Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/768 E. 2020/656 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/768
KARAR NO:2020/656

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/08/2018
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhlerine icra takibi yapıldığını, davalılar alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla, mesnetsiz gerekçelerle, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiklerini, borçlu olmadıklarını iddia ederek takibi durduklarını, davalıların borca ve ferilerine ilişkin itirazların soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıların mallarına ihtiyati haciz konulmasına, yargılama ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, icra takibinde Kaçak ve Normal kullanıma ilişkin davalıların herhangi bir borcu olmadığını, davacının defalarca borcu yoktur belgesi verdiğini, davalı şirketin geçen sürede 9-10 defa taksitlendirme yaparak ödeme yaptığından davacı tarafından istenen paranın mükerrer olacağını, davacının düzenlediği fatura ve içeriğini tutulan tutanağı kabul etmediklerini bunların afaki olduğunu davalının böyle bir sayacı ve abonelik numarasının bulunmadığını, başkasının sayacı nedeniyle davalıdan para istendiğini, davacının özelleştirmeden sonra eskiden kalan borçlar diyerek ödenen borçları da mükerrer olarak talep ettiğini, davacının davalıyı temerrüde düşürmeden haksız olarak fahiş faiz ve oranlarını talep ettiğini, davacının işlemiş ve işleyecek faiz talebinin yasal olmadığını belirterek; davanın reddine, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine, davacının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalardan kaynaklı alacaklı olunduğu iddiasıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 23/06/2020 tarihli ara karar ile davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
27/07/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; 12.01.2004 son ödeme tarihli kaçak elektrik faturasının mahkememizce zaman aşımına uğradığına karar verilmesi durumunda davacı şirketin davalılardan hiçbir alacağının olmadığı kanaatine varıldığını, aksi kanaatte; davacı şirketin asıl alacağı 8.404,20 TL, gecikme zammı 12.079,86 TL, gecikme zammı KDV 2.174,37 TL, davacı şirketin toplam alacağının takip tarihi itibariyle alacağının 22.658,43 TL olduğunu, 29.07.2010 son ödeme tarihli kaçak elektrik faturası tahakkukuna dayanak teşkil kaçak elektrik tutanağını, kaçak kullanım süresine ilişkin bulgu ve belgeleri ibraz etmediğini, kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, davacının tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması esas olduğundan takibe konu 29.07.2010 son ödeme tarihli 1.386,96 TL bedelli kaçak elektrik faturasına ilişkin davalıların borçlu olmadıkları kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Her ne kadar mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerince beyan ve itiraz dilekçesi ibraz olunmuşsa da alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu anlaşıldığından reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı maddi hukuka ilişkin sonuç doğuran def’i niteliğinde bir savunma vasıtadır. Kural olarak cevap süresi içinde ileri sürülmedikçe resen dikkate alınmaz. Davalı tarafların cevap dilekçesi ile süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu görülmektedir.
Somut olayda; son ödeme tarihi 12/01/2004 tarihli 8.404,20TL ve 29/07/2010 tarihli 1386,96TL enerji bedelli faturalar dayanak gösterilerek bir icra takibi başlatılmış olup; davalı vekilince zaman aşımı def’i ileri sürülmüştür. Niteliği itibari ile usul ve yasaya uygun bir zaman aşımı def’i; borçlunun aslında borçlu olduğu bir meblağı ödeme zorunluluğundan kaçınmasına olanak sağlayan bir haktır. Borcu kendiliğinden ve yalnız başına sona erdiren bir neden değildir. Zaman aşımı sürelerinin dolmasıyla hak ve alacak son bulmaz, eksik bir borç olarak varlığını sürdürür. Bu def’inin zamanında ileri sürülmemiş olduğu ihtimalinde ise borçlu bu borcu ödemekten zaman aşımı nedeniyle kaçınamayacaktır. Dosya kapsamında takip dosyasında ödeme emrinde dayanak kısmında belirtilen faturaların eklenmediği, dava dilekçesin ekinde de sunulmadığı, mahkememizce 12/09/2018 tarihli ilgili kayıt ve belgeler için yazılan yazılan müzekkereye cevap olarak davacı şirketçe sunulan belgeler incelendiğinde 20/12/2003 tarihli kaçak elektrik zabıt varakasının , 2003/12 dönemi kaçak elektrik tahakkukku,2010/07 dönemi kaçak elektrik tahakkukku belgesinin sunulduğu, 2010/07 dönemi kaçak elektrik kullanımına ilişkin zabıt varakaların ve başkaca herhangi bir belge sunulmadığı, davalılar vekilinin cevap dilekçesi ekinde davacı şirketten alındığını ileri sürdüğü 21/01/2016 tarihli borcu yoktur kağıdını sunduğu, bu yazıya ilişkin davacı şirkete 07/01/2020 tarihli müzekkereye verilen cevapta, borcu yoktur yazılarında kaçak kallanımlara yer verilmediği belirtilmiş ancak yine 20/12/2003 tarihli kaçak elektrik zabıt varakası yollanmış 2010/07 dönemi kaçak elektrik tahakkukna ilişkin kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin herhangi belge ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Somut olayda; son ödeme tarihi 12/01/2004 tarihli 8.404,20TL ve 29/07/2010 tarihli 1386,96TL enerji bedelli faturalar dayanak gösterilerek bir icra takibi başlatılmış olup; davalı vekilince zaman aşımı def’i ileri sürülmüştür. Taraflar arasında elektrik abonelik sözleşmesi kurulduğu, sözleşme ilişkisinden doğan borcun 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, borcun doğumundan itibaren 10 yıl geçtikten sonra 12/01/2004 tarihli 8.404,20TLkaçak tahakukuk için … İcra Mürülüğü … icra takibine başlandığı ,12/01/2004 tarihli 8.404,20TLkaçak tahakukukuna ilişkin alacağın zamanaşımına uğramış olduğu, 29/07/2010 tarihli 1386,96TL kaçak tahakukukna ilişkin alacağın kaçak tahakuk belgesi dışında dosya kapsamında açıklanan nedenlerle ispata yarar belge sunulmadığından kaçak bedeli alacağının kanıtlanamadığı anlaşılmış olup davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan maktu 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 167,21 TL harcın mahsubu ile artan 112,81 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır