Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/7 E. 2020/937 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/7 Esas
KARAR NO:2020/937

DAVA :Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 03/01/2018
KARAR TARİHİ: 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; Davalı … … A.Ş.’nin toplamda 750.000,00 TL sermayeye tekabül eden her biri 1,00 TL nominal değerde toplam 750,000 adet payı bulunmakta olduğunu, davacı … … davalı şirket nezdinde 28.500,00 TL sermayeye tekabül eden 28.500 adet payının bulunduğunu, kalan payın 712.000 adedinin …’ya ve 9.500 adedinin de …’nın eşi …’ya ait olduğunu, şirket yönetim kurulunun tek Üye olan …’dan oluştuğunu, dolayısıyla şirketin, çoğunluk pay sahibi olan … ve eşi tarafından yönetilmekte olduğunu,Davalı şirketin 04.10.2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantı gündeminde yer alan 3. 4, 5, 7 ve 8. maddelerine İlişkin kararların, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 445. maddesi gereğince kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olduklarından iptallerine karar verilmesini talep edildiğini,L 2016 Hesap Dönemine Ait Yıllık Faaliyet Raporu’nun tasdik edilmesine ilişkin Gündemin 3.Maddesinde alınan kararın yasaya ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve İptalinin gerektiğini, TTK m.516 ve Şirketlerin Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesi uyarınca; ‘”Yıllık faaliyet raporu, şirketin ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerinin akışım, her yönüyle finansal durumunu, şirketin hak ve yararını da gözetecek şekilde, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtır” denildiğini, ilgili yönetmeliğin aynı maddesinin 2. fıkrası uyarınca ise “Yönetim organı yıllık faaliyet raporunu, ortakların, şirketin faaliyetleri hakkında her türlü bilgiye tam ve doğru bir şekilde ulaşmasını sağlayacak ayrıntıda hazırlar .” denildiğini,Davalı şirketin 2016 yılı faaliyet raporunun, bu yasal gereklilikleri sağlamadığını, bu bağlamda aşağıda belirtilen hususlar uyarınca söz konusu kararın iptali gerektiğini,İlgili Yönetmeliğin 8. maddesinin e bendinde, Şirket Genel Kurulunca verilen izin çerçevesinde yönetim organı üyelerinin kendisi veya başkası adına yaptığı işleler ile rekabet yasağı kapsamındaki faaliyetleri hakkındaki bilgilere faaliyet raporunda yer verilmesinin zorunlu olduğunu düzenler, 2016 yılı hesap dönemine ilişkin faaliyet raporunda Yönetim Kurulu üyesinin şirketle rekabet eden herhangi bir faaliyetinin açıklanmadığını, oysa … Birleşik Devletlerimin … eyaletinde, Yönetim Kurulu Üyesi …’nın director (müdür) olarak kayıtlı olduğu bir şirket tespit edildiğini, bu hususun, 04.10,2017 tarihindeki Olağan Genel Kurul toplantısında gündeme getirildiğinde, cevaben Yönetim Kurulu üyesinin şahsen şirketle rekabet eden bir faaliyette bulunmadığının beyan edildiğini,ayrıca …’de kurulan …, … unvanlı şirketin benzer faaliyet alanına sahip olup olmadığı ve varsa faaliyet konuları arasındaki farkın ne olduğunun sorulduğunu, … cevabında …’de kurulan …, … şirketi ile faaliyet konularının başlık olarak benzer nitelikte olduğunu kabul ettiğini, … şirketinin faaliyet alanı “İşletme ve ticari danışmanlık faaliyetleri” olduğunu, Ek-6’da sunulan Beşiktaş 25. Noterliği tarafından …, … şirketinin internet sitesi üzerinde yapılmış 31753 yevmiye numaralı c-tespitte de görüleceği üzere, …’da kurulu …, … Şirketinin de aynı faaliyet alanında hizmet vermekte olduğunu,… eyaleti sicilinden alınan kayda göre …’nm, …’da kurulu …, İne şirketinde direetor/müdür olarak yer almakta olduğunu, bu konuda pay sahiplerine verilmesi gereken bilgilerin yıllık faaliyet raporlarında paylaşılmamış olduğunu, ilgili hususa ilişkin bilgiye tam ve doğru bir şekilde ulaşılmasının önüne geçildiğini, açıklanan hususlar ışığında, faaliyet raporunda şirketin yönetim kurulu üyesinin rekabet eden faaliyetlerine yer verilmemiş olduğunu, dolayısıyla bu raporun tasdiki kararının iptali gerektiğini,TTK m. 195 uyarınca bîr ticaret şirketinin, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan ve dolaylı olarak oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya kendi hakimiyeti altında tutabiliyorsa ve ayrıca TTK’nın 195/5. maddesi uyarınca şirketler topluluğu hakiminin merkezi veya yerleşim yeri yurt İçinde veya yurtdışında bulunan bir teşebbüs olması halinde TTK’nın şirketler topluluğuna İlişkin hükümlerinin uygulanacağım, davalı şirketin yaklaşık %96,2’sİne sahip … ve …’nın, aynı isim İle …’da kurmuş oldukları …, ine şirketi İle davalı şirket arasında dolaylı bir bağlılık ve hakimiyet ilişkisi bulunduğunu,Yukarıda detaylı olarak açıklanan nedenlerle; yönetmelikteki asgari unsurları sağlamayan ve pay sahiplerini doğru ve eksiksiz aydınlatmaktan yoksun olan faaliyet raporunun tasdik edilmesine ilişkin olan 04.10.2017 tarihli Genel Kurul’un gündemindeki 3. maddesinin iptali gerektiğini,Davalı …’rıin 04,10.2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 3, 4, 5, 7. ve 8. gündem maddelerinde alınan kararların yasa ve dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle TTK 445. maddesi gereğince iptallerine,Hüküm verilene kadar ki süre zarfında şirket menfaatlerinin korunması ve şirketin halihazırda görmekte olduğu zararın artmasının ve mevcut kararın icrasının şirketi maruz bırakabileceği risklerin önlenmesi bakımından hukuka aykırılığı açık olan 7. maddedeki kararın uygulanmasının durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine,Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, özetle; İhtiyati Tedbir istemine yönelik savunmalarında;Davacı tarafın, iptalini talep ettiği kararlar içinde, huzur hakkının ödenmesine ilişkin aylık 10.000,00 TLMik huzur hakkının ödenmesine dair kararın yürütülmesinin geri bırakılmasını talep ettiğini, söz konusu huzur hakkının tutarının hukuka ve malvarlığının korunması ilkesine uygun bir şekilde belirlendiği gibi, davacının ihtiyati tedbir isteminin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 vd. hükümlerinde öngörülen koşulları taşımadığını, bu itibarla, haksız ihtiyati tedbir isteminin reddedilmesini talep ettiklerini,Esasa ilişkin savunmalarında;Davaya konu 04.10.2017 tarihli genel kurul toplantısında alman kararların kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olduğu için haksız olan iptal davasının ve haksız icranın geri bırakılması isteminin reddedilmesi gerektiğini,Müvekkil şirketin davaya konu genel kurut toplantısında sunulan yıllık faaliyet raporunun, TTK m.516 hükmünün öngördüğü esaslara ve TTK m, 515 hükmünde ifadesini bulan dürüst resim ilkesine uygun bir şekilde tanzim edildiğini, davacının, genel kurul toplantılarında rekabet yasağının bir ihlali olarak takdim ettiği ve yıllık faaliyet raporunun eksikliğine gerekçe olarak gösterdiği “dava dışı …” nın …’de kurulu …. …’teki yöneticilik konumundan eksiksiz olarak haberdar edildiği gibi, davacı tarafın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyayla açtığı sorumluluk davasında da keyfiyetten haberdar olduğunu,Genel kurul toplantısında açıklandığı üzere ve aynı zamanda davacının İkame ettiği sorumluluk davasında verilen cevap dilekçesinde izah edildiği üzere, dava dışı … … şirketinin … A.Ş. ile rekabet oluşturan hiçbir eyleminin bulunmadığını, bilakis … …’ın bulut sunucuların tedarik edilmesine yönelik desteğiyle ve … A.Ş.’ne verdiği teknik destekle, bu şirketin büyük giderlerden kurtulmasını ve teknolojik olarak İlerlemesini sağlamakta olduğunu, Yukarıda arz etlikleri gerekçeler muvacehesinde, müvekkil şirketin 04.10.2017 tarihli genel kurul toplantısında alman 3, 4, 5, 7 ve 8 no.lu kararların iptaline ilişkin haksız davanın reddine, münhasıran 7 no.lu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına dair haksız İstemin reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Taraf vekilllerince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuş. Genel kurul toplantısına ilişkin ticaret sicil kayıtları celp edilmiştir.
Dava; TTK’nun 445. Maddesi gereğince Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden aldırılan 19/03/2019 tarihli raporda ” Genel kurulun 3. numaralı kararı bakımından, yıllık faaliyet raporunun tasdikine ilişkin kararın İptali gerektirir bir durum bulunmadığı;Genel kurulun 4. Numaralı kararı bakımından, fınansal tabloların kanuna uygun düzenlendiği ve tasdik edilmesine ilişkin kararın iptalinin gerekmediği;Genel kurulun 5. numaralı kararı bakımından, izah edilen görüş farklılığı çerçevesinde nihaî takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere, . yönetim kurulu üyesinin eşi olan dava dışı ortağın dava konusu karar bakımından oydan yoksun olduğunun söylenemeyeceği ve kararın iptalini gerektirir bir durum olmadığı;Genel kurulun 7. numaralı kararı bakımından, huzur hakkı ödenmesine ilişkin dava konusu kararın, belirlenen mali hakkın üyenin şirkete harcamış olduğu mesai ve şirketin mali durumu ile orantılı olmaması sebebiyle kanuna ve objektif iyîniyet kurallarına aykırı olduğu ve iptali gerektiği;Genel kurulun 8. numaralı kararı bakımından, yönetim kurulu üyesinin eşi dava dışı ortağın dava konusu karar bakımından oydan yoksun olduğu ve kararın nisap bakımından kanuna aykırı olması sebebiyle iptali gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından aldırılan tarihli ek raporda ” Davacı vekili, davalı şirket ile yurt dışındaki şirketin birbime nazaran “şirketler topluluğu” oluşturmadığı yönündeki heyetimiz görüşünün hatalı olduğunu, bu görüş kabul edilse dahil aradaki bağlılık ilişkisinin açık olduğunu, davalı şirketin zararda bir şirket durumuna düşürüldüğünü belirtmiştir.Bilirkişi heyeti olarak biz de davalı şirket ile … menşeli “…, …” şirketi arasında bir bağlantı olduğunu raporumuzda ifade ediyoruz. Fakat iki şirket arasında bir bağlantı olması, şirketlerden birinin diğerini zarara uğratması teknik olarak TK m. 195 vc devamı hükümleri anlamında bir “şirketler topluluğıT’nun mevut olduğunu söylemek için yeterli olmayabilir, Ticaret Sicili Yönetmeliğinin de TK m. 195 vc devamında öngörülmeyen bir şart getirdiği (en az bağlı iki şirketin bulunması) söylenebilir. Fakat bu mülahazalara rağmen davanın konusu (genel kurul kararının iptali) itibariyle eldeki düzenlemeler çerçevesinde ortada bir şirketler topluluğunun mevcut olduğunu ve aradaki ilişki konusunda bilgiye yer verilmeyen yönetim kurulu raporunun tasdiki kararının iptali edilebilir olduğunu söylemek güçtür. Fideki davanın bir “bilgi alma” ya da “sorumluluk davası” olmadığım da dikkate almak gerekir. Şu halde gündemin 3, maddesine ilişkin görüşlerimizde bir değişiklik olmadığım belirtmemiz zarureti hâsıl olmuştur,… kurulun 4 numaralı maddesinde “…/inansal tabloların tasdik edilmesine.,,'” karar verilmiştir Konu ile ilgili mali inceleme neticesinde fînansal tabloların tasdiki kararının İptalini gerektirir bir durum tespit edilmemiştir, Davacı vekili, danışmanlık hizmetleri için 124.830,81 TL tutarında bir stoga neden ihtiyaç duyduğunun anlaşılabilir olmadığım; Av. Tuna Peker’e ve Amerikan bir hukuk bürosu olan …’e henüz verilmemiş hizmetler için önceden ödendiği belirtilen tutarlara ilişkin bilgilerin somutlaştırılmadiğim belirtmişse de, heyetimizin bilanço yönünden yaptığı denetim bir “yerindelİkl denetimi” olmayıp stoğa ihtiyaç olup olmadığı ya da bir hizmetin henüz sunulmuş olupğ olmadığı hususunu denetleme imkanımız yoktur. Haddizatında bu tür İddiaların denetimi dc İşbu davanın konusu değildir. Gündem Madde 5- Davacı vekili, somut olay değerlendirildiğinde, alınan ibra karan, ilgili maddenin oydan yoksunluk düzenlemesine ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde alındığından iptalinin gerektiğini, yönetim kurulu üyesinin şirket üzerinden menfaat sağlayıp sağlamadığı tetkik edilmeden ibra karan verildiğini, zira …’nın somut olayda da olduğu gibi bir ticari ilişkinin her iki tarafım da temsil ediyor olması halinde, şirketle çıkar çatışması içinde bulunulmasının kaçınılmaz olduğunu, aynca …’nın …’da müdürü olduğu şirket vasıtasıyla rekabet edici faaliyetleri olduğu ani aşı! d iğin dan, bu faaliyetleri hakkında pay sahiplerini asgari bilgilendirmeyi dahi yapmayan yönetim kurulu üyesinin ibra edilemeyeceğini belirtmiştir.Davacı vekilinin itirazına dayanak teşkil eden “oydan yoksunluk” bakımından görüşümüzde bir değişiklik yoktur. Meseleyi hukuken izah ederek görüşümüzü ortaya koymuş bulunuyoruz, Kanaatimizce yönetim kurulu üyesinin eşi oydan yoksun değildir.Menfaat sağlama ya da rekabet edici faaliyetler iddiasına dayalı itiraz bakımından da, “ibra” kararının çoğunluğun takdiriyle alınabileceğini, İbra lehinde oy kullanmayan pay sahibinin dava açma haklarının zaten bundan etkilenmeyeceğini belirtelim, Gündem Madde Davalı şirket vekili; anonim ortaklıklarda yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkının uygunluğu irdelenirken, şirketin niteliği, faaliyetlerinin kapsamı, bu faaliyetlerin gerektirdiği bilgi ile yöneticinin niteliklerinin dikkate alınması gerektiğini, bu bağlamda davalı şirketin büyük veri hizmeti sunan, teknolojik yönden oldukça incelikli bir faaliyet gösteren ve henüz piyasaya yerleşme sürecinde olan bir şirket olduğunu, yönetim kurulu üyesi …’nın da uluslararası düzeyde yöneticilik geçmişi olan ve tüm faaliyetini davalı şirkete tahsis etmiş olan bilgili ve deneyimli bir üst düzey yöneticisi olduğunu, ayrıca, cevap dilekçelerinde de ileri sürdükleri üzere şirket bünyesinde çalışan mühendislerin ücretleri ticari defter ve kayıtlarında görüldüğünde; davalı şirketin cn üst düzeyde yönetiminden sorumlu olan …’mn şirketten elde ettiği gelirin son derece makul olduğunun ortaya çıkacağım belirtmişse de bu gündem maddesine İlişkin görüşümüzde de bir değişiklik olmamıştır, Davalı vekili, bilirkişi raporunda yer alan yedi ve sekiz numaralı kararların değerlendirilmesinin hukuken eksik ve çelişkili olması nedeniyle, münhasıran yedi ve sekiz numaralı kararların değerlendirilmesi gerektiğini belirtmişse dc gündemin 8. maddesine İlişkin görüşlerimizde de değişikliğe gidilmesini gerektirir bir durum tespit edilememiştir ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava, genel kurul kararının iptali davasıdır. Davalı şirket … A.Ş., 3 ortaklı bir anonim şirket olup davacı ortak sermayenin %3,80 hissesine, dava dışı ortak … %94,90 hissesine, dava dışı ortak ve yönetim kurulu üyesi olan … ise %1,27 hissesine sahip olup 04.10.2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Olağan Genel Kurulu toplantısında davacı ortak 3-4-5-7 ve 8 no’lu kararlara muhalefet şerhi koydurarak iş bu genel kurul kararlarına iptali davasına konu etmiştir.
Genel kurul toplantısında alınan 3 No’lu karar yıllık faaliyet raporunun tasdiki, 4 no’lu karar finansal tabloların onanması, 5 no’lu karar yönetim kurulu üyesinin ibrası, 7 no’lu karar huzur hakkı, 8 no’lu karar ise şirketle işlem yapma ve rekabet etme yasağının kaldırılmasına ilişkindir.
Davacı ortak 3 No’lu alınan karar açısından davalı şirket ile …’da muhim … İnc. Şirketi arasındaki ilişkiye dikkat çekerek bu şirkete ve ortaklara borçların arttığı, pay sahiplerini doğru ve yeterli aydınlatmayan faaliyet raporunun iptalini talep etmiş, davalı şirketin yaklaşık %97’sinin ve … … İnc. Şirketinin %100 ortaklarının dava dışı ortaklar olduğu, …’nın …’da bulunan şirketin CEO’su olduğu, iki şirket arasında yaptırılan defter incelemesine göre sürekli olarak bir para transferinin mevcut olduğu, bu hususun yönetim kurulu üyesinin de kabulünde olduğu, hakim şirket-bağlı şirket ilişkisinin olduğu, yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında yönetmelik Madde 11 gereğince gerekli bilgilerin faaliyet raporunda yer alması gerektiği, fakat Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 105 Md. Uyarınca bir şirketler topluluğunun olması için bir ticari şirket ile buna doğrudan ve dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticari şirketin mevcudiyeti gereklidir. Somut davadaki davalı şirket için bu durum söz konusu olmadığından bunun faaliyet raporunda gösterilmemiş olması kararın iptalini gerektirmemektedir.
Davacı ortak 4. No’lu alınan karar açısından hizmet maliyetlerinin artışına ve stok içeriklerine itiraz ederek finansal tabloların tasdikine ilişkin kararın iptalini talep etmiş, yaptırılan ayrıntılı ve denetime açık defter incelemesi sonucunda finansal tablolara yansımayan bir borç ve alacak ilişkisi saptanamamış olup tabloların tasdikinin iptali gerektirebilecek bir neden bulunamamıştır.
Davacı ortak 5. No’lu alınan karar açısından davalı şirketin yönetim kurulu üyesinin eşi olan …’nın gündeme ilişkin oylamaya katılamayacağı ve yönetim kurulu üyesinin ibrasında oydan yoksunluk durumunun mevcut olduğunu iddia ederek kararın iptalini talep etmiş, bu husus TTK. 436 Md. Düzenlemiş olup ibra, pay sahibi ile ortaklık arasında kişisel bir ilişki doğurmadığından dava dışı …’nın oydan yoksun olduğunun söylenemeyeceği ve kararın iptalinin gerekli olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı ortak 7 No’lu alınan karar açısından huzur hakkı belirlenirken şirketin mali durum ve menfaatlerinin dikkate alınması gerektiğini ve dava dışı …’nın oydan yoksunluk durumunun mevcut olduğu vurgulanarak kararın iptalini talep etmiş, TTK 394 Md. Düzenlenen huzur hakkının belirlenmesinde işletmenin büyüklüğü, yöneticilerin nitelikleri gibi nesnel ölçülerin dikkate alınması gerektiği, davalı şirket yönetim kurulu üyesi …’nın şirkette aynı zamanda danışmanlık görevini yürüttüğünü ve yine aynı zamanda …’da bulunan şirketin CEO’su olduğu, tüm mesaisini şirkete ayırmadığı ve ayrıca yönetim kurulu üyesi ve danışman olarak aldığı paranın şirketin bir önceki yıla ait kar tutarını geçtiği, şirketin menfaatleri gözetildiğinde belirlenen huzur hakkının fahiş olup kararın iptalinin gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı ortak 8 No’lu alınan karar açısından yönetim kurulu üyesinin TTK 395 ve 396 Madde’de belirtilen işleri ifa edebilmesi hususunda alınan kararda dava dışı ortak …’nın oydan yoksun olduğunu ve kararın iptalini talep etmiş, Yönetim kurulu üyesi olan …’nın …’da bulunan şirketin ortağı ve temsilcisi olduğu gözetildiğinde TTK 395 ve 396 Maddelerde düzenlenen davalı şirkette işlem yapma ve rekabet yasağının kaldırılması durumunun üyenin özel menfaatine olduğu, üye ile ortaklık arasında kişisel bir ilişki doğurduğundan oydan yoksunluk durumunun mevcut olduğu, TTK 436 Madde gözetildiğinde …’nın anılan kararlarda oy kullanamayacağı, bu nedenle 8 no’lu kararın iptalinin gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçeler doğrultusunda 04.10.2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5 no’lu kararların iptalinin gerekmediği, 7 ve 8 no’lu kararların iptalinin gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı şirketin 04/10/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan;
3-4-5 No’lu kararların iptaline ilişkin açılan davanın REDDİNE,
7,8 No’lu alınan kararlar yönünden açılan davanın kabulü ile kararların İPTALİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 54,40 TL maktu harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 18,50 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 77,00 TL ( 35,90 TL BH, 35,90 TL PH, 5,20 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 2.500,00 TL, tebligat gideri 291,00 TL toplam 2.791,00 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.116,40 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı bilirkişi ücreti 500,00 TL ‘nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 300 TL’nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 4.080 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 4.080 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …