki şartlarla devamına,
Kabul edilen asıl alacağın % 20’si 1.392,26 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 475,53 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah alınan toplam 150,19 TL harcın mahsubu ile eksik 325,34 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 952,29 TL (600,00 TL Bilirkişi Ücreti, 161,00 TL müzekkere ve tebliğler, 35,90 TL BH, 80,57 TL PH, 69,62 TL IH, 6,40 TL VH olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır