Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/701 E. 2022/330 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/701
KARAR NO : 2022/330

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/10/2017 tarihinde 20:00 sularında … ve sevk idaresindeki …plaka sayılı aracı ile Ergani-Çermik yolunda Ergani istikametinden Çermik istikametine seyir halinde iken yolun kenarında bulunan menfez çalışmasına çarparak yaramalı trafik kazası geçirmiş olduğu ve neticesinde müvekkili…’ın sol bileğinden kalıcı olarak sakatlanmış olduğu Müvekkili Karayolları Trafik Kanunu 52. Madde 1/b gereğince kusurlu sayıldığı fakat kabul etmediği menfez çalışmasının sürdürüldüğü, bölgede yolun kenarında bulunan toprak yığınının tam üzerine bir duba yerleştirildiği bu toprak yığınının bulunduğu yerin belli bir mesafe uzağına sürücüleri uyarma amacıyla herhangi bir levha veya işaret koyulmadığı, kazanın gerçekleştiği saat göz önünde bulundurulduğu havanın karanlık olması ve herhangi bir uyarıcı levhanın konulmamış olması yapılan işaretlemenin ışıkla uyarıya özen gösterilmesi gerektiği, kazaya sebebiyet verdiği ve bunun sonucunda müvekkilnin maddi ve manevi olarak zarar uğramış olduğu ticari avans faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının işleten sıfatıyla kendi sorumluluğunu üstlenen müvekkili sigorta şirketinden talepte bulunulmasının olanaklı olmadığından davanın reddinin gerekmekte olduğu, KTK’nın 85/1. Maddesine göre motorlu aracın işletilmesi sırasından bir kimsenin ölmesi, yaralanması veya bir şeyin zarara uğraması halinde, işletenin bu zararlardan sorumlu olduğu işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde trafik sigortası kapsamına girmeyeceğinden zorunlu trafik sigortacısından istenmeyecek olduğu, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü…’ı üçüncü kişi olarak kabul etmenin mümkün olmadığı, açıklanan bu nedenlerle davacının işleten sıfatıyla kendi sorumluluğunu üstlenen müvekkili sigorta şirketinden talepte bulunması olanaklı olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahkememizce 06/07/2020 tarihli ara karar ile kusur durumunun tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine, 26/03/2019 tarihli ara karar ile de maluliyetin tespiti amacıyla da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi 21/08/2020 tarihli raporunda; davacı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, seyrini far ışığı altındaki görüş mesafesini kontrol altında tutacak şekilde dikkatli ve tedbirli sürdürmesi, mevcut levhaları dikkate alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yolun sağ tarafındaki mevcut kum yığınını zamanında fark edemeyerek kum yığınına çarptığı olayda asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu 17/11/2021 tarihli raporunda; …Hastanesi’nin16.10.2017 adli muayene kaydında; trafik kazası sonrası getirilen kişinin sol el bileği radial tarafta 10x cm’lik derin sürtünmeye bağlı doku kaybı olduğu, tendon yaralanması mevcut olduğu,…Hastanesi’nin 17.01.2018 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda; sol dorsal yüzde skar alanı, estensor tendon onarımı ve hareket kısıtlılığı olduğu, engel durumunun %5 olduğu, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 30.01.2019 tarihli Nöroloji ABD’nın raporunda: bilinç açık, koopere ve oryante olduğu, pupiller izokorik, gözler her yöne hareketli , IR +/+, ense sertliği, fasial asimetri yok, sol üst ekstremite proksimal, tam kas gücünde, sol el 1. ve 2. parmak abdüksiyon ve addüksiyon minimal kısıtlılık var, sol üst ekstremitede 1. ve 2. parmağı içine alacak şekilde hipoestezik, diğer tüm ekstremiteler spontan hareketli, serebellar muayenesi tabii olduğu, … Fakültesi 08.02.2019 tarihli Ortopedi ve Travmatoloji ABD’nın raporunda: sol el dorsalinde 5×2 cm’lik yara skarı olduğu, bilateral el bileği hareket romları doğal, sol el 1. parmak aktif ekstansiyonda 30 derece, pasif ekstansiyonda 10 derece kısıtlılık olduğu, sol el dorsalinde aktif ekstansiyonda 30 derece, pasif ekstansiyonda 10 derece kısıtlılık olduğu, sol el dorsolateralinde ve sol el 1. parmak dorsalinde duyu defisiti mevcut olduğu, …Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 09.01.2020 tarihli Sağlık Kurulu raporunda; Sol el bilekten iş kazası geçiren kişinin DÜTF’de opere edildiği, 31.12.2019 tarihinde kişinin muayene edildiği, sol el 1. Parmak ekstansör tendon kesi sonucu tendon kısalması oluştuğu, sol el kavrama hareketinin etkilendiği, uyuşukluk tarifleyen hastanın çekilen EMG sinde sol radial sinirin duysal dalında komplet kronik nörojenik tutulum ile uyumlu bulgular elde edildiği, sol el 1. Parmak MCP fleksiyonu pasif 70° ölçüldüğü, radial sinir duysal kronik aksonal hasarı Tablo 2.14’e göre %7 özür oranı olduğu, dosyaya ekli grafilerin Kurulumuzda yapılan incelemesinde; 31.12.2019 tarihli taraf belirtilmeyen el grafilerinde skafoid ve trapeziumda kontür düzensizlikleri, skleroz, Radius distal uç medailde eklem yüzeyinde düzensizlik (posttravmatik sekel değişiklikler), el bilek eklem aralığında skleroz görüldüğü, Kurulun 20.05.2019 tarih ve 10016 sayılı kararında kişinin muayene edilmek üzere 07.10.2019 tarihinde kurulumuza gönderilmesinin istendiği ancak geçen sürede kişinin muayene edilmek üzere müracaat etmediği, muayene edilmek üzere yeniden randevu talebinde bulunulması halinde dosyanın yeniden değerlendirilebileceği cihetle dosyada mevcut tıbbi belge ve bulgulara göre; Ramazan oğlu 1987 doğumlu …’ın 16.10.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceğine ilişkin sonucu bildirmiştir.
Mahkememiz bu kez 02/12/2020 tarihli ara karar ile davacı vekilinin itirazları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
16/02/2021 tarihli ATK Trafik İhtisas Kurulu’nun ek raporunda; olay mahalli çalışma olan yolda araç sürücülerini zamanında uyaracak şekilde nizamlara uygun işaretlemenin yapılmadığı anlaşılmakla birlikte mevcut durumun kazanın oluşu üzerinde asli etken olduğundan yolun bakım ve onarımından sorumlu kişi, kurum ve kuruluşlar asli derecede kusurlu bulunduğu, davacı sürücü … her ne kadar yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmadığı anlaşılmışsa da hız limitinin çok yüksek olmadığı bu yolda sürücünün yola gereken dikkatini vermesi durumunda önceden bu kum yığınını fark edebileceği ve tedbir alma olanağının bulunduğu, tedbirsizliği neticesinde gerekli önlemleri alamadığı için tali derecede kusurlu olduğu, yolun bakım ve onarımından sorumlu kişi, kurum ve kuruluşlar %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmi beş) olduğu kanaatini bildirirmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zarar içini maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşte, zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMMS) da 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 91 ila 101. maddeleri ile düzenlenmiş; niteliği itibarıyla pasif sigortası kategorisinde yer alan zorunlu bir özel sigorta türüdür. Bu sigortanın amacı, trafik kazaları nedeniyle üçüncü kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilebilmesi olduğu gibi; zarardan sorumlu olan motorlu araç işleteninin kaza riskine karşı ekonomik bakımdan korunmasıdır.
KTK hükümlerine göre, motorlu araç işleteni sayılan kişilerin zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaları gerekmektedir (KTK m. 91/1). Bu sigortaya uygulamada “trafik sigortası” da denilmektedir. Bu sigorta, bir tür kaza sigortasıdır. Sigorta, kaza sigortası dalında çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır ve bu şirketler, zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapmak zorundadırlar (KTK m. 101/1)
ZMMS, motorlu araç işletenin tehlike sorumluluğu şeklinde beliren kusursuz sorumluluğunun13 neticesinde aracı işletirken üçüncü şahıslara vereceği zararın teminatı bakımından öngörülmüş bir zorunlu özel sigorta türü olduğu anlaşılmaktadır. Bir diğer anlatımla, araç işletenin üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan dolayı hem araç işleten ve hem de sigorta şirketi, esasen zarar gören üçüncü kişiye karşı müştereken ve müteselsilen mesuldür. Tabiatıyla sigorta şirketinin sorumluluğu teminat altına almış olduğu limitlerle sınırlıdır. Ancak bunu aşan kısım söz konusu olduğunda bu zarardan, zarara sebebiyet veren araç işletenin kusursuz sorumlu olduğunu belirtmek gerekir
Sorumluluk sigortası türlerinden biri olan ZMSS’de sigorta ettiren durumunda olan işleten ve onun gibilerin, motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı kendilerine düşen hukuki sorumluluğu sigortacı belirli limite kadar karşılamakla yükümlü olup; sigortacının sorumluluğu işletenin hukuki sorumluluğu ile eş değerdir. Bu itibarla sigortacı, ondan fazlasından sorumlu değildir. Zira bir meblağ sigortası olmayan sorumluluk sigortası, sadece olaydan zarar görenlerin gerçek zararlarını giderme ve zarardan sorumlu olan işleten ve onun gibilerin malvarlığındaki bu tazminat ödemesi sebebiyle oluşacak eksilmeyi önleme amacına yönelik bir pasif sigorta türüdür.
Zorunlu mali mesuliyet sigortası, motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o araç işleteninin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde (sigorta teminatı içinde) karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne verilen isimdir.
KTK m. 91’i de dikkate alarak, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş pasif sigortası türüne giren bir zarar sigortası alt çeşidi olarak tanımlamak mümkündür. Yukarıda zikrettiğimiz KTK’nin 91. maddesine göre: “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” KTK’nin 85/1. maddesine göre de: “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” KTK’nin 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabilir. KTK’nin 85/son maddesine göre, işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, sigortacının sorumluluğunun da gerek zamanaşımı ve gerekse zararın niteliği yönünden işleten gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi KTK m. 24/1 ve 91/5 hükümlerine göre ZMMS yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaklanmıştır.
O halde, zarar sigortalarının pasif sigortası mahiyetinde olan ZMMS’de işleten kendi sigortacısına değil (çünkü üçüncü kişi sayılamaz); karşı tarafın ZMMS sigortacısına başvurabilir.
Kazanın meydana geldiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” hükmüyle sözleşmenin kapsamı ve amacı net olarak belirlenmiş, tazminat kapsamında kalan hususlar da A-6. maddede sayılarak “İşleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri” sigorta teminatı kapsamı dışında bırakılmıştır.
Görüldüğü gibi, karayolları zorunlu malî mesuliyet sigortasında, sigorta ettirenin/sigortalının zarar verdiği kişi, sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığı hâlde bu sigortadan yararlanmaktadır (Karasu, Rauf: Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, Ankara 2016, s. 23). Zira zorunlu trafik sigortası motorlu araç işleteninin KTK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasında yer alan üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu belirlenen limitler dâhilinde üstlenir. Bu nedenle zarar görenler, bu zararın giderilmesi amacıyla, araç işletenine karşı KTK hükümlerine göre başvuru hakkına sahip değilse, zarar verene ait aracın trafik sigortacısına da başvuramayacaktır. İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri sigorta teminatı kapsamına dâhil değildir.
16/02/2021 tarihli ATK Trafik İhtisas dairesi raporunda davacı …’ın % 25 kusurlu, yolun bakım ve onarımından sorumlu olanların % 75 kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda, 16/10/2017 tarihli kaza tespit tutanağının onaylı sureti Çermik İlçe Jandarma celp edilmiş olup, buna göre kaza sırasında … plakalı araç sürücünün … olduğu, araç sahibinin … olduğu, tek taraflı yaralamalı kazaya neden olunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü …’ı üçüncü kişi konumunda olmayıp olayın meydana gelmesinde kusurunun da bulunduğu, yukarıda yapılan açıklamalar nedeniyle davacının kendi kusurundan doğan zararı, zarar sigortalarının pasif sigortası olan ZMMS’de işleten kendi sigortacısına sigortacısından talep edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile eksik 44,80-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 100,00-TL tebliğler ve posta yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır