Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/784 E. 2020/552 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/784 Esas
KARAR NO:2020/552 Karar

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/09/2018
KARAR TARİHİ:25/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi özetle; davalının müvekkili şirketle … 2017 tarihleri arasında düzenlenen … … Fuarına katılım sözleşmesi akdetmiş sözleşmeyle ödemeyi taahhüt ettiği katılım bedelini bugüne kadar ödememiş olduğunu, müvekkilinin alacağı için yapılan icra takibi de davalının itirazı üzerine durduğunu, davacının imzaya yönelik itirazı haksız ve kötüniyetli alacağı sürüncemede bırakma amacı taşımadığını, davalı şirketin imza sirküleri incelindiğinde münferiden yetkili … tarafından sözleşmenin davalı şirket adına imzalandığı görüldüğünü, 21/02/2017 tarihli akdedilen fuar katılım sözleşmesinin mali esaslar bölümün 5.2 Md. ;…’nın onayı olmaksızın tek taraflı olarak vazgeçerse tüm maddi yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır. Kiracı, yapmış olduğu ödemeleri geri talep edemeyeceği gibi bakiye borcunu da ödeme planına uygun olarak ödemekle yükümlüdür.5.5 Md. ;ödemelerden birinin vaktinde yapılmaması durumunda müteakip ödemeler muacelliyet kesbeder ve gününde ödenmeyen çek, sene ve cari hesap bakiyeleri için kiracılarla Türk Lirası (TL) üzerinde yapılan anlaşmalara ilişkin ödemelerde yürürlükteki Türk Ticaret Kanununda ön görülen faiz oranları uygulanır hükmünü içermektedir. 5.12 Md. sözleşme ile ilgili çıkacak sorunlar … Mahkemeleri İcra Dairelerince çözümlenir. hükmünü içerdiğini, sözleşme bedelinin açık olduğu ve davalının bu miktardan ve işlemiş olan faizden sorumlu olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, alacağın tahsilini sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, fazlaya dair haklarının saklı kalmak üzere öncelikle davalının itirazının iptaline, haksız itiraz nedeniyle müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi usulüne uygun davalı yana tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya mazeret dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 22/05/2019 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile davacının alacağının ve varlığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
16/08/2019 tarihli raporunda bilirkişi; davacı taraf ticari defterlerinin; davacı tarafın sunmuş olduğu davalı tarafa ait cari hesap ekstresinde yer alan işlemlerin, kendi ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu ve şahsi beyanlarını doğruladığı, bu inceleme neticesinde 31.12.2017 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 10.933.66 TL alacaklı olduğunu, ….İcra Müdürlüğü … E.sayılı icra dosyasının talep edildiği, dosyanın uyap üzerinden gönderildiği ancak ödeme emrinin dosya içerisinde mevcut olmadığının görüldüğü, bu suretle davacı taraftan alınan ödeme emri örneğinde takip tarihine kadar 350.48 TL islemiş faiz ile takip tarihinden itibaren isleyecek faiz talebinde bulunulduğunun görüldüğü, davacının, sözleşmenin keşide edildiği tarihten itibaren faiz talebinde bulunduğunun görüldüğü, ancak temerrüt faizinin başlaması için, kural olarak borçluya va ihtar tebliği va da aleyhine bir takip ve/veva dava süreci dilekçesinin tebliğ edilmesi gerektiği, dava dosyası içerisinde herhangi bir ihtar bildirisinin vaki olmadığının görüldüğü, temerrüt tarihi olarak ödeme emrinin Davalı-Borçluya tebliğ tarihi esas alınarak faiz hesaplamasınınbu tarih itibariyle yapılabileceği, takip tarihinden itibaren (dava tarihine kadar) ticari temerrüt faizi hesaplanabileceği, mahkememizce takdir edilmesi durumunda 1.387.08 TL işlemiş faize hak kazanabileceği, takip talebine ilişkin yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yıllık %10,5 temerrüt faizi oranı üzerinden 1 yıl 365 gün kabul edilerek hesaplandığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 10.933,66 TL asıl alacak ve 350,48 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 11.284,14 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %9,75 oranından az olmak üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
… … fuarına katılım sözleşmesi 5.12. maddesinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkisine ilişkin yetki şartı bulunduğundan icra takibine itiraz dilekçesindeki yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
Dava, … tarihleri arasında düzenlenen … … fuarına katılım sözleşmesi nedeniyle katılım bedeli olarak düzenlenen faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise cevap dilekçesi sunmayarak bütün hususları inkar etmiş durumdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturaya süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş, davalıya bu konudaki duruşma ara kararının buluduğu duruşma tutanağı davalya TK. M35’e göre tebliğ edilmiş olup inceleme gününde davalı tarafça uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtlar sunulmamış olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 10.933,66 TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 350,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.284,14 TL üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 2.186,73 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 746,88 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 192,71 TL harcın mahsubu ile eksik 554,17 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.038,11 TL (192,71 TL PH, 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 650,00 TL BK, 154,30 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır