Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/614 E. 2020/16 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/614
KARAR NO : 2020/16

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/02/2015
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından üretilen baharat ve bu baharatların satışına yönelik hazırlanan satış standlarının 12.12.2014 tarihinde müvekkili şirketin Batman satış temsilcisi …Grup’a teslim edilmek üzere sağlam bir şekilde davalı kargo şirketine teslim edildiğini, Müvekkil şirketin kargo gönderim ücreti olarak davalıya 375,79 TL ödediği, sağlam bir şekilde teslim edilen, içinde muhtelif baharatların da bulunduğu, 40 adet standın davalının taşıması esnasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu kırılarak kullanılamaz hale geldiğinden dava dışı Batman satış temsilcisi …Grup’un kullanılamaz hale gelen mallan iade ettiğini, 17.12.2014 tarihinde malların davalı kargo şirket taraftndan müvekkiline teslim tutanağı ile iade edildiğini, müvekkil şirketin bu tutanağa şerh düşerek kullanılamaz hale gelen ürünleri geri aldığını, davalının dikkatsiz ve özensiz davranması sonucunda müvekkilinin maddi zarara uğrayarak ticari itibarının zedelendiğini, müvekkilinin maddi zararının tespiti için İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespitinde zararın 2.847,50 TL olduğunun tespit edildiği ilesi sürerek, şimdilik 3.223,29 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı taraftan tahsiline karar verilmesi, delil tespiti için yaptıkları yargılama giderlerinin (dava vekalet ücreti de dahil) dava sonunda yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi, ayrıca iş bu mahkemece açılmış olan iş bu davaya ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kargoya ilişkin olarak delil tespiti yaptırıldığını, delil tespitine konu baharat stantlarında tespit edilen hasar ve kusurların, taşımaya elverişsiz ve yetersiz ambalajlamadan kaynaklandığının mahkemece de tespit edildiğini, davacı tarafından İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından yapılan delil tespitinde mahkemece atanan bilirkişilerce; “Stantların jelatin kaplı ve başka bir koruyucu sisteminin atmadığı ve dıştan gelecek darbelere karşt koruma olmadığı”, “Tüm stantların sunta lamine olması nedeniyle ktrılma ve deformelerin olduğu”, “Ambalajlı ve etiket bilgileri zarar görmüş herhangi bir baharat paketi tespit edilmediği” şeklinde görüş bildirildiği, bilirkişilerin, hasarın miktarını tespit ederken hasarın nedeninin gönderen tarafından taşımaya elverişli şekilde ambalajlama külfetinin gereği gibi ifa edilmemiş olmasından ve oluşan zararın taşınan malzemenin niteliğinden kaynaklandığını ihtilafa yer bırakmayacak şekilde tespit ettiklerini, müvekkili şirkete izafe edilebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, zarar varsa zarardan davacının sorumlu olduğunu, ambalajın yetersizliğinden salt gönderenin sorumlu olduğunu, gönderenin TTK’nun taşımaya ilişkin hükümleri ile taşıma sözleşmesi hükümleri gereği kendisine düşen kargosunu mahiyetine ve taşıma koşullarına uygun ambalajlayarak taşıyana teslim etme mükellefiyetine aykırı hareket ettiğini, ambalaj eksikliğinden kaynaklanan zararlardan taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, kargonun taşımaya uygun şekilde ambalajlanması külfetinin gönderene ait olduğunu, ambalaj eksikliğinden kaynaklanacak zararların gönderene ait olacağının kanunda açıkça düzenlendiğini, taraflar arasında akdedilen Taşıma Sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca da ambalaj kusurundan kaynaklanan hasarın davacıya ait olduğunun belirlendiğini, kargonun içeriği ve değerinin hiçbir şekilde teslim anında müvekkili şirkete beyan edilmediğini, içerikten kaynaklanan herhangi bir taşıma ya da muhafaza şeklinin (talimatının) taşıyana bildirilmediğini, hiçbir şekilde meydana gelen zarardan müvekkil şirketin sorumlu olduğunun kabulü anlamına gelmemekle birlikte, davacının istemiş olduğu maddi tazminat miktarının fahiş olduğunu, öncelikle Yeni Türk Ticaret Kanununun taşıyanın sınırlı sorumluluğu prensibini benimsediğini, buna göre,ancak bu sorumluluk sınırını aşmadığı takdirde, tazminat hesabında esas alınacak tutarın TTK 880 uyarınca, eşyanın taşıyana teslim yerindeki piyasa değeri olduğunu savunarak, davacının haksız, yersiz ve dayanaksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 850 ve devamı maddelerine göre taşıma işlerinden kaynaklı alacak davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi uyarınca davalı yanca taşınan emtiada meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı yanca, dava dışı şirkete gönderilen kargonun davalıca taşındığı, taşınan emtiadaki hasar nedeniyle alıcının gönderiyi kabul etmemesi üzerine gönderinin, davalı yanca davacıya teslim edildiği, davacının gönderiyi hasarı belirterek ihtirazi kayıtla teslim aldığı dosya kapsamındaki tutanak ve taşıma evraklarından anlaşılmıştır.
Mahkememizce, hasarın meydana geliş nedeni bu kapsamda davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ile davacının tazmini gereken bir zararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacıyla bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu 12.02.2016 günlü raporunda özetle; davacı yanın 40 adet baharat satış standını Batman satış temsilcisi …Grup’a teslim edilmek üzere sağlam bir şekilde davalıya 12.12.2014 tarihinde teslim ettiği, ancak 25 adetinin teslim sırasında hasarlı olması nedeniyle kabul edilmeyerek alıcı tarafından iade edildiği, hasar miktarının tespiti amacıyla davacının İstanbul Anadolu …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti isteminde bulunduğu, tespitte hasarın belirlendiği, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinden taşıyıcının sorumlu olduğu, hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklandığına ilişkin kanıt bulunmadığının belirlendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda taşınan bir kısım eşyanın hasarlandığı uyuşmazlık dışı olmayıp, uyuşmazlık meydana gelen hasardan davalı taşıyanın sorumlu olup olmadığı ile sorumlu ise sorumluluk miktarına ilişkindir. Davalı, teslim sırasında tayıma eşyasında hasar bulunduğunu ileri sürmediği gibi, teslim edilen eşyanın ambalaj ve muhafazasının taşımaya elverişli olmadığına ilişkin ihtirazi kayıt da ileri sürmemiştir. Bu durumda, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin kabulü gerekir. Diğer yandan TTK’nun 875/1.maddesi uyarınca taşıyan, teslim edilen eşyanın taşıma sırasında uğradığı zarardan sorumlu olmasına rağmen anılan maddenin diğer fıkralarında ve devam eden maddelerde yazılı nedenlerle hasarın meydana geldiğini kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulabilir. Somut olayda, hasarın TTK’nun 878/b maddesi uyarınca taşınan eşyanın yetersiz ambalajından ileri geldiğini savunmasına rağmen, bilirkişi kurulunca ambalaj yetersizliğine ilişkin bir olgunun tespit edilmemesi ve teslim sırasında bu hususun davalı yanca davacıya bildirilmemesi karşısında hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, delil tespiti amacıyla yapılan giderlerin davalıdan tahsiline ilişkin olarak hüküm kurulmuştur.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNİN BOZMA KARARI:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, “Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nin 863. madde hükmüne göre, sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Aynı Kanun’un 864. madde hükmünde de, gönderenin kusursuz sorumluluk halleri düzenlenmiş olup, buna göre, gönderen kusuru olmasa da yetersiz ambalajlamadan ve işaretlemeden kaynaklanan, taşıyıcının zararları ile giderlerini tazminle yükümlüdür. Ambalaj ve işaretlemenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin 862. madde hükmüne göre, eşyanın niteliği, kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen, eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Ayrıca gönderen, eşyanın sözleşme hükümlerine uygun şekilde işleme tabi tutulabilmesi için işaretlenmesi gerekiyorsa, bu işaretleri de koymakla yükümlüdür. TTK’ya tabi taşımalarda eşyanın ambalajlanması kural olarak gönderene aittir. Taraflar arasındaki taşımanın niteliği ve sözleşme ise ambalajlama ve işaretlemenin niteliğine ilişkin olarak belirgin bir rol oynar. Yetersiz ambalajlama ya da işaretlemenin hem gönderenin hem de taşıyıcının sorumluluk alanında gerçekleşen iş ve işlemlerden kaynaklanması halinde zarar, sebep olma oranına göre paylaşılacaktır. Bu yaklaşım TTK’nin 864/3. hükmüne de uygun olacaktır. Buna göre, zararın veya giderlerin doğmasında taşıyıcının davranışlarının da etkisi olmuşsa, tazmin yükümlülüğü ile ödenecek tazminatın kapsamının belirlenmesinde, bu davranışların ne ölçüde etkili oldukları da dikkate alınır. Somut uyuşmazlıkta davalı, kargo taşıma işini üstlenmiştir. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun Tanımlar başlıklı 3. maddesinde kargo, tek parçada en fazla yüz kilogramı geçmeyen genellikle ambalaj ve kap içerisinde olan küçük boyutlu koli, sandık, paket gibi parça eşya olarak tanımlanmıştır. Kural olarak, eşyanın ambalajlanması gönderene ait olsa da, kargo taşımasının niteliği gereği, davalının da eşyanın ambalajı hususunda nezaret yükümlülüğü olduğunun kabulü gerekir. Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından alıcıya teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. TTK’nin 854. maddesine göre, Kanunun, taşıyıcıya yüklediği sorumlulukların, önceden hafifletilmesi veya kaldırılması sonucunu doğuran tüm sözleşme hükümleri geçersizdir. Buna göre, davalının, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı ve eşyanın ambalajı hususunda nezaret yükümlülüğü bulunduğu, işbu kargo taşımasında gönderenin yetersiz ambalajlamadan kaynaklı kusursuz sorumluluğuna ilişkin TTK 864. madde hükmünün uygulanamayacağı gözetilerek, ambalajın kargo taşımasına elverişli olup olmadığı hususunda taşıyıcı davalının nezaret yükümlülüğünü ihlal edip etmediğinin değerlendirilerek TTK 864/3. maddesi anlamında müterafık kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile sonuca varılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de, dava açılmadan önce delil tespitine ilişkin değişik iş dosyasında davacı tarafından yapılan masrafların da yargılama giderlerinden sayılması gerektiği halde davacının bu talebi hakkında karar verilmemiş olması da doğru olmamış, hükmün bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.

YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:
Yargıtay 11. HD’nin bozma kararına karşı tarafların beyanları alındıktan sonra bozma kararına uyulması yönünde ara karar oluşturulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir. Yargıtay 11. HD’nin içtihadı doğrultusunda 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye verilmiştir.
Hazırlanan 14.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu m. 3’de “Kargo: Tek parçada en fazla yüz kilogramı geçmeyen genellikle ambalaj ve kap içerisinde olan küçük boyutlu koli, sandık, paket gibi parça eşyayı” ifade ettiği, somut olayda kargo olarak kabul edilen ve taşınan standların bu tanımlamaya uygun olmadığı, bu durumda davalı şirketin ambalajın kargo taşımasına elverişli olup olmadığı konusunda nezaret yükümlülüğünü ihlal ettiği ve bu nedenle de müterafik kusurunun bulunduğu, müterafik kusur oranının da % 50 olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda müterafik kusur oranına göre zarar miktarının hesaplaması yapılmamıştır.
Dava konusu olayda meydana gelen zarar bozma öncesi yapılan yargılamada tespit edildiği üzere 2.847,50 TL olup % 50 oranında müterafik kusur oranına göre zarar miktarı 1.423,75 TL yapmaktadır. (zarar miktarı 2.847,50 TL x % 50 müterafik kusur oranı = 1.423,75 TL) Bu hesaplama basit matematik işlemini gerektirdiğinden dosya tekrar bilirkişiye verilmemiştir. Davacı tarafın tazminat talebi yönünden 1.423,75 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı şirketin tespit yaptırdığı İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasının UYAP kaydı getirtilerek mahkememiz dosyası içerisine alınmış ve davacı tarafın bu dosya içerisinde yaptığı yargılama giderlerinin 30.12.2014 tarihinde 377,50 TL harç, 07.01.2015 tarihinde 195,40 TL harç ve 4,10 TL vekâlet harcı olmak üzere toplam 577,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu masrafın 162,00 TL’si davacı tarafa iade edilmiştir. Davacının yaptığı toplam masraf 415,00 TL’dir.
Davacı şirket davasını açarken toplam talebini 3.223,29 TL olarak harçlandırmış ve bunun 2.847,50 TL’sinin taşınan eşyada meydana gelen zararın tazmini olarak talep etmiştir. Kalan 375,00 TL ise İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesinin… D.İş sayılı dosyasında yaptığı yargılama gideri alacağını oluşturmaktadır. (Tazminat ve mahkeme masrafı toplam alacağı 3.223,29 TL – zarar miktarı 2.847,50 TL = 375,00 TL) 6100 sayılı HMK m. 26’ya göre taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının 375,00 TL mahkeme masrafı alacağı talebinin kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-1.423,75-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyasında davacının yaptığı 375,00-TL yargılama giderinin 6100 sayılı HMK madde 26 ya göre talepte bağlılık ilkesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 97,46-TL karar ve ilam harcının, alınan 55,05-TL peşin harçtan mahsubu ile geri kalan 42,41-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Bozmadan önce Mahkememizce verilen … Esas, … Karar, 28/04/2016 tarihli karar nedeniyle 21/06/2016 tarihli, 2016/210 Harç numaralı Harç Tahsil Müzekkeresi ile yazılan 165,13-TL harç davalı …dan tahsil edilmiş ise, davalı tarafından tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde bu harcın davalıya hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.645,00-TL ( 2.400,00-TL BK ücreti, 245,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.170,78-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 86,85-TL ( 27,70-TL BH, 55,05-TL PH, 4,10-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.426,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 48,50-TL (tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 27,03-TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.796,54-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸