Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/623 E. 2021/1055 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/623
KARAR NO : 2021/1055

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalı tarafa ürün/hizmet verildiğini, ancak davalı tarafça ürün bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa defalarca kez müracaat edildiğini ve herhangi bir netice elde edilemediğini, bunun üzerine davalı tarafa karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas numarasıyla icra takibine geçildiğini, ilgili icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, işbu itiraz taraflarına 26.06.2018 tarihinde tebliğ olduğunu, davalının vaki itirazı üzerine duran icra takiplerine devam edebilmesi için, itirazın iptali talebi ile iş bu davayı açmak zarureti doğduğunu, davalı tarafın borca itirazının haksız olduğunu, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen 16.01.2018 tarihli faturada belirtilen ürünlerin davalı tarafça talep edildiğini, bunun üzerine ürünlerin kalem kalem tespiti için davalı tarafın iş yerinde keşif yapıldığını ve bu keşiften sonra teklif sunulduğunu, ürünlerin faturalandırılmasının ne şekilde yapılacağının da ayrıca e-mail yazışmalarında belirtildiğini, dilekçe ekinde sunulan işbu yazışmalarda görüleceği üzere, 10.01.2018 tarihli e-mail ile davacının teklifinin kabul edildiğinin sabit olduğunu, davacı tarafından ticari ilişkiye konu ürünlerin imal edildiğini ve davalı tarafın iş yerinde montaj yapılarak teslim edildiğini, faturada belirtilen ürünlerin teslim edilmediğine veya verilen hizmete daha evvel yapılan herhangi bir itiraz bulunmadığını, faturaya konu ürünlerin teslimine ilişkin sevk irsaliyesinin de ekte olduğunu, ilgili faturaya konu ve davalı tarafa teslim edilen ürünlerin bedellerinin, cari hesap dökümünden de görülebileceği gibi kısmen ödenmediğini, davalı tarafın, faize ilişkin itirazında da taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı sebebiyle haksız olduğunu, alacakları ayrıca likit olduğundan davalının kötü niyetli olarak itirazı nedeni ile İİK’nun 79.maddesi gereğiyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptaline ve takibinin devamına, icra takibine itirazda haksız ve kötü niyetli olan davalı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin …-…yetkili servisi ve ikinci el araç alım satımı yapan bir işletme olduğunu, tüm işlemleri…’nin Türkiye Distribütörü olan… Otomotiv A.Ş.’nin kalite standartlarına uygun davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, davalı şirketin faaliyete geçmeden önce işyerinin bir kısım dekorasyon işleri için Aralık 2017’de davacı firmadan teklif alındığını, davacı firma ile davalı şirketin ofis camlarına buzlu folyo uygulaması, iç ve dış yönlendirme tabelası, isimlik yazımı vb. işler için anlaşıldığını, ancak yapılan işlerin zamanında teslim edilmediği gibi birçok işlemin ayıplı olduğunu, vaat edilen kalitede hizmet verilmediğini, hazırlanacak ürünlere ilişkin tüm çizimler ebat ve şekilleriyle kendilerine verildiği halde ayıplı montaj yapıldığını ve faaliyete yeni geçen davalı şirketin piyasadaki itibarının zarar görmesine yol açıldığını, bu hususa ilişkin manevi tazminat talebinde bulunma haklarının saklı olduğunu, ekte görüleceği üzere tüm tabelalar dik şekilde asıldığı halde “Parça Satış” bölümünün çapraz şekilde asıldığını, bu ve bunun gibi birçok ayıplı ifa bulunduğunu, ayıp ihbarı defalarca sözlü ve yazılı olarak yapılmışsa da düzeltilmediğini, konuya ilişkin yazışmaların bilahare sunulacağını, davacı şirketin öncesinde keşfe gelip işi teslim ettiğinde de ilgili yerlerin fotoğraflarını çekmiş olduğunu, ancak montajdaki hataları görmezden geldiğini, davacı firmanın titiz ve özenli çalışacağı inancıyla söz konusu işler için piyasa fiyatlarının çok üzerinde bedeller ödemeyi kabul eden davalı şirketin, hem teslimdeki gecikmeler hem de ürünlerdeki ve ürünlerin montajındaki ayıplar nedeniyle yapılan iş karşılığı davacı firmaya 6.500 TL ödeme yapıldığını, TBK m.227 uyarınca da ayıp nispetinde satış bedelinin indirimi istenmiş kabul edileceğinden, davacının bakiye bedelini istemede haksız olduğunu, hizmet ve ürünlerdeki ayıplar davalı şirkete keşfe/bilirkişi incelemesine gelindiğinde tespit edilebileceğini, davacı şirketin sevk irsaliyesi olduğunu belirtmişse de, söz konusu sevk irsaliyesi faturası kesilen bütün ürünlerin teslim ve montajının yapılmadığından imzalanmadığını, bu nedenle, fazlaya ilişkin tutarı kabul etmediğini, davanın reddini talep ile, icra dosyasına yapılan itirazda haklı olunduğunu ve davacının kötü niyetle takibe geçtiğinden davacının icra inkar talebinin reddine ve lehlerine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 06/01/020 tarihli ara karar iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
29/07/2020 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; her ne kadar işin yapımında tüm onaylar ve yazışmalar tam yapılmış olsa da aldığı bir işi mükemmel bir şekilde sonlandırmak yüklenici firmanın yükümlüğünde olduğu, yanlış bir uygulama yapılsa dahi yüklenici firma tarafından kolayca giderilebilecek 1 saat dahi sürmeyecek bir düzeltme işleminin neden yapılmadığı dosyadan anlaşılamadığı, bu bakış açısı ile en azından bir tabelanın nihai iş olarak mükemmel şekilde teslim edilmediği değerlendirilebilir ise de davalının savını ispat durumu ile ilgili rapor içindeki anlatım bütününün mahkememizce değerlendirilmesi gerektiği, toplam bütçede büyük bir fark yaratmasa (350TL+KDV) dahi bu tabela özelinde ayıplı ifadan, eğer davalı savunmasını ispat etmiş kabul edilebilirse teknik açıdan bahsedebileceği, montaj bedeli toplam bütçe içerisinde ayrıştırılmadığı için bir bedel ön görmek mümkün olmadığı, eser kapsamındaki işler tasarımdan montaja bir bütün olup nihai iş toplamı ifade ettiği, doğru olan yanlış aplike edilen tabelanın iz bırakmayacak şekilde düzeltilmesi gerekiyorsa değiştirilmesi gerektiği, ama tüm bunlar, davalının savladığı ayıp tespitini ve ihbarını yasaya uygun olarak yapmış olması ve ispat etmiş kabul edilmesi halinde bahis konusu olabilecek hususlar olduğu ve keyfiyetin davacı tarafın incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraf adına 16.01.2018 tarihli… sıra numaralı 13.912,20 TL. bedelli satış faturası düzenlediği ve ticari defterlerine alacak olarak işlediğinin görüldüğü, davacı taraf banka havalesi yolu ile davalı taraftan 6.500,000 TL. tahsilat yapmış ve davalı taraftan, 13.,912,20 TL. fatura bedeli 6.500,00 TL. Tahsilat, 7.412,20 TL. alacaklı hale geldiğini, davacının davalı taraftan 31.05.2018 takip tarihi itibariyle kendi kayıtlarına nazaran 7.412,20 TL. alacaklı olduğu görüldüğü, davalı taraf 01.07.2018 tarihinde E-defter uygulamasına geçmiş ve kayıtlarını elektronik ortamda tutmaya başladığı, davalı taraf 01/01/2018-30/06/2018 tarihleri arası kağıt ortamında tutmak zorunda olduğu yevmiye, kebir defteri ile 2018 yılı envanter defterini inceleme için ibraz etmediği, davacının davalı taraf adına düzenlemiş olduğu fatura ve ödeme tarihi 01/01/2018- 30/06/2018 dönemine ait olduğundan inceleme yapılamadığı, davalı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafın tiıcarı defterlerinde 31.12.2018 tarınlı …madde numaralı yevmiye defteri kapanış fişinde davacı tarafa 7.412,20 TL. borçlu olduğu görüldüğü, ilişkinin, satım değil, yapılan işin/kurulan ilişkinin mahiyeti itibariyle TBK md. 470 vd. hükümlerinde yer alan “eser” sözleşmesi olduğu düşünülmekte olduğu, eserin üretilip montajının/montaja mümasil işleminin yapıldığı çekişmesiz olduğu ve bu kapsamda, TBK md. 477 hükmü de gözetildiğinde, yüklenici/davacının bir sorumluluğunun olmadığı ve takip konusu meblağı talep edebileceği mütalaa edilebileceğini, davacı tarafın takip tarihinden itibaren kısa vadeli avans faizi ölçüsünde faiz de talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın toplam 7.412,20 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda TBK’nın 474. (BK 359) gizli ayıplarda ise 477. (BK 362) maddeleri hükümlerine uygun olarak, yükleniciye ayıp ihbarında bulunduğu takdirde, BK’nın 475. maddesi (BK 360.md) hükmünde tanınan hakları, iş sahibi kullanabilir. (bkz.Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2012 tr. 2012/481 esas, 2012/7825 karar sayılı kararı)
Somut olayda , davalının montaj ve asım işlerinde ayıp iddiasında bulunduğu, ancak buna ilişkin olarak cevap dilekçesinde dosyaya sadece fotoğraf sunulduğu, buna göre ayıbın açık ayıp olduğunun tespit edildiği, mali yönden yapılan incelemede tarafların ticari defter kayıtlarının HMK m.222 uyarınca delil niteliği taşıdığı, davacı ve davalı ticari kayıtlarına göre 7.412,20TL davacının alacaklı olduğunun işlendiği, davalı tarafça 13.912,20 TL bedelli faturaya istinaden 6.500,00TL ödeme yapıldığı, tarafların tacir olduğu, TTK m. 21/2 uyarınca faturaya karşı 8 gün içinde herhangi bir itiraz edilmediği, m. 18/2 gereğince davalının basiretli tacir gibi davranmayarak açık ayıplar konusunda TTK m. 23/3 uyarınca 2 gün içinde durumu davalıya ihtar ettiğini dosya kapsamında ispatlayamadığı, bu durumda ayıp halindeki seçimlik hakları kullanamayacağı, bedelde indirim isteyemeyeceği, davalının eseri bu haliyle kabul etmiş sayıldığı, davacının 7.412,20TL alacağını ispatladığı, asıl alacağa tarafların tacir olması ve yapılan işin niteliği nedeniyle yıllık %9,75 avans faizi işletilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve ayrıca asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün… sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 7.412,20 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında ‭1.482,44‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 506,32-TL nispi karar harcından peşin alınan 48,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 457,92-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam ‭2.693,01‬-TL’nin ( 35,90-TL BVH, 5,20-TL VH, 48,41-TL Peşin Harç, 203,50-TL Tebliğ ve Posta, 2.400,00) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır