Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/743 E. 2020/497 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/743
KARAR NO:2020/497

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:14/08/2018
KARAR TARİHİ:16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketinin sigortalısı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın sevk ve idaresinde bulunan araç 12.03.2018 tarihinde saat 14.30 sıralarında … Caddesi istikametinden … sokağı takiben … Sokak kavşağını geçer geçmez gidişine göre aracın sol arka kısmına yaya …’ya çarpması sonucu ölümlü-yaralamalı maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, söz konusu kaza sebebiyle yaya … kaldırıldığı … Devlet Hastanesinde bilinci kapalı bir şekilde gitmiş olup, kazanın etkisiyle kafa travması geçirmiş olması sebebinden 13.03.2018 tarihinde saat:05.30’da EX olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müteveffa …’nıın 2918 sayılı KYTK’nın 84. maddesinde yer alan yaya kusurlarından 68/l-b-3 maddesinden kusurlu olduğu, araç sürücüsü …’ın sürücü kusurlarından 52/1-a maddesini ihlal ettiği, müteveffa yayanın henüz 4 yaşında olduğunu, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı aracın kusurunun bulunması sebebiyle … poliçe numaralı ZMM sigorta şirketi olan … A.Ş.’nin müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunduğunu beyan ile, müvekkilleri lehine (fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalının 10.000-TL (fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla) maddi tazminata hükmedilmesine ve tahsiline imkan veriImesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıdan tahsilini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın 22.11.2017-22.11.2018 vadeli, … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, sigortacı, sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan, izafe edilecek kusur oranının tespiti gerektiğini, kaza tespit tutanağı ile sigortalı araç sürücüsüne yüklenen kusuru kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsü tali kusurlu olup, tazminat hesaplamasında bu hususun da göz önünde bulundurulmasını talep ettiklerini, tazminat hesaplamasında TRH 2010 tablosu ile aktüeryal yöntemin kullanılması gerektiğini, davacıların, herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddini talep ettiklerini beyan ile, itirazlarımız doğrultusunda huzurdaki davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, davacının faiz talebinin reddini, talep ve arz etmiştir.
Dava, trafik kazası kaynaklı destekten yoksun kalma temelli maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 18/04/2019 tarihli ara karar ile tarafların kusur durumunun tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
11/07/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; davalı … şirketi nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %10, müteveffa …’nın ise yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerine %90 oranında etken olduğunu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tam kusurlu sürücü veya işleten yakınlarının açtıkları davalarda, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmaları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına ilişkin Yargıtay içtihatlarından anlaşılması gereken, sürücü veya işleten kusursuz olsalar bile sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğünün bulunduğu değil, sürücü veya işleten kusurunun destekten yoksun kalan üçüncü kişileri etkilemeyeceğidir. Somut olayda ise; davadışı … ile davalı sürücülüğünü yaptığı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … şirketi, araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olup, aracın çarptığı yayanın tam kusurlu olması halinde tazminat yükümlülüğü bulunmamaktadır (Yargıtay 17. HD’nin 2014/23637 E. 2017/5012 K., 2014/8957 E. 2016/4281K., 2013/4152 E. 2014/4681 K. sayılı kararları).
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, davacı yanın itirazları neticesinde bu kez Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına karar verilmiştir.
29/11/2019 tarihli raporunda özetle; sürücü …’ın kusurunun bulunmadığını, müteveffa çocuk yaya …’nın ise yaşı nedeniyle davranış faktörleri sonuç üzerinde %100 oranında müessir olduğu kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Adli Tıp Kurumun konusunda uzman 3 kişilik heyet tarafından düzenlenmiş olması nedeniyle, usul ve yasaya uygun denetime elverişli kusur konusundaki bu rapor esas alınarak, dava konusu ölüm olayı müteveffanın kendisinin tam kusuruyla meydana gelmiş olup, dava dışı sürücünün kusuru bulunmadığından, dolayısıyla ölenin kendisinin tam kusuruyla sebebiyet verilen olay ve meydana gelen zararla sürücünün fiili arasında illiyet bağı bulunmadığından (kesildiğinden) , davalı … şirketinin tazminat talebi yönünden mesul tutulamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan maktu 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 116,38 TL harcın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan maktu 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır