Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/654 E. 2020/230 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/654
KARAR NO : 2020/230

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı yan arasında imzalanan 03/11/2015 tarihli asansör satış sözleşmesi gereği, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini davalı yanca sözleşme gereği ödemesi gereken 233.541,37 TL’yi ödemediğini, ödenmeyen bedelin tahsili için müvekkili şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı yanca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı yanın yetki itirazının haksız olduğunu müvekkili şirketin adresinin İstanbul olduğunu ve İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davalı yana ait “…” adresindeki … konut projesi için 18 adet asansör imâl ve temin ettiğini, asansörleri çalışır ve montajı yapılmış halde davalı yana teslim edildiğini, davalı yana 14/04/2017 tarihli … numaralı ve 1.867.667,38 TL bedelli e-faturanın müvekkili şirket tarafından gönderildiğini, davalı yanca 1.634.136,01 TL’lik kısmının ödendiğini kalan 233.498,44 TL’lik bakiye tutarı ödemediğini, müvekkili adına İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi ekleriyle birlikte usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmişse de davalı yanca mahkememiz dosyasına davaya karşı herhangi bir cevap veya beyan dilekçesi ibraz edilmemiştir
Dava, Taraflar arasında imzalanan asansör satış sözleşmesinden doğan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK 67 Mad.’sine dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, İstanbul…İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 233.541,37 TL asıl alacak, 22.957,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 256.498,81 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9.75 oranında avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.’si uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67. Mad.’sinde belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahkememiz 06/03/2019 tarihli ara kararı ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu döneme ait ticari defter ve kayıtları üzerinde davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 66, Md. 64. Md. ve 213 Savılı Vergi Usul Kanunun 220. md. uyarınca usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu . 6100 Şavılı Kanunun 222, md uyarınca kendi kendi lehlerine delil olabileceğine, davalı tarafça, mahkemece belirlenen inceleme tarihi ve saatinde herhangi bir defter, bilgi ve belge İbrazında bulunulmamış olması sebebiyle, dava dosyasına mübrez bilgi ve belgeler ile davacı tarafın bilgi, belge ve delil niteliğindeki dokümanları doğrultusunda raporun oluşturulduğunu, davacı ve davalı taraflarca ticari nitelikteki ilişkinin, sözleşme ile yazılı olarak kayıt altına alındığı ve ticari faaliyetin hayata geçirilmiş olduğunu, davacı tarafça sunulan davalı tarafa ait cari hesap ekstresindeki 2018 yıl sonu bakiyesinin ticari defter kayıtları ile uyuştuğunu, bu İnceleme neticesinde davacı tarafın 17.04.2018 tarihi sonu itibariyle, davalı taraftan 233.541.41 TL alacaklı olduğu dava konusunu oluşturan faturalı alacağa ilişkin davalı tarafından verilen çekler ve görüntüleri ile tahsilat makbuzu ve davacı taraf yevmiye kayıtlarının karşılıklı olarak görülerek teyit edildiğini işbu suretle taraflar arasındaki ticari ilişkinin kayıtlı olarak ispatlandığı kanaatine ulaşıldığını davacı tarafın sözleşme kapsamında davalı tarafa vermiş olduğu mal ve hizmetlerin, 14.04.2017 tarihinde iki tarafında kaşe ve imzasının yer aldığı geçici teslim tutanağı ile kontrol edildiği ve teslim alındığının görüldüğünü 23,10.2017 tarihli … Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı tarafın alacağını davalı tarafa tebliğ ettiği ve gerekli müeyyideleri belirtmiş olduğunu, davalı tarafın, yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda (TTK 21/2) davacı tarafça keşide edilen faturalardan haberdar olduğu ancak herhangi bir itirazının mevcut olmadığını, davacı tarafa alt BS formlarının incelenmesi neticesinde. Davalı tarafa ait cari hesap ekstresl ile defter kayıtlarında yer alan satıs faturalarının 2016/06.ay ve 2O17/04.ay BS formlarında beyan edildiğini, dava dosyasına vaki bilgi ve belgeler ile tüm inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davacı tarafın dava tarihi itibariyle kayıtlı olarak 233.541.41 TL bakive alacağı talep edebileceğini, davacı yanın 18.005,08 TL işlemiş faize hak kazanabileceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, davacı yanca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, fatura ve cari hesaptan kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamış olup 02/05/2018 tarihinde icra müdürlüğüne sunduğu dilekçede Bursa İcra müdürlüklerinin yetkili olduğu yönünde itirazda bulunmuş olup TBK m. 89 gereğince alacaklı olduğunu iddia eden davacının yerleşim yeri bakımından mahkememiz yetkili kabul edilerek dosyanın esasına girilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı, verilen ara karar uyarınca ticari defter ve kayıtlarını hazır etmediği ve ayrıca davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu, asansör geçici teslim tutanağı, 23/10/2017 tarihli noter ihtarı, faturalar, cari hesap ekstresi incelenmiş ve mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davacının 233.541,41TL asıl alacak ve 18.005,08TL işlemiş faiz alacağının varlığı kanıtlanmıştır. Açıklanan faturalardan kaynaklı nedenlerle cari hesap alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan defter incelemesi sonucunda davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı233.541,41 cari hesap alacağı bulunduğu tespit edilmekle, davacının 22.957,44TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu ancak bilirkişi hesaplamasında 18.005,08TL bedel olarak belirlendiği anlaşılmış olup raporda hesaplanan bedeller üzerinden davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ve asıl alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 233.541,41 TL asıl alacak ve 18.005,08 TL işlemiş faiz, 251.546,49 TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %9,75 oranında avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalılardan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 17.183,14 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 17.147,24 TL harcın davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 26.058,25 TL vekalet ücretinin davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4Davacı tarafından dava açılırken yapılan 57,60 TL ( 35,90 TL PH, 16,50 TL BH, 5,20 TL VH olmak üzere ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 966,10 TL ( 316,10 TL müzekkere ve tebliğler, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere ) yargılama gideri üzerinden davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 945,76 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır