Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/65 E. 2020/592 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/65
KARAR NO:2020/592

DAVA: TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:07/04/2010
KARAR TARİHİ:05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı veki1i dava dilekçesi ile diğer beyanlarında özetle, müvekkili ile davalı arasında sözlü alım-satım sözleşmesi olduğunu, davalının, müvekkiline çeşitli tarihli irsaliyeler ile 57 adet beton sevk silindirini ifa yeri olan müvekkilinin adresine gönderildiğini, yapılan incelemede teslim edilen malzemede açık ayıpların bulunduğunun anlaşıldığını, telefon yoluyla davalıya ayıp bildiriminde bulunulduğunu, 8 adet beton sevk silindiri için davalıya iade faturası düzenlenerek teslim edildiğini, kalan 49 adet silindir karşılığı müvekkilince davalıya 109.124,4 TL ödeme yapıldığını, kullanılmaz halde olduğu anlaşılan 30 adet silindirin irsaliye düzenlenerek düzenlenerek davalının çalıştığı taşıyıcı firmaya teslim edildiğini, ancak davalının 30 adet ayıplı malı teslim aldı halde yerine sadece bir defada 23.12.2008 tarihli irsaliye ile 8 adet silindiri gönderdiğini, 30 adet ayıpsız mislini ise göndermediğini, ve müvekkilinin davalıdan 22 adet beton sevk silindiri alacağının bulunduğunu, müvekkilinin davalıya 49 adet silindirin bedelini ödemesine rağmen 27 tanesinin teslim edilerek 22 adetinin teslim edilmediğini, bunun yanında müvekkilinin davalıdan aldığı 9 adet silindirin 15 ay veya 1.500 saat kullanımı gerçekleşmeden davalıca verilen garanti süresi bozulduğunu, müvekkilinin müşterileri için başka bir tedarikçiden mal alarak ihtiyaçlarını giderdiğini, bu işlemler için masraflar yaptığını, yapılan giderlerin davalının kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin dönme hakkını kullanarak teslim edilmeyen silindirler için 08.03.2010 tarihinde ihtarname keşide ettiğini, verilen 7 günlük sürede ödeme yapılmadığını ileri sürerek, davalı tarafından teslim edilmeyen 22 silindir karşılığı 48.994,00 TL, ayıplı olan 9 adet silindir için 20.043,25 TL ve yapılan tespit ile giderler için toplam 6.665,90 TL nin temerrüt tarihlerinden itibaren ticari faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile diğer beyanlarında özetle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının ayıplı ifa sebebiyle sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin krom kaplama imalatının standartlara uygun olduğunu, sorunun imalattan değil kullanım hatalarından kaynaklandığını, buna rağmen müvekkilinin 30 adet silindiri iade alarak yenilerini gönderdiğini, çeşitli tarihlerdeki taleplerle bir kısım silindirlerin iade alındığını en son iade irsaliyesinin 21.05.2009 tarihli olduğunu, bu tarihten itibaren davalı ile ticari ilişkinin kesildiğini, süresi içinde TTK hükümlerine göre yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, davacı isteminin BK nun 207 ve TTK nun 25/4. Maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, ticari ilişki süresince müvekkilinin 57 adet silindir teslim ederek 124.709,59 TL fatura kestiğini, davacının 25.08.2009 tarihli iade faturası karşılığı 8 adet silindirin alınarak 15.585,19 TL ödendiğini, sonuçta 49 adet sevk silindiri karşılığı 109.124,40 TL ödeme yapıldığını, çeşitli tarihlerdeki sevk irsaliyeleri ile gönderilen 30 adet silindirin alınarak yerlerine yenilerinin gönderildiğini, sonuçta satılan 57 adet silindirin 30 adetinin çeşitli tarihlerde iade edilmesi sonucu yenilerinin verildiğini, davacının tespit dosyasına bir kısım sevk irsaliyelerini ibraz etmediğini, ihtara cevapta borcun bulunmadığını belirtmelerine karşılık sonradan yapılan araştırmada, davacının 4 adet sevk irsaliyesi alacağının bulunduğunu ve bunu teslime hazır olduklarını, ayıplı oldukları belirtilen silindirlerin, müvekkiline ait olup olmadığının belli olmadığını, zira davacının başka tedarikçilerden de mal aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 227’ye göre satılanın ayıplı olması nedeniyle tazminat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı yanın 29.01.2010 tarihli tespit istemi üzerine, dava konusu silindirlerde bulunan ayıpların tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmış, tespit raporu 17.04.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir.
Taraflara ait fatura, sevk irsaliyeleri ve defter kayıtları ve satıma konu silindirler üzerinde üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak tazmini gereken bir zarar bulunup bulunmadığı araştırılmıştır.
Teknik bilirkişinin 01.12.2011 tarihli asıl ve20.07.2012 tarihli raporlarından, numunelerdeki sert krom kaplama miktarının istenilen kalınlıkta olmaması ve krom kaplama tabakasının mikro çatlaklar içermesi nedeniyle hatalı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı kayıtları üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan 27.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda, davacının, gönderilmeyen 15 adet sevk silindiri karşılığı 32.817,75 TL; uhdesinde bulunan 9 adet ayıplı silindir nedeniyle 19.690 TL ve yapılan tespit ve diğer giderler nedeniyle de 6.665,90 TL olmak üzere toplamda 59.174,30 TL alacaklı olduğu, bu miktarın 17.03.2010 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsili gerektiği bildirilmiştir.
20.01.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporundan, davacının 9 adet ayıplı sevk silindiri ile gönderilmeyen 15 adet sevk silindiri karşılığı toplamda 57.010.07 TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporları arasındaki çelişki ve taraf itirazları üzerine dosyanın tevdi edildiği bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 04.06.2014 tarihli raporda, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlendiği, davalı yanın defterlerinin incelenmeye sunulmadığını, taraflar arasında ayıplı olduğu belirlenen ve iade edilen 30 adet silindirden ne kadarının yeniden teslim edildiği konusunda sorun bulunması nedeniyle bu hususun kayıtlardan incelenmesi gerektiğini, dosyada düzenlenen iadeye ilişkin belgelerden toplam 30 adet boru için iade işlemi yapıldığını, davacı tarafından toplamda 30 adet silindirden 18 adetinin gönderildiği ve elinde 12 silindirin kaldığının belirlendiğini, iade faturasına konu 8 adet silindirin teslim edildiğinin davalı yanca kanıtlanmadığını, davalının elinde kalan 4 adet silindirin değerinin 7.792,58 TL olduğunu, ayıplı olan 9 adet silindirdeki gizli ayıbın kullanımla ortaya çıktığını, ayıbın gizli ayıp olup, kullanımla ortaya çıktığını, bu kapsamda davacı zararının 24.192,32 TL ve yapılan masraflardan ibaret olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi kurulu itiraz üzerine düzenlenen ek raporlarında da aynı sonuca varmışlardır.
Davalı yanın, sözleşme konusu bir kısım malların teslimine ilişkin bildirdiği … Kargo şirketine ait ambar teslim fişleri dosyaya konmuştur.
Talimatla dinlenen davalı tanıkları … ve …, satıma konu silindirlerde ayıp bulunmadığını, deformasyonun silindirlerin usulüne uygun şekilde monte edilmemesinden kaynaklandığını belirtmişlerdir.
Taraflar arasında sözlü mutabakatla, beton sevk silindiri konusunda satım sözleşmesinin kurulduğu sabit olduğu gibi, davalı yanın, davacıya 57 adet sevk silindiri sattığı da sabittir. Uyuşmazlık, davalı yanca kabul edilen 4 adet sevk silindiri dışındaki, davalı tarafından teslim edilen sevk silindirlerinde imalat hatası veya garanti kapsamında bir arıza bulunup bulunmadığı, teslimi gereken tüm sevk silindirlerinin teslim edilip edilmediği, ile davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı ve bu kasamda davacının tazmini gereken zarının varlığı ve miktarına ilişkindir. Davacı, 30 adet ayıplı silindirin davalı tarafça davalı tarafça teslim alındıktan sonra ayıpsız mislinin gönderilmediğini, 22 adet silindirin ise teslim edilmediğini ileri sürerken; davalı, davacının 30 adet ayıplı silindiri teslim ettiğini bildirmekle birlikte 26 adet silindirin teslim edildiğini savunmaktadır.
Öncelikle, davacı tarafından süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı üzerinde durulması gerekir. Taraflar arasındaki satım ilişkisinde, davalı tarafından teslim edilen bir kısım emtianın sözleşmeye uygun olmaması nedeniyle iade edildiği, davalı savunmasına göre bunların 4 adeti dışındakilerin değiştirilerek yenilendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı yanın ayıplı olarak teslim edilen emtia bakımından yazılı olarak davalıya ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki sözleşme konusu olan emtiada tespit edilen ayıpların gizli ayıp olması nedeniyle ancak kullanımla ortaya çıkabileceği, TTK nun 23/c ve TBK nun 223. Maddeleri uyarınca, malı teslim alan davalının, gizli ayıp niteliğindeki ayıbın ortaya çıkması üzerine mahkeme aracılığıyla tespit yaptırarak bunu davalıya tebliğ etmesi karşısında ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekmektedir.
Bu kabulden sonra tazmini gereken zarar yönünden, davacının ayıp ihbarı süresinde olduğu kabul edilen 9 adet silindir yönünden zararının 19.690,67 TL olduğu, bunun yanında davalının teslim etmediği anlaşılan 4 adet silindir nedeniyle 8.751,41 TL zararının bulunduğu, sözleşmedeki eksik ve kusurlu teslim nedeniyle yapılan 6.660,90 TL nin de tazmini gerektiği, davalının 08.03.2010 tarihli ihtarla dava öncesi temerrüde düşürülmesi nedeniyle faize ihtarda verilen önelden itibaren hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne yönelik şekilde hüküm kurulmuştur.
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİNİN BOZMA KARARI:
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, “Taraflar arasında 57 adet beton silindiri satışı yapıldığı ve bedelinin ödendiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Satım konusu malda üretim hatası bulunduğundan bahisle davacı tarafından davalıya bakım için bir kısım mal iade edilmiş ve bu husus davalının da kabulünde olduğundan süresinde ayıp ihbarı yapıldığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalıya bakım için gönderilen 30 adet sevk silindirinin davacı iddiasına göre 22 adedinin iade edilmediği ve davacıda kalan diğer makinelerden 9 adedinin de kullanılamaz olduğu noktasındadır. Davalı taraf kendisine bakım için gönderilen makinelerden 4 adedinin elinde bulunduğunu beyan ettiğine göre kalan 18 makineyi davacıya iade ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı taraf ise kullanılamaz durumda olduğunu beyan ettiği 9 adet makinenin da hurda olduğunu ispat etmelidir. Tarafların bu yöndeki iddia ve savunmaları dikkate alınarak inceleme ve araştırma yapılmak gerekirken zararın ne şekilde belirlendiği açıklanmayan bilirkişi raporu gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.
YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:
Yargıtay 19. HD’nin bozma kararına karşı tarafların beyanları alındıktan sonra bozma kararına uyulması yönünde ara karar oluşturulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir. Yargıtay 19. HD’nin içtihadı doğrultusunda 6100 sayılı HMK m. 288’e göre keşif yapılmasına karar verilmiş ve makine mühendisi bilirkişi eşliğinde davacı şirketin bulunduğu yerde 06.11.2019 tarihinde keşif yapılmıştır. Keşif esnasında dokuz makinenin davacının elinde olduğu görülmüştür. Keşif sonucunda hazırlanan 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda dokuz makinenin hurda ve kullanılamaz durumda olduğu tespit edilmiştir. Böylece davacı taraf elinde kalan dokuz makinenin hurda durumda olduğunu Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda kanıtlamış durumdadır.
Davalı ise kalan on sekiz makineyi davacıya geri gönderdiğini ileri sürmekte olup Yargıtay davalının bunu kanıtlaması gerektiğini belirtmektedir. Dosya içindeki belgeler incelendiğinde davalı taraf 23.12.2008 tarih ve … sayılı irsaliyeli fatura ile sekiz tane, 24.03.2009 tarih ve … sayılı irsaliyeli fatura ile altı tane ve 21.05.2009 tarih ve … sayılı irsaliyeli fatura ile de dört tane makineyi gönderdiğini belirtmekte, bu makinelere ilişkin ambar tesellüm fişlerini de dosyaya sunmuştur. Ambar tesellüm fişleri üzerinde davacı şirket çalışanları … ve …’ün imzaları bulunmaktadır. Bu belgelere göre davalı şirket on sekiz tane makineyi davacı şirkete geri gönderdiğini Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda kanıtlamaktadır.
Kalan on sekiz makinenin değerinin tespiti için bilirkişiden ek rapor istenilmiştir. Hazırlanan 27.01.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda on sekiz makinenin değerinin 2.450,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay’ın bozma kararı öncesinde hazırlanan bilirkişi raporuna göre davacının kabul edilen 9 adet silindir yönünden zararının 19.690,67 TL olduğu, davalının davacıya teslim etmediği anlaşılan 4 adet silindir nedeniyle de 8.751,41 TL zararının bulunduğu, sözleşmedeki eksik ve kusurlu teslim nedeniyle yapılan 6.660,90 TL masrafın da davacının zararını oluşturduğu dikkate alınarak mahkememizin önceki kararında toplam 35.107,98 TL üzerinden hüküm kurulmuşsa da bu tazminat kalemlerinin toplamı 35.102,98 TL yapmaktadır. (9 adet silindir yönünden zarar 19.690,67 TL + davalının davacıya teslim etmediği anlaşılan 4 adet silindir nedeniyle doğan zararı 8.751,41 TL + sözleşmedeki eksik ve kusurlu teslim nedeniyle yapılan masraf bedeli 6.660,90 TL = 35.102,98 TL) Bu hesaplama basit matematik işlemini gerektirdiğinden ve yapılan hesaplama tarafların 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre bedel artırımında bulunmalarını ya da HMK m. 176’ya göre ıslah da bulunmalarını gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi uyarınca ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Aradaki 5,00 TL tutarındaki fark Yargıtay’ın bozma kararına göre davacı ve davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturmayacağından toplam 35.102,98 TL üzerinden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının Kısmen Kabulü ile; 35.102,98-TL’nin temerrüt tarihi olan 18.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.397,88-TL nispi karar harcının peşin alınan 991,95-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.405,94-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 5.802,50-TL ( 3.100,00-TL BK ücreti, 342,50-TL tebliğler ve posta, 2.360,00-TL Teknik Analiz Ücreti ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 3.049,40-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 1.455,05-TL ( 17,15-TL BH, 17,15-TL PH, 2,75-TL VH, 129,20-TL+314,00-TL Keşif Harcı ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.265,45-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.753,82 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır