Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/751 E. 2021/492 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/751 Esas
KARAR NO : 2021/492

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket ortaklarından, müteveffa …’ın 1.480.100 adet şirket payının 636.502,00 adetine sahip olduğunu; ölümü sonrasında çıkarılan veraset ilamı ile mirasının eşi (davacı …) ve üç çocuğu (davacı … ve dava dışı … ile …) arasında pay edildiğini;Genel kurul tarihi İtibariyle murisin terekesinin henüz paylaşılmadığını ve cl birliği mülkiyet esaslarına göre mirasçıların murise ait şirket paylarının tamamına sahip olduğunu, TMK vc TTK hükümleri gereği paylardan doğan oy haklarının tüm ortakların oybirliği ile verecekleri karar ile kullanılacağını, TMK m.640/3 gereği oybirliği sağlanamaması halinde tereke temsilcisinin yetkili olduğunu;Dava dışı mirasçılardan oluşan davalı şirket yönetim kurulunun 07/02/2016 tarihli karan ile davacıların nzası dışında paylan mirasçılara taksim ettiğini, taksim oranı konusunda da murisin iptali talebi edilen ve henüz tenfiz edilmemiş vasiyetnamesinin esas alındığını, alman yönetim kurulu kararının iptalinin ayn bîr dava ile talep edildiğini;Tereke temsilcisi olarak atanan … genel kurul toplantısına çağrılmadığını ve murisin terekesine dahil şirket sermayesinin yaklaşık %45’ine tekabül eden payların genel kurulda hukuka aykırı olarak temsil edildiğini;Davacıların 16/05/2018 tarihli genel kurul toplantısına asaleten İştirak ettiklerini ve muhalefetlerini tutanağa ve hazırun cetveline şerh etliklerini,Yönetim kurulu ibralarına ilişkin genel kurul kararında ayrıca dava dışı yönetim kurulu üyesinin TTK m.436/3 hükmüne aykırı olarak oy kullandığını, geçersiz oyların … ve … oylamasına etkili olmadığını; ancak …’nun oylamasına etkili olduğunu, bu sebeple …’nun ibra edilmemiş sayılması gerektiğini ileri sürerek, öncelikle TTK’mn 449. maddesi gereği alman kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına, ayrıca alınan kararların yok hükmünde veya İptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özelle;Davacıların, dava konusu genel kurulda ilk olarak pay oranlarına ve pay sahipliği yapısına itiraz ettiklerini, ancak dava konusu genel kurulun pay sahipliği yapısına ilişkin olmadığını, pay sahipliğine İlişkin yönetim kurulu kararına ilişkin halihazırda dava açılmış olduğunu, murisin vasiyetnamesine ilişkin itirazların da yine başka bir davanın konusu olduğunu, dolayısıyla genel kurul kararı alınmasını engelleyici bir durum olmadığını;Murise ait payların “ölüme bağlı tasarruflar bir mahkeme kararı ile iptal edilip o mahkeme karan kesinleşinceye kadar geçerli diri1 ilkesine göre geçerli olan vasiyetnameye uygun olarak taksim edilip pay defterine kaydedildiğini, hazİrunun da bu şekilde oluşturulduğunu;Murisin mallarım yönetmekle yetkilendirilen tereke temsilcisinin sınırlı yetkili olduğunu, davalı şirketteki payların temsili konusunda ilgili mahkemece yetkilendirilmediğİnı, bu sebeple genel kurula çağrılmadığını,Yönetim kurulu üyelerinin İbrasının geçerli olduğunu, zira gerçeğe uygun olarak düzenlenen fınansal tabloların tasdikinin TK m.424 uyarınca yönetim kurulu üyelerinin ibrası sonucunu doğurduğunu, dolayısıyla dava dışı yönetim kurulu üyesi …’m ibra oylamasına katılmasının sonucu etkilemediğini; Davacıların şirketi zarara uğratma kastıyla hareket etliğini, bu sebeple HMK. hükümleri çerçevesinde para cezası ile cezalandırılması gerektiğini, ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış,… 11.ATM’nin … E.sayılı dosyası, … 2 AHM ‘nin … E.sayılı ilamı, … 3 AHM’nin … E.sayılı dosyası cel pedilmiştir.
Genel kurul toplantı tutanak ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Aldırılan 06/10/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ” Davacının İleri sürdüğü pay sahipliği yapısına ilişkin itirazların kabul edilebilir olduğu, müteveffaya ait payların taksimine ve vasiyetnameye uygun olarak pay defterine kayıt edilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının butlanına ve pay defterindeki kayıtların eski durumuna getirilmesine karar verildiğinden, davacılar vc dava dışı ortakların kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kendileri kullanırken, mülevaffaya ait paylardan doğan oy haklarım el birliği mülkiyel esaslarına uygun olarak oybirliği ile kullanmaları TTK m.477/1 c,2 gereği, müteveffaya ait paylardan doğan oy haklarım kullanacaklarsa, TTK m. 432/1’e uygun olarak içlerinden birini veya üçüncü bir kişiyi ortak bir temsilci olarak tayin etmeleri gerektiği, somut olayda ortak bir temsilci tayin edilmediğinden miras ortaklığının genel kurula katılmamış sayılacağı,Miras ortaklığına ait paylar dışında kalan sermayenin vc oy haklarının kanunda öngörülen toplantı ve karar nisaplarını karşıladığı, bu sebeple alınan kararların yok hükmünde olmadığı, nisap yönünden geçerli olduğu;Davacı pay sahibinin birinci defa ertelenen genel kurulda tutanağa şerh olarak düşülen hususlara yönelik bilgi alma talebinin ikinci genel kuruldan sonraki bir tarih olan 13/09/20181de bilgi alma ve inceleme davasında kabul gördüğü, bu sebeple davacının TK m.420/2 gereği dava konusu İkinci toplantıda da fînansal tabloların onaylanması ve buna bağlı konuları erteletme hakkı olduğu, bu sebeple fînansal tabloların ve yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylandığı 2 numaralı, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik 3 numaralı ve kar dağıtımına ilişkin 4 numaralı genel kurul kararlarının iptal edilebileceği,Davacılardan …Tn iptali talep edilen kararlara İlişkin olumsuz oy kullanmak ve muhalefetini toplantı tutanağına geçirmek şartlarını birlikte karşılamadığı, bu sebeple iptal talebinin reddi gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş aldırılan 20/01/2021 tarihli ek raporda ” TK 477/1 gereği, genel kurula ilişkin tebligatın ortak temsilciye yapılmasının ancak böyle bir ortak temsilci atanmışsa zorunlu ve gerekli olduğu, aksi durumda mirasçılardan birine yapılan tebligatın miras ortaklığına yapılmış sayılacağı, bu sebeple miras ortaklığına tebligatın yapılmış sayılması gerektiği ancak toplantıya katılmadığı,Miras ortaklığının toplantıya katılmaması ve olağan karar ve toplantı nisaplarının uygulanması sebebiyle ulaşılan sonucun, anonim şirketlere hakim çoğunluk ilkesinin ve miras hukukuna ait miras taksim edilene kadar murisin tüm malvarlığına elbirliği ile malik olma kuralının sonucu olduğu,Davacının birinci toplantıda tutanağa şerh ettiği hususlara yönelik ikinci toplantıya kadar ve ikinci toplantıda bilgi alamadığı, bu durumun mahkeme kararı ile sabit olduğu,Dava konusu uyuşmazlıkta “şirketin fınansal ve profesyonel hedefleri” ve “ticari sırları” mevzu bahis olmadığından, davalı şirketin sunmuş olduğu Yargıtay kararının somut olayla bağdaştırılmasının mümkün olmadığı,Davalının sunmuş olduğu mahkeme karan ile eldeki dosyadaki olay ve olgulann gelişimi benzer görünse de, eldeki davaya ilişkin yukarıda bahsi geçen kesin nitelikte mahkeme kararı bulunduğundan, sunulan mahkeme kararından talep edilen bilgi ve belgelerin niteliği ve şirket merkezinde incelemeye elverişli olup olmadığı anlaşılmadığından kök raporda yer görüşümüzü değiştirmeye elverişli olmadığı,Diğer hususlarda kök raporun aynen tekrar edildiği ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava,genel kurul kararlarının yok hükmünde sayılması veya iptali istemine ilişkindir.
TTK 446 mad.iptal davası açabilecek kişileri belirlerken 1/b fıkrasında “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın, çağrının usulüne uygun yapılmadığını ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri ” ifadesine yer verilmiştir.
TTK 447 mad’de “Genel kurulun özellikle,
a)Pay sahiplerinin genel kurula katılma, asgari oy,dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran kararları batıldır ” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan TTK 446 ve 447 mad.uyarınca somut davada davacılar, genel kurul kararlarının batıl olduğu veya iptali istemiyle dava açma hakkına sahiptirler.
Davalı şirketin % 45 ortaklık hissesine sahip ve davacılardan …’ın eşi ve davacılardan …’ın babası olan muris … 16/07/2015 tarihinde vefat etmiş olup dosyaya ibraz edilen … 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E – …K.sayılı veraset ilamına göre davacılarla birlikte dava dışı oğulları … ve … mirasçılarıdır.
TMK 640 Mad’de ” Birden çok mirasçı bulunması halinde mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşmeye veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte hareket ederler.
Mirasçılardan birinin istemi üzerine Sulh Mahkemesi miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir ” hükmünü içermektedir.
Bu hüküm uyarınca davacılar ile yönetim kurulu üyesi olan dava dışı … ve …, murisleri …’dan intikal eden miras ve şirket hisseleri üzerinde miras ortaklığı çerçevesinde elbirliğiyle mülkiyet sahibidirler.
… 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Tereke sayılı dosyasında 14/11/2017 tarihli kararla Tereke idare memuru olarak … atanmıştır.
TTK 432 mad.’de “Bir pay, birden çok kişinin ortak mülkiyetindeyse bunlar içlerinden birini veya üçüncü bir kişiyi, genel kurulda paydan doğan haklarını kullanması için temsilci olarak atayabilirler ” ve yine TTK 477 mad.’de “Pay şirkete karşı bölünemez.Bir payın birden fazla sahibi bulunduğu taktirde bunlar şirkete karşı haklarını ancak ortak bir temsilci aracılığıyla kullanabilirler. Böyle bir temsilci atamadıkları taktirde, şirketçe söz konusu payın maliklerinden birine yapılacak tebligat tümü hakkında geçerli olur ” hükümlerine yer verilmiştir.
Bu hükümler doğrultusunda terekede yer alan şirket payına dayalı olarak genel kurula katılma paydan doğan hakların kullanılması için bir temsil zorunluluğu getirmiştir.Bu temsil iradi temsil niteliğinde olup eğer miras ortaklığına iradi temsilden önce tereke temsilcisi atanmışsa genel kurulda paydan doğan hakları kullanma yetkisi tereke temsilcisindedir.Somut davada da mirasçılar tarafından iradi temsilci seçilmediği ve genel kurul tarihinden önce terekeye tereke idare memuru olarak … ‘ün atanmış olduğu kuşkusuzdur. Tereke temsilcisine Tereke Mahkemesi olan … 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce genel kurula katılma yönünde özel ve ayrıca hak ve yetki verilmesine kanunen lüzum yoktur.
Muris … vefat ettikten sonra bıraktığı vaziyetname uyarınca yönetim kurulu üyesi olan dava dışı mirasçılar tarafından yönetim kurulu kararı ile murisin şirket paylarının intikali yapılmış ise de … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasında vasiyetnamenin iptali davası devam etmekte olduğundan bu dava gözetilerek davalı şirket yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine yönelik açılan … 11.ATM ‘nin …E.sayılı dosyasında 23/09/2019 tarihli kararı ile açılan davayı kabul etmiş ve yönetim kurulu kararının batıl olduğuna karar vermiştir.
Davalı şirketin 16/05/2018 tarihli genel kurul toplantısında tereke temsilcisi olan …’e genel kurula çağrı tebligatı gönderilmemiş ve tereke temsilcisi genel kurula katılmadığı gibi miras ortaklığının sahip olduğu % 45 oranındaki şirket payı yönünden alınan kararlarda oy kullanamamıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında miras ortaklığını oluşturan mirasçılara tebligatın yapıldığı ve bu ortakların da toplantıya katıldığı, miras ortaklığının toplantıya katılmış sayılacağını, ayrıca tereke temsilcisine tereke mahkemesince genel kurula katılması için ayrı yetki verilmediğinden, temsilcinin genel yetkili tereke temsilcisi olamayacağını belirtmiş ise de Tereke İdare memuru … yukarıda gerekçelendirildiği üzere genel kurul toplantısından önce tereke idare memuru olarak atanmış olup TTK 432-477 mad’leri birlikte değerlendirildiğinde genel kurul toplantısına katılmak ve oy kullanmak için özel ve ayrı bir izin veya yetki verilmesine gerek yoktur. Bu gerekçelerle bilirkişi kök ve ek rapora katılmamakla birlikte hükme esas alınmamıştır. Tereke temsilcisi usulüne uygun olarak genel kurula çağrılmadığından TTK 447 mad.uyarınca genel kurulda alınan kararlar batıl olmakla hükümsüzlüklerinin tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Davalı … Tic.A.Ş. ‘nin 16/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olup hükümsüz olduklarının TESPİTİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.262,00 TL’nin ( 35,90 TL BVH, 5,20 TL VH, 35,90 TL Peşin Harç, 185,00 TL tebliğler, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …