Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/752 E. 2021/21 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/752 Esas
KARAR NO:2021/21

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/08/2018
KARAR TARİHİ:13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketle davalı şirket arasında matbaacılık hizmeti şeklinde bir ticari ilişki bulunduğunu, anılan bu ilişki kapsamında müvekkili şirketin davalıya faturalar mukabili toplam 66.836-TL tutarında hizmet sattığını, faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, karşılığında ise 60.587,03 TL ödeme alarak, bakiye 6.248,97 TL’ sının ise tahsil edilemediğini, anılan cari hesap ilişkisinden doğan toplam 6.248,97 TL’ nin davalı tarafından müvekkili şirkete süresi içinde ödenmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile cari hesap alacağı konulu ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibin durması sebebiyle müvekkili şirketin uğraması muhtemel zararların önlenebilmesi amacıyla davalı şirketin menkul ve/veya gayrimenkul mal varlığının 3, kişilere devir, satış veya temlikinin önlenebilmesi maksadıyla ihtiyati tedbir karan verilmesine, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, davalarının kabulüne, icra takibinin devamına, Davalı/Borçluların asıl alacağın %20’slnden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve Avukatlık ücretinin de Davalı tarafa yükletilmesin e, karar verilmesini arz ve talep ettiği, görülmüştür.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi usulüne uygun davalıya tebliğ edilmişse de davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüş, davalı vekilince mahkememize cevap süresinin uzatılmasına ilişkin talep dilekçesi sunulduğu, işbu dilekçe içerisinde özetle; borcun varlığını kabul etmediklerini, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili iktisadi işletmenin davacı ile hiçbir ilişkisi olmadığını ve husumet itirazlarının olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış,03/04/2019 tarihli ara karar ile dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
05/03/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı şirket ticari defterleri incelendiğinde; TTK 64/3 Md. gereğince, 2015 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılmadığı hukuki değerlendirme ve takdiri mahkememize ait olmak üzere mali olarak 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 6100 Sayılı H.M. Kanununun 222. md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olmadığı, bu suretle -ilgili mevzuatın somut olaya tatbikine bağlı olarak- kendi aleyhine delil sayılabileceği, davalı taraf ticari defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 218 ile 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, takdiri mahkememize ait olmak üzere 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu, davacı ve davalı taraflarca ticari nitelikteki ilişkinin yazılı olarak kayıt akına alınmadığı, yazılı bir sözleşme metninin mevcut olmadıği, davacı şirket kayıtlarında yer alan … nolu kdv dahil 74,34 TL’lik satış faturası ile … nolu 174,64 TL’lik satış faturasının (2 adet fatura toplamı: 243,98 TL) davalı taraf kayıtlarında mevcut olmadığı, ilgili faturalar üzerinde teslim alan imzalarının mevcut olduğu, ayrıca gözle yapılabilen incelemede taraflar arasındaki mutabık kalınan birtakım faturalardaki teslim alan imzalarına benzerlik gösterdiği, davalı tarafın ilgili faturaları buna rağmen kabul etmediğini, belirtmesi durumunda taraf ve ispat yükümlülüğü değerlendirme ile takdirinin mahkemenize alt olabileceği, davalı tarafın, davacı adına 6.000,00 TL’lik ödeme yaptığını beyan ettiği şirket ile davacı şirket birbirlerinden farklı tüzel kişiliklere sahip olduğu ve ödemenin davacı şirket adına İlgili dava dışı şirkete yapıldığına dair dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belge görülemediği, davacı tarafın keşide etmiş olduğu ancak davalı tarafın kayıtlarında mevcut olmayan işbu iki faturanın mahkememizce kabul edilmesi durumunda; mali olarak davacı tarafın 31.12.2015 tarihi sonu itibariyle davalı taraftan 6.248.97 TL işbu iki faturanın mahkememizce kabul görmemesi durumunda mali olarak 6.000.00 tl alacaklı olduğunun tespit edildiği, işbu sebeplerle, dava dosyasına vaki bilgi ve belgeler ile tüm inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davacı tarafın mali olarak dava ve talep etmekte haklı olduğu, takdiri mahkememize ait olmak üzere kaydi bilgiler doğrultusunda davacının itirazın iptaline ilişkin talebinin verinde olduğunun mütalaa edildiği, davacı tarafın 14.05.2018 tarihli takip talebinde 1.493,21 TL islemiş faiz ile takip tarihinden itibaren asıl alaca fa İsleyecek faiz talebinde bulunduğu görüldüğünü, 6093 sayılı Borçlar Kanunu Madde 120: “Uygulanacak yrfiık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılma m ışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir”, denildiği görüldüğünü, yakip talebinde davacının reeskont avans faizi talebi doğrultusunda taleple bağlılık ilkesi gereği işbu faiz oranı üzerinden hesaplama yapıldığını, temerrüt faizinin başlaması için, kural olarak borçluya ya ihtar tebliği ya da aleyhine bir takip ve/veva dava süreci dilekçesinin tebliğ edilmesi gerektiğini, dava dosyası içerisinde herhangi bir ihtar bildirisinin vaki olmadığı görülmüş olup, temerrüt tarihi olarak ödeme emri üzerindeki tarih esas alınarak faiz hesaplaması bu tarih itibariyle yapıldığını, dava sürecinde geçen süre saklı kalmak kaydıyla, takip tarihi olan 14.05.2018 tarihinden itibaren dava açılış tarihi olan 16-08.2018 tarihine kadar, takip talebine ilişkin yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yıllık reeskont avans faizi oranı üzerinden, bir yıl 365 gün kabul edilerek hesaplandığını, yapılan hesaplama neticesinde davacının takip talebi ile dava tarihi arasındaki süre için; mahkememizce alacak tutarrnın 6.000,00 TL olarak kabul görmesi durumunda işbu alacağa karşılık 227,59 TL faiz talep edebileceği, işbu 6,000.00 TL’lik alacağa ilişkin dava sürecinde isleyecek faiz talebinin ise mahkememiz değerlendirme ve takdirinde olabileceği, yapılan hesaplama neticesinde davacının takip talebi İle dava tarihi arasındaki süre için mahkememizce alacak tutarının 6.248,97 TL olarak kabul görmesi durumunda İşbu alacağa karşılık 237,04 TL faiz talep edebileceği, işbu 6.248,97 TL’lik alacağa ilişkin dava süresinde işleyecek faiz talebinin ise mahkememiz değerlendirme ve takdirinde olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 6.248,97 TL cari hesap alacağı ile 1.498,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.747,18 TL alacağın ve asıl alacağa %9,75 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, cari hesap sebebiyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı şirket ticari defterleri incelendiğinde; TTK 64/3 Md. gereğince, 2015 vılı yevmive defteri kapanış tasdikinin yapılmadığı, mali olarak 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 6100 Sayılı H.MK 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olmadığı, Kendi aleyhine delil savılabileceği;davalı taraf ticari defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 218 ile 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca kendi lehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu tespit olmuştur.
Usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilrkişi raporunda davacı şirket 2015 yılı kayıtlarında davalı taraftan kaydi olarak 6.248,97TL alacaklı olduğu, yer alan … nolu kdv dahil 74,34 TL’lik satış faturası ile … nolu 174,64 TL’lik satış faturasının (2 adet fatura toplamı: 243,98 TL) davalı taraf kayıtlarında mevcut olmadığı, ilgili faturalar üzerinde teslim alan imzalarının mevcut olduğu; davalı taraf 2015 kayıtlarında kaydi olarak davacı tarafa 0 TL yani borçlu olmadığının kayıtlı olduğu, cari hesap bakiyelerinin mutabık olmaması nedeniyle yapılan ayrıntılı incelemede
davalı tarafın, bilirkişi incelemesi sırasında davacı adına 6.000,00 TL’lik ödeme yaptığını beyan ettiği, mali kayıtların incelenmesi sırasında davalı taraf kayıtlarında yer alan 03/09/2015 tarihli 6.000,00TL lik virman kaydının olduğu, bu ödemenin … hesap nolu dava dışı …. Ltd. Şti.yi yapılan bir ödeme olduğu, davacının bs formları incelendiğinde bs formlarının bildirimini yerine getirdiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında TTK 89 ve devamı maddelerindeki cari hesap sözleşmesi bulunmadığı için hesap mutabakatı zorunlu değildir.Davacı şirket defterlerinin kapanış onayının yapılmadığı, … nolu kdv dahil 74,34 TL’lik satış faturası ile … nolu 174,64 TL’lik satış faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirket ile Davacı şirket birbirlerinden farklı tüzel kişiliklere sahip olup ödemenin Davacı şirket adına İlgili dava dışı şirkete yapıldığına dair dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalının kayıtlarındaki 6.000,00TL lik virman kaydının davadışı şirketle organik bağ iddiasının ispatlanmadığı, davacının 6.000,00TL lik bs formunun bildiriminin usulüne uygun olarak yapıldığı davacının mali olarak 6.000.00 TL Alacaklı olduğunu kanıtladığı sonucuna varılmıştır.
Dava dosyası içerisinde herhangi bir İhtar bildirisinin vaki olmadığı görülmüş olup temerrüt faizi talebi yönünden, kural olarak borçluya ya ihtar tebliği ya da aleyhine bir takip ve/veva dava süreci dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekmektedir(TC YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ ESAS N0:2006/l7707 KARAR NO:2006/l8943 KARAR TARİHİ:26.12.2006)
6098 Sayılı Borçlar Kanunu Madde 120: “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir”, denildiği görülmektedir. Takip talebinde davacının reeskont avans faizi talebi doğrultusunda taleple bağlılık ilkesi gereği işbu faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamada 227,59TL faiz talep edebileceği tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki cari hesap alacağı ve icra takibine dayanak faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla alacağın, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile; takibin 6.000,00-TL asıl alacak ve 227,59-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.227,59-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 avans faizi işletilmesine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 425,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 132,31 TL harcın mahsubu ile eksik 293,10 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.519,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 782,00 TL ( 650,00 TL BK, 132,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 628,61 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır