Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/731 E. 2020/201 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/731
KARAR NO : 2020/201

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müteveffa …’ın 07/02/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, kaza tarihinde geçerli trafik sigortası bulunmadığından davanın Güvence Hesabına yönelik açıldığını, davalı tarafa destek tazminatı hususunda başvurulmuşsa da herhangi bir ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla müteveffanın desteğinden yoksun kalan tüm davacılar için 100,00’er TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın trafik kazası olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerektiğini, kazanın yaşandığı yerin kara yolu vasfı taşımadığını, davanın esasa girilmeksizin bu sebeple reddinin gerektiğini ancak yargılamaya devam edilmesi halinde davanın araç sürücüsünün mirasçılarına ve işletenine ihbar edilmesini talep ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat edenin desteğinden yoksun kalan eş ve çocukları için destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden mahkememiz dosyasına celp edilmiştir.
Mahkememizce olay yerinde keşfen inceleme yapılarak dava konusu kaza yerinin 2918 sayılı yasada sayılan karayolu ya da bağlantı yolu olup olmadığı, kazanın karayolunda ya da karayolu sayılan yerlerde meydana gelip gelmediği, olayın trafik kazası mı yoksa salt iş kazası mı olduğu hususlarının tespiti bakımından talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 18/12/2018 tarihli raporunda bilirkişi heyeti; elektronik cihaz yardımıyla noktasal konum tespiti ile olay yerinin Konya ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, 39 Parsel numaralı tarla üzerinde meydana geldiği tespit edildiğini, olay mahaline en yakın kadastral yolun 161 metre batıda olduğu,diğer en yakın kadastral yolun ise 352 metre güneydoğuda olduğunun görüldüğünü, dava konusu olayın karayolu, karayolu bağlantı yolu yada karayolu sayılan yerde meydana gelmediğini, olayın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. Maddesine göre iş kazası olmadığını görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş ve davacılar vekili itirazlarda bulunmuş, mahkememiz 15/02/2019 tarihli ara karar ile rapor ibraz eden bilirkişi heyetine harita mühendisi bilirkişinin de eklenerek ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
01/04/2019 tarihli raporunda bilirkişi özetle; olay yerinin Konya ili, Kulu ilçesi, … mahallesi, … ada… numaralı Tarla vasıflı olduğunu, olayın gerçekleştiği yerin batı cihetinden arazi yoluna 172,31 metre cepheli, 352 metre mesafede güneydoğuda bulunan yol ile de bağlantılı olduğunu, olay yerinin tarlalarda tarımsal faaliyet gösteren traktör, iş makineleri tarafından ihtiyaç olunduğu takdirde kullanıldığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında davacılarının desteği … 07/02/2018 tarihinde tarlada traktörün gübre serpme makinasının pervanesine giysisinin takılması sonucunda hayatını kaybettiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın tarlada traktöre bağlı gübreleme işlemi sonucunda meydana gelen kazanın sigortanın teminatı kapsamında olup olmayacağına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 2.maddesinde bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş ise de, aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarında esasen karayolu tanımında girmediği halde, genel trafiğin kullanımına açık yerlerde “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Ayrıca, karayolunun asfalt, beton, taş veya toprak olma arasında da bir fark bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yasal düzenlemeler ve Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde; KTK’nın uygulanması için bir kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemektedir. Kazanın karayolu ile bağlantısı olan veya karayolu sayılan bir alanda meydana gelmiş olması da yeterlidir.
Somut olaya dönüldüğünde, talimat mahkemesince yapılan keşif sonucu hazırlanan kök ve ek bilirkişi raporu gözetildiğinde, kazanın karayolu ile bağlantısı olan ve karayolu sayılan alanda meydana gelmediği, olayın meydana geldiği noktanın kadastral yollara 161 ve 352 metre olarak belirtildiği, bu durumda karayolu sayılabilme için olay yerinin kadastral yollara en az kaç metre mesafede olması gerektiğine ilişkin temel esasları belirleyen herhangi bir Yargıtay veya Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı olmadığı dikkate alınarak dolayısıyla olayın 2918 sayılı KTK’nın 2.maddesi gereğince, karayolu sayılan yerde meydana gelmediği sonucuna varılarak kazanın teminat kapsamında olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilerek aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan maktu 51,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 15,50 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
4-Keşif harcı olarak fazla yatırıldığı anlaşılan 253,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2020

Katip
*e-imzalıdır

Hakim
*e-imzalıdır