Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2019/557 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/657
KARAR NO: 2019/557

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 19/07/2018
KARAR TARİHİ: 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkilinden fatura karşılığında mal aldığını ancak takip miktarı kadar kısmını ödemediğini, borçlu şirket yetkilisi ile yapılan görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durduğunu, müvekkilinin davalıdan olan alacağının tespitine, davalı tarafça İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi ekleriyle birlikte davalıya tebliğe çıkarılmış, usulüne uygun şekilde tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan ve cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu itirazında özetle davalı vekili; takibe konu alacak ile müvekkili şirketin hiçbir şekilde illiyet bağının olmadığını belirterek borca ferilerine faize ve faiz oranlarına itiraz etmiştir.
Mahkememizce gerekli inceleme yapılmış, deliller toplanmış ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememiz 17/10/2018 tarihli ara kararı ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde davacı alacağının varlığının ve miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, 07/01/2019 havale tarihli raporunda bilirkişi özetle; incelenen davacıya ait, 2017-2018 yılları ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığını ve 2017-2018 yıllarına ait yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapıldığını, sonuç olarak davacının 2017-2018 yılları ticari defterleri açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılması nedeni ile davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğinin bulunduğunu, davalı tarafın sunduğu 16.11.2018 tarihli yazılı beyanında incelemenin “…” adresinde yapılmasını talep ettiğini, davalı avukatının bir çok kez arandığını, mail gönderildiğini, inceleme günü talep edildiğini ve incelenecek belgelerin ne olduğu belirtilmiş olmasına rağmen kendisine bilirkişi raporu hazırlanıncaya kadar davalı tarafça davaya konu ticari defterler, kayıtları ve dayanağı belgelerin hazırlanmadığını ve bilgi verilmediğini, dolayısıyla davalı tarafın davaya konu ticari defterleri, kayıtlar ve dayanağı belgeler incelenemediğini, davacının ticari defterlerine davacının davalıdan icra takip tarihi 11.06.2018 tarihi itibari ile 85.103,23 TL alacaklı olduğu tespit edildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, mahkememiz 13/02/2019 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmişse de 02/04/2019 tarihli ek raporunda bilirkişi, davalı vekilinin ve davalı şirketin bir çok kez aranmasına ve mektup yoluyla bilgi verilmesine rağmen cevap verilmediğini, ticari defter ve kayıtların hazır edilemediğini bu nedenle incelemenin yapılamadığını beyan etmiştir. Alınan bilirkişi ek raporu taraf vekillerine usulüne uygun tebliğ edilmiş ve taraflarca herhangi bir itiraz veya beyanda bulunulmamıştır.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında gerçekleştiği iddia edilen mal alım-satım karşılığında düzenlenen fatura bedelinin kısmen ödenmemesi nedeniyle İİK.’nun 67. Maddesine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın toplam 85.103,23 TL alacağına işleyecek faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK.’nun 66. Maddesi uyarınca durdurduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK.’nun 67. Maddesinde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Mahkememizin 17/10/2018 tarihli ara karar ile bilirkişi incelemesine karar verildiği, inceleme gününün 16/11/2018 günü saat 14.00 olarak tayin edildiği ve bilirkişiye ayrıca yerinde inceleme yetkisi veirldiği, davacı vekilinin tayin edilen günde hazır olduğu, davalı vekilinin ise yerinde inceleme yapılmasını talep ettiği ve inceleme yapılacak yeri bildirdiği, bilirkişinin 07/01/2019 havale tarihli raporunda davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının hazır edilmediğinden inceleme yapılamadığın bildirildiği, davalı vekilinin ise bilirkişi raporuna itirazda bulunarak incelemenin eksik yapılmış olması nedeniyle ek rapor alınmasını talep ettiği anlaşılmış, mahkememiz ara kararıyla ek rapor alınmasına karar verilmiş ancak bilirkişinin 02/04/2019 tarihli ek raporunda davalı şirketin ve davalı vekilinin defalarca aranmasına ve iadeli taahhütlü mektup gönderilmesine rağmen cevap verilmediğini, ticari defter ve kayıtların hazır edilmediğini, bu nedenle incelemenin yapılamadığını bildirdiği anlaşılmıştır. Davacı taraf defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen asıl alacağın varlığının kanıtlandığı anlaşılmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiş, asıl alacağın %20 oranında ve asıl alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faiz işletilmesine,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacak olan 85.103,23 TL’nin %20’si oranında 17.020,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.813,40 TL nispi karar harcından peşin alınan 1.017,14 TL harcın mahsubu ile eksik 4.796,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.558,26 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.769,74 TL’nin ( 35,90 TL BH, 5,20 TL VH, 1.017,14 TL Peşin Harç, 111,50 TL tebliğler, 600,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …