Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/635 E. 2021/810 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/635
KARAR NO:2021/810

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/07/2018
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile şahıs şirketi olan … Ayakkabıcılık ile farklı tarihlerde ticari alışveriş yapıldığını, bu hususta taraflar arasında ilgili ticari alışverişe ilişkin olarak faturalar düzenlendiğini, … … adına kesilen ilk faturanın 17/09/2014 tarih … irsaliye numarası ile 15.000,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, ikinci faturanın 17/12/2014 tarih … irsaliye numarası 12.904,00 TL bedelli ve son fatura 24/12/2014 tarih … irsaliye numarası 12.094,00 TL bedelli düzenlendiğini, davacının faturalardan doğan alacağını tahsil amacı ile …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalının yetki itirazında bulunması sebebiyle söz konusu derdest icra takibinin yetkisizlik ile yetkili … icra müdürlüklerine gönderilerek … 5. İcra Müdürlüğü … esasını aldığını, davalının aynı zamanda borca da itiraz ettiğini, icra takibinin durdurduğunu, davalının, icra dosyasında yapmış olduğu borca itirazında davacı şirkete karşı hiçbir borcu bulunmadığını iddia ettiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde bu alacakların varlığının ispat edileceğini, Mahkemenin kötüniyetli olarak yapılan itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, bu sebeple açıkça kötü niyetle yapılmış itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesine talep ettiklerini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden dolayı, öncelikle yapılan itirazın geçersiz sayılmasına karar verilmesine, mahkemenin bu konuda aksi kanaatte olması halinde davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini, kötü niyetle yapılmış itiraz sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücret vekaleti karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının … 5. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasından davalıya ödeme emri gönderdiğini, davacının … 5. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasına konu olan faturaları eklemediğini ve davalıya söz konusu faturaları göndermediğini, davalıya gönderilen ödeme emrinde dahi takip konusu yapılan faturaların hangi tarihe ait olduğuna dair bilgilerin yer almadığını, bundan takip konusu yapılan faturalar ile ilgili davalının hiçbir bir şekilde bilgi sahibi olmadığını, davacının … 5. İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasına olan itirazlarından dolayı dava açtığını, davacının mahkemeye sunduğu faturalardan anladıkları kadarıyla davacının, … Şirketi ile ticaret yaptığını ve bu ticaretten kaynaklanan faturalardan dolayı da davalı hakkında dava açtığını, … Şirketi’nin tüzel kişiliği olan bir limited şirket olduğundan dolayı şirketin borçlarından dolayı davalının sorumlu olmadığını, yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, … Şirketi’nin alacak veya borcundan dolayı davalının sorumlu tutulamayacağını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davalının şirketin ve alacaklı şirketin ticari defterleri karşılaştırıldığında dahi söz konusu faturaların ödenmiş olduğunun anlaşılacağını, alacaklının dava konusu yaptığı faturalardan kaynaklı olarak davalının ya da davalının şirketinin hiçbir şekilde borcu bulunmadığını, davacının kötü niyetle açmış olduğu davanın reddini ve alacaklının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esas yünlerden reddine karar verilmesini, davacının kötü niyetle açmış olduğu davadan dolayı %20’den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini ve tüm avukatlık ücreti ve yargılama harç ve masraflarının karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 07.01.2020 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
05.03.2020 tarihli raporunda bilirkişi; davacı tarafin incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı tarafa, 17.09.2014 tarihli … sıra numaralı 15.000,75 TL bedelli, 17.12.2014 tarihli … sıra numaralı 12.904,72 TL bedelli, 24.12.2014 tarihli … sıra numaralı 12.094,94 TL bedelli olmak üzere 3 adet toplamı 40.000,41 TL bedelli fatura düzenlediği ve ticari defterlerine alacak kaydettiği görüldüğünü, davacı taraf davalı taraftan 40.000,41 TL alacaklı hale geldiğini, davacı taraf davalı taraftan 14.08.2014 tarihinde 15.000,00 TL bedelli ve 16.12.2014 tarihinde 25.000,00 TL bedelli 2 adet toplamı 40.000,00 TL’lik çek almış ve davalıdan olan alacağından düştüğünü, davacının davalı taraftan, 40.000,41 TL fatura alacağı, 40.000,00 TL alınan çek, 0,41 TL alacağı kaldığını, davacı taraf 31.12.2014 tarihli 1378 numaralı yevmiye maddesi ile davalı taraftan olan alacağını “HESAPLAR ARASI” açıklaması ile 0,41 TL tahsilat kaydı işlemiş ve davalı taraftan alacağı kalmadığını, davalı tarafın dosya içerisine sunmuş olduğu yasal dayanak teşkil etmeyen muavin dökümünün incelenmesinde, davalı tarafın davacı taraftan 3 adet toplamı 40.000,41 TL bedelli fatura aldığı, fatura borcuna karşılık 40.000,00 TL. bedelli 2 adet çek verdiği, davalının davacı tarafa, 40.000,41 TL fatura borcu, 40.000,00 TL verilen çek 0,41 TL. borcu kaldığını, davalı taraf 31.12.2014 tarihinde “VİRMAN” açıklaması ile davacı tarafa olan borcundan 0,41 TL düşmüş ve davacı tarafa borcu kalmadığını, davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgeleri ile davalı tarafın dosya içerisine sunmuş olduğu yasal dayanak teşkil etmeyen muavin dökümüne göre, tarafların mutabık oldukları görüldüğünü, davacı tarafın davalı taraftan 17.04.2018 takip tarihi itibariyle alacağının olmadığı görüldüğünü, sonuç olarak, davacı tarafin incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 17.04.2018 takip tarihi itibarı ile alacağının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun tebliğ edilmiş, mahkememizce 13.10.2021 tarihli ara karar ile bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 35.465,00 TL asıl alacak tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan denetime elverişli raporda, davacı şirketin 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmadığı, kebir ve envanter defterinin yazdırılmadığının tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca davacının ticari defterlerinin kendi aleyhine delil niteliğinde bulunduğu, ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan alacağının bulunmadığı anlaşılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 706,91 TL harçtan mahsubu ile artan 647,61 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.181,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır