Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/765 E. 2018/1409 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/765
KARAR NO : 2018/1409
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/12/2016
KARAR TARİHİ: 25/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 02/12/2016 tarihli dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 24/05/2016 tarihinde davalılardan … ile …Noterliğinin … yevmiye numaralı araç satım sözleşmesi akdedildiğini, ve … palakı … model …bir marka araç satın aldığını, aracın müvekkiline teslim tarihi olan 24/05/2016 tarihinde gözle görülür kolayca ayırt edilebilir bir ayıbı bulunmadığını, satıcı tarafından da bir kayıt bulunmadığını, dava konusu aracı günlük kullanım için alındığını aracın teslim edilmesinden sonra aracın pek çok kez arıza verdiğini aracın servise teslim edilmesine rağmen bir türlü arızaların giderilmediğini, aracın ilk maliki tarafından defalarca servise götürüldüğünü, sözkonusu arızaların sıklıklı yaşanması, her tamirdan sonra aracın yeniden arızalanması artık müvekkilinin aracı kullanamaz hale gelmesine yol açtığını, aracın satın alındığı tarihten itibaren araç müvekkilinin ihtiyaçları sebebi ile kullanmasından çok serviste tamir için zaman geçirdiğini, mağdur durumda bulunan müvekkilince bu arızaların dayanılmaz hale gelmesi üzerine davalılara defalarca başvurulduğunu, aracın kusurlu olduğu belirtildiğini, aracın iade edilerek satış bedeli olan 143.000,00-TL nin faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep edildiğini, aracın kusurlu olduğunu teknik inceleme sonucunda ortaya konduğunu, araçtaki arızaların üretimden kaynaklı olduğunu belirterek; davanın kabulü ile müvekkiline ait … plakalı kusurlu aracın davalılara iadesi ile araç satış bedelinden şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek ticari fiazi ile bilrikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… A.Ş vekili cevap dilekçesi ile özetle; Uyuşmazlık konusu aracın davacı şirket … Şti. Adına kayıtlı olup ticari araç kategorisinde olduğunu, araçta ayıp/gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığı gibi, davacı taleplerinin kabulü ile gerekli teknik ve yasal koşulların oluşmadığını, davaya konu aracın 30/04/2014 tarihinde trafiğe çıktığıı, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının görevsizlik nedeni ile usulden reddi gerektiğini araçta ayıp gizli ayıp ve üretim hatası bulunmadığını belirterek; Davacının öncelikle usulden reddine aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. Vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilig şirketin …araçlarının Gaziantep Satış, Servis, Yedek ve Parça bayisi oludğunu, müvekkili şirketin temel prensiplerinin başında sattığı araçlarda satıştan sonra müşteri memuniyetini sağladıklarını, müvekkili şirketin kurumsal bir şirket olduğunu, davaya konu olan … plakalı … model aracın 2.el olduğunu, dava konusu aracın satışının müvekkili tarafından yapılmadığını, sözkonusu aracın başka bir …yetkili bayisinden yapıldığını, davaya konu aracın ilk olarak müvekkili şirkete şirkete 16/08/2016 tarihinde klima çalıştırıldığı zaman motorun hararet yapması şikayetiyle geldiğini, bunun sonucunda da müvekkili şirkete gerekli onarımları yaparak aracı davacı tarafa 22/08/2016 tarihinde teslim ettiğini müvekkili şirketin söz konusu olaylarda herhang ibir kusuru bulunmadığını, yetkili bayi olarak aracın onarımını yaptığını belirterek; davanın müvekkii açısından husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … cevap dilekçesinde özetle; … adresinde oto galericilik alım ve satım işleriyle uğraştığını, dava konusu … plakalı … model … Tdi tarafınca 23/05/2016 tarihinde 115.000-TL bedel ile … isimli şahıstan satın aldığını, aracı satın aldıkları 1 gün sonra işyerinde teşhirden sonra ….Şti yetkilisi …’ya 24/05/2016 tarihinde … Model … 26.000-TL araç farkı alındıktan takas usulü her iki aracında ekspertizleri yapılarak karşılıklı olarak anlaşılarak satış işlemlerinin yapıldığını, haksız davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, satılan malın ayıplı olması nedeni ile ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir.
HMK nun 1. maddesi “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK’nın 4. maddesi incelendiğinde, üç grup ticarî davanın bulunduğu, ayrımın 1- Mutlak Ticari Davalar, 2- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticarî İşletmeyi İlgilendiren Davalar 3- Nispi Ticari Davalar olarak yapılabileceği, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davaların (mutlak ticarî davalar); ticarî sayılması için en azından bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar (nispî ticarî davalar) olarak nitelendirilebileceği, Mutlak Ticarî Davaların, 6102 Sayılı TTK’ nın 4/1.a bendinden f’ bendine kadar sayılan hususlardan doğan davalar ile özel kanun hükümleri gereği (Mutlak) ticarî sayılan davalar olarak ikiye ayrılabileceği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın belirtildiği gibi bu tür davaların mutlak ticarî dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemelerinin görevine gireceği, havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlığın ticarî dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın, taraflardan birinin ticarî işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmayacağı (TTK 4.1, son cümle), nispi ticari davalar ile ilgili olarak ise; TTK 4/1 Maddesinde yer alan hükme göre “her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının” ticarî dava sayılacağı, taraflardan yalnız birinin ticarî işletmesi ile ilgili olarak yasada sayılanlar dışında sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların, ticarî davaya vücut vermeyeceği, taraflardan birinin ticarî işletmesini ilgilendiren bu tür sözleşmelerin, her ne kadar TTK 19.2 uyarınca diğer taraf için de ticarî iş sayılırsa da, bu durumun, davanın TTK 4/l’e göre (nispî) ticarî dava sayılmasını gerektirmeyeceği anlaşılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde, Tüketicinin ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı,
Aynı yasanın 3/1- ı- bendinde Tüketici işleminin ise ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Anılan yasanın 4/3 Maddesinde “Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemez. Bankalar, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, Geçici 1/1 Maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder.” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu hükümleri somut olayla birlikte değerlendirildiğinde; Dava dilekçesinin açıklamalar kısmının ikinci paragrafının son cümlesinde de belirtildiği gibi davacı şirket uyuşmazlık konusu arabayı günlük ihtiyaçlarında kullanmak için almış olup ticari ve mesleki amaç ile hareket etmemesi nedeni ile anılan yasanın 3/1-k Maddesine göre tüketici olarak kabul edilmesi gerektiği, 3/1-ı maddesine göre tüketici ile ticari amaçla hareket eden kamu-özel gerçek veya tüzel kişileri arasında kurulan sözleşmesinin tüketici işlemi olarak tanımlandığı, yasanın 73/1 Maddesinde tüketici işlemine ilişkin davaralara Tüketici Mahkemeleri tarafından bakılacağının hüküm altına alındığı, göreve ilişkin kuralı daha da tartışmasız hale getiren 83/2 Maddesi hükmü ile de “diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi” 6502 Sayılı Yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağının açıkça belirtildiği, sonuç olarak tüketici olan davacının açtığı davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği fakat İstanbul 3.Tüketici Mahkemesi’nin de görevsizlik kararı bulunduğundan yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Dava dilekçesinin görev yönünden usulden REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Dosyaya bakmaya görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olması ve İstanbul …Tüketici Mahkemesi de görevsizlik kararı vermiş olduğundan yargı yerinin belirlenmesi yönünden dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve …Otomotiv vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …