Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/79 E. 2020/79 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/79
KARAR NO : 2020/79

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … ile 22.03.2009 tarihli … Yönlendirme Hizmeti Antlaşması yaptıklarını, bu antlaşmaya göre alacakları için @ fatura düzenlediklerini, kayıtlı elektronik posta aracılığı ile de davalı tarafa gönderdiklerini, bunun haricinde hesap mutabakatı hazırlandığını ve bunun da davalıya gönderildiğini, davalının da bu hesap mutabakatını imzalayarak iade ettiğini, davaya konu borcun ödenmemesi nedeniyle … Noterliğinin 17.02.2016 tarih ve… sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, daha sonra da İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, sözleşmesel ilişki bulunsa bile faturaların teslim edildiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, talep edilen faiz miktarının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, 22.03.2009 tarihli … Yönlendirme Hizmeti Antlaşmasını, @ faturaları, mutabakat mektubunu, …Noterliğinin 17.02.2016 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, ticari defterleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
Dosyaya sunulan 22.03.2009 tarihli … Yönlendirme Hizmeti Antlaşması incelendiğinde sözleşmenin altında davalı şirketin kaşesi ile birlikte şirket yetkilisinin imzasının da bulunduğu görülmektedir. Davalı taraf sözleşmesel ilişki olmadığını belirtmiş ise de sözleşme altındaki imzaya itirazda bulunmamıştır. Dolayısıyla sözleşmesel ilişki olmadığı iddiasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502’ye göre; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.” Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu ve Kapsamı Başlıklı” 2’inci maddesinde belirtilen ve sözleşmenin eki olan “Hizmet Detayları” başlıklı bölümünde sözleşmenin konusu “… sistemin internet üzerinden firmalara verdiği bir araç takip ve yönlendirme hizmetidir” olarak belirlenmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşme vekâlet almaksızın iş görme sözleşmesi niteliğinde olup 6098 sayılı TBK m. 502 ve devamı maddeleri hükümlerine bağlıdır. Aynı maddeye göre “Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.” Taraflar arasındaki sözleşmenin “Faturalama, Ödeme Koşulları ve Faiz” başlıklı 3’üncü maddesinde faturaların hangi dönemlerde kesileceği ve ödemelerin hangi banka hesaplarına yapılacağı belirlenmiş, sözleşmenin eki olan “Fiyatlandırma ve Satış Koşulları” başlıklı metinde de davacı şirket tarafından verilecek hizmetin karşılığında ne kadar ücret alınacak belirlenmiştir. Dolayısıyla TBK m. 502’ye göre davacı tarafın verdiği hizmet karşılığında ücret talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacak borç durumunun tespiti için her iki tarafında ticari defterlerini mahkememize sunmaları istenilmiş ve 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş davalı taraf ise usulüne uygun şekilde ticari defterlerini mahkememize sunması istenildiği halde sunmamıştır.
Hazırlanan 19.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı defterlerinde davaya konu @ faturaların kayıtlı olduğu ve davacının 89.663,58 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığı sürece davacı tarafın defterleri davacı lehine delil hükmündedir. Davalı taraf 6100 sayılı HMK m. 190 ve 191’e göre davacı tarafın defterlerindeki kayıtların aksini kanıtlayan bir delil sunamamıştır. Bu gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafın dava konusu sözleşmeyi imzaladığı halde sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi, düzenlenen @ faturaları kayıtlı elektronik posta ile aldığı halde faturaların kendisine ulaştırıldığının davacı tarafından ispatlanmasını talep etmesi ve bu faturalara süresinde itiraz etmemesi, mahkememizce talep edildiği halde ticari defterlerini mahkememize inceleme için sunmaması icra takibine yapılan itirazın iyiniyetli olarak yapılmadığını gösterdiğinden davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 6.124,92-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.531,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.593,68-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.456,27-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.334,34-TL’nin (35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 1.531,24-TL Peşin Harç, 112,00-TL tebliğler, 650,00-TL BK) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır